Ugandalı Yargıç Julia Sebutinde, Afrika'nın İsrailoğullarını köleleştirmesinin bedelini mi ödüyor?

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Güney Afrika'nın İsrail aleyhinde açtığı davaya dair en çok konuşulanlardan biri Adalet Divanı'nın jüri koltuğuna oturan ilk Afrikalı kadın olma unvanına sahip Ugandalı Yargıç Julia Sebutinde'nin İsrail lehine oy kullanması oldu.  

Uluslararası Adalet Divanı'nda tüm jüri üyeleri İsrail'in Filistinlileri korumasını emreden, soykırım eylemlerinin cezalandırılması ve önlenmesi ile savaştan zarar gören Gazze'ye insani yardım girişine izin verilmesini de içeren altı geçici tedbir lehinde oy kullanırken, jüri üyesi Julia Sebutinde bu tedbirlere karşı çıkarak İsrail lehine oy kullanan diğer jüri üyesi İsrailli Aharon Barak'ın dahi ötesine geçti. 

Ugandalı yargıcın beklenmedik tavrının hemen ardından, Uganda'nın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi ve Büyükelçisi Adonia Ayebare, X'te yaptığı paylaşımda yargıcın verdiği kararın Uganda Hükümetini temsil etmediğini ve Uganda'nın Filistin halkına destek verdiğini açıkladı.

Lakin, çok daha ilginç bir gelişme yaşandı ve Yargıç Sebutinde terfi ederek Uluslararası Adalet Divanı'nın başkan yardımcısı olarak atandı.

Adalet Divanı'nda başkan ve başkan yardımcısının ataması için yapılan gizli oylamada, oyların yüzde 50'den fazlasını kazandı.

Bu terfi ile Uluslararası Adalet Divanı'nın güvenilirliği kadar jüri üyelerinin tutarsız tavrı da sorgulanmaya başladı.

Zira dava süresince İsrail aleyhine karar veren jüri üyeleri, İsrail'i İsrailli yargıçtan bile daha fazla savunan bir yargıcın başkan yardımcısı olması için oy vererek son derece çelişkili bir tutum ortaya koydular. 


Yargıcın motivasyon kaynağı: Hristiyan Siyonizmi 

Davada görev alan tüm diğer yargıçların aksine, Ugandalı yargıcın insani yardıma dahi karşı çıkacak bir tavır sergilemesinin ve kısa süre sonra mahkemedeki diğer yargıçların oylarını alarak terfi etmesinin ardında yatan sebep her yere ve her kuruma sızan Hristiyan Siyonizmi'dir.  

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Daha önce "Afrika'da yeni bir sömürgecilik projesi olarak Hristiyan Siyonizmi" başlıklı yazımda detaylarıyla bahsettiğim Hristiyan Siyonizmi, bugün İsrail'in gerçekleştirdiği katliamı meşru göstermek ve büyük İsrail'in kurulmasını desteklemek için çaba gösteren tüm kurum, kişi ve devletlerin ortak paydası. 

Yargıç Julia Sebutinde Evanjelik mezhebine bağlı koyu bir Siyonist. O, İsrail'den bile daha İsrailci tavır aldığı davada Siyonizmin temel ilkesine, yani İsrail devletinin korunmasına hizmet ediyor.

Sebutinde Uganda'nın meşhur Pentekostal Evanjelik kilisesi Watoto Kilisesi'ne mensup. 1

Bu kilise, ekim ayında Instagram hesabında "Tanrı'nın Krallığı'nın İsrail'deki uzantısına katılmak için ne kadar inanılmaz bir fırsatımız var. İsrail'deki yaşamları İsa'nın sevgisiyle dönüştürmek için yerel bakanlıkları güçlendiren küresel bir inananlar ailesi olan İsrail ile İlgili Bakanlıklar Kardeşliği (FIRM) ile ortak olduğumuz için çok sayıda yaşam etkileniyor" mesajını paylaşmıştı. 

Uganda Covenant Nations Kilisesi'nin kurucu papazı, Yargıç Sebutinde'nin bir fotoğrafını paylaşarak şunları söyledi:

Tüm kahramanlar pelerin giymez. Julia Sebutinde Adalet Divanı'nda tarihî bir duruş sergiledi. Tanrı onu her zaman rahmetle ansın ve Uganda bir ulus olarak her zaman Tanrı'nın yanında yer alsın.


Sebutinde, bu tavrının hemen ardından Siyonist Yahudi yayın organları tarafından da kahraman ilan edildi.

Kimileri onu Rose Park'a benzeterek övdü. Nitekim çok geçmeden de terfi ettirilmesi sağlandı. 


Afrika Yahudileri köleleştirmenin bedelini ödüyor!

Sebutinde'nin İsrail lehine gösterdiği tavrın Uganda'yı temsil edip etmediği konusu biraz karışık.

10 yıl önce Uganda'daki Hristiyanların (toplam nüfusun yüzde 85'ini oluşturuyor) yüzde 30'unun Evanjelik hareketlere katıldığı tahmin ediliyordu ve bu sayı muhtemelen şimdi çok daha yüksek. 2

2019 yılında Uganda Devlet Başkanı Yoveni Museveni'nin eşi Janet Museveni halka seslenmek için sosyal medyada bir yazı paylaştı. 

Janet Museveni "Bana anne demeyi seçen tüm Ugandalı çocuklara" başlıklı mektubunda şu ifadelere yer vermişti:

Mısır'a önce misafir ya da kıtlıktan kaçan mülteciler olarak gelen İsrailoğulları'nın talihi çok geçmeden tersine döndü ve 400 yıl boyunca Mısır'ın kölesi oldular.

Afrika, İsrailoğullarını 400 yıl boyunca köleleştirerek büyük bir günah işlemiş ve bu günah, şeytani Atlantik ötesi köle ticaretinin ortaya çıkmasıyla Afrika kıtasına musallat olmuştur.

Bu yıl 2019, ilk Afrikalı kölelerin Amerika'ya gelişinin ve ardından Afrikalıların sömürülmesinin 400. yıl dönümüdür.
 
Bu yıl dönümü tarihimizde bir dönüm noktasıdır ve geleceğe bakarken dua etme, düşünme ve kesin kararlılık gösterme zamanıdır. 3


İnsan hakları alanında doktora yapan siyah bir kadın yargıcın bu davada ön plana çıkarılması ve Amerika adına İsrail lehine açıklanan kararlarda verilen oylarda hep siyah isimlerin yer alması da tesadüf değil.

Hristiyan Siyonizmi bilinçli yaptığı bu seçimlerle Afrikalılara, tam da Janeth Museveni'nin bahsettiği "bedeli" ödetiyor olabilir mi?


Uganda'nın tutarsız tavrı

Kafaların karıştığı nokta, Uganda'nın 38 yıldır görevde olan devlet başkanı Yoveni Museveni'nin dava ile aynı döneme denk gelen Bağlantısızlar Hareketi (NAM) Zirvesinde Ugandalı Yargıç Sebutinde'nin tam tersi yönde bir tavır sergilemesi oldu. 4

Tarafsız ülkelerin oluşturduğu Bağlantısızlar Hareketi'nin 19. zirvesi Uganda'nın başkenti Kampala'da düzenlendi. 

Zirvede İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik yasadışı askerî saldırıları kınanarak, kalıcı bir insani ateşkes çağrısında bulunuldu.  

Bağlantısızlar Hareketi'nin başkanlığını üç yıl süreyle üstlenecek olan Museveni'nin sözleri şu şekilde oldu:

Bu savaşın (İsrail ve Filistin) tüm bölgelere yayılmasını engellemek için elimizden geleni yapmalıyız. İsrailliler ve Filistinliler için iki devletli çözümün kabul edilmemesi ve Filistin halkına baskı yapılması kabul edilemez. Filistin halkının kendi devletine sahip olma hakkı herkes tarafından tanınmalıdır.

 
Her ne kadar son yaşananlarda Museveni Filistin halkının yanında yer alan bir tavır sergilemeye çalışsa da Museveni'nin İsrail'e karşı net bir tavır aldığını söylemek zor.

Zira Museveni'nin görev süresi boyunca İsrail ile iyi ilişkiler kurduğu, bilhassa tarım ve teknoloji alanında İsrail ile iş birliği içinde olduğu biliniyor. 

Lakin bu noktadan sonra olay Ugandalı yargıcın Uganda'yı temsil edip etmemesinin ötesine geçiyor.  

Divandaki diğer jüri üyelerinin yarıdan fazlasının oylarıyla İsrail destekçisi yargıcı "başkan yardımcısı" olarak atayan gücün kim yada kimler olduğunu ve jüri üyeleri dava sürecince başka, başkanlık oylamasında başka davranan Uluslararası Adalet Divanı'nın neyi temsil ettiğini, ilerleyen süreçte bu tartışmalı atamanın ne gibi sonuçlara yol açacağını sormalıyız. 

 

 

Kaynaklar: 

1. https://observer.ug/index.php/viewpoint/80487-for-the-bible-tells-me-so-judge-sebutinde-the-s-africa-israel-dispute-part-ii 
2. https://joshuaproject.net/countries/ug 
3. https://www.facebook.com/JanetKMuseveni/posts/a-letter-to-all-ugandan-children-who-call-me-maama-by-choicethe-bible-informs-us/1090434337818863/  
4. https://www.dawn.com/news/1809428 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU