İsrail'in sarı inekleri

Ayşe Müzeyyen Taşçı Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Fruugo

Terör devleti İsrail, sadece uluslararası etiğe göre değil, aynı zamanda mevcut Yahudi inanışına göre de meşru değildir.

Zira meşru bir İsrail devleti kurulabilmesi için Mesih'in gelmesi, Mescid-i Aksa'nın yıkılıp Süleyman mabedinin inşa edilmesi, Armegedon savaşlarının çıkması vs. gibi birtakım süreçler söz konusu.

Her ne kadar geçmişteki süreci hızlandırmak üzere zaman zaman Sebatay Sevi gibi, sahte Mesihler ortaya çıkmış olsa da sonuçsuz kaldı.

Nitekim 1847 Basel Konferansı neticesinde Teodor Herzl'in ilan ettiği Siyonist örgütlenme bu amaca matufen kuruldu.

Siyonizm, sürecin doğal akışını beklemeyi reddedip hızlandırmak, kendilerine vadedildiğini iddia ettikleri topraklar üzerinde (Nil'den Fırat'a) Büyük İsrail Devleti'ni kurmak üzere söz konusu tarih itibari ile harekete geçti.

1. Siyonist Kongresi sonrası Thedor Hezl bu durumu "Basel'de Yahudi devletini kurdum, eğer bugün bunu açıklarsam herkes beni alaya alır. Oysa, belki de 5 yıl, fakat hiç şüphesiz 50 yıl içinde herkes bu gerçeği görecektir" şeklinde yazılı olarak da ilan etti.

Ayrıca Hezl, "birinci 5o yılda İsrail devleti, ikinci 50 yılda ise büyük İsrail devletini kurarak arz-ı mev'udu gerçekleştireceklerini" de ekledi.

Bu hedefe göre 1997'de 100. yılını doldurmasına rağmen, Filistin'den çıkıp Mısır, Suriye üzerinden Fırat'a ulaşma sürecini başlatamamış olan Siyonist İsrail, gecikmenin öfkesi ile gözü dönmüş bir psikopatlık sergilemeye başladı.

Bilindiği üzere, 1948'de İngiliz işgalcilerinin silahları gölgesinde kurulan terör devleti neticesinde uluslararası kurallar gereği olarak 45 kilometre alanı oluşturan Gazze Şeridi Mısır'ın, Doğu Kudüs ve Batı Şeria ise Ürdün'ün kontrolüne geçti.

İsrail Filistin mücadelesinin askeri ve siyasi kalbi olarak gördüğü Gazze'nin direnişini kırmak için 2007'de etrafını duvarlarla örerek dünyadan tecrit etti.

Böylelikle dış dünya ile ilişkisini kesebileceğini zannederek adeta nefes almayıp ölüme terk etmek istedi.

Ancak bu korkunç abluka Filistin halkını yıldırmadığı gibi, Gazze halkı kazdıkları tünellerle dış dünya ile irtibatlarını (oldukça zor şartlarda da olsa) sürdürmeyi başarabildiler.

2010 yılında bu gayri insani ablukayı kırmak, dünyanın vicdanına duyurmak üzere İHH öncülüğünde çok sayıda uluslararası aktivistin katıldığı Mavi Marmara gemisi ve beraberindeki yardım gemilerine uluslararası sularda saldıran İsrail 10 kişiyi şehit etmişti.

Apartheid rejimi İsrail, tüm saldırganlığına rağmen, Filistin direnişini kıramayınca bu kez 7 Ekim 20023'te Gazze'ye saldırarak tamamen boşaltmayı hedefledi.

Böylelikle Birinci Nakba neticesinde Kudüs'te kuruduğu israil terör devleti gibi bu ikinci Nakba ile de direnişi tamamen kırıp büyük İsrail Devleti'ni kurmayı (çok önceden) planladı.

İşgalci İsrail bir yandan Gazze'de soykırım uygulayarak katliamları devam ettirirken, diğer yandan mitolojik inançlar üzerinden ilerlemeyi de ihmal etmiyor.

Malum olduğu üzere İsrail'in Teksas'ta özel olarak yetiştirilen sarı inekleri Filistin'e getirdiği basına yansıdı.

Mitolojiye göre, söz konusu ineklerin Zeytin Dağı'nda kesilerek kurban edilmesi, yakılıp küllerinin suya karıştırılması ve hem insanları hem de şehrin üzerine serpilmesi gerekiyor.

Böylelikle arınacak ve mabetlere girilebilecekler. Yani Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman mabedini inşa edebilecekleler ve Mesih'in gelmesini sağlayarak büyük İsrail devletini kuracaklar.

İsrail'in mitolojik sarı inekleri ile ilgili kıssa, Kur'an'ı Kerim'de şu şekilde yer alıyor:

İsrailoğulları arasında bir cinayet işlenir öldürülen şahıs bir başkasının kapısına bırakılarak zanna sebebiyet verir.

Birbirlerine düşen İsrailoğulları arasından aklı başında bir zat konuyu Hz. Musa as'a bildirir.

Musa Aleyhisselam İsrailoğullarını toplayarak konu ile ilgili Rabbinden aldığı vahyi açıklayarak "Rabbimiz sizden bir sığır kesmenizi emrediyor" der.

İsrailoğulları emri yerine getirmeye yanaşmadıkları gibi Hz. Musa'ya "Sen bizimle alay mı ediyorsun" diye çıkışırlar.

Musa as "Ben cahillerden olmaktan Allaha sığınırım" diyerek emri yineler.

Ancak İsrailoğulları işi yokuşa sürmek için "Rabbin onun ne şekilde olduğunu açıklasın" derler.

Hz. Musa as Bakara suresi 67, 68, 69, 70 ve 71. ayetlerde geçtiği gibi açıklar.

Rabbim buyurdu ki o ne yaşlı ve ne de gençtir ikisi arasında olmalıdır; hemen bu emri yerine getirin.


İsrailoğulları yine hoşnutsuz bir şekilde "Rabbine sor onun rengi nasıl olacak" derler.

Hz. Musa as. "Rabbim buyurdu ki, o bakanların gözlerini kamaştıracak sarı renkli bir sığırdır."

İsrailoğulları yine itiraz ederek "Bu bize çok karışık geldi Rabbine sor bize iyice açıklasın" derler.

Hz. Musa "Rabbim buyurdu ki o ne çifte koşulmuş tarla sürmüş ne de serbest dolaşan ve renginde de hiç alaca olmayan bir inek olacaktır."

Sonunda istemeyerek de olsa o sığırı bulup keserler. Kurban edilen sığırın bir parçası ile öldürülmüş olan adama vurulunca adam dirilip katili ilan eder ve böylelikle ortalık yatışır.

Bakara suresi 72, 73. ayeti kerimede "Hani bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında bir birinize düşmüştünüz, hâlbuki gizlemekte olduğunuz ortaya çıkardık. Haydi şimdi öldürülen adama kesilen sığırın parçası ile vurun dedik böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye mucizeler gösterir."

Tabi bahsi geçen konunun Yahudi kaynaklarındaki ifadeleri daha farklı.

Sarı inek kurban etmeyi "günahlara kefaret ve arınma" olarak gören Yahudi anlayışı özetle şu şekildedir:

Allah'ın Rabbin mülk edinmek için sana vermekte olduğu diyarda, kırda düşmüş ve kimin tarafından vurulduğu bilinmeyen öldürülmüş bir adam bulunursa, o zaman senin ihtiyarların ve hâkimlerin çıkacaklar ve öldürülmüş adamın etrafında olan şehirlere uzaklığını ölçecekler ve vaki olacak ki, öldürülmüş adama en yakın olan şehrin ihtiyarları sığırlardan, çalıştırılmamış ve boyunduruk taşımamış genç bir inek alacaklar ve şehrin ihtiyarları ineği, sürülmemiş ve ekilmemiş bir yer olan, akan bir vadiye indirecekler ve orada, vadide ineğin boynunu kıracaklar.

Ve Levi oğulları, kâhinler yaklaşacaklar; çünkü Allah'ın Rab kendisine hizmet etmek için ve Rabbin ismiyle mübarek kılmak için onları seçti; her davada ve her döğüşte onların sözüne göre olacaktır.

Ve o şehrin bütün ihtiyarları, öldürülmüş adama en yakın olanlar, vadide boynu kırılmış olan ineğin üzerinde ellerini yıkayacaklar ve cevap verip diyecekler: Ellerimiz bu kanı dökmedi ve gözlerimiz onu görmedi.

Kurtardığın kavmin İsrail'e bağışla, Ya Rab, kavmin İsrail arasında suçsuz kan bırakma. Ve kan onlara bağışlanacaktır. Ve Rabbin gözünde doğru olanı yaptığın zaman suçsuz kanı aranızdan kaldırılacaktır.

(Tesniye: 21: 1-9)


Geniş bir içeriğe sahip olan konunun ez cümle ifadesini en güzel Bir Hamas sözcüsü dile getirdi:

Bu bir topluluğun Arap kimliğinin ve Peygamberin yoluna saldırı amacıyla inşa edilmiş tiksindirici bir dini mitolojinin uygulanışıdır.


Musa Peygamber döneminde İsrailoğullarının bir de "altın inek" kıssası vardır o da bir sonraki yazımızda yer alacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU