En sıcak aşamalar nispeten geriliyor. ABD'nin savaşı durdurma ve İsrail'i Gazze'den çıkarma sözü verdiğine dair söylenenlere inanacak olursak, bu, bölgeyi yeni bir aşamaya taşıyacak, zira Gazze'deki savaşın yol açtığı alevleri sürdürmenin artık bir gerekçesi kalmayacak.

Ortadoğu'da halen mantık geçerli ise bu durumda mantıksal olarak bölgesel harita 7 Ekim 2023 öncesindeki haline dönecek.

Yeniliklerse, Gazze silahtan arındırılmazsa, ABD’nin birincil garantör olduğu sürece orada yeni bir askeri eyleme izin vermeyecek sıkı düzenlemelerin yapılması olabilir.   

Ancak ertesi gün İsrail'de, askeri ve güvenlik teşkilatı düzeyinde işaretlerinin görülmeye başlandığı gibi dramatik değişimler yaşanacak.

Anketlerin gösterdiği üzere Netanyahu’nun görevden uzaklaştırılması, Knesset'teki sandalye sayılarını koruyacak olan Arap milletvekillerinin Netanyahu ve koalisyonun  devrilmesini garanti edecek muhtemel blok olacağı ve yeni bir koalisyon ile sonuçlanacak erken seçime gidilme ihtimali var.

Ertesi günde, ABD'nin taahhütleri demeyelim de vaatlerine göre, iki yönde ciddi çalışmalara acilen başlanmalı.

Bunların ilki, tabii ki Gazze’de tek bir İsrail askeri kalmaması şartıyla, Gazze'nin yeniden inşasıdır.

Bunu savaşın sona ermesine yol açabilecek girişimin sahibi Mısır'ın başrol oynayacağı, diğerlerinin üzerinde anlaşılan formüle göre doğrudan destek olacakları bir Arap-Filistin kombinasyonu üstlenmeli.

Ramallah Otoritesi ise Gazze Şeridi'nde bulunan ve sayıları binleri bulan çalışanlarını yeniden organize ederek buradaki Filistin cephesi olacak.

Mısır'ın Filistin dosyasındaki uzun süreli varlığı göz önüne alındığında, Filistin güvenlik güçlerinin yeniden düzenlenmesi konusunda da etkin bir yardımda bulunacaktır.

Daha evvel bunu savaştan önce ve Filistin güvenlik güçlerinin kademeli olarak birleştirilmesi de dahil olmak üzere Ramallah ile Gazze arasındaki bölünmeyi sona erdirmeye yönelik yoğun çalışmaları sırasında yapmaya çalışmıştı.

Filistinliler açısından ertesi güne gelince, eğer ABD, Demokrat yönetiminin geri kalan süresi içinde siyasi dosyanın açılmasına karar verirse, Ramallah Otoritesini rehabilite etme talebinde bulunmayı durdurmaktan kaçış yok.

Zira bu yöndeki tüm çabaları başarısız oldu ve mevcut alternatif, yapısı ve kurumları yıpranmış olmasına rağmen hâlâ Otorite’ye göre daha yüksek, önemli ve güvenilir meşruiyete sahip olan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) güvenmektir.

Ancak mevcut realitede, FKÖ’nün bilhassa tüm Filistinlileri temsil etme ile Hamas dahil tüm Filistinli güçleri barındırabilecek çerçevelerinin, iptal edilmemiş siyasi programlarının meşruluğu konusunda onu Filistin Otoritesi’nden üstün kılan niteliklerine rağmen, FKÖ’nün kendisinin de artık kapsamlı bir reforma ihtiyacı var.

Bu reform, üzerinde anlaşılan eklemeler ile birlikte mevcut yapısı ile Ulusal Konsey’in temelinde yer aldığı siyasi sisteminin yeniden canlandırılması ile sonuçlanmalı.

Mesele, Hamas hareketinin, görüşlerini FKÖ’nün kurumları içinde dillendireceğine dair güvenceler ile birlikte, FKÖ'nün taahhütlerine bağlılığını ifade edecek sihirli sözcüğü söyleyerek bu sisteme dahil olmaya hazır olmasını gerektiriyor.

Zira tüm yaşananlardan sonra herkese sağladığı faydalarla FKÖ’yü sekteye uğratmanın artık bir anlamı yok.

Gazze de dahil olmak üzere bölgelerini yönetmek için hâlâ Ulusal Otoriteye ihtiyaç var. FKÖ'nün yeniden aktif olması halinde, Otorite’nin içerideki ve dışarıdaki tüm bileşenleriyle Filistinlilerin en üst siyasi liderliğini oluşturacak olan FKÖ’nün kapsamlı çerçevesinden yararlanarak normal durumuna dönmesi gerekiyor.

Filistin'de durum, Otorite ile örgüt arasındaki ilişkiyi açık bir hiyerarşi içinde düzenleyen anayasal yoldan saptı.

O dönemde yapılması gereken iki temel yapı arasında bütünleşik bir formül bulmak ihmal edildiği için FKÖ, Otorite tarafından yutuldu.

Bu ihmal sonucunda FKÖ Otorite’nin yanlış adımlarının bedelini öderken, Otorite de en önemli siyasi örtüsünü kaybetti ve böylece her ikisinin de etkisizleştiği bir noktaya ulaşıldı.
 

Filistinliler açısından ertesi gün ve sonrası, savaş gerçeğinin ortaya çıkardığı gereklikler gereği, bir geçiş aşamasıdır.

Bu aşamada acil olan ele alınırken, vaat edilen Filistin devletini kurmak  ve zorlu bir mücadeleye girişmek için gelecekteki acil meseleyi ele almak konusunda da hazırlanılmalı.

Bu makalede varmak istediğim ve incelenmeye, benimsemeye değer bulduğum sonuç, Filistinlilerin ne yapmaları ve Arap ve uluslararası alanda nasıl desteklenmeleri gerektiğidir.

Filistin güçlerini FKÖ'yü yeniden tesis etmeye ve onun çerçevelerine katılım konusundaki çekincelerden kurtulmaya teşvik etmek, denenmiş ve istenen sonuca ulaşmamış tüm formüllere göre en gerçekçi reçetedir.

FKÖ ve rolünü yeniden tesis etmek, Filistin evini düzenlemenin en meşru ve güvenilir formülüdür.

Bu sayede, aralarında Filistin siyasi sisteminin temeli olması gereken, yokluğundan halkın ve davanın büyük zarar gördüğü genel ve başkanlık seçimlerinin de olduğu seçenekler mümkün hale gelecektir.

Bu yaklaşımın zorluklar içerdiği söylenecektir ve bu doğrudur. Çünkü, Filistin meselesiyle ilgili her şey zordur.

Ancak yapılması gereken zor ile değiştirilmesi gereken ve doğası gereği imkansız olan arasında bir denge kurmak zorundayız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat