Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerden Faik Öztrak, Independent Türkçe’ye konuştu: Genel Başkan adalet için yürüdü. Toplumsal muhalefeti nasıl pasivize etmiş oluyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden olan, Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP'de değişimin takvimini, yöntemini anlattı; kendisine dair eleştirileri cevaplandırdı

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) seçimin ardından başlayan değişim tartışmaları sürüyor.

Değişim taleplerini en yüksek dillendiren kişilerin başında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu geliyor.

İmamoğlu’nun, CHP’de değişim talep eden isimlerden Gökhan Günaydın, Özgür Özel, Engin Altay, Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel gibi partinin önde gelen isimleriyle yaptığı zoom toplantısının basına sızması ise yeni bir tartışma başlattı.

Toplantıya ait görüntünün kamuoyuna yansımasından önce CHP, Merkez Yürütme Kurulu'nun 19 Temmuz'da toplanacağını duyurmuştu. Bu toplantı, bir haftada ikinci kez gerçekleşen MYK toplantısı oldu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

MYK sonrası konuşan Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “Millet zulüm altıdayken Zoom konuşmayı doğru bulmayız. Partimizin geleneklerine uymayan, partinin hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıyı doğru bulmuyoruz” dedi.

Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerden

Faik Öztrak, parti içerisinde Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden. Seçimin ardından MYK üyeleri değişirken, konumunu koruyan az sayıdaki isimden biri. CHP’de geçmişten bu yana önemli görevlerde bulunmuş Trakyalı Öztrak ailesinden.

Hem dedesi Faik Öztrak hem de babası Orhan Öztrak, eski içişleri bakanlarından.

Ekonomi üzerine eğitim alan Faik Öztrak da bir dönem Hazine Müsteşarı olarak görev yaptı.

2007 yılında CHP’den Tekirdağ Milletvekili seçilen Öztrak’ın milletvekilliğinde altıncı dönemi.

Halen de CHP’de ekonomi politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü olarak görev yapıyor.

Öztrak ile zoom görüntüsünün kamuoyuna sızdığı görüntüye dair basın açıklamasının yapmasının hemen ardından CHP Genel Merkezi’ndeki makamında görüştük.

Öztrak, gerek bu olaya gerekse CHP’deki değişim tartışmalarımıza dair sorularımızı “Parti içi konuları kamuoyunda tartışmak istemiyorum” diyerek ya geçiştirdi ya kısa cevaplar verdi.

Bunun yanısıra, gerek CHP’ye gerek yerel seçim ve ekonomiye; son olarak da kendisine dair bazıları eleştiri içeren konulara yönelik sorularımız yanıtladı. 
 

öztrakkılıçdaroğlu.jpg
Faik Öztrak, CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'na en yakın isimlerden / Fotoğraf: Twitter

 

“CHP’de bir yenilenmenin nasıl olacağının kuralları belli”

- CHP’de seçimin ardından başlayan değişim tartışmaları sürüyor. Kurultaya giderken bu tartışmaların artması da bekleniyor. CHP,  bu koşullar altında seçime nasıl hazırlanacak?

CHP’de genel başkanımız MYK’yı değiştirdi. MYK’nın ilk toplantısında aldığı karar, kongreler sürecini başlatmak oldu. Tabii bu kongreler sürecinin sonunda da kurultayımızı yapacağız ve üyelerimizin, onları temsil eden delegelerimizin tercihlerine göre de ortaya partinin nasıl bir şekilde yönetileceği konusunda bir tablo çıkacak. Bunun önünü alabildiğince açmış durumdayız.

Mahalle kongreleri hızla tamamlanıyor. Bundan sonra ilçe kongreleri mahalle delegeleri, mahallelerden, ilçe delegeleri belirleniyor. İlçe delegeleri belirlendikten sonra da ilçe kongreleri yapılacak. Ardından il kongreleri, ondan sonra da kurultayımızı yapacağız. Yani CHP’de bir yenilenmenin nasıl olacağının kuralları belli. O kuralları da işletmek durumundayız.

Bunu işletmemizin sebeplerinden bir tanesi de böyle hassas bir süreçte, 100 yıllık CHP’nin kırılmadan, dökülmeden değerlerine bağlı olarak bir yenilenmeyi gerçekleştirmesi.

“Ekim sonunda kurultayı yapmayı hedefliyoruz”

- Kurultay yerel seçimden önce yapılacak mı?

Bir taraftan da tüzük çalışmaları devam ediyor. Kurultayı seçimden önceye yetişebileceğini düşünüyoruz. Biz zaten genel başkanımızın talimatıyla ona göre bir takvim yaptık. Ve bu ekim ayı sonunda kurultayı yapmayı hedefliyoruz.

- Kılıçdaroğlu, aday gösterilirse kurultayda kesin kazanır mı?

Sonuçta bu üyelerimizin partililerimizin üyelerimizin delegelerimizin takdirinde olan bir husustur; kimin ne olup ne olmayacağı.

“Partimizin iç işlerini kamuoyu önünde konuşmak yıpratıyor”

- Değişim isteyenler ne istiyor, siz ne istiyorsunuz? Farkınız nedir?

Bu sonuç itibariyle partimizin iç işleri ve partimizin iç işlerini de kamuoyunun önünde çok fazla konuşmak partimizi yıpratıyor. O nedenle ben burada susma hakkımı kullanayım.
 

zoomtoplantısı.jpg
İmamoğlu ve CHP'li bilinen isimlerin Zoom toplantısının görüntülerinin sızdırılması yeni tartışmalara neden oldu

 

“Etik bulmadım”

- İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ile bazı CHP’li üst düzey isimlerin kamuoyuna yansıyan zoom toplantı görüntülerini nasıl buldunuz?

Ne dediysem o. Yani etik bulmadım. Partimizin geleneklerine, usullerine uygun bulmadım

“CHP tabanı seçim yaklaştıkça daha heyecanlı olacaktır”

- Tabanda bir heyecansızlık veya umutsuzluk görüyor musunuz?

Ben CHP tabanında hiçbir zaman heyecansızlık, umutsuzluk görmüyorum. CHP tabanı, her zaman seçimler yaklaştığında daha heyecanlı daha umutlu olacak olacaktır.

- Değişim taleplerinde isimleri öne çıkanlar sizce değişimi yapabilecek kişiler mi?

İzin verirseniz ben bu tartışmalara girmem.

“Kılıçdaroğlu bizim cenahta en fazla oyu alan adaydı son dönemde”

- Farklı bir aday ile seçime gidilseydi seçim kazanılabileceği iddialarına ne diyorsunuz?

Şunu söyleyeyim yaptırdığımız araştırmalara göre genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, bizim cenahta en fazla oyu alan adaydı son dönemde. Zaten hatırlayacaksınız bazı anketler çıktı. Oralarda da zaten seçimi kazandığımız gözüküyordu. Sonra birtakım şeyler oldu.

“Takvim belirterek gittiğiniz zaman zaafa uğrarsınız”

- Sayın Kılıçdaroğlu’nun liderlikten ayrılması noktasında bir takvim açıklaması gerektiğini söyleyenler var. Ne diyorsunuz bu görüşe?

Takvim açık işte kurultay takvimi gidiyor. Yani ondan sonra da yerel seçimler var. Ona göre göreceğiz ne olacağını.

- Yerel seçimlerden sonra eğer bırakmayı düşünüyorsa  bir takvim belirtmesi gerekir mi?

Zaten o takvim kendiliğinden ortaya çıkar. Takvim belirterek gittiğiniz zaman zaafa uğrarsınız.
 

röportaj.jpg
Öztrak, yerel seçimde ittifaklara açık kapı bıraktı / Fotoğraf: Burak Ütücü


“İttifaklar oluşturmak için elimizden geleni yaparız”

- Yerel seçimde de ittifak düşünüyor musunuz?

Yerel yönetim seçimlerinde yerelin, Türkiye'deki farklı illere, ilçelere baktığınız zaman hepsinin farklı farklı dinamikleri var. Bu dinamiklerin gerektirdiği biçimde ittifaklar oluşturmak için elimizden geleni yaparız.

- CHP olarak "Birlikte yürüyebiliriz" dediğiniz partiler hangileri?

Yani onu söylemek için çok erken. Biz genel olarak bugüne kadar beraber yürüdüğümüz partilerle -bundan sonra da eğer yerel şartlar gerektiriyorsa- beraber yürüme imkanlarını araştırırız tabii ama daha bunları konuşmak için çok erken.

- Buna mesela HDP'de dahil mi? Çünkü CHP'li büyükşehir belediyelerinin olduğu bazı illerde ciddi Kürt oyu var.

Şimdi burada şunu ifade edeyim. Yani bizim bundan önce nasıl yürüdüğümüz belli. Dolayısıyla bu çerçevede yürüyüşümüze devam ederiz.

“İhtiyaç duyduğumuz yerlerde ittifakları yaparız ya da yapmayız”

- Zafer Partisi herhalde bu iş birliği içerisinde olabilecek partilerden biri.

Yani parti adı şu anda tek tek "şu olur, bu olur"  diye bir şey saymıyorum. Ama dediğim gibi ihtiyaç duyduğumuz yerlerde ihtiyaç duyduğumuz ittifakları yaparız veya yapmayız.

“Yerel seçimde kimin aday olup olmayacağı partinin yetkili organlarının işidir”

- Mevcut belediye başkanlarınızın hepsini tekrar aday gösterecek misiniz?  

Mevcut belediye başkanlarımızın hepsi gerçekten çok büyük hizmetler vermişlerdir.
 

ekremimamoğlu.jpg
Ekrem İmamoğlu, CHP'de değişim talebini dillendiren isimlerin başında geliyor / Fotoğraf: AA

 

- Ekrem İmamoğlu'nun aday olmayabileceğini iddia edenler var. Böyle bir durum için bir B şıkkınız var mı?

Yani ben şunu söyleyeyim. Ben bu konuşmaları çok doğru bulmam. Kimin aday olup kimin aday olmayacağı partinin yetkili organlarının işidir. İkincisi, partimizin belediye başkanları, gerçekten çok değerli hizmetleri, hem pandemide hem de pandemiden sonraki kriz döneminde vermişlerdir.

“Yüksek zamlar daha büyük bir durgunluğa neden olacak”

- Sizin de alanınız olan ekonomiye gelirsek atılan son adımları yerinde buluyor musunuz?

Şu anda bu hükümetin bir yaptığı bir yaptığına uymuyor. Bir yandan "enflasyon benim birinci önceliğimdir" diyerek faizleri arttırıyor. Diğer yandan maliye cenahında bütçeyi zamlarla dolaylı vergilerle dengelemeye uğraşıyor. Şimdi siz burada bunu yaparken ne kadar faiz artırırsanız artırın enflasyonu düşürmeniz mümkün değil.

Biraz önce de ifade ettim. Bunun sonu tabii çok ciddi bir durgunluk. Bugüne kadar hükümetlerde maliye politikasıyla para politikasının bu kadar uyumsuz olduğu bir dönemi hiç görmedim. Maalesef bunun faturası da önümüzdeki dönemde daha yüksek zamlar  daha büyük durgunluk, daha yüksek faiz şeklinde milletimize çıkacaktır.
 

zam.jpg
Öztrak, yönetime gelselerdi son günlerdeki kadar zam yapmayacaklarını iddia etti / Fotoğraf: AA

 

“Allah, Mehmet Bey'e kolaylık versin”

- Bir kulis haberinde Mehmet Şimşek’in ekonomideki durumu görünce “Kemal Bey’i Allah korumuş” dediği öne sürüldü. Seçimi kazansaydınız zam yapmadan süreci ilerletebilir miydiniz?

Biz bu süreci bu kadar zam yapmadan idare ederdik. Çünkü biz, bize duyulan güven nedeniyle dünyadaki piyasalardan, yani doğru yerlerden doğru şartlarla para alma imkanına sahip bir ittifaktık. Çünkü güvenilirdik. Bizim ne yapacağımız belli. Yani gece söylediğimizi sabah unutan bir yönetim anlayışı bizde yok ama diğer tarafta var. Diğer taraf, oyun oynanırken oyunun kurallarını değiştiren bir iktidar. O nedenle kendisine güven duyulmuyor. Dolayısıyla Allah, Mehmet Bey'e kolaylık versin. Yani güvenin olmadığı bir yerde tek başına güveni sağlaması mümkün değil. Zaten güveni sağlamadığı için de zam oldu, zulüm oldu, milletin başına yağıyor.
 

mehmetşimşek.jpg
Mehmet Şimşek, 4 Haziran'dan bu yana Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinde / Fotoğraf: AA

 

“Gerekli önlemleri almazlarsa hiçbirinin kalıcı olması mümkün değil”

- Mehmet Şimşek, görevinde kalıcı olur mu?

Ben şunu söyleyeyim, yani eğer gerekli önlemleri almazlarsa hiçbirinin kalıcı olması mümkün değil.

Yani ortada ortaya bir program koyamazlarsa, derli toplu çapalara bağlanmış birtakım tedbirleri açıklayamazlarsa, vatandaşın bunların yürüyüşünü takip ettiği, nereye doğru gittiğini görebildiği belirsizliğin azaldığı bir uygulama içine girmezlerse adil olmazlarsa, "ben her şeyi tek başıma yaparım" deyip yaptıkları işlerin adil olduğuna vatandaşı inandıramazlarsa, yani ekonomik ve sosyal konseyi toplamazlarsa, kesimlerin görüşlerini almazlarsa bu işi götürmeleri mümkün değil.

Yani şu anda insanlar Türkiye'ye dönüp bakıyor. Türkiye'de yatırım yapan Türk yatırımcı da bakıyor. Bir önceki döneme göre ne değişti? Gaye Hanım değişti. Mehmet Şimşek değişti. Onun dışında Para Kurulu aynı. Para Politikaları Kurulu aynı. BDDK'nın başında eski Merkez Bankası Başkanı var. Cumhurbaşkanı aynı. Dolayısıyla nesine inanacak? Yani sizin bir şey yapıp artık oyunun eskisi gibi oynanmayacağını, oyunun kurallarının değiştiğine iktisat alanındaki oyunculara inandırmanız lazım. Ama bugün bunu yapabilecek, gerçekleştirecek bir tedbir ortada yok.
 

maaş.jpg
Faik Öztrak, Maliye'nin maaş ödemelerinde rahat olmadığını öne sürdü / Fotoğraf: AA


“Maliye Bakanlığı’nın maaş ödeme konusunda rahat olduğunu sanmıyorum”

- İflasların artması ve maaşların ödenememesi gibi ihtimaller var mı Türkiye'de?

Şimdi bakın eğer doğruları yapmazsak, eğer bu şekilde giderse yani "ben işte gelirlere zam yaparım, gelirlere yaptığım zammı vergilerle, zamlarla geri alırım. Sonra yeniden seçim yaklaşınca bir daha zam yaparım"... 

Bu süreci bu şekilde götürmesi artık mümkün değil. Bakın sanayi üretimi bir yerlerde çakıldı kaldı. Konut satışları aşağı doğru düşüyor. Buna karşılık talep de devamlı yukarı doğru artıyor. Bu böyle devam ederse enflasyonu düşüremezsiniz. Ödemeler dengesini düzeltemezsiniz. Cari açığı kapatamazsınız. Bütçeyi düzeltmeniz mümkün olmaz. İşsizlik alır başını gider. Böyle bir ortamda her şey olabilir.

Yani ben de bugün Maliye Bakanlığı'nın maaş ödeme konusunda çok rahat olduğunu zannetmiyorum. Muhtemelen her ay "Biz bu maaşı nasıl ödeyeceğiz?" diye düşünmeye başlamışlardır. 

Yani bir dönem IMF'ye 5 milyar dolar borç vermekten bahseden Erdoğan, bugün bakın Körfez şeyhlerinin krallarının prenslerinin kapılarında dolaşıp duruyor. Para bulabilmek için.

Bu işin vahameti açık ve bir de şunu da söyleyebiliyor: Bazı varlıkları onlara satacağız. Yani demek ki borç vermeye ikna edemiyor. Ancak malı verirse olacak. Onu da şimdi tabii bekliyor Körfez ülkeleri, "Türk Lirası daha ne kadar değer kaybedecek" diye. En fazla değer kaybettiği noktada muhtemelen belki bir iki tane mal alırlar.
 

adaletyürüyüşü.jpg
Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nde / Fotoğraf: AA


“Genel başkan adalet için yürüdü. Toplumsal muhalefeti nasıl pasivize etmiş oluyoruz?”

- Geçenlerde Sayın Kılıçdaroğlu’nun halka "zamlara karşı sessinizi yükseltin" çağrısına tepki gösterenler oldu. CHP’nin sürekli “Sokaktan uzak durun sandığı bekleyin” çağrılarıyla toplumsal muhalefeti pasifleştirdiği iddia ediliyor. Bu eleştirilerine katılıyor musunuz?

Tabii ki neticeyi sandıkta almayı her zaman tercih ettik. Yani bir sosyal ayaklanmaya neden olmak bir siyasi partinin son isteyeceği şey olmalıdır. Yani vatandaşın zarar görmesine, canının yanmasına neden olmak bir siyasi partinin en son başvuracağı hususlardan bir tanesidir. CHP,  Ankara'dan İstanbul'a sırf adalet için yürüdü. Yani toplumsal muhalefeti biz nasıl engellemiş oluyoruz. Nasıl pasivize etmiş oluyoruz? Onu anlamak mümkün değil.

“Neler yapacağımızı göreceksiniz”

- Bundan sonra CHP'yi nasıl göreceğiz?

Bu hükümetin icraatlarına vatandaşı ezen icraatlarına karşı ve kendi hatalarının faturasını acımasızca adaletsiz bir biçimde dar ve sabit gelirlerin üstüne yıkan politikalarına karşı gerekli mücadeleyi kesintisiz olarak hem Meclis'te yapacağız hem de örgütlerimizle yapacağız. Yani il il ve ilçelerimizde yapacağız. Yine il ve ilçelerimizin meydanlarında da devam edeceğiz. Etap etap izlemeye devam edin. Bakalım neler yapacağımızı göreceksiniz.
 

faiköztrak1.jpg
Faik Öztrak, CHP sözcülüğünü de yapıyor


“Sesimi çok yükseltmiyorum ama çok da ağır eleştiriler yapabiliyorum”

- Parti sözcüsü olmanıza karşın söylemlerinizin sert olmadığını, süreç için fazla sakin olduğunuzu söyleyenler var. Bu eleştirilere katılır mısınız?

Bazılarına göre tabii beni sakin buluyorlar ama bazıları da diyor ki "böyle olması lazım". Tabii benim üslubum bu. Sesimi çok yükseltmeden ama oldukça ağır lafları da söyleyebilen bir insan olduğumu düşünüyorum. Sesimi yükseltmiyorum ama çok da ağır eleştiriler yapabiliyorum.

- Deyim ve atasözlerini kullanmayı seviyorsunuz sanırım?

Atasözlerini kullanmayı seviyorum. Ciddi şekilde eleştirmeyi seviyorum ve ben bu üslubun karşı tarafı daha fazla etkilediğini düşünüyorum. Karşı mahalleyi daha fazla etkilediğini, karşı mahallenin dikkatini, karşı mahallenin ilgisini daha fazla çektiğini düşünüyorum. 

“Dönemle getirilecek sınırlamaların doğru olmadığı kanaatindeyim”

- Sizin de aranızda olduğunuz bazı isimlerin 5, 6, 7 dönemdir milletvekili olması eleştiriliyor. Bir kişinin altı dönemdir milletvekili olması siyaseten normal bir şey midir?

Şunu söyleyeyim; dünyadaki parlamentolara baktığınız zaman o parlamentoların hepsinde deneyimli üyeler de vardır. Yani eğer siz bir değişim dediğiniz ya da yenilenme dediğiniz süreci sadece milletvekillerinin değişmesi olarak algılarsanız bu son derece yanlış olur. Yani bir yenilenme sürecinin aynı zamanda tecrübeyi, liyakati içinde barındırarak yapılması gerekir. 

Şimdi böyle baktığınız zaman kim ne kadar kalmış bu arkadaşın müktesebatı ne? Nereden gelmiş? Geçmişte nesi var? Katkısı devam ediyor mu? Etmiyor mu? Partiye katkısı hangi alanda? Bunlara mutlaka bakılması lazım. Partinin yetkili kurulları, eğer böyle bir katkıyı vermiyorsanız ağzınızla kuş tutsanız sizi orada muhafaza etmezler. Zor. Çok zor yani sizi orada muhafaza etmeleri. İşine yaramıyorsanız partinin, sonunda sizi atar zaten.

- İki dönem şartına ne diyorsunuz?

Ben dönemle getirilecek sınırlamaların çok doğru olduğuna inanan biri değilim. Ben bu sınırlamalar olmadan da partilerin değişimi gerçekleştirebileceği kanaatindeyim. Yani şimdi efendim mesela işte diyorlar ki, AK Parti.  AK Parti'de dönem kuralı tavizsiz uygulanıyor mu? Değil mi? Yani şimdi dolayısıyla burada dengeli biçimde gitmek lazım. Burada önemli bir şey var: Takdirin büyük ölçüde de seçmene bırakılması lazım. 

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU