Ödüllü yönetmenden radikal öneri: "Sadece ruhsatınız varsa izin verilsin"

"Bir fikrim var"

50 yaşındaki Ruben Östlund, 2017 yapımı Kare'yle (The Square) Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazanmıştı (Reuters)

Altın Palmiye ödüllü Hüzün Üçgeni'nin (Triangle of Sadness) yönetmeni Ruben Östlund, sinemanın gücünü ve toplum üzerindeki etkisini açıklarken bazı radikal fikirleri de ortaya attı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yüksek kaliteli medya tüketiminin öneminden bahseden Östlund, Guardian'a verdiği yeni röportajda kameraların da birçok Avrupa ülkesinin silahlara gösterdiği özenle temin edilmesi gerektiğini söyledi.

"Bir fikrim var" diyen sinemacı, şöyle açıkladı:

Sadece ruhsatınız varsa kamera kullanmanıza izin verilse nasıl olur? Silah için ruhsata ihtiyacınız var, en azından gelişmiş ülkelerde. Kamera da güçlü bir araçtır.

Östlund yeni yönetmenlerin, çalışmalarının potansiyel etkisini göz ardı etmemeleri gerektiğini söyledi. 

"Filmler dünyayı değiştiriyor"

İsveçli yönetmen, kurmaca filmlerin toplumu istenmeyen biçimlerde şekillendiren etkiler yaratabileceğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

50 yaşındaki sinemacı "Filmler dünyayı değiştiriyor ve bu mesleği yaparken bunu göz önünde bulundurmak önemli" dedi. 

Eğlence sektöründe, kurmacayla uğraşıyorsanız dünyayı etkilemeyeceği gibi garip bir algı var. İnsanların tükettiğimiz görüntülerin ne tür bir etkisi olduğunu fark etmelerini sağlamak için epey sıkı mücadele etmeniz gerekiyor.

Pek çok yönetmen gibi Östlund da sinema salonlarının film izlenecek en iyi yer olduğuna inanıyor.

"Görüntüleri zombi gibi işliyorsunuz"

İki kez Altın Palmiye kazanan yönetmen, toplu izleme deneyimlerinin en büyük faydasının, izleyicileri fikirleri bireysel olarak değil grupça özümsemeye zorlaması olduğunu düşündüğünü açıkladı.

Nihayet sinema salonlarının benzersiz noktasının büyük ekran olmadığını fark ettik. Bilgiyi tamamen farklı bir şekilde benimsemek zorundasınız çünkü birisi size ne düşündüğünüzü sorabilir. Bir şeyleri bireysel olarak izlediğinizde, görüntüleri entelektüel bir şekilde değil zombi gibi işliyorsunuz.


Independent Türkçe, IndieWire, Guardian, Hollywood Reporter

DAHA FAZLA HABER OKU