Toplu taşımayı teşvik etmek

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter - @ozturk_mustafa

Şehir içi bölgelerde, en temel sorunlardan biri ulaşımdır.

Şehirlerde ulaşım sorunları çözülmediği sürece trafik tıkanıklığından dolayı en az yüzde 30 oranında daha fazla fosil yakıt tüketilir ve o oranda da fazla sera gazı karbon dioksit salımlanır. İlave hava kirliliği oluşturur.

Trafik tıkanıklığı nedeniyle egzozdan salımlanan ve sağlık için zararlı olan kirletici emisyonu en az yüzde 30 daha fazla olur. 

  • Ulaşım kaynaklı hava kirleticiler;
  • Karbon monoksit,
  • Partikül maddeler (PM10 (PM10 mikro metre çap) ve PM2.5 (PM2.5 mikro metre çap)),
  • Azot oksitler,
  • Uçucu organik karbonlar,
  • Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH's),
  • Yaz aylarında ozon,
  • Karbon dioksit (küresel ısınma gazı),
  • Diğerleri.

Cadde, meydan ve sokaklarda hava kirliliği, özellikle PAH konsantrasyonu, kırsal bölgelere göre 10 ila 30 kat daha yüksektir.

Şehir içi bölgelerde hava kirliliğinin yüzde 30-45 oranında kaynağı motorlu taşıtlardır.  
 

1.jpg
Şekil 1. Motorlu taşıtların sağlık üzerine etkileri

 

Ulaşım kaynaklı hava kirliliğinin neden olduğu sağlık sorunlarının tedavisi için harcanan kaynaklar ise ciddi bir maliyettir.

Trafik tıkanıklığı büyük ekonomik maliyetlerin kaynağıdır. Bu yüzden trafik tıkanıklığının 'tıkanıklık fiyatlandırılması' yapılması gerekir. 

Amerika'nın 439 şehir bölgesinde trafik tıkanıklığı sorunu dolayısıyla ortaya çıkan ilave zaman ve yakıt tüketim maliyeti 1982'de 24 milyar dolar olarak tahmin edilirken 2000'de 85 milyar dolar, 2009'da ise 115 milyar dolar olarak tahmin edilmiştir.

Türkiye'de yolcu taşıma oranlarında 36 yıl içinde karayolunun payı yüzde 72,9'dan 95'e çıkarken, demiryolunun payı yüzde 24,3 'ten yüzde 3,2'ye düşmüştür. 

Trafik tıkanıklığı ciddi zaman israfına neden olur. Trafikte kaybedilen zaman, en basit açıklama ile iş gücü kaybıdır.

Dünya çapındaki şehirler, otomobil kullanımını azaltmak ve tıkanıklık, hava kirliliği ve sera gazı emisyonlarıyla mücadele için toplu taşımaya öncelik vermek için politikalar izlenmektedir.

Şehir içi bölgelerde ulaşıma çözüm; özel otomobil bağımlılığına son verilmeli. Toplu taşıma ekonomik olarak cazip hale getirilmeli.

Metro başta olmak üzere toplu taşıma altyapı sistemi genişletilmeli ve yatırım yapılmalı. 

Sera gazı karbon dioksit salımını, hava kirliliğini ve fosil yakıt kullanımını azaltmak ve trafik tıkanıklığını çözmek için çözüm, toplu taşıma, tramvay ve metro sistemidir.

Otomobillerle, otobüslerle ve metro sistemi ile 50 bin yolcunun taşıması karşılaştırılması Şekil 2'de verilmiştir.  

2.jpg
Şekil 2. Taşıma sistemine göre ihtiyaç olan yol

 

3,5 metre genişliğinde bir hatta saatte bir yönde 50 bin yolcuyu otomobillerle taşımak için 175 metre genişliğinde yola ihtiyaç var.

Otobüslerle 50 bin yolcuyu taşımak için 35 metre genişliğinde yol gerekirken metro ile sadece 9 metre genişliğinde yol yeterlidir.

Arabaların trenlerden veya yayalardan çok daha fazla yer kaplaması ve daha fazla genişliğe ihtiyacı olması kimseyi şaşırtmaz.

Ve araba başına 1,5 kişi kullanıyorlar; Kuzey Amerika'da, taşıtların yüzde 76'sı tek başına araba kullanıyor. Türkiye'de ise araba başına 2 kişi kullanıyor. 

177 otomobilde 200 kişi taşınırken bu yolcuları 3 otobüsle veya bir demir yolu raylı sistemle taşımak mümkün.  Otomobil sayısı azaldıkça yol işgali o oranda düşmektedir. 

"Ulaşım mekansal ayak izi", şehirdeki ulaşımlara tahsis edilen yüzeyi temsil eden metrekare cinsinden bir gösterge olarak tanımlanmaktadır.
 

 

4.jpg
Şekil 3. Farklı ulaşım modları ne kadar yer kaplıyor

 

Kısaca trafiğin yoğun olduğu şehirlerde yolcular değil, otomobiller taşınmaktadır.

Şehirlerde 3,5 metre genişliğinde hat için farklı ulaşım sistemlerine göre saatte taşınan yolcu sayısı karşılaştırması Şekil 4'te de verilmiştir.
 

5.jpg
Şekil 4. Farklı taşıma sistemi ile yolcu taşıma kapasitesi

 

Metro sistemi ile yolcu taşıma, özel otomobillere göre en az 12 kat daha az enerji gerektirir ve 7 ila 12 kat daha az sera gazı CO2 salımlar.

Bu yüzden ülkeler toplu taşıma sistemi altyapı sistemine ağırlık vermektedirler. 

Çeşitli taşıma sistemi altyapı yatırım maliyeti Şekil 5'de verilmiştir.
 

6.JPG
Şekil 5. Çeşitli taşıma sistemleri için altyapı yatırım maliyeti

 

Şekil 5 incelendiği zaman en düşük altyapı yatırım maliyetinin yürünebilir yollar ve bisiklet yolları olduğu görülmektedir.

Şehir içi bölgelerde ulaşım moduna göre kişi başına kullanılan alan miktarı Şekil 6'de verilmiştir. 
  

7.JPG
Şekil 6. Araç türüne göre kişi başı kullanılan alan

 

Kullanılan alan; 

  • Doluluk oranına,
  • Modsal paylaşım,
  • Hıza,
  • Yolculuk türüne,
  • Ve diğer birçok faktörlere, 

bağlı olarak değişir. 

Şekil 6 incelendiği zaman kişi başına kullanılan en büyük alanın özel otomobiller olduğu görülmektedir. Ve en düşük alanın ise yürünebilir yollar olduğu görülmektedir. 

Kısaca yürüyen, bisiklete binen ve toplu taşımayı kullanan herkesin şehirlerin başarı olmasına yardımcı olmaktadırlar. 

Metro sistemi ile taşımacılık geliştirildikçe;

  • Yollar yeşil koridora döner. 
  • Trafik sıkışıklığı azaltılır. 
  • Ulaşım kaynaklı hava kirliliği azalır.
  • İnsanlar temiz hava solur.
  • Sağlık harcamaları azalır. 
  • Park etme sorunu minimize edilir. 
  • Ekolojik denge sağlanır. 
  • Yağmur suyunun toprakla buluşması artar.
  • Sel felaketleri azalır.
  • Gürültü kirliliği minimize edilir. 
  • Yaşam kalitesi artar.
  • Ekonomik ulaşım sistemi gelişir.
  • Ve fosil yakıt bağımlılığı azalır. 

Çeşitli taşıma modu türüne göre 3,5 metre genişliğinde bir hatta saatte taşınabilir yolcu sayısı ve yolcu kilometre başı, sera gazı CO2 salım şiddeti değişimi (gr CO2 /kişi*kilometre) Şekil 7'de verilmiştir.
 

8.jpg
Şekil 7. Farklı ulaşım sistemi ile şehir içi bölgelerinde 3,5 metre genişliğindeki hatlarda saatte taşınan yolcu sayısı ve yolcu kilometre başı, sera gazı CO2 salım değişimi (gr CO2 /kişi*kilometre)

 

Trafik tıkanıklığından dolayı ABD'de bazı şehirlerde yıllık ekonomik kayıplar Şekil 8'de verilmiştir.

Ya Türkiye'deki şehirlerde o oran nedir? Trafik tıkanıklığının olduğu şehirlerde ortalama yüzde 30 daha fazla yakıt tüketilir ve sera gazı CO2 salımlanır.
 

9.jpg
Şekil 8. Trafik Tıkanıklığın Oluşturduğu Yıllık Ekonomik Kayıp (milyar dolar/yıl)

 

Türkiye'de trafik tıkanıklığı, yakıt tüketimini yüzde 30 oranında artırmaktadır. Ve ülkemizde şehirlerde otomobil kaynaklı trafik tıkanıklığının oluşturduğu ekonomik kayıplar mutlaka tespit edilmeli. 

Diğer yandan şehir içi bölgelerde;

  • Toplu taşıma otobüsü, otomobil kullanmaktan 60 kat daha güvenlidir.
  • Hafif raylı sistem, otomobil kullanmaktan 30 kat daha güvenlidir.

Metro ile toplu taşımacılık arttıkça;

  • Yağmur suyunun toprakla buluşması artar. 
  • Sel felaketi azalır.
  • Yeşil koridorlar artar. 
  • Otomobil bağımlılığı azalır.
  • Şehir doğayla uyumlu hale gelir.  
  • Egzozdan salımlanan kirleticiler sıfır.
  • Fosil yakıta bağımlılık azalır.
  • Gürültü kirliliği sıfırlanır.
  • Gürültü kaynaklı stres azalır. 
10.JPG
Şekil 9. Çeşitli şehirlerde metro sistemi 

 

Metro sisteminin sosyoekonomik faydaları nelerdir?

  • Yolcular tarafından tasarruf edilen, zaman ve yakıttır.
  • Daha az tıkanıklık nedeniyle yolcu olmayanlar tarafından zaman ve yakıt tasarrufu sağlanır.
  • Emisyonlar azalır.
  • Kazalar ve ölümler azalır.
  • İşletme ve bakım maliyeti düşer.
  • Otopark ihtiyacı azalır. 

21'inci yüzyılda şehirlerde yanlış ulaşım planlaması, otoparklarla betonlaşan/asfaltlaşan şehirleşmeyi tetiklemektedir.

Yağmur suyunun toprakla buluşması engellenmekte ve sele dönüştürmesini tetiklemekte.
 

11.jpg
Şekil 10. Şehirleri betonlaştıran otoparklar

 

Şehir içi taşımacılığında taşıma moduna göre kişi başına kullanılan alan; özel araç kullanımı özendirildiği ve yeni asfalt yollar yapıldığı sürece trafik sorunu çözülemez.

Kısaca insanların taşınması için değil araçların taşınması için yeni yollar yapılmış olursunuz.

Trafik sorununun, hava kirliliğinin, yakıt israfının, zaman israfının ve otomobil bağımlılığına son vermek ve çevre dostu toplu taşımacılığın geliştirmek için günümüzde planlamacılar, vatandaşlar ve yöneticiler bakış açısını değiştirmek zorundadır.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU