Dünyadaki deprem bölgeleri, Maraş depremleri benzeri yeni bir felakete hazır mı?

Dünyanın dört bir yanında yayımlanan ölüm ve yıkım görüntüleri, sismik bakımdan faal alanların felakete hazırlığına dair soru işaretlerine yol açtı

Türkiye ve Suriye'yi vuranlar gibi yıkıcı depremler daha geniş bir etkiye sahip (AP)

ABD'nin Kaliforniya eyaletinde sismologlar, hem Los Angeles hem de San Francisco'da çok büyük depremler beklendiği uyarısında bulunuyor. Hindistan'da, düşünmesi bile berbat olanın gerçekleşmesi durumunda on milyonlarca kişinin bunu nasıl atlatacağına ilişkin ciddi sorular var. Filipinler'de, gelişigüzel yayılan başkentte yaşayanlar şehri bir depremin vurduğu "kıyamet günü" senaryolarını tartışıyor.

Türkiye'nin güneyinde ve Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen 6 Şubat felaketinin ardından Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Doğu Asya'nın depreme yatkın ada ülkelerinde ve Amerika'nın dünyanın en tehlikeli çatlaklarından bazıları boyunca uzanan tüm Pasifik kıyısı boyunca aynı soru yankılandı: Büyük depreme hazır mıyız?

1999'daki bir depremin binden fazla kişiyi öldürdüğü Kolombiya'da El Diario gazetesinin 19 Şubat tarihli başyazısının manşeti “¿Estamos preparados?” (Hazır mıyız? -çn.) diye soruyordu.

Çeşitli uzmanların vardığı sonuç, birçok deprem merkezinin ne yazık ki hazırlıksız olduğu ve Türkiye ve Suriye'de en az 50 bin kişiyi öldüren felaket gibi başka bir felakete maruz kalabileceği yönünde. Ve önceki haftalarda gerçekleşen felaketten çıkarılacak tek bir hayır varsa, o da bu felaketin hem Türkiye hem de diğer sismik bakımdan faal bölgeler için bir uyarı işareti görevi görebilecek olması.

Portekiz'in Sivil Savunma Çalışmaları ve Müdahale Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Duarte Caldeira, AbrilAbril haber kuruluşu için "Kamuoyu üzerinde böylesine etkili olan bu durumdan, önceki tüm afetlerden ortaya çıkan genel soruyu cevaplamak için yararlanmamız önemlidir: Hazır mıyız?" diye yazdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk depremlerin üstünden iki haftadan fazla süre geçmişken, artçı şoklar ve sarsıntılar Türkiye'nin güneyini sarsmaya devam ederken, sismik tehlike bölgelerinde yaşayan belediye liderleri, politikacılar ve sıradan yurttaşlar kendilerine binalarının güvenli olup olmadığını, tahliye prosedürlerinin doğru olup olmadığını ve felaket yaşanırsa ne yapacaklarını bilip bilemeyeceklerini soruyor.

Londra merkezli mimarlık ve tasarım firması Arup'ta depremler üzerine uzmanlaşmış inşaat mühendisi Ziggy Lubkowski, "Normalde böyle bir olaydan sonra politikada bir tür ilerleme yaşanması için altın bir fırsat kapısı açılır" diyor.

Depremler önlenemez. Depremler, ateşten bir çekirdeği olan ve topoğrafyası sürekli değişen, jeolojik olarak aktif bir gezegenin gerçekliğidir. Ancak mühendislik direnci ve sivil savunma önlemleri, doğal afetlerin etkisini azaltabilir.

1985'te çok büyük bir deprem Meksika'nın Michoacán eyaletini mahvetmiş, 10 binden fazla kişiyi öldürmüştü. Yakındaki başkentte de hayatını kaybedenler vardı. Alelacele inşa edilen binalar çökmüş ve dönemin yozlaşmışlığıyla ünlü hükümeti, ilk başta dış yardım tekliflerini reddederek kurtarma çabalarını mahvetmişti.

Ancak geçen yıl, neredeyse aynı yerde başka bir büyük deprem meydana geldiğinde, sadece iki kişi öldü. Bu farkı birçok uzman daha sağlam inşaat standartlarına ve daha iyi afet yönetimi hazırlıklarına bağlıyor ancak fark çoğunlukla, depremlerin toprağı nasıl etkilediğine dair anlayışın değişmesinden kaynaklanıyor.

1985'ten sonraki inşaat yönetmelikleri, bir depremin etkisini artırabilen veya azaltabilen toprak ve zemin bileşimini hesaba kattı. Dünya artık bir deprem bölgesinde yumuşak toprak üzerinde inşaat yapmanın tehlikelerini anlıyor ama yine de yapmaya devam ediyor.

Türkiye'de depremin neden olduğu hasar, inşaat yönetmeliklerine yarım yamalak uyulmasından dolayı daha da kötüleşti. Yapsatçılar, standart altı malzemeler ve uygunsuz tasarımlar kullanarak maliyetleri düşürdü ve sonra, birbirini izleyen af programlarının bir parçası olan muafiyetler için Recep Tayyip Erdoğan hükümetine ödeme yaptı. 6 binden fazla bina yıkıldı. Bunlar arasında son yıllarda inşa edilen yüksek katlı lüks binalar da vardı.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden inşaat ve çevre mühendisliği emeritus profesörü Eduardo Kausel, "Bu kesinlikle kabul edilemez" diyor.

Bu bir politika başarısızlığıdır.

Uzmanların söylediğine göre Türkiye'nin daha iyi bilmesi ve geçmiş felaketlerden ders almış olması gerekiyordu. 1960'daki kötü şöhretli deprem (hâlâ tüm zamanlarda kaydedilen en güçlü sismik olayı olan, 9,5 büyüklüğünde bir felaket) Şili'yi vurduktan sonra, ülke bina yönetmeliklerini güncellemiş ve uygulanmasını zorunlu kılmıştı. 2010'da meydana gelen başka bir güçlü deprem çok daha az ölüme ve daha az hasara neden oldu.

Kausel, "Şili'de aflar yok" diyor.

Çok katı bina yönetmelikleri var ve bu yönetmelikler uygulanıyor.

Türkiye'nin son çeyrek yüzyıldaki hızlı büyümesi ve kentleşmesi, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda bir büyüme modeli olarak görüldü. Ankara, silahlı kuvvetlerine yatırım yaparak ve Ortadoğu ve Afrika'daki askeri ayak izini genişleterek nüfuzunu genişletti.

Depremin ardından, Türkiye artık boşa harcanan kaynakların ve öğrenilmeyen derslerin uyarıcı bir hikayesi olarak görülüyor. Tüm dünyadan hükümetleri aynı hataları tekrarlamamaya çağıran sesler yükseliyor.

Pakistan Today köşe yazarı Naci Ekber, "Gelişmekte olan ekonomilerin hükümetlerinin yeni silahlara yatırım yapmak yerine öncelikli olarak kurtarma altyapıları inşa edebilmeleri şart" diye yazdı.

Ulusal güvenlik zorunlulukları tartışılmalı ve doğal afetlerin ardından sıkıntı çeken kişilere ulaşmak için yararlılığı daha büyük olan sağlık altyapılarıyla dengelenmeli.

Dünyanın birçok bölgesi artık Türkiye'deki gibi eksiklikler ve başarısızlıklar fark ediyor. Lizbon'da, planlamacılar kentin 450 bin binasının yaklaşık üçte ikisinin 1990'dan önce inşa edildiğinin farkında. İsrail'de basın, eski binaları güçlendirmek için 2019'da tahsis edilen 1,5 milyar doların sadece 2 milyon dolarının harcandığını bildiriyor. Kaliforniya'da kamu güvenliği savunucuları, Türkiye'nin güneyinde unufak olan kırılgan betonun aynısının Los Angeles'taki birçok binada kullanıldığı uyarısında bulundu.

Deprem Mühendisliği Araştırma Enstitüsü ve Kaliforniya Yapı Mühendisleri Derneği tarafından 23 Şubat'ta yayımlanan bir açıklamada "Kaliforniya'nın şehirleri hâlâ eski binaların göçmesi, önemli ekonomik ve sosyal bozulma ve uzun süreli toparlanma süreleri riski altında" dendi.

Gelecekteki büyük depremler Kaliforniya'da gerçekleşecek. Şimdi nasıl hazırlandığımız, daha sonra nasıl müdahale edeceğimizi ve toparlanacağımızı belirleyecek.

Mühendisler, gelişmiş deprem özelliklerine sahip yeni bir yapı inşa etmenin nispeten basit olduğunu söylüyor. Ancak eski bir binayı güçlendirmek daha maliyetli ve karmaşık. Üstelik bir cepheyi yeniden inşa etmenin veya bir bahçe ekmenin aksine, bunu yapmak binanın piyasa değerini artırmayabilir.

Afet riskini azaltma konusunda uzmanlaşmış bir yapı mühendisliği firması olan Miyamoto International'ın CEO'su Kit Miyamoto, "Depremler hiç affetmez" diyor.

Sadece yüzde 90 doğru yaparsanız, yüzde 10 sizi öldürür.

Türkiye ve Suriye'yi vuranlar gibi yıkıcı depremler, zaten kötü vergilendirilmiş küresel insani kaynakları ve finansmanı tüketerek dünya çapında daha geniş bir etkiye sahip oluyor. Deprem uzmanları, aktif fay hatları boyunca bir dizi büyük şehirde büyük ölçekli depremler beklendiği uyarısını yapıyor. Bunlar arasında İstanbul, Tahran, Manila, Cakarta ve Yeni Zelanda'daki Wellington'ın yanı sıra Amerika'nın Pasifik kıyılarındaki büyük şehirler de bulunuyor.

Dünyanın sismik olarak en aktif ülkesi olan ve felaket hazırlığı ve mühendislik becerisiyle övünen Japonya'daki bir şehrin hemen altındaki bir deprem bile eski binaları çökertecek ve tahribat yaratacaktır.

Rus füzelerinin neden olduğu hasarla ilgili binaları değerlendirmek için bulunduğu Ukrayna'dan konuşan Miyamoto "Her yerde deprem bölgeleri var" diyor.

Sismik tehlike değişmedi. Hep aynı. Ancak 50 yıl öncesiyle karşılaştırırsanız, bugün şehirler çok daha büyük, daha uzun ve daha yoğun; ne var ki uygun mühendislik veya planlama yok.

Uzmanlar, kamuoyu baskısının artık daha sonraki bir felaketin etkisini azaltmaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Dünyanın dört bir yanında birçok kişi zaten eylem çağrısı yapıyor. Artık hükümetlerin uyuşukluk başlamadan hareketi geçmesi acil.

Filipinler'in önde gelen haber kuruluşlarından Philippine Daily Inquirer'da yayımlanan başyazıda, "Yasa yapıcılar derhal bina yönetmeliğini güncellemeye başlamalı" dendi.

Hükümet, kurallarının ve düzenlemelerinin sıkı bir şekilde uygulandığından emin olmalı; aksi takdirde felaketi hafifletme çabaları işe yaramayacaktır.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU