"Çatışma bölgelerini birleştirmek Hamas'ın mı yoksa Hizbullah'ın mı işine yarayacak?"

Lübnan için Uluslararası Destek Grubu, Lübnan'ın savaşa sürüklenmemesi için açık ve doğrudan bir çağrının yapıldığı ortak bir bildiri yayınlayabilir

Lübnan'ın Gazze savaşına sürüklenmeyeceğine dair garanti almaya yönelik diplomatik çabalar henüz sonuçlanmadı / Fotoğraf: AFP

Güney Lübnan'da faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) 2006'nın ağustos ayından bu yana son 17 yıldır sınırda yaşanan gerilimlere rağmen kendilerini ilk kez Hizbullah ile İsrail arasında geniş çaplı bir savaşın patlak verebileceğine ilişkin ciddi bir tehditle karşı karşıya buldular.

Hamas'ın Aksa Tufanı saldırısı ve ardından İsrail sınırında yaşanan olaylar, UNIFIL Komutanlığını başta görevlerini yerine getirebilmesi ve güvenliğini sağlayabilmesi olmak üzere birtakım zorluklarla karşı karşıya bıraktı.

Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Temsilcisi Joanna Wronecka, her iki tarafın da gerilimi tırmandırmak istemediğine inandığını belirtse de BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi devletlerin temsilcileri bunun olmasından korkuyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile iki kez telefonda görüştü.

Başbakan Mikati, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Hizbullah'ın aralarında olduğu taraflarla doğrudan ya da arabulucular aracılığıyla bir mekik diplomasisi yürüttü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bazı diplomatlar Hizbullah'ı Lübnan'ı Gazze savaşına sokmaması için ikna etmek amacıyla çalmadık kapı bırakmadılar.

Bu amaç doğrultusunda ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea ve Joanna Wronecka'nın Lübnan'ın eski Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü Abbas İbrahim'i ziyaret etmeleri dikkati çekti.

BM Genel Sekreteri Guterres, tüm bölgenin kaderi ve insanların hayatının tehlikede.

Çeşitli diplomatik kaynaklar ve büyükelçilikler, en kötüsünü öngörerek tedbir amaçlı bir adım olarak vatandaşlarına Lübnan'ı terk etmeleri çağrısında bulundular.  

Lübnan'daki BM çalışanlarının Ürdün ve diğer ülkelere nakledildiği haberleri yalanlansa da Beyrut'ta BM'ye yakın bir kaynak, BM'nin çalışanlarını, kendisine bağlı 26 kuruluşu ve ailelerinden oluşan 6 bin kişinin güvenliğine yönelik programların hazır olduğunu söyledi.


UNIFIL'in rolü temenni etmekten ibadet 

Bundan birkaç gün önce, halen angajman kuralları dahilinde olan Nakura'daki UNIFIL Komutanlığı genel karargahı füzeyle vuruldu.

UNIFIL Komutanlığı, olayla ilgili kısa bir açıklama yapmakla yetinirken genellikle bu gibi olaylarda tüm soruşturmalar tamamlanıp gerekli deliller toplanana kadar beklediğinden füzenin hangi tarafa ait olduğunu belirtmedi.

UNIFIL'in, 2006 yılındaki savaştan sonra başladığı görevinin, uluslararası güçlerin varlığının sınır köylerinde yaşayanlar insanları kendilerini güvende ve huzurlu hissettirmesi ve Mavi Hat boyunca yapılan devriyeler ve her iki tarafı da itidalli olmaya ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmaya çağıran açıklamaların yayımlanması dışında BMGK'nın 1701 sayılı kararına tabi bölgedeki ateşkesi izlemek ve Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin Güney Lübnan'da konuşlandırılmasını desteklemek olarak belirlenmiş olması dikkat çekici.

UNIFIL Komutanlığı, düşmanlıkları ve sızma girişimlerini durdurmak ve füzeleri önlemek için siyasi bir karar alınması gerektiğini vurguluyor.

UNIFIL Komutanlığına yakın kaynaklara göre komutanlık, her gün ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor.

Lübnan ve İsrail ordularıyla görüşmeler yapıyor. Ancak UNIFIL'in askeri rolü bu noktada sona eriyor.

UNIFIL Sözcüsü Andrea Tenenti, UNIFIL'in misyonunun sahadaki güvenlik koşullarına göre değiştiğini ve askeri konuşlanma konusunda herhangi bir değişiklik yapmadıklarını söyledi.

Tenenti, basına yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'a gergin bir havanın hakim olduğunu ve Mavi Hat'taki tarafları savaşa sürüklenmemeleri konusunda ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.


Diplomasinin gündeminde ne var?

Ayrıca Lübnan'ı felakete yol açabilecek bir savaşa sürüklenmekten kurtarmak amacıyla yoğun bir diplomasi yürütülüyor.

Ülkelerin çoğu, Hizbullah'ın Gazze savaşına dahil olmasının bölgesel bir savaşa yol açmasından çekiniyor.

Independent Arabia'ya konuşan üst düzey Batılı bir diplomat, BM, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya, İngiltere ve ABD'nin yanı sıra, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği'nden (AL) oluşan Lübnan için Uluslararası Destek Grubu temsilcilerinin Lübnan'ın zarar görmeden çıkamayacağı bir savaşa sürüklenmemesi için açık ve doğrudan bir çağrının yapıldığı ortak bir bildiri yayınlayabileceklerini söyledi.

Grup temsilcilerinin, aralıksız olarak koordinasyon halinde olduklarını, önleyici diplomasi temelinde kendi aralarında yoğun toplantılar gerçekleştirdiklerini belirten kaynak, temsilcilerin, Lübnanlı yetkililere de bir araya geldiklerini ve her birinin kendi tarzı ve üslubuyla, Lübnan'ın her türlü savaştan, gerilimden ve gerginlikten korunması çağrısında bulunan ortak bir mesaj ilettiklerini kaydetti. 

BMGK'nın 1701 sayılı kararına uyulması gerektiğini hatırlatan kaynak, bu karara uyulmamasının, Lübnan'ın birçok sorunla karşı karşıya kalmasına neden olduğunu söyledi.

Diplomatik kaynak, şu an "çatışma bölgelerini birleştirme" söyleminin pratikte Hizbullah'ın Hamas'la savaşa girme ihtimali anlamına mı geldiği gibi birçok sorunun yanıtını bulamadığını ifade etti.

Ayrıca Lübnan'ı savaşa sürüklenmekten kurtarmak için diplomatik çabaların sürdüğünün altını çizen kaynak, "Bu konuda farklı görüşlerin olmasını anlayışla karşılıyoruz, ancak en önemlisi ilgili tarafların Lübnanlıların çıkarlarını göz önünde bulundurmaları ve onları hiçbir ilgileri olmayan bir çatışmaya sürükleyebilecek her türlü hatadan kaçınmalarıdır" diye konuştu.
 


Hizbullah hesaplarını gözden geçirmeli

Bazı temsilciler, "Hizbullah savaşa girerse ne kazanacak? Gücünü gösterdikten sonra ne olacak? Ekonomik ve sosyal kriz içindeki Lübnan'a bir hafta, iki hafta, üç ya da daha fazla haftada ne olacak?" gibi temel soruları dile getirirken bazıları Hizbullah'a akılını başına alıp ve sorumluluğunun bilinciyle düşünmesi, hesaplarını gözden geçirmesi ve kendisine "Lübnan'da bu kadar çok Filistinli mülteci ve yerinden edilmiş Suriyeli varken olası bir felaketin sonu nereye varır?" diye sorması için dolaylı bir çağrıda bulundular.  

Bir sonraki aşamaya dair olası senaryolar hakkında konuşmaktan kaçınmasına rağmen, Lübnanlı tarafları, Lübnan'ın güvenliği ve istikrarı pahasına adım atmak konusunda değil, Filistin davasına nasıl destek verebilecekleri konusunda düşünmeye çağıran diplomatik kaynak, "Lübnan'ın bu savaşta bir rolü var mı? Varsa bu nasıl bir rol?" diye sordu.

Sözlerinden Lübnan'ın Gazze'de devam eden savaşa sürüklenmekten kurtarılması konusunda uluslararası yetkililere ve Lübnan'da akredite olan büyükelçilerine hiçbir garantinin verilmediği anlaşılan diplomat, Hizbullah'ın Gazze'deki savaşa dahil olma olasılığıyla ilgili soruya, öncelikle Hizbullah'ın bundan sonraki stratejisinin ne olduğunu sormamız gerektiğini söyleyerek yanıt verdi.

Diplomat, Hizbullah'a "Hayatta kalmak için istikrara ihtiyacı yok mu? Çatışma bölgelerini birleştirmek Hamas'ın mı yoksa Hizbullah'ın mı işine yarayacak?" sorularının da yöneltilmesi gerektiğini vurguladı. 

Son olarak bu konuda Lübnan'daki kanaat önderlerine, toplumun önde gelen isimlerine ve Lübnan'ın çıkarlarını önceleyenlere güvendiğini söyleyen diplomatik kaynak, bunun yanında Lübnan ordusunun, özellikle güney sınırında durumu kontrol altına almaktan sorumlu olduğunu vurguladı.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU