Aynur Doğan, Metin – Kemal Kahraman kardeşler, Apolas Lermi, Mem Ararat, Aleyna Tilki, İlkay Akkaya ve Melek Mosso, konserleri iptal edilen sanatçılardan sadece birkaçı. 

Bir süredir müziğe konulan yasak, iptal edilen konser ve festivallere her gün bir yenisi ekleniyor. 

Zakkum isimli grubun Şanlıurfa'da vereceği konserin iptal edilmesi tartışması devam ederken yeni yasağı sanatçı Leman Sam duyurdu. 

"Yobazların baskısına bakalım kim dur diyecek?"

Birçok şarkısı dillere pelesenk olan Sam, Fetiye'de katılacağı festival kapsamında vereceği konserin iptal edildiğini şu sözlerle duyurdu: 

"Fethiye'de katılacağım festival de iptal oldu. Hayırlısı… Zakkum grubunun vereceği konserin ise grup adı yüzünden iptali artık son noktadır, yobazların baskısına bakalım kim dur diyecek?" 

Sezen Aksu'nun bir şarkısındaki sözlerinden dolayı saldırılara hedef olması, Gülşen'in ise nisanda bir konserinden yaptığı bir şakadan ötürü yargılanıp, tutuklandıktan 4 gün sonra ev hapsi şartıyla tahliye edilmesi sanatçılara yönelik bir engellemenin hızla devam ve konser ve festival gibi etkinliklerin de artması tepkilere yol açtı. 

Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren müzik meslek birlikleri temsilcileri, iptal ve yasaklarla mücadele edilmesi gerektiği çağrısında bulundu. 

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Başkanı Burhan Şeşen, pandemi nedeniyle müzik sektörünü neredeyse bitme noktasına geldiğini, o süreçteki kısıtlamalara müzisyenlerin ses çıkarmadığını ve konulan kurallara uyulduğunu hatırlattı. 

Pandemi kısıtlamalarının sona ermesi ve seçim atmosferine girmesiyle birlikte iktidarın özellikle sağ oyları toparlamak için konser iptal ve yasaklarına başvurduğunu söyledi. 

"Hayret, şaşkınlık ve kızgınlıkla izliyoruz" 

"Çok büyük hata yapıyorlar" diyen Şeşen, "İptal ettikleri konserlere çıkan sanatçıların milyonlarca hayranı var. Sandıkta hep beraber sonucunu göreceğiz" ifadelerini kullandı. 

Konser ve festivallerin etnik kimlik veya kıyafet gibi gerekçelerle yasaklanmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Şeşen, "Cemaat ve tarikatlara şirin görünmek için yasaklıyorlar ama bilmiyorlar ki ters tepecek ve sandıkta karşılığını görecekler" dedi.

 

 

İnternet çağının yaşandığı bu zaman diliminde Orta Çağ'dan kalma yasakların akıl alır olmadığını ifade eden Şeşen, "Bunu hayret, şaşkınlık ve biraz da kızgınlıkla izliyoruz" yorumunu yaptı. 

"Artık konser ve festivalleri, rektörler bile yasaklamaya başladı"

"Bir devlet bir konserin güvenliğini sağlayamıyorsa o devletin gücünden bahsedilebilir mi" sorusuna yönelten Burhan Şeşen, şunları kaydetti: 

Konser ve festivalleri daha önce kaymakam ve valiler yasaklıyordu. Artık rektörler bile yasaklamaya başladı. Herkes iktidara şirin görünmek için durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor. Bu böyle devam etmez. Kimsenin etnik kimliğine siyasi görüşüne karışmadan festival ve konserleri hep beraber coşkuyla kutlayacağımız günler yakındır. Bu ülkede 12 Eylül'ü gördüm, o zaman bile böyle bir şey ile karşı karşıya kalmadım.

"Müziğin günah olduğuna ilişkin fetva veriyorlar" 

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül ise yasaklar için bazı tarikat ve cemaatlerin imza kampanyası düzenlediği ve kaymakam ile valiliklerin bunların etkisinde kaldığını gördüklerini söyledi.

Aynı tarikat ve cemaat mensuplarının sosyal medyada zaman zaman da kendilerine ait televizyon kanallarında müziğin günah olduğu şeklinde fetvalar verdiğini anımsatan Ergül, "Valiler devletin valisi, belediyeler halkın belediyeleri. Dolayısıyla festivaller binlerce yıllık gelenek ve göreneklerimizi, örf ve adetlerimizi, medeniyetimizin yansımalarını bize sunuyor. Bunların tarikat ve cemaatlerin etkisinde kalmamaları gerekir" diye konuştu.

"Şiddetle yasakların karşısındayız"

Sanatçıların kendi içinde iptal ve yasakları dilekçe yağmuruna tutacak bir örgütlülükten yoksun olduğunu vurgulayan Ergül, "Şu gerçeği unutmamak lazım: Müzikten, kültürden, sanattan kopmuş toplumların ilerleme kaydettiği tarihte görülmemiştir. Bunları kabul etmek mümkün değil. Bunlara şiddetle karşıyız" değerlendirmesinde bulundu. 

 

 

Festival ve konserlerin kimseye bir zararının olmadığını hiçbir şekilde yasaklanmaması gerektiğini savunan Ergül, şunları söyledi: 

Ülkede bazı toplumsal sıkıntılar yaşandığında ilk yasaklanan konserler oluyor. Örneğin şehit cenazesi geliyor konser yasak, eğlence yapılamaz. İyi de en büyük eğlence futbol. Futbolu yasaklıyor musun? Hayır, devam ediyor. Bu iyiye gitmiyor. Görüştüğümüz devlet yetkililerine de söyledik. Yasak meselesini geçen günlerde ziyaret ettiğimiz İçişleri ile Kültür ve Turizm bakanlarına anlattık. Yetkililer konuya ilişkin dahillerinin olmadığını, yerel yönetimlerin buna karar verdiğini söylediler.

"Toplumsal barış ve huzura zarar veriliyor"

Ergül'e göre şöyle bir durum yaşanıyor. Konser düzenleyenler önce kaymakamlık, valilik veya belediyelere başvuruyorlar. Ardındansa birileri bunların iptal veya yasaklanması için talepte bulunuyor. 

"Gördüğüm kadarıyla yöneticiler tarikat ve cemaatlerin etkisinde kalıyor" diyerek yasaklanmaların nasıl yaşandığını izah etmeye çalışan Ergül, "Bu toplumsal barış ve huzura büyük bir zarar veriyor. Zaten toplumda yeteri bir hoşgörü ortamının olduğunu söyleyemeyiz. Bu hoşgörüsüzlük ortamını el birliğiyle kardırmamız lazım. Binlerce yıldır bu topraklarda bir arada yaşayan ve bu kültürü geliştirmiş olan bu toplum bundan sonra da barış ve huzur içinde devam etmeli. Toplumun istediği bu ancak bunu göremiyoruz ve gerçekten çok üzgünüz. Tam da sözün bittiği yerdeyiz" değerlendirmesinde bulundu. 

"Yasakların hiçbir gerekçesi makul değil" 

Karadeniz müziği yapan Apolas Lermi'nin Yunanistan'da katıldığı bir konserde "Pontuslu genç bir kardeşimiz, sanatçımız" diye anons edilmesinden sonra Türkiye'deki konserlerinin yasaklanmaya başladığını ifade eden Ergül, "Adam Rum, Pontus olamaz mı? Yani adamı linç mi edeceğiz. Tüm müzikleri mi yasaklayacağız? Böyle bir şey olabilir mi? Yasaklanan her konserin takipçisiyiz" görüşünü paylaştı.   

"Yasak kararlarının hiçbir gerekçesi makul ve gerekçi değildir" diyen Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, sözlerini şöyle tamamladı:

Sadece sanatçıyı değil, oradaki halkı da cezalandırmış oluyorsunuz. Oraya gelen halk, sanatçıların şarkı ve türkülerinde kendini buluyor. Ortada insan haklarına aykırı bir durum var. Düşünce özgürlüğüne zerre kadar kırıntısının bile kalmadığını, huzura toplumsal barışa bir darbe yapıldığını görüyoruz. Her şeye rağmen sağduyu ve soğukkanlılığımızı koruyarak hukuki yollarla mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bugüne kadar konser ve festivaller iptal edilen ya da yasaklanan? 

İlk konser yasağı sanatçı Aynur Doğan için uygulandı. 

İzmit'te vereceği konseri iptal edilen Doğan'ın ardından birçok sanatçının da konseri yasaklandı veya iptal edildi. 

Son birkaç ay içinde iptal edilen ya da yasaklanan konser ve etkinlikler şöyle:

Anadolu Festivali - Eskişehir'de 12-15 Mayıs'ta yapılacaktı. 16 Mayıs'ta Muş'ta gerçekleştirilmesi planlanan Metin-Kemal Kahraman konseri. Niyazi Koyuncu'nun 25 Mayıs'ta Pendik'te gerçekleştireceği konser. Apolas Lermi'nin 29 Mayıs'taki Denizli ve 11 Haziran'daki Bostancı konserleri. Başkent Kültür Yolu Festivali'nde 11 Haziran'da Ankara'da gerçekleştirilecek Ara Malikyan konseri. Zonguldak'ta 28-31 Temmuz'da düzenlenecek olan "Kozlu Müzik Festivali." Tunceli'de 21-24 Temmuz'da gerçekleştirilecek "Munzur Kültür ve Doğa Festivali." Kazdağı Ekoloji Festivali. Başkent Kültür Yolu Festivali'nde sahne alacak Güney Koreli müzisyen Mirae'nin konseri. ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği. Aynur Doğan'ın Kocaeli ve Bursa konserleri. 17-21 Ağustos'taki "Zeytinli Rock Festivali. Gökçeada'da 15 Ağustos'ta yapılacak Meryem Ana Panayırı. Aleyna Tilki'nin 16 Eylül'de Osmancık'ta vereceği konseri.