Hindistan'ın "Küresel Kamu Meydanı" Raisina Diyaloğu

Hindistan'ın, "gezegene hizmet eden bir platform" olarak düşünülen, bu nedenle "küresel kamu meydanı" olarak nitelenen, Raisina Diyaloğu'nun dokuzuncu baskısı bu yıl 21-23 Şubat tarihleri arasında 100'den fazla ülkeden neredeyse 2 binin üzerinde katılımcı ile yapıldı.

Peki, nedir bu Raisina Diyaloğu? 

Daha da önemlisi, Hindistan için ne anlama geliyor?
 

Raisina Diyaloğu, 2016 yılından bu yana periyodik olarak her yıl Hindistan Dışişleri Bakanlığı'nın ortaklığı ile Hindistan'ın etkili bağımsız düşünce kuruluşlarından olan Observer Araştırma Vakfı'nın ev sahipliğinde genellikle yılın ilk 4 ayından birinde 3 gün süre ile başkent Yeni Delhi'de düzenlenen Hindistan'ın önde gelen dış politika konferansı.

(Bizim 2021 yılında başlayan Antalya Diplomasi Forumu'muz akıllara gelmiştir...)

Raisina Diyaloğu ismini, Hindistan Cumhurbaşkanı'nın resmi konutu olan Rashtrapati Bhavan da dâhil olmak üzere başbakanlık ofisi ve diğer birçok önemli bakanlığın bulunduğu sekreterlikler gibi, Hindistan'ın en önemli hükümet binalarının yer aldığı Raisina Tepesi'nden alıyor.

Ana gündem olarak jeopolitik ve jeo-ekonomik konulara odaklanan etkili bir konferans serisi olan Raisina Diyaloğu'nun çok net iki amacı var:

Hindistan'ın dünya politikasındaki konulara ilişkin bakış açısını yansıtmak ve onun dünya sahnesinde önemli bir oyuncu olarak konumunu güçlendirmek.
 

Politika ve iş dünyası ile medya, sivil toplum ve düşünce liderlerinin dünyanın durumunu tartışmak ve çeşitli güncel konularda işbirliği fırsatlarını keşfetmek için katıldığı çok paydaşlı, sektörler arası bir tartışma platformu olarak tasarlanan ve dünya politikasındaki kritik konular üzerine odaklanan konferans gerçekte Singapur'un Shangri-La Diyaloğu'ndan ilham alınarak 2016 yılında başlatıldı.

Konferansın 2017'de gerçekleşen ikinci baskısı ilk kez Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin katılımına, 2018'de gerçekleşen üçüncü baskısı ise ilk kez yabancı bir hükümet başkanının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, katılımına tanık oldu.

Neredeyse 100 katılımcı ile ufak çaplı bir görüş alışverişi şeklinde başlayan Raisina Diyaloğu'nun bugün onlarca ülkeden binleri aşan katılımcı ile yoluna devam ediyor oluşu, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin 2017'den itibaren her yıl titizlikle katılım sağlaması ile mümkün olduğuna inanılıyor.
 

Raisina Diyaloğu'nun ilk baskısının teması, Asya'nın bölgesel ve küresel bağlantısı iken ikincisinin, yeni normal olarak çok kutupluluk ve çok taraflılık ve üçüncüsünün teması, kolektif eylem ile yıkıcı geçişleri yönetmek üzerine odaklandı.

Norveç Başbakanı Erna Solberg'in açılış konuşmasını yaptığı dördüncü baskısının teması ise akışkan ortaklıklar ile belirsiz sonuçlar gölgesinde dünyanın yeniden düzenlenmesi iken beşincisinin, iklim değişikliği ile dijital çağdaki teknoloji ve demokrasi ile güvenliğe yönelik tehditlerdi.

Koronavirüs salgını nedeni ile sanal olarak düzenlenen ve Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame ile Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen'in baş konuk olarak bağlantı sağladığı ve ayrıca Avustralya Başbakanı Scott Morrison ile Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in katıldığı altıncı baskının odağı, salgın ve aykırılık gibi kontrol dışı problemler iken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in baş konuk olarak katılım sağladığı Raisina 2022'nin odağı, yeni bir alan olarak ağ bağlantılı küresel düzen ve 2023'te gerçekleşen ve Hindistan hükümeti ile yakın bağlar geliştiren İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin baş konuk olarak katıldığı sekizinci baskısının teması da dünya politikasındaki veya dünya düzenindeki belirsizlikler üzerine odaklandı.
 

"Hindistan'ın Akdeniz'e ve Avrupa'ya açılan kapısı", "Yunanistan'ın Asya'ya açılan kapısı" olarak, Yeni Delhi ve Atina'nın 21'inci yüzyılda "birbirlerini yeniden keşfettiği" bir dönemde, bu yıl Raisina 2024'ün baş konuğu ve açılış konuşmacısı olarak Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis katılım sağladı.
 

Hindistan'ın, "21'inci yüzyıl için bir strateji yaratabilir miyiz?" sorusunun yanıtını aradığı Raisina 2024'ün teması ise "Chaturanga: Çatışma, Yarış, İşbirliği, Yaratmak" ana başlığı altında sunuldu.

Chaturanga, -düzenin güç kullanılarak sağlandığı eski zamanlarda çok önemli birer araç olarak- piyade, süvari, fil ve at arabası olmak üzere 4 ana unsuru olan antik bir Hint strateji oyunu ve aynı zamanda da modern satrancın atası anlamına geliyor.

Artık zaman değişmiş ve araçlar değişmiş olsa da amaçlar ve motivasyonlar aynı kalıyor; "çatışmanın", "yarışın" ve "işbirliğinin" akışkan ve bulanık olduğu bir dönemde yeniden kurulmayı bekleyen 21'inci yüzyılın bu belirsiz ve bulanık düzeninde kendi ulusal çıkarlarını ve küresel ideallerini gözeten "güçlü bir strateji yaratmaya" çalışan ülkeler arasında Hindistan da "milliyetçi bir Hindistan" olarak, yani "daha çok Hindistan" olarak, yani "Bharat" olarak kendini kanıtlama çabasında.

Hindistan için çok önemli olan Raisina Diyaloğu ise bu yolda Hindistan'ın spesifik olarak salt kendi inisiyatifi ile dünyaya kendini ifade ettiği bir "küresel kamu meydanı" olarak kritik bir araç görevi görüyor.
 

Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar, son kitabında devlet yönetimine ilişkin düşüncelerinin önemli ölçüde ilerlediğini gösteriyor

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar'ın Ocak 2024'te piyasaya çıkan "Why Bharat Matters" kitabından bir alıntı ile sonlandıralım:

Önümüzdeki görev, Hindistan'ın yalnızca gelişmiş bir ülke değil, aynı zamanda lider bir güç olması için Amrit Kaal'ın* temellerini atmaktır. Bu nedenle Sabka Saath, Sabka Vikas (herkesin ilerlemesi için herkesle birlikte çalışmak) iç politikada olduğu kadar dış politikada da önemlidir.

^{* Amrit Kaal Vedik astrolojiden geliyor. Yeni bir işe başlamanın en hayırlı zamanıdır ve insanlara, meleklere ve diğer canlılara daha büyük mutlulukların kapılarının açıldığı bir dönemi ifade eder. Kabaca Altın Çağ anlamına gelen Amrit Kaal teriminin ilk kez Hindistan Başbakanı Narendra Modi tarafından 75. Bağımsızlık Günü kutlamalarında kullanıldığını belirtmekte fayda var.}

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.