Sisi'nin Ankara ziyareti iki ülke arasındaki 10 yıllık gerginliği sone erdirebilir

İki ülke arasındaki uzlaşı trenin bazı engellere rağmen yola çıktıktan iki yıl sonra son durağına ulaşması umutlara, yatırımlara ve ticaret düzeyinde ekonomik toparlanmaya bağlı

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi / Fotoğraf: Reuters 

 

Mısır-Türkiye uzlaşı treni, iki ülke arasında on yılı aşkın süredir devam eden soğukluğun ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin 2014 yılında iktidara gelmesinden bu yana ilk kez Ankara'ya yapacağı ziyaretle son durağa ulaşmak üzere görünüyor.

Mısırlı bir kaynağın Independent Arabia'ya yaptığı açıklamaya göre Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilk resmi zirvenin gerçekleşeceği ziyaret, Kahire ile Ankara arasında iki ülke ilişkilerini ortak çıkarlara hizmet edecek ve iki halkın özellikle siyaset ve ekonomi alanlarındaki özlemlerini gerçekleştirmeye yönelik iş birliğini artıracak şekilde yeniden canlandırmayı amaçlayan ortak çabaların meyvesi olacak.

Ziyaret, iki ülkenin aralarındaki diplomatik ilişkileri bir an önce yükseltmenin ve karşılıklı büyükelçi atamanın önemi konusunda fikir birliğine varmalarından yaklaşık bir ay sonra gerçekleşecek.

Henüz ne Türkiye'den ne de Mısır'dan ziyaretin gerçekleşeceği tarih ve ele alınacak dosyalarla ilgili resmi bir açıklama yapılmazken, Mısır basını Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen'in "Ziyaret, ilişkilerin yeniden başlamasıyla iki hükümet arasında çoktan karara bağlandı" şeklindeki sözlerini aktardı.

Ancak Büyükelçi Şen, ziyaret tarihine değinmedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tartışmalı dosyalar çözüldü mü?

Kahire ile Ankara arasındaki sorunlar, geçtiğimiz aylarda iki ülke arasında 2021 yılının mayıs ayında diplomatik ve güvenlik düzeylerinde yapılan istikşafi görüşmeler ile başlayan ilişkileri canlandırma çabalarının tökezlemesine neden oldu. Ancak geçtiğimiz kasım ayında Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Dünya Kupası'nın resmi açılış töreni sırasında cumhurbaşkanları Sisi ve Erdoğan'ın 'tarihi' tokalaşması ve sonrasında iki ülke arasında dışişleri bakanları düzeyinde karşılıklı ziyaretlerin gerçekleşmesiyle uzlaşı treni yoluna kaldığı yerden devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığının açıklanmasının hemen ardından Mısır Cumhurbaşkanı Sisi kendisini arayarak tebrik etti. Bu telefon görüşmesi sonrası temmuz ayı başlarında iki ülke arasında karşılıklı olarak büyükelçiler atandı ve ilişkilerin düzeyi yükseltildi.

Basında daha önce yer alan haberlere göre iki ülke arasındaki tartışmalı dosyaların başında Ankara'nın 2012 yılında Mısır'da iktidara geldiğinde desteklediği ve 2013 temmuzunda iktidardan düşmesinin ardından bazı liderlerini ağırladığı Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) dosyası geliyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin canlandırılması sürecinde öne çıkan diğer dosyalar arasında ise Libya, Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz doğalgazı dosyalarına ilişkin anlaşmazlıklar yer alıyor.

Kısa bir açıklamada bulunan Mısırlı kaynağa göre bazı dosyalarla ilgili fikir ayrılıkları devam etse de iki ülke normal ilişkileri yeniden tesis etmek ve birbirinin ulusal çıkarlarına saygı duymak için yeterli adımları attı. Kaynak, ilerleyen süreçte iki ülke arasında ekonomi, güvenlik ve siyaset alanlarında daha fazla iş birliğine tanık olunacağının altını çizdi.

Ankara'nın 2021 martında Müslüman Kardeşler üyeleri tarafından yönetilen ve Türkiye topraklarından yayın yapan televizyon kanallarına Mısır iktidarına karşı sert söylemleri yumuşatmaya çağırmasının ardından Mısırlı yetkililerin 'terör örgütü' olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'e verdiği desteği son haftalarda esnettiği görülüyor.

Son olarak Türk basınında yer alan ve Müslüman Kardeşler'in Türkiye'de ikamet eden bazı üyelerinin anlatımlarıyla desteklenen bazı haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına göre Ankara'nın Türkiye'de yaşayan Müslüman Kardeşler üyelerinin bazılarının oturma izinlerini yenilemezken bazılarına da özellikle Mısır yargısı tarafından arananlara vatandaşlık vermeyi reddetti.

 

misir-dan-erdogan-sisi-bulusmasi-hakkinda-aciklama-ikili-iliskileri-gelistirmenin-baslangici-olacak-1090502-5.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi daha önce Doha'da bir araya gelmişlerdi / Fotoğraf: AFP



Mısır'da idam cezasına çarptırılan Müslüman Kardeşler Vaizi Vecdi Ganim, geçtiğimiz mayıs ayında bir video kaydıyla dokuz yıldır yaşadığı Türkiye tarafından kendisine vatandaşlık verilmesinin reddedildiğini açıkladı. Türk makamları, Husam el-Ğamri, İmad el-Buheyri, Hişam Abdullah, Ahmed Abduh, Heysem Ebu Halil ve Müslüman Kardeşlerin medya alanında önde gelen diğer isimlere de vatandaşlık vermeyi reddetmişti.

Suudi Arabistan merkezli Al-Arabiya televizyon kanalı, yaklaşık bir ay önce, isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberinde Türk makamlarının 100'den fazla Müslüman Kardeşler üyesinin vatandaşlık başvurularını reddettiğini bildirdi. Başvurusu reddedilenler arasında Mısır dışındaki diğer Arap ülkelerinden de Müslüman Kardeşler üyelerinin bulunduğunu aktaran Al-Arabiya'nın haberine göre Müslüman Kardeşler üyelerine güvenli sığınaklar sağlayacağının açıklanmasının ardından bu kişilerin ilerleyen süreçte yerleşmek üzere Bosna Hersek'e gitmeleri bekleniyor.

Kahire, Türkiye'nin ulusal güvenliği için stratejik öneme sahip olduğuna inandığı, Mısır'ın batı komşusu olan Libya'daki askeri varlığına karşı çıktığından Libya krizi de iki ülke arasındaki tartışmalı dosyalardan biri olmaya devam ediyor. Kahire aynı zamanda Ankara da dahil olmak üzere bölgesel tarafların, Arap ülkelerinin dosyalarına ve özellikle Suriye ve Irak krizlerine müdahalesini sık sık kınıyor. Öte yandan Türk gözlemcilere göre Ankara, Libya dosyasını, Doğu Akdeniz'de deniz sınırlarının kendisine doğalgaz araması için daha fazla hak sağlayacak şekilde çizilmesiyle ilgili krizin çözümü konusunda baskı kartı olarak kullanıyor. Kahire'yi yanına çekmeyi de o bölgedeki 'geleneksel düşmanı' Yunanistan'a karşı bir kazanç olarak görüyor.

Bu tartışmalı dosyalarda ilerleme kaydetmedeki güçlük, iki ülke arasındaki uzlaşı sürecindeki yavaşlıkla gözler önüne serildi. Bu güçlük, iki ülkenin diplomatik hiyerarşinin en tepesinden gelen açıklamalarda da açıkça görülüyordu. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, geçtiğimiz yıl birkaç defa Ankara'nın Libya'daki eylemleri çerçevesinde 'herhangi bir değişiklik olmadığını' belirterek Türkiye ile ilişkilerin normalleşme sürecinin durduğunu söyledi. Şukri Kahire'nin Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığına duyduğu öfkeyi dışa vurarak, "Endişe uyandıran konulardan biri de yabancı güçlerin Libya'dan çıkmaması" dedi. Buna karşın dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu "Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi yavaş ilerliyor, ancak bunun sorumlusu biz değiliz" açıklamasında bulundu. Mısır'ın, Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme konusunda samimiyse somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin bölgeye olumlu yansımaları olacağının da altını çizdi.

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Reha Ahmed Hasan, Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye ziyaretinin tarihinin henüz netleşmediği, ancak 'iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı' olduğundan şüphe olmadığı değerlendirmesinde bulundu. Independent Arabia'ya konuşan eski Mısırlı yetkili, "İki ülke arasındaki ilişkilerin düzeyini yükseltmeyi öngören uzlaşı ve karşılıklı büyükelçi gönderilmesi, ya iki tarafın üstü kapalı olarak aralarındaki tüm sorunları çözdüğü ya da bu sorunları çözüme kavuşturacak adımları atmak üzere oldukları anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. Reha Ahmed Hasan, Müslüman Kardeşler konusunda Türkiye'den gelen olumlu sinyallere ve son günlerde Mısır yargısı tarafından arananlar başta olmak üzere Müslüman Kardeşler üyelerine yönelik kısıtlamalara dikkati çekti.

Müslüman Kardeşler dosyasının iki ülke arasındaki ilişkilerin normale dönmesinin önündeki en büyük engel olduğunun altını çizen Reha Ahmed Hasan, "Libya dosyası ve Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki müdahaleleri dosyası gibi diğer dosyalar, yalnızca Türkiye'nin askeri varlığı meselesinden daha karmaşık. Doğu Akdeniz doğalgazı dosyası ise sadece Türkiye ve Mısır arasındaki bir mesele değil. Bu meselede Ankara'nın en büyük sorunu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan." Şeklinde konuştu.

Mısırlı eski yetkiliye göre ziyaret, Sisi ve Erdoğan arasındaki gerginliğin büyük bir bölümünü ortadan kaldırabileceğine ve yatırımların ve karşılıklı ticari faaliyetlerin artırılmasının önünü açacağına dair umutlar nedeniyle büyük önem taşıyor.

Türk siyasi analist Cevat Gök ise Müslüman Kardeşler dosyasının Türkiye'de çözüme kavuşturulmasının iki ülke arasındaki uzlaşı sürecini hızlandırdığını söyledi. Gök, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi ve normale dönmesinin başta Libya, Suriye ve Irak olmak üzere birçok bölgesel dosyaya olumlu yansımaları olacağını da sözlerine ekledi.

Uzlaşının nihai haliyle iki ülkenin bölgesel ve ulusal çıkarlarına hizmet ettiğine şüphe olmadığını söyleyen Gök, karşılıklı olarak yeniden büyükelçi atama adımının, Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkilerle ve diyalog yoluyla daha önemli sorunların çözüleceğinin işareti olduğunu belirtti.

Geniş ekonomik umutlar

The Independent Arabia'ya konuşan kaynaklar, ziyaretin meyve vermesi beklenen en önemli konuların başında özellikle iki ülkenin ekonomisinin Rusya-Ukrayna savaşından ve savaştan önce patlak veren Kovid-19 pandemisinden kaynaklı büyük zorluklarla boğuştuğu, bunun yanında her iki ülkenin de para birimlerinde büyük değer kaybının ve yüksek enflasyon oranlarının kaydedildiği bir dönemde ekonomi dosyası ve iki ülke arasındaki yatırımların ve ticari faaliyetlerin teşvik edilmesinin geldiğini söylediler.

Öte yandan Türk-Mısır İşadamları Derneği (TUMIAD) Başkan Yardımcısı Matta Bishay, Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye'ye yapacağı ziyaretle ilgili iyimserliğini dile getirdi. İki ülke ilişkilerinde görülen gerginliğin ardından ziyaretin buzları eriteceğine inandığını ifade eden Bishay, ziyaretin ekonomi alanında önemli yansımaları olması bekliyor.

Türkiye ile Mısır arasında son on yıldır yaşanan siyasi anlaşmazlıklara rağmen, ekonomik düzeydeki rakamlar, ekonominin siyasetin dışında ilerlediğini gösterdi. Türkiye'nin Mısır'a 2021 yılında 3 milyar dolar olan ihracat hacmi geçtiğimiz yıl yüzde 32,3'lük büyüme oranıyla 4 milyar dolara yükselirken Türkiye, Mısır'ın en çok ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında ilk sırayı aldı. Mısır'ın Kamu Seferberliği ve İstatistik Merkezi Ajansı'nın (CAPMAS) verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2021'de 6,7 milyar dolarken 2022'de 7,7 milyar dolara yükseldi.

TUMIAD Başkan Yardımcısı Bishay, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, TUMIAD'ın son toplantılarında, iki ülke arasındaki bu yakınlaşmadan en iyi şekilde nasıl yararlanılacağını ve Türkiye'den Mısır'a daha fazla yatırımın nasıl çekileceğini ve karşılığında Türk pazarının Mısır'a daha fazla ihracat yapmasını nasıl sağlayacağını ele aldığını söyledi.

CAPMAS verilerine göre Türkiye'nden Mısır'a yapılan yatırımlar, 2020-2021 mali yılında 138,1 milyon dolarken 2021-2022 mali yılında yüzde 30,3'lük bir büyüme oranıyla 179,9 milyon dolara yükseldi.

 



Mısır-Türkiye ilişkilerinin köklü olduğunun altını çizen Bishay, Türkiye'nin Mısır'a ihracat için en büyük pazarlardan biri olduğu ve aynı şeyin tersi için de geçerli olduğunu belirterek Türkiye'nin Mısır'ın en büyük yatırım yapan ülkelerinden biri olmasının yanı sıra Mısır'daki diğer yabancı yatırımcılar gibi olmadığını daha çok Mısır piyasasını iyi bilen bir yatırımcı olduğunu vurguladı.

Buna karşın döviz kurundaki ve enflasyondaki mevcut belirsizliğin iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimine gölge düşürebileceğini düşünen Bishay, "Yatırım ve ticari faaliyetler dosyalarında olduğu gibi bu ikilemin çözülmesi, önümüzdeki dönemde sadece Türkiye'de değil, diğer tüm ülkelerde de ekonomik göstergeleri ileriye taşıyacaktır" yorumunda bulundu.

Öte yandan Mısır-Türkiye İş Konseyi Eş Başkanı Adel Lamei, Bishay'ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin yakında gerçekleştirmesi beklenen ziyaretiyle ilgili söylediklerine katıldı. Lamei, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, ziyareti, uzun yıllar süren siyasi yabancılaşmanın ardından 'tarihi' bir gelişme olarak niteledi.

Kahire'nin siyasetle ekonomiyi birbirinden ayrı tutmak kararlı olduğunu ve ekonomi dosyasının son on yıldır iki ülke arasında hakim olan gergin siyasi ilişkilerden uzak bir şekilde ilerlediğini söyleyen Lamei, Mısır devletinin 2013 yılından sonra 'bilgece' hareket ettiğini vurgulamaktan çekinmedi.

Kahire ile Ankara arasındaki ekonomik ilişkilerin, son on yıldır iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde görülen belirsizliğe rağmen çok iyi ilerlediğini belirten Lamei, Sisi'nin Erdoğan'ın resmi davetlisi olarak Ankara'ya yapacağı ziyaretin, son yıllarda Mısır-Türkiye ilişkileri açısından önemli bir gelişme olacağı ve Türkiye'den Mısır'a daha fazla yatırım yapılmasının önünü açacağı değerlendirmesinde bulundu. Lamei'ye göre ziyaret, Türkiye'den Mısır'a daha fazla yatırım yapılmasıyla ilgili mesajları verecek ve Mısır'daki Türk yatırımcılara ticari faaliyetlerini genişletmeleri ve artırmaları için fırsat sağlayacak.

Ziyaretin sonuçlarının daha sonra ortaya çıkacağına işaret eden Lamei, "Kahire ve Ankara arasındaki mevcut siyasi yakınlaşmanın daha sonraki bir aşamasında gelecek ekonomik gelişme kaydedilecek ve bu da ticaret ve yatırım göstergelerine hızla yansıyacak" dedi.

Mısır ve Türkiye, 10 yıl sonra ilk kez 4 Temmuz'da karşılıklı olarak büyükelçi atayacaklarını açıklamaları sonrası aralarındaki diplomatik ilişkilerin seviyesini yükselttiler. Böylece Kahire ve Ankara ilişkileri normale döndürdü. Mısır, Amr Elhamamy'i Ankara büyükelçisi, Türkiye ise Salih Mutlu Şen'i Kahire büyükelçisi olarak atadı.

Ne olmuştu?

Mısırlı yetkililerin 'terör örgütü' olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler iktidarının 2013 yılında düşürülmesini ardından ülke arasındaki ilişkiler gerildi. Türkiye, Müslüman Kardeşleri güçlü bir şekilde desteklerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç kez Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile uzlaşmayı asla kabul etmeyeceğini vurguladı. Ancak 2021 yılı başlarında iki ülke arasındaki ilişkilerde bir miktar iyileşme görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı yılın mart ayında iki tarafın istihbarat, diplomatik ve ekonomik temaslar yürüttüğünü ve Kahire ile güçlü ilişkiler istediğini ifade etmesiyle bu iyileşmenin ilk sinyalleri verildi.

Bundan bir hafta sonra Ankara, Kahire'nin Müslüman Kardeşler ile bağlantılı olduğunu söylediği İstanbul merkezli üç televizyon kanalının bazı siyasi programlarını ve Mısırlı yetkililere karşı düşmanca söylemlerini durdurmaları talebinde bulundu. Bunun yanında Arap basını, Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'in ülkedeki karargâhı olarak tanımlanan yerin kapattığını bildirdi.

 

Independent Arabia

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU