Özgür Özel'den "aşırı sağ" uyarısı: Güç birliği yapmalıyız

Özel, “Türkiye’nin birinci partisi olarak, ülkemizin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya ve Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız” dedi

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Bahar Oturumu'nda Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu'nda açıklamalarda bulundu.

Avrupa'da yükselen aşırı sağ tehlikesine dikkat çeken Özel, "Bu nedenle demokratik siyaset güçlendirmeli, partiler arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Daha fazla güç birliği yapmalıyız" dedi.

“Avrupa’nın bütün ülkelerinden ilerici, sosyal demokrat, sosyalist ve çevreci yoldaşlarımızla birlikte 31 Mart günü Türkiye’de partimizin gerçekleştirdiği seçim başarısını tüm Avrupa’ya yaymak bizlerin dayanışmasından, ortak mücadelesinden geçmektedir” diyen Özel, bu çerçevede haziran ayı içindeki Avrupa Parlamentosu seçimlerini de çok önemli gördüklerini vurguladı. Özel, “CHP Genel Başkanı olarak bu seçimlerde ilerici, sosyal demokrat, sol siyasi partilere destek vermeye ve katkı sunmaya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

“Avrupa Birliği’ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır”

Avrupa’nın farklı ülkelerinde yaşayan Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa’yı hedefleyen partilere yöneleceğine inandığını ifade eden Özel, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

Balkan coğrafyasından komşumuz ve Avrupa’nın en genç ülkesi olan Kosova’nın bu toplantılarda Avrupa Konseyi üyeliğinin onaylanmış olmasından da büyük memnuniyet duyduğumuzun altını çizmek isterim. Ülkemiz 1959’da çıktığı Avrupa Birliği yolculuğunun 65’inci yılında halen tam üye statüsü alamamıştır. Bu süreçte her iki tarafın eksik ve hataları nedeniyle ülkemizin tam üyelik hedefi gerçekleşememiştir.  Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki Avrupa Birliği’ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır. AB tam üyeliği, parti olarak bizim de halkımızın da temel hedefidir. Bu, kurucumuzun bize gösterdiği rotadır. Biz Avrupa’nın bir parçasıyız. Türkiye’nin birinci partisi olarak, ülkemizin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya ve Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız.

“Demokrasiye inananlar olarak daha fazla güç birliği yapmalıyız”

Birbirine derinden bağlı olan bu sorunlar silsilesi, halklarımızın ekonomik-sosyal koşullarını ve demokrasilerimizi tehdit etmektedir. Kurulu ekonomik düzenden hak ettiğini alamayan, kendini geride bırakılmış hisseden, gelir adaletsizliğini yaşayan kitleleri, radikal söylemlerle kendine çeken aşırı sağ ideoloji kıta Avrupasının pek çok bölgesinde güçlenmektedir. Yükselen aşırı sağ akımlar ve otoriter eğilimler, tarihin sayfaları arasına gömdüğümüz zararlı ideolojileri tekrar gün yüzüne çıkarmaktadır. İşte biz Türkiye’de bu çoklu krize ortak sorunlara çare üretecek yeni siyasetin önemli ve güçlü adımlarını attık.  Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli, yükselen otoriterliğe karşı partilerimiz arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Demokrasiye inananlar ve yeni bir ekonomik düzeni kurma iradesini taşıyanlar olarak daha fazla güç birliği yapmalıyız. Neoliberal ekonomik düzenin yerine geçecek yeni bir düzen ile katılımcı, demokratik ve eşit temsile dayalı bir yönetim anlayışı ihtiyacımızdır. Ne küresel ne ulusal alanda gelir adaleti sağlanamadığı gibi, aksine her krizde, gelir dağılımı daha da bozulmuştur. Hemen her yerde, en üst yüzde 1’lik grubun geliri artmıştır. Maalesef gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Bu durum hem ulusal hem küresel ölçekte gerilimleri besleyen bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Bu konuda bizlere daha çok görev düşmektedir. Ancak bu şekilde işçilerin, çiftçilerin, dar gelirlilerin ve güvensiz, güvencesiz bırakılan kesimlerin sorunlarına çözüm üretebiliriz.

Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmadan yükselen gerilim tüm dünyada hissedilmeye devam edecektir

Bu gerilimin sadece Orta Doğu coğrafyasında değil, Avrupa ve tüm dünyada büyük kaygıları tetiklediğinin bilincindeyim. Orta Doğu’da tansiyon bu denli yükselmişken, partilerimize düşen görev bu gerilimi düşürecek her çabanın öncüsü olmaktır. Bu konuda kardeş partilerimizle dayanışma içinde her türlü girişime hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü bilinmelidir ki Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmadan, ülkeler arasında yükselen gerilim dinmeyecek, bu tehdit tüm Avrupa’da ve tüm dünyada hissedilmeye devam edecektir. Sorunun kalıcı çözümü için Birleşmiş Milletler’in 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla erişilecek iki devletli oluşuma ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim. Doğrudan sivilleri hedef alan saldırıların devamına göz yumulması ve bazı ülkelerin tutumları, insan hakları gibi temel değerlerin zeminini yok ettiğini bir kez daha vurgulamak isterim. Biz, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözünden hareketle daima barışın sözcüsü, haklının ve mazlumun savunucusu olmaya devam edeceğiz.

“Bütün krizlerin üstesinden gelebilecek güç ve iradeye sahibiz”

Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş bir partinin lideri olarak, köklü bir geleneğin ve önemli bir misyonun temsilcisiyim. Bu misyonun hedefi; çağdaş bir toplum, gelişmiş ve adaletli bir ekonomik düzen oluşturmaktır. Yönetimde aklı ve bilimi hâkim kılmak, saygın, barışçıl ve maceracılıktan uzak bir dış politika ile hem ülkemize hem Avrupa ve dünyaya katkı sağlayacak bir mücadeleyi yürütmektir. Ülkemizde girdiğimiz son seçimlerden aldığımız güçle, Avrupa’daki kardeş partilerimizle yürüteceğimiz sıkı dayanışma ile hedeflerimizi gerçekleştireceğimiz, daha adil ve daha eşit toplumlar oluşturacağımız konusunda umutluyum. Avrupalı demokratlar olarak, bütün krizlerin üstesinden gelebilecek güç ve iradeye sahibiz. Daha demokratik, daha müreffeh, daha güvenli bir Avrupa, bu ailenin her ferdinin daha insan hakları temelinde daha güçlü sosyal devleti ile mümkündür. İşte bu nedenle dayanışma içinde olmalıyız. Biz hem Türkiye’de hem Avrupa’da söz ettiğim ilkelerin kurucu iradesi olduk. Bundan böyle de bu ilkeleri ve değerleri tüm yurttaşlar için geçerli kılacak bir siyasetin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Daha güzel yarınları hep birlikte inşa edeceğimize olan inancımla sizleri selamlıyorum, iyi ki varsınız.

Özel'in yaklaşık 20 dakika süren konuşmasının ardından gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP’nin Genel Başkanı Sayın Özel’e kapımız açık. Ele alacağımız konu başlıklarımız çok, ziyarete geldikleri anda oturur konuşuruz” sözleri hatırlatıldı. Özel, “Önümüzdeki günlerde sayın Erdoğanla yüz yüze bir görüşmemiz olacak” dedi

 

Independeht Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU