Mısır, Afrika'daki askeri nüfuzunu genişletiyor

Mısır, Nil Havzası ve Afrika Boynuzu'ndaki askeri nüfuzunu güçlendirmeyi amaçlıyor

İllüstrasyon: Sebastien Thibault

Mısır, Nil Havzası ve Afrika Boynuzu'ndaki askeri nüfuzunu güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu durum, Kahire'nin söz konusu iki coğrafi bölgedeki savunma yetkilileri tarafından ziyaret edildiğinde gösterdiği sıcaklıktan da açıkça anlaşılıyor. Son olarak Kenya Savunma Bakanı Aden Duale bu ayın başlarında kıtanın en kuzeydoğusundaki ülke olan Mısır'la askeri iş birliğini artırma planları çerçevesinde Mısır’a geldi. Duale, Mısır Savunma Bakanı ve bir grup savunma sanayi yetkilisi ile yaptığı görüşmelerin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile bir araya geldi.

Duale, ziyareti sırasında bir Kenya gazetesine verdiği demeçte, ‘Mısır'daki köklü savunma mühendisliği endüstrisini Kenya'nın savunma altyapısını güçlendirmesi için bir fırsat olarak gördüğünü’ ifade etti. Duale, “Bilgi ve tecrübe alışverişi savunma sektörünün ve gelişiminin önünü açabilir” dedi.

Duale'nin Kahire'ye gelmesinden iki hafta önce Mısırlı bir askeri heyet, savunma ve güvenlik iş birliği konusunda görüşmelerde bulunmak üzere Kenya'nın başkenti Nairobi'yi ziyaret etti.

Bu ziyaret, Mısır Başbakanı'nın yağmur suyu toplama barajları, yeraltı suyu kuyuları ve modern sulama programları da dahil olmak üzere iş birliği ve ortak projeleri görüşmek üzere Kenya Devlet Başkanı William Ruto ile Nairobi’de bir araya geldiği ziyaretten yaklaşık dört ay sonra gerçekleşti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Derin kökler

Mısır'ın, Nil Havzası ve Afrika Boynuzu ülkelerine odaklanarak kıtadaki dost ülkelerle iş birliğini geliştirme arzusunun kökleri, Kahire'nin ulusal güvenlik kavramına, bu güvenliğe karşı ortaya çıkan zorluklara ve bu önemli bölgelerdeki gelişmelere dayanıyor.

Nil Havzası ve Afrika Boynuzu'ndaki durum, binlerce yıldır varlığını sürdüren ancak son dönemde kıtada ve çevresinde yaşanan gelişmeler nedeniyle varoluşsal tehditlerle karşı karşıya kalan Mısır'ın can damarlarını doğrudan etkiliyor.

Mısır'ın can damarı, ülkenin tatlı su ihtiyacının yaklaşık yüzde 90'ını sağlayan Nil Nehri ve Mısır ekonomisini ayakta tutan Süveyş Kanalı'dır.

Mısır kısmen büyük bir ithalatçıdan geniş bir silah yelpazesi üreticisine dönüşüyor.

Mısır'ın Nil Nehri suyu tedariki, son yıllarda Etiyopya'nın Nil'in ana kolu olan Mavi Nil üzerinde milyarlarca dolarlık bir baraj inşa etmesiyle ciddi bir baskı altına girdi.

Etiyopya barajı Mısır'ın Nil suyundan yıllık payını ciddi oranda azaltacak, milyonlarca dönüm Mısır tarım arazisinin yok olmasına kapı açacak, Mısır'daki gıda kıtlığını daha da artıracak ve Mısır için ekonomik yıkımın habercisi olacak.

Barajın işletilmesi ve rezervuarın doldurulması konusunda Etiyopya ile yaklaşık 10 yıl süren müzakerelerin sonuç vermemesi, Mısırlı müzakerecilerin müzakere masasından çekilmesine ve Mısır'ın Etiyopya ile müzakerelerde bir seçenek olarak müzakerelerden vazgeçmesine neden oldu. Söz konusu baraj Mısır'ın ulusal güvenliğine tehdit olarak değerlendiriliyor.

Mısır'ın su tedarikine yönelik bu tehditler, özellikle Yemen'deki Husi milislerinin Babu’l Mendeb Boğazı'ndan geçen gemilere yönelik saldırılarını arttırması nedeniyle Kızıldeniz'de seyrüsefere yönelik tehditlerle örtüşüyor.

Kahire'nin korkularını artıran husus, aralarında Nil Havzası'nın baş düşmanı Etiyopya'nın da bulunduğu rakip ülkelerin Kızıldeniz'de yer edinme arzusudur. Bu, Kahire'nin Kızıldeniz'in güney girişindeki Süveyş Kanalı'na gidiş-dönüş trafik akışını korumak için önlemler almasını zorunlu kılıyor.

Artan nüfuz

Mısır, bu iki bölgedeki nüfuzunu artırmak amacıyla Nil Havzası ve Afrika Boynuzu ülkeleriyle iş birliğini güçlendirmek için önemli kaynak ayırıyor. Bu ülkelerde yağmur suyunu toplamak için barajlar inşa ediyor, modern sulama teknolojilerini aktarıyor, Mısır kurumlarında nitelikli kişilere eğitim veriyor ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkilerini azaltmalarına yardımcı oluyor.

Kahire tüm bunlarla bu ülkeleri Nil Nehri üzerinde baraj inşa etmekten caydırmayı ve onları su kaynaklarını zenginleştirmenin, gıda üretmenin ve elektrik üretmenin alternatif yollarının mümkün olduğu konusunda ikna etmeyi amaçlıyor.

Ancak son yıllarda Mısır, kayda değer bir avantaja sahip olduğu bir alanı, yani askeri alanı kullanarak, başta Nil Havzası ve Afrika Boynuzu olmak üzere kıta üzerindeki nüfuzunu genişletmeye başladı. Bu aynı zamanda Mısır'ın kısmen büyük bir silah ithalatçısından geniş bir silah yelpazesi üreticisine dönüştüğü bir döneme denk geliyor.

Geçen birkaç yılda Mısır, birçok Afrika ülkesiyle çok sayıda savunma iş birliği anlaşması imzaladı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler uzmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid Al Majalla'ye verdiği demeçte şunları söyledi:

Mısır, gözle görülür bir avantaja sahip olduğu alanlarda dost Afrika ülkelerine fayda sağlayabilir. Mısır, yerel olarak üretilen bazı silahları diğer Afrika ülkelerine satmaya başladı ve gelecekte talep arttığında daha fazla anlaşma yapılması da mümkün.

Mısır ordusu, geçen yılın sonlarında en önemli savunma fuarı olan IDEX'te yerel olarak üretilen çok çeşitli silahları sergiledi. Sergilenen ekipmanlar arasında diğer pek çok şeyin yanı sıra fırkateynler, zırhlı araçlar, parazit önleyici cihazlar, beton delici bombalar, mobil komuta merkezleri, füze rampaları ve radyasyon dedektörleri yer alıyor.

Arap ve Afrika bölgelerinin en güçlü ordusu olan Mısır ordusu, terörle mücadele operasyonları ve konvansiyonel savaşlardaki seçkin geçmişi sayesinde, kendisini kıtadaki diğer ülkelere yardım edebilecek iyi bir konumda buluyor.

Bu da Mısır'a terörizmin gerçek bir tehdit olduğu bir kıtada, özellikle de terör örgütlerinin kök salıp büyüdüğü bir ortamda, siyasi bir koz sağlıyor. DEAŞ, Boko Haram ve eş-Şebab söz konusu terör örgütlerinden yalnızca birkaçı.

Afrika’ya dönüş

Geçen birkaç yılda Mısır, bir dizi Afrika ülkesiyle, özellikle Nil Havzası ve Afrika Boynuzu ülkelerine odaklanan çok sayıda savunma ve güvenlik iş birliği anlaşması imzaladı. Yalnızca 2021 yılında bu bağlamda Kenya ile savunma iş birliği için teknik bir anlaşma, Güney Sudan ile savunma ve güvenlik iş birliği için bir başka anlaşma, Uganda ile askeri istihbarat değişimi için üçüncü bir anlaşma ve Burundi ile ortak tatbikatlar için bir başka anlaşma olmak üzere toplam dört anlaşma imzalandı.

Mısır'ın kıtadaki dost ülkelerle ilişkilere yeniden ilgi göstermesi, özellikle Arap ülkeleri, Avrupa ve ABD ile ilişkileri güçlendirmekle daha çok ilgilenen merhum Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek döneminde onlarca yıl süren uzaklaşmanın ardından geldi.

Mısır'ın Mübarek yönetiminin son yıllarında Afrika'da yer almaması, bazı güçlere Mısır'ın bıraktığı boşluğu doldurma fırsatı verdi.

Mübarek'in özellikle de 1995 yılında Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa’da gerçekleşen bir suikast girişiminden mucizevi bir şekilde kurtulduktan sonra Afrika ülkeleriyle olan soğuk ilişkileri, Mısır'ın 1952'de monarşiyi devirmesinden bu yana kıtaya yönelik politikalarıyla tam bir tezat oluşturuyordu.

Mısır'ın Afrika'daki politikaları 1980'lerin başına kadar dost Afrika ülkelerinin bağımsızlık kazanmasına ve kalkınma yolunda ilerlemesine yardımcı olmaya odaklanmış olsa da, Mısır'ın mevcut politikaları kendi çıkarlarını, özellikle de Kızıldeniz ve Nil Havzası'ndaki çıkarlarını savunmaya odaklanıyor.

Mübarek yönetiminin son on beş yılında Mısır'ın kıtadan uzak kalması, rakip bölgesel ve uluslararası güçlere Mübarek'in bıraktığı boşluğu doldurma fırsatı verdiği için Mısır'a pahalıya mal oldu. Böylece Mısır, muazzam siyasi ve ekonomik fırsatları kaçırdı.

Kahire'deki gözlemciler, Mısır'ın ulusal güvenliğini (özellikle de Nil Nehri meselesiyle ilgili olarak), bu Arap devletinin varlığını tehdit edecek derecede tehlikeye sokan şeyin de aynı yokluk olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Afrika meseleleri uzmanı Rodina Yasin şu ifadeleri kullandı:

Bu yokluk, Mısır'ın dost Afrika ülkeleriyle ilişkilerini her cephede etkiledi. Ancak Mısır şu anda kıtaya geri dönmek için çok çalışıyor ve ilişkileri tekrar doğru yola sokabilecek tüm araçlara odaklanıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU