Rusya'daki ikinci Afrika Zirvesi: Diplomatik darbe mi?

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

2. Rusya-Afrika Zirvesi, Rusya'nın St. Petersburg kentinde 27-28 Temmuz'da gerçekleştirildi / Fotoğraf: Reuters

Rusya'da düzenlenen İkinci Afrika Zirvesi, 2019 yılında Soçi'de gerçekleştirilen ilk zirveden farklı bir atmosferde gerçekleşti. 

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov'a göre, ilk zirveye 43 Afrikalı lider katılım gösterirken, ikinci zirveye yalnızca 17 Afrika devlet başkanı katıldı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, zirvede Rusya ve Afrika'nın artan ticaret hacmini, enerji projelerini ve her geçen gün kıtada sayısı artan Rus okullarını parlata dursun, Amerika Savunma Departmanı Afrika Strateji Çalışmaları Uzmanı Joseph Siegle, Afrika liderlerinin zirveye katılmayarak gösterdiği tepkiyi "diplomatik darbe" olarak niteledi.
 


Her ne kadar katılımdaki düşüş diplomatik darbe olarak değerlendirilse de buradan "17 Afrika ülkesi her şeye rağmen Rusya ile işbirliğine devam etmek istiyor" yorumu da çıkabilir.  

Afrikalı liderler ülkelerinin dışa bağımlı ekonomi ve politikaları nedeniyle başat güçler tarafından küçümsense de çoğu hem tarihten ders aldıklarını hem de mevcut küresel siyaseti doğru okumayı gayet iyi bildiklerini, bu zirvedeki katılım ile yada Amerikalı uzmanın adlandırdığı gibi "diplomatik darbe" ile gösterdi.

Öncelikle Batı'yı sömürgeci geçmişi ile suçlayan Rusya, Ukrayna'ya karşı sergilediği insanlık dışı tutum ve devam ettirdiği savaş ile çoğu Afrika ülkesinin tepkisini çekti ve çekmeye devam ediyor. 

Tahıl Anlaşması'ndan çekilmesi de siyasi bir şantaj ve gıdayı bir silah olarak kullanmak şeklinde yorumlandı.

Ayrıca Rusya, 2019'daki ilk zirvede Afrika ülkelerine vadettiği ticaret hacmi ve yatırımları artırma sözlerini de tutmadı.

Rusya tüm bunların farkında olarak yeni vaatlerde bulunuyor ve Batı'yı elinden geldiğince karalayarak kendisine müttefik kazanmaya çalışıyor.

Hazır Washington ve Avrupa ülkeleri Afrika'da nüfuzunu kaybederken, Rusya'nın bu hamlelerinin gayet yerinde olduğu söylenebilir. 

Kıtada, daha çok askeri gücü ile nüfuz sahibi olan Rusya için olumlu bir gelişme yaşandı.

Nijer'deki darbe tam da zirve öncesine denk geldi ve Fransa'nın Afrika'daki son kalesi de düştü.

Mali'de, ülkeden çekilen Fransız askerlerin yerine Wagner askerleri gelmişti. Aynı durum Nijer'de de yaşanabilir.

Nijer'de darbeyi destekleyenler sokaklara inip Rus bayrakları ile gösteri yaptı, darbenin arkasında Rusya'nın olduğu söylentileri de var. Nitekim Prigojin Nijer'e asker göndermeyi teklif etti.


Kenya Rus Büyükelçiliği'nin ilginç paylaşımı

Tahıl anlaşmasının sona ermesini "sırtlarına inen bir hançer" olarak nitelendiren Kenya, zirvede tahıl yardımı vadedilen ülkeler arasında yer almadı.

Fakat Rusya bu ülkeye farklı bir yoldan yaklaştı. Kenya'nın katılmadığı zirve sonrası Kenya'daki Rus Büyükelçiliğinin sosyal medya paylaşımıyla Rusya "Batı karşıtı kartı" oynadı.

Paylaşımda Kenya Devlet Başkanı William Ruto'nun "Bazen bize öyle kötü davranılıyor ki, okul çocukları gibi otobüslere tıkıştırılıyoruz ve bu hiç doğru değil" sözünün hemen ardından, Rus Büyükelçiliğinin şu paylaşımı geliyor:

Aslında bu durum Afrikalı liderler Batılılar tarafından düzenlenen uluslararası organizasyonlara davet edildiğinde oluyor. Rusya dostlarına saygı duyar ve eşit şekilde davranır.
 


Paylaşımdaki iki fotoğraf karesinin birinde Afrikalı liderlerin Batı'ya gittiklerinde seyahat ettikleri otobüs, diğerinde Rusya Afrika zirvesinde hizmetlerine sunulan özel makam araçları vardı.

Rusya'nın bir diğer stratejisi "yardım kartını" oynamak oldu.  Zirvede Afrika'nın en fazla gıda sıkıntısı yaşayan 6 ülkesine tahıl yardımı vaadinde bulundu.

Ancak halihazırda dış yardımlara bağlı ekonomilerin uzun vade sonuçlarını ödemeye devam eden Afrikalı liderler, Rusya'nın yardım vaadinde bulunduğu ülkeler arasında yer alan Burkina Faso'nun efsanevi lideri Thomas Sankara'nın "Kim sizi besliyorsa, sizi kontrol eder" sözü üzerinde daha ciddiyetle düşünmeli. 

Sonuç olarak Afrika ülkeleri artık eleştiren, sorgulayan ve gelişen toplumlara ve ülke çıkarlarını görece daha fazla önemseyen yönetimlere sahip.

Batı'nın sömürge dönemini acı bir şekilde tecrübe ettikten sonra, bu defa modern sömürgecilikle karşı karşıya. 

Afrika ülkeleri artık kendi sorunlarını kendi çözümleriyle halletmek istiyor ve topraklarına kabul ettiği misafirleri kazan-kazan ilişkisinden öteye geçirmek istemiyor.

Esasında Batı'dan bağımsız hareket etmeye başlarken, Rusya ile olan ilişkisinde "yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak" için gayet temkinli davranıyor.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU