Son tarafsızlık da yitirildi

Şimdi, Rusya'ya komşu Litvanya'da yapılan NATO zirvesinden sonra, Avrupa tarafsızlığının veya diğer tarafsızlığın veya son tarafsızlığın sonu da deklare edildi

Fotoğraf: Reuters

İsveç'in NATO'ya katılımı iyi bir haber değil.

İyi bir adamın uzun yıllar yaşasa da kaçınılmaz olanın kapısı kapanmadığı için yapılan ölüm ilanı gibi kulakta çınlıyor.

İsveç, sıcak ve soğuk dünya savaşlarında tarafsızlığı seçen güçlü bir ülke modeliydi.

İsveç de muazzam bir askeri güç ve iyi eğitimli bir orduyla İsviçre gibi tarafsızlığını korumuştu.

Ama Ukrayna savaşı, tarafsızlığın kırılgan bir seçim olduğunu gösterdi.

Geleneksel olarak tarafsız ülkeler, güvenliklerinin hiçe sayılması karşısında endişelendiler.

İsveç ve Finlandiya, mutlak barış inceliğini terk etmekte acele ettiler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çok şaşıracaksınız ama tarafsızlık politikasından vazgeçen ilk ülke tarafsızlığın merkezi kabul edilen İsviçre'ydi.

Vladimir Putin komşusuna yönelik saldırıyı duyurur duyurmaz, İsviçre, 16'ncı yüzyıldan beri devam eden tarafsızlığının tüm kavramlarıyla köklü değişikliklere uğrayacağını açıkladı.

Finlandiya, tarafsızlıktan vazgeçme ve NATO'ya, yani ABD liderliğindeki Batı kampına katılmayı talep etmekte en ciddi olanıydı.

Sakin ve sessiz tarafsızların bu çıkışına, bilhassa tarafsızlığı, bir zamanlar Helsinki'nin Moskova'nın uydusu olmamak için gösterdiği direnişin hatırası eklendi.

İsveç ve ondan önce İsviçre'nin yarı tarafsızlıktan vazgeçme hamlesi ile birlikte, bu düşmanca dünyada hem Doğu hem Batı'da ‘tarafsızlık doktrini' ortadan kayboldu.

Daha önce, üçüncü dünyada yıllarca süren coşku ve umuttan sonra "olumlu tarafsızlık" ortadan kalkmıştı.

Bu fırtınalı dalga, Hindistan'dan Endonezya, Gana, Sırbistan ve Mısır'a kadar dünyayı dolaşmıştı.

Bu dalgaya kimi zaman "Bağlantısızlık", kimi zaman "olumlu tarafsızlık", kimi zaman da "Asya-Afrika bloğu" denildi.

Ama aslında bu duruş, sömürge aşamasına ve ardından ABD emperyalizmine düşmanlığını ifade eden bir bloktu.
 


Nehru'dan Abdunnasır, Mareşal Tito, Nkrumah ve Sukarno'ya kadar hareketin sembolleri ABD'yi açıkça eleştiriyor ama hiçbiri Moskova veya Pekin'den bahsetmiyordu.

"Olumlu" tarafsızlık formülü, Hindistan ve Mısır gibi yeni bağımsızlığını kazanmış ancak muazzam nüfus büyüklüğüne veya medeniyet ve kültür alanındaki konumuna rağmen, ekonomik, askeri ve endüstriyel açıdan hâlâ geri durumda olan bir ülkeden üçüncü bir güç kurmak için bir çıkış yoluydu.

Bu nedenle Çin, açıkça komünist bir ülke olmasına rağmen bloğa katıldı.

Başbakanı Çu Enlay, kendi ülkelerinde komünistlere baskı yapan (en az 1 milyon komünist hayatını kaybetti) liderlerin yanında yer aldı.

Pozitif tarafsızlığa artık imkan da gerek de kalmadı. Bu hareket, sembollerinin yitiminden sonra canlılığını yitirdi ve soldu.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra da anlamını tamamen yitirdi.

Şimdi, Rusya'ya komşu Litvanya'da yapılan NATO zirvesinden sonra, Avrupa tarafsızlığının veya diğer tarafsızlığın veya son tarafsızlığın sonu da deklare edildi.

Tarafsızlık fikrine bu dünyada yer yok gibi görünüyor. Avrupa Birliği'nin lideri Ursula von der Leyen, "Bir doktor olarak çok ölüm gördüm. Ama Ukrayna'da gördüğüm korkunç bir cinayetti" dedi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU