İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olup kazanırsa mazbatası verilmez mi? Prof. Yazıcı: Asıl kıyamet orada kopacak

Anayasa hukuku profesörü Serap Yazıcı, YSK üyelerine hakaret suçlamasıyla ceza alan İBB Başkanı İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olması halinde yaşanabilecekler ve Erdoğan'ın hangi şartlarda yeniden aday olabileceğine dair açıklamalarda bulundu

İstanbul'da Türk Demokrasi Vakfı'nın (TDV) ev sahipliğinde dün "Demokrasi Şurası" toplantısı gerçekleştirildi.

Şişli Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi'ndeki toplantıya parti genel başkanları, siyasetçiler, hukukçular, akademisyenler ve gazeteciler katıldı. 

Gelecek Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Yazıcı da  "Hukuk Devletini Yeniden Düşünmek: Kuvvetler Ayrılığı ve Denge Denetim Mekanizmaları" başlıklı oturumunda bir konuşma yaptı. 
 

muharremakkaya.jpg
YSK Başkanı Muharrem Akkaya / Fotoğraf: AA

 

YSK Başkanı Akkaya'nın açıklamaları tartışılıyor

Bilindiği üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 4 yıl 1 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebi istemiyle yargılandığı davadan 14 Aralık 2022 Çarşamba günü 2 yıl 7 ay 15 gün ceza aldı.

Ceza onanırsa İmamoğlu, seçme ve seçilme hakkı gibi belli anayasal haklarını kullanma hakkından da mahrum kalacak ve dolayısıyla halk dilinde söylendiği şekliyle "siyasi yasaklı" durumuna gelecek.

YSK Başkanı Muharrem Akkaya, Habertürk yazarı Kübra Par'a konuştu. Akkaya, kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevapta, "Bir cumhurbaşkanı adayı, cezası kesinleşirse seçilse bile mazbatası verilmez, seçim yenilenir" diye cevap verdi.

Prof. Dr. Serap Yazıcı, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtlayarak İmamoğlu'na verilen ceza ve sonrasında bunun nelere yol açabileceğine ilişikin değerlendirmede bulundu.

 

 

serapyazıcı1.jpg
Prof. Dr. Serap Yazıcı, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Asıl kıyamet orada kopacak"

İmamoğlu'nun aday yapılması halinde bu süreçte hakkındaki ceza istinaf ve Yargıtay tarafından onanırsa nasıl bir süreç izlenir? Mazbatasını almadan önce veya aldıktan sonra karar onanırsa ne olur?

Diyelim ki seçim takvimi işlemekte olduğu sırada bu karar kesinleşmiş değil. Yine diyelim ki Sayın Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı oldu ve seçimler yapıldı, kazandı. Ama kazanmadan önce yani mazbatası verilmeden önce ona hakkındaki ceza hükmü tebliğ edildi. İşte asıl kıyamet orada kopacak.

 

ekremimamoğlu.jpg
Ekrem İmamoğlu'na verilen cezanın hukuki sonuçları tartışılıyor / Fotoğraf: AA

 

"Dokunulmazlık güvencesi geldi mi gelmedi mi tartışması doğacak"

Neden orada kopacak? Çünkü hukukçular birbirlerine girecek. Resmi seçim sonuçları açıklanmış olacak. Ama mazbatası verilmemiş olacak diyelim ki. O arada dokunulmazlık güvencesi geldi mi gelmedi mi gibi bir tartışma doğacak. Eğer mazbatasını aldıktan sonra bu açıklanırsa hiçbir sonuç doğmayacak. Dönemin sonuna kadar kalacak. Ama mazbatayı almadan önce olursa kıyamet kopacak. Ama ikinci riskli bir durum daha var

"İkinci turda tek aday kalsa dahi yüzde 50'yi geçmek zorunda"

Nedir bu risk?

Diyelim ki cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda tamamlanamadı. Adaylardan hiçbiri geçerli oyların yüzde 50'den bir fazlasını alamadı. Ne olacak? İkinci tur yapılacak. Varsayalım ki ikinci tura ortak aday İmamoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan kaldı. İkisi yarıştıkları ikinci turdan önce bu karar açıklanırsa ve İmamoğlu hakkında kesin hüküm verilmiş olursa burada daha da büyük bir kıyamet kopacak. Anayasanın 101. maddesi diyor ki 'eğer ikinci turda tek bir aday kalırsa, yarışacak diğer adayın bir biçimde yarışma ihtimali ortadan kalkarsa o zaman ikinci tur tek adayın katıldığı bir tur olur. Ve o eğer geçerli oyların yarıdan bir fazlasını alırsa cumhurbaşkanı seçilir.'

"Düğümü çözmek seçmene düşecek"

O durumda ne olur?

Şimdi böyle bir olasılık cereyan ederse orada bu düğümü çözmek seçmene düşecek. Neden? Eğer seçmen yüksek bir katılım sağlarsa ve katılanların yarıdan bir fazlası tek kalan adaya oy vermezse seçim tamamlanmamış olur.

 

erdoğan.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan / Fotoğraf: AA

 

"Erdoğan, parlamentoyu feshederek erken seçim kararı alamaz"

Toplantıda seçimin ancak TBMM'de 360 oyla alacağı kararla erkene çekilebileceğini anlattınız. Bazı kişiler halen ısrarla şöyle bir iddiada bulunuyor: Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alır parlamentoyu feshederse de tekrar aday olabilir… Böyle bir durum olur mu? 

Hayır olamaz. Anayasanın 116. maddesi çok açık. Cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararını verebilir ama o kararı kendisi verdiği zaman ona üçüncü bir kez daha aday olmanın yolu açılmıyor. 116. madde bunu o kadar tereddüde yer bırakmayacak açıklıkla hükme bağlamış ki eğer yenileme kararını TBMM verirse ve o 360 milletvekiliyle verilirse, o karar verildiğinde cumhurbaşkanı ikinci döneminde ise o takdirde onun için üçüncü bir adaylık ihtimali var. Bunun dışında hiçbir ihtimali yok.

"Erdoğan'ın tek başına kendisinin aday olabileceği bir erken seçim kararı alma şansı yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin aday olabileceği bir erken seçim kararını tek başına alma şansı yok mu?

Hayır yok. Eğer Erdoğan üçüncü bir defa daha aday olmak istiyorsa anayasa çok açık. Bakın yanlış bilmiyorsam şu anda AK Parti, MHP ve BBP’nin sandalye toplamı 335 veya 336. Dolayısıyla 25 sandalye açıkları var. Onu bir biçimde kapatacak bir kulis yürütürlerse bunu yapabilirler. Anayasaya uygun bir biçimde cumhurbaşkanının üçüncü bir defa daha aday olmasının yolunu açabilirler.

 

seçim.jpg
Yazıcı, muhalefetin bu noktadan itibaren seçimin zamanında yapılmasını isteyeceğini öne sürdü / Fotoğraf: AA

 

"Seçimlerin vaktinden önce yenilenmesine muhalefet partileri destek vermez"

- Bir siyasetçi olarak seçim takviminin öne alınması halinde muhalefetin destekleyeceğini düşünüyor musunuz? 

Daha öncesinde Akşener de Kılıçdaroğlu da Türkiye'deki özellikle çok hızla gördüğümüz ekonomik ve hukuktaki kötüye gidişi dikkate alarak yaklaşık bir yıldır erken seçim istediler. Hatta bu yönde gelecek teklife "Biz de destek vereceğiz” dediler. Ama buna kulaklarını kapattı Cumhur bloğu. Şimdi artık bu noktadan sonra seçimlerin yenilenmesine ben meclisteki muhalefet partilerinin destek vereceği kanaatinde değilim. Zaten yanılmıyorsam Kılıçdaroğlu, bu yönde bir açıklama da yaptı. Dedi ki artık seçimlerin yenilenmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Seçim normal takviminde yapılacak. Ama biliyorsunuz TBMM'de başka siyasi partiler de var. Dolayısıyla 24 oyu bulmak için bir kulis yürütebilirler.

"O şart vuku bulmadan Erdoğan aday olursa seçim sathında mücadelemizi vereceğiz"

Peki sizin tavrınız ne olacak?

Ben şu an siyasette yer alan bir kişi olarak şunu söyleyeyim: Ne olursa olsun biz seçim sürecinde canla başla yarışacağız. Sayın Erdoğan normal koşullarda üçüncü bir kez daha aday olma hakkına sahip değil. Hangi şarta sahip olduğunu belirttim. O şart vuku bulmadan bir şekilde aday olur ve adaylığı YSK tarafından kesinleştirilirse biz gene canla başla seçim sathı mailinde mücadelemizi vereceğiz ve biz oylarla seçmenin desteğiyle bu düğümü çözeceğiz.

"Türkiye'de hiçbir şey için imkansız diyemeyeceğimiz süreçteyiz"

Erdoğan'ın adaylığını her halükarda parlamentonun seçimleri öne alınmasının karara bağlanmaması halinde de kesinleştirme şansı var mı?

Türkiye'de hiçbir şey için "imkansız" diyemediğimiz bir süreçteyiz. Tabii bir anayasa hukukçusu olarak 'hukuka uygun şekilde gerçekleşsin o adaylık' diyorum. Eğer isteniyorsa 360 milletvekilinin "evet" oyuyla olsun. Bu olmadan, buna rağmen adaylık ortaya çıkarsa biz bu adaylığın hukuka aykırı olduğunu tekrarlarız ama bu işi seçim yarışıyla seçmenimizin, halkımızın desteğiyle gene kazanarak bu düğümü çözeriz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU