Urfa seçimlerinde üçlü denge…

Şeyhmus Çakırtaş Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Türkiye'de her yerel seçim, genel siyaseti şu ya da bu şekilde etkiler. 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler için de durum hemen hemen aynı. Seçimler yerel ama etkisi ve tartışma düzeyi genel.

Siyasi partilerin konumlanmaları, aday profilleri, söylemleri yerel seçimleri aşarak; genel siyasetin tartışıldığı bir arenaya dönüşmüş ve iktidar ile muhalefet arasında geçmişten gelen, giderek derinleşen bir çekişmenin odağına oturmuş durumda. 

Kamuoyunda 31 Mart'a yapılacak yerel seçimlerin önceki seçimlere göre çekişmeli geçeceği öngörüsü vardı ama Yeniden Refah Partisi'nin (YRP) Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) karşısına alıp, AK Parti'den kopanları kendi hanesinde toplayacağı hesapta yoktu.

AK Parti'nin sahasında ortaya çıkan bu durum, iktidar saflarında yer alan ancak şu ya da bu şekilde küsen, ayrılan, çok sayıda siyasetçiyi barındıran bir yapıya dönüş olduğu gözleniyor.  

Kimisi buna "Yeni AK Parti" derken, kimi siyasi gözlemciler ise "yeni yapılanma"dan bahsediyor.

Dolayısıyla ortaya çıkan fotoğrafa göre, seçimlerde oyların büyük çoğunluğu bir merkeze değil, birkaç partiye dağılacak olması süreci önemli kılıyor.  

Bu durum demokrasi açısından olumlu, AK Parti açısından ise iyi bir sonuç doğurmayacağı açık.

Her şeyin tekleştiği bir süreçte, yerel seçimlerde çok sayıda partinin seçimlere katılıp, demokratik süreçte rol almaya çalışması; yerel meclislerin çoğulcu olması demokrasi açısından önem arz edecek.

Seçime kadar bu çoğulcu ortam kendini koruyup, sandığa yansırsa, siyasetin seyri değişebilir.

Ancak şu da unutulmamalıdır ki her siyasi görüşün süreci kendine yontma, yönetme ve devamlılığını sağlama gibi bir özelliği var. 

Mevcut dengelerden yola çıkarak, yerel seçimlerde siyasi partilerin başarısı, sadece kendi seçmenlerine bağlı olmayacak.  

Siyasi partilerin konumlanması, yerel ittifaklar, ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik sorunlar seçim sonuçlarını etkileyeceğine benziyor.

DEM Parti ve YRP bu konuda kilit konuma geldiler. Sahada özellikle iktidarın Yeniden Refah ve DEM partilerinin adaylarının gücünü kırmak için yoğun bir çaba içinde olduğu görülüyor.

Süreç böyle devam ederse yerel seçimler iktidar açısından oldukça çetin geçeceği kuvvetle muhtemel.
 

Mehmet Kasım Gülpınar.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı, AK Parti MKYK üyesi, Şanlıurfa eski Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar’ın, partisinden istifa edip Yeniden Refah Partisi (YRP) Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olması ildeki dengeleri değiştirdi / Fotoğraf: X

 

Seçimlerin çetin geçeceği düşünülen kentlerden biri de Urfa.

Çünkü 4 yasama yılında AK Parti saflarında yer alan Mehmet Kasım Gülpınar partisinden istifa ettikten sonra, Yeniden Refah Partisi Urfa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ilan edildi.

İşte bu gelişme kamuoyunun ilgisini Urfa'ya yoğunlaşmasına, buradaki dengeleri mercek altına alınmasına neden oldu.
 

DSCF2438.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Urfa'nın 2 milyon 213 bini aşkın nüfusu, 1 milyon 219 bin küsur seçmeni ve 3'ü merkezde olmak üzere, toplamda 13 ilçesi var.

Son yıllarda tarihi ve ören yerleri açısından altın çağını yaşayan Urfa; hem Göbeklitepe, Karahantepe ve yaşıtı olan birçok neolitik alanın keşfi hem de Suriye'de yaşanan savaştan kaçanların kitlesel olarak sığınmasından kaynaklı olarak zaten basının ilgi odağındaydı.

Seçimlerin sonucunu etkileyebilecek gelişmeler de eklenince Urfa yeniden gündem oldu.  
 

DSCF0047.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Bu gelişmeleri bir yana bırakırsak, Urfa tipik bir Mezopotamya kenti. Tarihi dokusu ile Ortadoğu, mistik havasıyla biraz Asya'yı çağrıştırıyor.

Çölle dağ arasında sıkışıklığı yaşayan kadim bir kültüre sahip. Biraz Kürdili hicazkâr, az Arabic ve resmi olarak Türki nameler sokaklarında yankılanıyor.

Kozmopolittik bir yapısı olmasına rağmen, tüm yönleriyle muhafazakâr olarak kabul görüyor.

İl genelinde çoğunluğu Kürt olmak üzere, önemli bir Arap ve Türk nüfus yaşıyor.

Viranşehir yöresinde giderek nüfusları azalan Ezidiler, Urfa merkeze bağlı birkaç köyde ise Alevi inancına sahip olanlar var. Kent merkezi ise il genelini yansıtan bir yapıya sahip.

Halklar ve inançlar iç içe yaşıyor olmasına rağmen; kimisi baskın görünüyor, kimisi görünmez olarak hayatını sürdürüyor.

Bunun geçmişten gelen nedenleri var. Urfa kendi halinde bir kentten, 1915 yıllarında nüfusunun önemli bir kısmını, sakinlerini kaybederek içe kapandı ve uzun yıllar her yönüyle çoraklaşmayı yaşadı.

Yıllarca kent susuzluk, yoksulluk ve ağalık sistemiyle anılarak üçüncü sınıf filmlere konu oldu.

Her gelen hükümet Urfa'nın makûs talihini değiştireceği söyleyerek oy topladı ve başarılı da oldu.  

Halk derin bir yoksulluğu yaşarken, vekil olan geniş toprak sahipleri, aristokrat kesim kendi dünyasının vekili oldu ve uzun yıllar durum değişmedi, yoksulluk kentin kaderi oldu. 
 

DSCF4521.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Urfa 1990 yıllarında Atatürk Barajı yapımıyla yeni bir döneme girdi. Köylerdeki susuzluk, gelenekselleşmiş kuru tarım ve unutulmuşluk kabuğunun zorlandığı bir sürece girildi.

 Atatürk Barajı'nda su tutulmaya başlanınca, binlerce dönümlük tarımsal arazi, yüzlerce köy sular altında kalarak, bir göç dalgasına neden oldu.

Bu göçlerin büyük kısmı Urfa merkeze olunca, nüfus kısa bir zamanda önemli oranda arttı.

Sulama kanallarının da devreye girmesiyle ova kısmında tarımsal faaliyetler artarak bir cazibe merkezi oluştu.

Urfa bu kez göç veren değil, göç alan bir kent oldu. Herkes işsizliğin azalacağını, en azından mevsimlik tarım işçilerinim artık başka illere gitmeyeceğini umut ediyordu.  

Ancak öyle olmadı. İşsizlik ve yoksulluk en yakıcı şekilde sürdü, hazihazırda sürüyor...
 

DSCF2493.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Kentin tarihinde üçüncü büyük göç dalgası, Suriye'de halen süren savaşın sonucu oldu.

2011 tarihinden sonra Suriye yerle bir olurken, Urfa'ya süreklileşen bir göç hareketi başladı.

Bugün artık göç büyük oranda dursa da sığınmacı hareketliği halen sürüyor.

Resmi rakamlara göre Urfa sınırlarında sığınmacı sayısı 400 bine yakın. Bu rakamın ötesinde bir hareketlenme olduğu sokakların değişen yüzünden belli.

Eski kent merkezinin büyük kısmı artık sığınmacıların yoğun yaşadığı merkez haline geldi.

İnşaatlarda, ağır işlerde ve sokakta çalışanların çoğu Suriyeli sığınmacı.

Sığınmacıların arasında iş yeri açan, önemli ticari faaliyetlerde bulunan, sanayi bölgesinde boy gösterenler da var. 
 

DSCF0082.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Kentte işsizlik en büyük sorun ve bu tablonun sonucu olarak gelişmişlik düzeyi iller arasında 73. sırada.

Özellikle eğitim, istihdam, alt yapı ve yeşil alan, otopark, konut konusunda ciddi sorunlarla boğuşan bir kent var karşımızda.

Barajın sunduğu sulama olanaklarıyla kent genelinde pamuk, mısır, buğday, mercimek ekimi yapılmasına rağmen, her yıl binlerce mevsimlik tarım işçisi, çalışmak için batı illerine gidiyor olması, gelinen paradoksal durumu anlatmaya yetiyor. 

Gerek deprem gerekse geçen yıl yaşanan sel kentte önemli oranda zarar verirken, ortaya çıkan alt yapı sorunları halen büyük oranda çözüm bekliyor.

Alt yapı sorunları yanında tarımsal alanların imara açılması, bilinçsizce yapılan sulama nedeniyle toprakta oluşan tuzlulaşma kentin ağır gündemini teşkil ediyor.

Ayrıca kişi başına düşen yeşil alan miktarının Türkiye ortalamasının çok altında olması belediyeleri bekleyen önemli problemlerden birkaçı. 
 

DSCF2439.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Kent genelinde kapitalist modernite kırsala kadar yayılsa da aşiretsel yapılar tam tersi bir yol izleyerek göçlerle birlikte köylerden şehir merkezine taşındığı görülüyor.

Aşiretler elbette çeyrek asır önceki yapısını çoktan kaybetti, ancak günümüze uyarlanan yapısıyla varlığını sürdürdü, sürdürüyor.

Gerek siyasi parti örgütlenmelerinde gerekse de kamusal alana yapılan atamalarda bu yapıların ciddi etkisini görmek mümkün.
 

DSCF4989.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Kentte özellikle akçeli işlerde aşiretlerin ismi öne çıkıyor.

Ayrıca, son yıllarda aşiret örgütlenmeleri dernekleşerek, yarı resmi kimliğe bürünerek yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi.

Kırsaldaki gibi, köy odalarına benzer dernek binaları inşa edilip, aşiret üyeleriyle buluşma zemini oluşturuluyor.

Geçmiş yıllarda aşiret oylarının seçim sonuçlarını nasıl değiştirdiği göz önüne alındığında, bu örgütlemelerin süreci idare etmede ne kadar önemli olduğu anlaşılır.

Keza aynı durum tarikat ve şeyh yapılanmalarında da görülüyor.

Tarikatlarda durum birazcık farklı olsa da dernekleşme, vakıflaşma göze çarpıyor.

Özellikle söz konusu seçim olunca, bu yapılar harekete geçiyor ve etkili olmak için çeşitli yöntemler devreye koyuyor.

Birçok siyasi parti de bu durumdan oldukça memnun. Binlerce kişiyi ikna etmektense dernek, vakıf ve tarikatlar vasıtasıyla kısa sürede oy devşirmeyi daha uygun görüyorlar.
 

DSCF4526.JPG
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş

 

Bu gerçeklikler altında, geçmiş seçimler ve sahadaki hareketliliğe bakıldığında seçimlere kısa süre kala Urfa genelinde 3 partinin; yani AK Parti, DEM Parti ve Yeniden Refah Partisi başa baş gittikleri anlaşılıyor. 

Diğer siyasi partilerin saha da sesleri zaman zaman çıksa da oy potansiyelleri seçimi kazanmaya yakın görünmüyor.

CHP, Saadet Partisi, Hüda Par, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve daha birçok parti alanda göze çarpıyor.

MHP ise kentte aday çıkarmayarak, AK Parti'yi destekliyor. 

AKP sahada iktidarın bütün nimetlerinden sonsuz faydalanmanın avantajına sahip olduğunu kamuoyuna yansıtma rahatlığıyla kent merkezide hâkim görünüyor.

Özellikle billboard ve afiş üstünlüğü AK Parti'de olduğu açık seçik ortada.

31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde AK Parti'nin adayı halen büyükşehir belediye başkanı olan Zeynel Abidin Beyazgül.  
 

AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Zeynel Abidin Beyazgül AA.jpg
AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Zeynel Abidin Beyazgül / Fotoğraf: AA

 

2019 yılında yapılan yerel seçimlerde yüzde 62,81 oy alan Beyazgül, yeniden aday gösterilince AK Parti içinde istifalara varan tartışmalara neden oldu.

Bu istifaların en dikkat çeken ismi, 4 yasama dönemi Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte hareket eden, yerel yöneticileri belirleyen, yönetim listelerinde etkin rol oynayan eski milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar.  

Gülpınar'ın istifasının ardından özellikle Siverek, Hilvan ilçelerinde AK Parti örgütlerinde peş peşe kopmalar yaşandı.

Bu gelişmelerden hemen sonra Yeniden Refah Partisi Urfa'da Beyazgül'ün adaylığına karşı çıkan ve bu nedenle AK Parti'den istifa eden Mehmet Kasım Gülpınar'ı hem saflarına aldı hem de büyükşehir belediye başkan adayı yaparak, seçimde yeni bir denge yarattı.

YRP ayrıca, önceki dönemlerde Karaköprü ve Urfa Büyükşehir Belediye Başkanı görevlerinde bulunan Nihat Çiftçi'yi Karakaöprü'den, yine önceki dönemde AK Parti listesinden Eyyübiye Belediye Başkanı olan Memet Ekinci'yi Eyyibye'den, AK Parti listesinde yer alan Mehmet Yalçınkaya'yı Akçakale'den, uzun yıllar AK Parti saflarında meclis üyeliği ve belediye başkan yardımcılığı yapan Hasan İzol'da Siverek'te parti listelerinden aday gösterdi.
 

Mehmet Kasım Gülpınar aa.jpg
Yeniden Refah Partisi Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Kasım Gülpınar / Fotoğraf: AA

 

Mehmet Kasım Gülpınar'ın adaylığı, 31 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AKP tarafından belediye başkan adayı gösterilmeyince, partisinden istifa edip, iktidara rağmen bağımsız olarak seçimlerde başarılı olan Ahmet Eşref Fakıbaba'yı hatırlattı. 

Urfa'da bir kez daha böyle bir sonuç yaşanır mı; bilinmez ama kentte iktidara rağmen, yeniden bir güç toplama süreci yaşandığı açık.  

Sanki tarih tekerrür ediyor;

Fakıbaba da istifasının nedenlerini yerel siyasetçilere bağlayıp, dönemin AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'la çatışmadan kaçınarak AKP saflarından oy almayı hedeflemiş ve başarılı olmuştu.

Böylece, AK Parti genel merkezi "Ceket assak kazanırız" dediği seçimi kaybetmişti.

Süreç ve zaman farklı olsa da benzer bir durum yaşanıyor.

Halk arasında "Şeyh" olarak adlandırılan Mehmet Kasım Gülpınar seçim çalışması yürütürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la karşı karşıya gelmekten imtina ediyor.

Böylelikle AK Parti seçmenlerini ürkmeden oylarını almayı hedefliyor. 

"Mala Şêx" ya da "Mala Bavo" olarak bilinen Gülpınar ailesi Siverek Karacadağ bölgesinde oldukça ciddi bir dinsel güce sahip.

Akraba ve müritlerin bulunduğu köylerde her seçimde mensup olduğu partiye silme oylar çıkıyor.

Mehmet Kasım Gülpınar'ın babası E. Cenap Gülpınar da uzun yıllar ANAP ve AK Parti'de milletvekilliği ve son olarak devlet bakanlığı yapmıştı.

Vefatından sonra bayrağı devralan Kasım Gülpınar, AK Parti'de 4 dönem milletvekili olmasına rağmen, son genel seçimlerde milletvekili listelerinde yer almaması ilişkilerde soğumaya neden olmuş, yerel seçimlerde de aday gösterilmeyince ayrılık fitili ateşlenmişti.

Ancak Şeyh Ailesi ilk kez muhalefet saflarında bir seçime giriyor olacak.

Bu nedenle ne kadar oy alacağını tahmin etmek oldukça güç.

Bugüne kadar iktidarda kalan Gülpınar, muhalefette ne kadar gücünü koruyacak herkes için merak konusu.  

Gülpınar'ın adaylığının AK Parti'yi ciddi şekilde zorladığı AK Parti il yöneticilerin açıklamalarından da anlaşılıyor.

Ak PArti Şanlıurfa İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Beyazgül'ün kamuoyunun önünde yaptıkları açıklamalarda satır aralarında, Gülpınar'ın adaylığının DEM Parti'ye yarayacağı ileri sürmesi, gözlerin DEM Parti'ye çevrilmesine neden oluyor.  
 

 

DEM Parti'nin kent genelinde aşağı yukarı yüzde 30 civarında kemik oyu olduğu tahmin ediliyor. Önceki seçim sonuçları da bunu doğruluyor zaten.

DEM Parti bu süreçte AK Parti tabanından ya da kararsızlardan ne kadar oy alır; bilinmez ama kazanması için yeni seçmenlere ihtiyacı olduğu açık.  

Bu nedenle DEM Parti seçmen listesinde ciddi bir çoğunluğu olan kadın ve gençlere yönelik çalışmalara yönelmiş durumda.  

Eğer gençleri ve kadınları ikna ederse muhafazakâr kesimden iki güçlü adayın varlığını avantaja çevirebilir.

DEM Parti diğer siyasi partilerden farklı olarak iki eş başkanla seçimlere hazırlanıyor.

DEM Parti genel merkezi büyükşehir belediye başkanlığına Eş Başkan Gülşen Özer ve Celalettin Erkmen'i aday gösterdi.  

Özer ve Erkmen, Halkın Emek Partisi (HEP) geleneğini sürdüren siyasi partilerde çeşitli görevler alarak bu günlere geldiler.

DEM'in eş başkan adayı Celalettin Erkmen yıldır bu kulvarda yürüyen, kentte tanınan, bilinen biri. Gülşen Özer ise kadın çalışmalarıyla öne çıkıyor.
 

DEM Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayları Gülşen Özer ve Celalettin Erkmen.jpg
DEM Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayları Gülşen Özer ve Celalettin Erkmen / Kolaj: Independent Türkçe

 

Türkiye'nin en dinamik nüfusa sahip olan Urfa, 18 bin 584 kilometrekarelik alana sahip ve bölgenin de en kalabalık kentlerden biri.

Nüfus artış oranı Türkiye ortalamasının neredeyse 4 katı. Ülke genelinde nüfus artışı 5,5 iken, Urfa'da yüzde 19,9.

Hâl böyle kentte sorunların olması kaçınılmaz oluyor. Giderek kalabalıklaşan kent artık sorunların çözülmesini istiyor. Laf değil, gerçek anlamda hizmet bekliyor.

Bunu göz önüne alan AK Parti, "İstikrar için Beyazgül" sloganı ile seçim kampanyasını sürüdürüyor.

Yeniden Refah Partsisi ise özellikle yolsuzluk vurgusu yaparak, "Samimiyet ve ahlak için Gülpınar" diyor.

DEM Parti ise "Yerel Demokrasi ile Özgür Kentlere" sloganını öne çıkarıyor.

Her 3 partinin güç dengesinin birbirine yakın görülmesi sahada heyecanı artırmış durumda.

7'den 70'e seçimlerin sonucu herkes açısından merak konusu. 
 

 

Urfa'nın ticaret merkezi olan aşağı çarşı diye bilinen Haşimiye ve Balıklıgöl civarı esnafları oluşan dengeye denk bir duruş sergiliyorlar.

Çoğu, görüş belirtmek istemese de seçimlerin başa baş gittiğini konuşuyorlar. Bu durumdan rahatsız olan da var, memnun kalan da.

AK Parti'ye oy verecek olanlar, Gülpınar'a rağmen seçimi yine Beyazgül'ün kazanacağını ileri sürerken; eski AK Parti'li, yeni YRP'li seçmen ise Gülpınar'ı işaret ediyor.

DEM Parti adayının aradan çıkacağını ileri sürenlerin sayısı da az değil.  

Her dönem seçimlerde gözlemci bulunduran Urfa Barosu 31 Mart'ta yapılacak seçimlerde oluşan tablonun dışında seçim güvenliğine dikkat çeken Urfa Baro Başkanı Av. Abdullah Öncel, şöyle diyor:

Bizim için adayların alacağı sonuçtan çok, seçimin güvenlik ve eşitlik içinde geçmesi önemli. Bir hukuk kurumu olmamız nedeniyle işin yasal boyutunu takip ediyoruz. Şu ana kadar elimize ulaşan bilgilere göre seçimlerin adil geçeceğine dair kaygılarımız var.

Bize gelen bilgi ve şikayetlerden özellikle Halfeti'de ciddi oranda seçmen taşındığını dairdir.  Bazı il ve ilçelerde yaşayanların iradesi dışında Halfeti'de seçmen yazıldığı bilgisi geliyor. Bazı vatandaşların bu konuda suç duyurusunda bulunduğu bize ulaşan bilgiler arasında.

Yeniden Refah, DEM ve başka siyasi partilerden seçimlerin güvenliği için bize başvurup müdahil olmamızı istiyorlar. Biz baro olarak seçim sonuçlarından çok oylamanın güvenlik içinde geçmesini ve halkın iradesinin sandığa yansımasını istiyoruz. DEM Parti'nin seçim çalışmalarının sürekli polis gözetiminde geçmesi kaygılarımızı artırıyor. DEM seçmeni kendini fişlenmiş sayıyor.

Ayrıca, bu seçimlerde görüntü kirliliği de göze çarpıyor. Her tarafta afiş ve billboardlar seçim için büyük harcamaların yapıldığı, kamu kaynaklarının tanıtım için kullanıldığı gösteriyor. Bu harcamaların hangi kaynaklardan nasıl karşılandığını merak ediyoruz.


Uzun bir süredir Urfa'da avukatlık yapan ve İslami muhafazakâr, Kurdi kimliğiyle tanınan Şehmus Ülek ise seçimlere dair şunları ifade ediyor:

Bir önceki yerel seçimlerdeki sonuçlar ve Mayıs 2023 milletvekili seçim sonuçları üzerinden değerlendirme yapıldığında, Şanlıurfa'da iktidar partisinin Büyükşehir Belediye Başkanlığını ve 13 ilçeden 2, belki 3'ü dışında tüm ilçelerde belediye başkanlığını zorlanmadan kazanacağı sonucuna ulaşılabilir.

Ancak Şanlıurfa'da özellikle yerel seçimler her zaman sürprizlere açık olmuştur. Örneğin Turgut Özal'ın ANAP'ı Şanlıurfa'daki 7 milletvekilinin tamamını almış iken 1989 yerel seçimlerinde Refah Partisi adayı İbrahim Halil Çelik Şanlıurfa Belediye Başkanlığını ikinci kez kazanmıştır.

Yine iktidardaki AK Parti'nin gücünün zirvesinde olduğu 2009 yerel seçimlerinde Şanlıurfa merkezinde bağımsız aday Ahmet Eşref Fakıbaba belediye başkanlığını kazanmış, 10 ilçenin sadece birini AK Parti kazanabilmiştir. Bu nedenle Şanlıurfa seçmeni bazen Türkiye genelinden farklı bir refleks gösterebilmektedir.

 

Şehmus Ülek'e göre, AK Parti içerisinde uzun yıllar siyaset yapmış ve Şanlıurfa siyasetinde de etkin olmuş Mehmet Kasım Gülpınar'ı büyükşehir belediye başkan adayı yapan; yine geçmişte büyükşehir belediye başkanlığı yapmış veya halen belediye başkanı olan adaylarla ilçelerde seçim yarışına giren Yeniden Refah Partisi Şanlıurfa seçimlerinde küçümsenmeyecek bir rüzgâr yakalamışa benziyor.

Ülek, "AK Parti adaylarına karşı Yeniden Refah Partisi faktörünün devreye girmesiyle birlikte DEM Parti de Şanlıurfa Büyükşehir ve ilçe belediyeleri için iddialı bir seçim yarışı içerisine girmiş bulunuyor. Harran, Akçakale ve merkez ilçeler dışındaki ilçelerde ciddi bir oy potansiyeli bulunan ve birçok ilçeyi geçmişte kazanmış olan DEM Parti ilçelerin en azından yarısında iddialı bir şekilde seçime giriyor. Büyükşehirde ise oyununun zirvesini Mart 2014 yerel seçimlerinde Osman Baydemir ile (yüzde 31) yakaladı. Seçimi kazanmak için bunun üzerine çıkması gerekecek" şeklinde konuşuyor.

Bölgede uzun süredir gazetecilik yapan Ferhat Özer ise süreci şöyle okuyor:

Urfa AK Parti'nin yıllardır kalesi halinde. İkinci parti ise HDP bugünkü adıyla DEM Partisi. Geçmiş yıllarda AK Parti yüzde 60, HDP yüzde 40 bantlarında oy almıştı. 2024 seçimleri birçok şeyi Urfa'da değiştirdi. Adına ister Yeniden AK Parti ister küçük AK Parti isterseniz yeniden Yeniden Refah deyin. Yeniden Refah Partisi ilk kez Urfa'da bu seçimlerde söz sahibi oldu. Eğer DEM ve Yeniden Refah 2019 seçimlerindeki gibi ittifak sağlasaydı kazanma şansları yüzde yüz olurdu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU