AK Parti'ye kentsel dönüşüm lazım!

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: X

AK Parti'ye acilen bir kentsel dönüşüm lazım.

"Kentsel dönüşüm de nereden çıktı" demeyin.

Kentsel dönüşüm, AK Parti'nin son yıllarda dilinden düşürmediği, en fazla dillendirdiği konu.

Kentsel dönüşüm ne demek?

Yaşanılır olmaktan çıkmış, bozulmuş mahallelerin, sokakların, caddelerin yeniden düzenlenmesi ve artık ömrünü tamamlamış, tamiratla, restorasyonla ayakta duramayacak binaların yıkılıp yeniden yapılması için kullanılan bir tabir.

Hem mahalle ve semtler anlamında hem de tek, yani münferit binalar hakkında kentsel dönüşüm tabiri kullanılıyor.

Peki AK Parti'ye niye kentsel dönüşüm lazım?
 


Her seçimden sonra birçok yorumlar yapıyor.

"Kabahat Samur Kürk olsa kimse üzerine alıp giymez" demişler ve çok doğru söylemişler.

AK Parti'de de öyle oldu.

Yine her şeye rağmen en akıllı, uslu cümleleri AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kurdu.

Ama birçokları "Biz emekliye biraz zam verseydik seçimi kazanırdık",

" Feşmekânı aday göstermeyip filan keşi aday gösterseydik seçimi kazanırdık",

"Seçmen biraz bize küstü, darıldı ama yarın barışır" gibi ipe sapa gelmez,

Günü kurtaracak, tekrar yağdanlığa devam edecek yorumlar duyuyoruz.

Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha düzgün cümleler kurdu.

Kendisini de bu işin içine katarak, "Biz enerjimizi, sinerjimizi, heyecanımızı kaybettik" gibi cümleler kurdu ki bunlar doğruya çok yakın cümleler.

Biliyorsunuz ki AK Parti çok uzun yıllardır, İttihat ve Terakki'den beri, II. Meşrutiyet'ten beri horlanan, dışlanan, sistemin dışında kalan İslami çevrelerin, kent yoksullarının, hak, hukuk, adalet peşinde koşan çevrelerin desteğiyle iktidara geldi.

"Bunu hak etti", "hak etmedi", "niye böyle oldu?" 

Bunlar sosyologların, siyaset bilimcilerin uzun tartışma konuları; oralara girmiyorum ama olan biten bu.

Kürtlerin büyük bir kısmı, çok önemli bir kısmı; dindar, muhafazakar çevreler, artı liberaller, AK Parti'yi yeni dönemde devlet-millet barışmasının bir odağı olarak gördü ve milletin iktidara gelmesinin basamağı olarak değerlendirdi.

Nitekim ilk yıllar biraz da böyle geçti ama sonradan işte hepinizin bildiği hikayelerle iş başka bir safhaya döndü.

Sivil alan devletleştirildi.

AK Parti "devlete teslim oldu."

Milletle arasına mesafe girdi.

Tabii bu arada da bir sürü zerzevat dünya tarihinin ilk yazıldığı günden bu yana kadar bütün iktidarları çürüten, menfaatperestler, hırsızlar, yolsuzluk peşinde koşanlar, iktidar aşığı, şehveti peşinde koşan çevreler AK Parti'nin büyük bir kısmını ele geçirdi.

Ve gelinen noktada ekonomik sıkıntılar, yolsuzluklar, hırsızlıklar, adaletsizlikler, otoriterliğe yöneliş, iktidar sarhoşluğu;

Kürt meselesinin gittikçe girift bir hale gelmesi ve salt güvenlikçi zihniyetin ön planda tutulması;

Dindar kitlelerin iş yapamayan, şikâyet edenlerin karalandığı, "Siz de işte beceriksiz Müslümansınız. Bu kadar millet iş yaptı, siz hiçbir şekilde yolunuzu bulamadınız, bir şeyler beceremediniz. Sadece serzenişte bulunuyorsunuz" diyerek dışlanması;

Bilhassa iki kelam, evin çocuklarının önemli bir kısmının şaşırması, sapıtması;

Ve daha da bundan acısı, dağdan gelenlerin bağdakileri kovması.

Hikâye bu.

Gelinen noktada aday değiştirerek, bakan değiştirerek, yeni bir kabine ilan ederek, merkez kararı değiştirerek, il başkanlarını değiştirerek bu sorunun çözülmesi mümkün değil.

Ruhun tekrar o cesete dönmesi lazım.

Dönebilir mi?

Dönemez mi?

Bir Müslüman demokrasisi maalesef inşa edilemedi.

Yani dünyada Marksizm denendi, kapitalizm yüzyıllardır deneniyor.

Liberal demokrasiler istenilen neticeyi vermedi; Batı dünyasında da vermedi.

Batı’da da milliyetçilik, göçmeleri dışlama, bencillik, mutsuzluk, sömürü gittikçe artıyor ve engellenemiyor.

İslam dünyasında da bin küsur yıldır içinde bulunduğu sıkıntılardan halkları çıkaracak;

İnançla devleti, halkı barıştıracak;

Müslümanları kamusal alanda da var edecek;

Ama onlar gibi olmayanların da bütün haklarını koruyacak, saygı gösterecek, garantörü olacak;

Adilce üretip, adilce bölüşecek;

Hakka, hukuka, yolsuza, yolda kalmışa, fakire, fukaraya, çaresize kol kanat gerecek bir Müslüman demokrasisi ümit edilmişti.

Peki bu olur mu, olmaz mı?

Bu bir hayal miydi?

İslam'la demokrasi yan yana gelir mi?

Böyle bir şey mümkün mü?

Bu da başka bir uzun felsefi tartışma.

Ama bana göre mümkündür.

Ben halen de aynı şeyi savunuyorum.

Tabi bu konular uzun mevzular, günlük politik tartışmalardan felsefeye, siyaset felsefesine, sosyolojiye geçmek de böyle işi daha da karıştırır belki.

Özet olarak AK Parti'nin bir kentsel dönüşüme gitmesi lazım.

Tabiri caizse kendini yeniden var etmesi lazım.

Meşhur bir şarkı vardı ya;

Tanrım beni baştan yarat.


AK Parti kendini yeniden yaratabilir mi?

O güç, o enerji, o sinerji, o ruh var mı?

Veya geri döner mi, dönebilir mi?

Mevcut kadrolar, çürümüş yapılar böyle tekrar canlandırılabilir mi?

Bunlar gibi, sorulacak onlarca soru var.

Peki ne olur?

Eğer bunu yapmak çok zorsa; neredeyse imkansızsa, mümkün değilse… su akar yolunu bulur.

Belki halk başka maceralara da gider ama neticede döner dolaşır yeni bir didar çıkar ortaya.

Onun için lafı fazla uzatmadan, Karadeniz'in bir tabiri var, yalaka, utanmaz yorumcular, her gece televizyonlarda ardı endam edenlere eğer bakılırsa maalesef durum pek iç açıcı değil.

Ama şu an çok küçük bir ümit de olsa AK Parti içinde ve ona destek veren çevrelerin içinde de durumu doğru düzgün gören, tahlil eden insanlar var.

Dediğim gibi, sayı çok az olsa da…

Ama başta MHP, Devlet Bahçeli, saraydaki anlı şanlı başdanışmanlar, büyük danışmanlar halka hala parmak sallıyorlar.
Belli bir kesim hala şöyle diyor:

"Biz ne yaptıysak doğruydu,

Güvenlikçi politikalar, otoriter politikalar devam etmeli.

Bundan başka bir yol yok.

Biz aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz."


Bunların dediği mi olacak, yoksa hakikaten bir yeniden dirilme mi gerçekleşecek?

Bunu da çok uzun olmayan bir sürede göreceğiz.

İnşallah iyisi olur diyelim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU