Arjantin'de enflasyonla devalüasyonun trajik tangosu

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Neredeyse 5 aydır Arjantin'i yöneten Javier Milei, bir liberteryen siyasetçi olarak, Trumpist bir imaj ve söylemle iktidara geldi.

Göreve geldiği ilk aylar itibarıyla Milei, kısa sürede radikal kararlar aldırdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kamu harcamalarında ciddi oranda kesintiye gidilmesi ve parada yaşanan yüksek devalüasyon, ekonomideki korkunç enflasyon oranına müdahale edilememesi, esasen Milei'nin liberteryen vizyonunun henüz bir başarı elde edemediğinin bir göstergesi.

Zaten modern dönemde hep sosyalist politikalarla yönetilen Arjantin'de, bu kadar kısa sürede bir başarı sağlanabilmesi de mümkün görünmüyor.

Peki, Milei vaz mı geçecek?

Hiç sanmıyorum.

Belki de Javier Milei ve ekibi için her şey daha yeni başlıyor.

Zira, Milei koltuğa ilk oturduğunda yaptığı ilk konuşmada "ekonomik durumun kısa vadede daha da kötüleşeceğini" söylemişti.

Bunu basiretsizlik olarak görenler olduğu gibi, bir politik özgüven patlaması hatta dürüstçe bir tavır olarak görenler de mevcut.

Aylık yüzde 25, yıllık ise yüzde 300'e varan korkunç bir enflasyon oranı söz konusu.

Arjantin'de halk kırmızı ete erişemezken, zar zor tavuk eti alabiliyor.

Ayrıca, konut kiraları, elektrik ve ulaşım maliyetlerindeki yüksek artıştan da bunalan bir Arjantin halkı mevcut.

Neredeyse tüm harcama kalemlerinde muazzam bir fiyat artışı devam ederken ve yoksulluk sınırı yüzde 60'ı aşmış haldeyken, Arjantin'de toplumsal bütünlüğün nasıl ve nereye kadar sağlanabileceği meçhul.

Üstüne üstlük, 44 milyar dolarla IMF'e en çok borcu olan ülke de Arjantin. 
 


Tüm bunlara ilaveten Arjantin halkının çöpten meyve ve sebze toplaması ciddi bir kırılma noktası oldu.

Dolar bazında gıda fiyatlarında yaşanan yükseliş sonrasında yaşanan bu trajik duruma karşın Milei'nin ciddi bir özeleştiri yapması gerekiyor.

Devalüasyon politikası beklenen sonucu vermediği gibi, enflasyon canavarına yenilen Arjantin ekonomisi ve 46 milyon nüfuslu Arjantin'de bu canavarın pençesi altında olan yaklaşık 30 milyon insan fakruzaruret içerisinde yaşamaya devam ediyor.

Tabi buna yaşamak denilebilirse...

Peki, Arjantin ülke ve devlet olarak son 30 yılın en kritik eşiğini atlatabilecek mi?

Kısa vadede acı getiren bu politikaların orta vadede çözüm getirebilme ihtimali çok az.

Umulur ki, Arjantin'deki iktisadi yıkıma mukabil bir sosyal gerilim yaşanmasın.

Çünkü bunun telafisi mümkün olmayabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU