Büyük ülkeler de…

Şimdi daha önemli olan, Gazze halkının kulaklarındaki üç haftadır duydukları korkunç patlamaların seslerini bir iki saatliğine de olsa silmek için Gazze'deki infazların ve hiçliğin son bulması adına siyasi çaba göstermektir

Fotoğraf: Reuters

David Hirst, neredeyse bir yüzyılın çeyreği boyunca The Guardian'ın Ortadoğu muhabiri olarak çalıştı.

Tüm muhabirler gibi o da Beyrut'un sessizliğinde yaşıyor ve oradan Suriye'deki darbeleri ve Bağdat meydanlarındaki idam 'öğünlerini' haber yapıyordu.

Daha sonra Beyrut mücadele başkentleri, direniş ve yüzleşme arenaları arasına dahil edildi ve Hirst Kıbrıs'a taşındı.

Rum ve Türk olarak iki kısma ayrılan adada yıllar geçirdikten sonra Lübnan hakkında bir kitap yazdı.

Ne yazık ki kitabının adını pek hatırlamıyorum ama sanırım "Küçük Ülkelerin Zavallılığı" gibi bir şeydi.

Başlığı doğru. Ancak bazen büyük ülkeler de bu kategoride yer alıyor.

Mesela, Mısır'ın ne eksikliği var ki Gazze ile İsrail arasındaki bir çatışmada Sina için endişe ediyor?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Komşu kardeş halklar için kamplara dönüşen ve artık daha fazla insanı kaldıramayan Ürdün hacmindeki bir ülkenin korkusunu anlamak mümkün.

Ya da kendi halkından daha fazla sığınmacıyı ağırlayan bir devlet (ya da yarı devlet) olarak Lübnan'ın endişesini.

Ancak Mısır'ın korkanlar listesine girmesi gerçekten şaşırtıcı.

Gerçek şu ki, Arapların korkuyla doğması gerekir.

Sonra onlara kimden ve ne zaman korkacağı anlatılır.

Bu yüzden ülkelerinde yağmur da yağsa, kuraklık da olsa, ılık bir hava da esse, tüm bu durumları bir komplo olarak adlandırırlar.

Genellikle bu doğru olur. Aksi takdirde, Ürdünlüler sınırlarındaki Irak protestolarını nasıl adlandırırlar?

Arkadaşlar savaş Gazze'de, Akdeniz'de ve Ürdün'de -zavallı küçük ülkeler-.

Biz Lübnan Cumhuriyeti'nde hala yedeğiz.

Her şeyde olduğu gibi; savaş ya da savaşma.

Mesele bu değil. Ancak savaş varsa neden var?

Kimin başka bir Gazze'ye ihtiyacı var ve bundan kim fayda sağlar?

Bir gün bu kadar harabeyi ve külleri kim düzeltecek?

Ne uğruna bu ölümler?

Bu kadar hiçlikten sonra zafere yer kalır mı?
 


Stratejistler bu vebayı ve 2 milyon insana neden susuz kaldıklarını açıklayabilirler.

Neden açık açık soykırıma uğruyorlar?

Kasap İsrail'in peş peşe çocukların kefenlerini göndermesi neden dünyaya bir şey ifade etmiyor?

Büyük bir strateji uzmanı neden Iraklı kitlelerin Ürdün sınırında ne yaptığını açıklamıyor?

Ya da bir başkası neden bize İsrail'le her kaçınılmaz çatışmanın Araplar arasında bir çatışmaya dönüştüğünü açıklamıyor?!.

İnsani, siyasi ve ulusal her türlü öncelikte, en başta Gazze'deki soykırımın durdurulması için çalışmalar yapılması gerek.

Bugünden sonra kahramanlık, Phantom'un önüne çocukların göğüslerini koymak değil, her Gazzeliye su ve ekmek ulaştırmaktır.

Büyük katliamı durdurmak için en hızlı uluslararası çözümü aramaktır.

Cephelerin genişletilmesi gibi askerî harekât arayışından önce şimdi daha önemli olan, Gazze halkının kulaklarındaki üç haftadır duydukları korkunç patlamaların seslerini bir iki saatliğine de olsa silmek için Gazze'deki infazların ve hiçliğin son bulması adına siyasi çaba göstermektir.

Hamas, Aksa Tufanı'nın planlamasına iki yıl harcadığını söyledi.

Bu hazırlıkların içinde gözler önünde yapılan bir savaş operasyonunun son aşamasına ilişkin herhangi bir şey var mı?

Bu ölüm denizini durduracak bir şey var mı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU