Uzmanlara göre her insanın vücudunda tıpkı zebralar gibi çizgiler mevcut. Ancak zebraların aksine insanlardaki desenler ancak özel durumlarda görünür olabiliyor.
Blaschko çizgileri adı verilen bu desenler 20. yüzyılın başında, Alman dermatolog Alfred Blaschko tarafından keşfedildiği için bu ismi aldı.
Blaschko 150'den fazla hastanın derisini incelemiş, vücutlarındaki benlerin ve doğum lekelerinin belirli modelleri izlediğini fark etmişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
100 yılı aşkın bir süre içinde biyologlar, bu çizgilere dair birçok olası neden öne sürdü. Bunlardan en çok kabul görenine göre bu çizgiler, aslında bebeğin anne karnında geliştiği dönemde hücrelerin hareketlerinin bir haritası.
Diğer bir deyişle deri hücreleri göç edip çoğaldıkça izledikleri yollar, kayıt altına alınıyor ve gözle görünmese de bir ömür boyu korunuyor.
Blaschko'dan neredeyse bir asır sonra Dr. Rudolph Happle, kafa derisinde ve boyun kıvrımlarında da sarmal halde çizgilerin olduğunu tespit etti.
Blaschko'nun, çeşitli cilt hastalıklarına sahip kişilerin üzerinde yaptığı gözlemlerin ardından belirlediği bu çizgileri kendi çalışma odasında sergilediği bir Yunan heykelinin gövdesine çizdiği söyleniyor.
Uzmanlara göre bu çizgiler, vücudun ön tarafında göğüs ve karın boyunca uzanan hayali sınırı asla geçmiyor. Arka tarafta ise karakteristik bir V şekli oluşturuyorlar.
Aynı zamanda uzuvlarda, baş ve yüz çevresinde de dalgalı çizgiler mevcut.
Ciltle ilgili bazı hastalıklar Blaschko çizgilerini takip eden lezyonlara ve çeşitli renklerde lekelere sebebiyet verebilir.
Bunlar arasında liken striatus gibi sonradan ortaya çıkan pembe veya ten rengi kistlerden oluşan hastalıkların yanı sıra McCune-Albright sendromu gibi genetik durumlar da var.
Zaman içinde Blaschko çizgileriyle ilgili bir dizi söylenti de yayıldı. Örneğin bazı kişiler kedilerin ve üstün görme yeteneklerine sahip bazı hayvanların bu çizgileri görebildiğine inanıyor.
Ancak bilim insanları bu iddiaları kesin bir dille reddediyor.
Independent Türkçe, Science Alert, IFL Science
Derleyen: Çağla Üren
