Yaşanmayan sel

Fotoğraf: Marcin Nowak/LNP

Taşınabilir tüm eşyalarımızı doldurduğumuz çantalarımızı taşıyarak göçmenler gibi Paris'ten deniz yoluyla Londra'ya geldik.

Feribot ile tren arasındaki yol boyunca, beklenen sel felaketine karşı uyaran posterlerin çokluğu bizi şaşırttı.

Ertesi gün ve onu takip eden günlerde kendimizi bir poster, talimatlar ve uyarılar seli içinde dönerken bulduk.

Hiçbirine uymadık, çünkü biz bu olayların ancak tarih kitaplarında ve filmlerde olduğuna inanıyorduk.

Beklenen tarih geldi ve ortada sele dair hiçbir iz yoktu. Thames Nehri ve kıyıları sakindi. Seller tarihte kalmaya devam etti.

Bu yıl ve bu ayda Londra, 1524'te yaşanmayan büyük seli hatırladı. Bir yıl öncesinden astrologlar, 1 Şubat'ta büyük bir selin Avrupa'yı yutacağı ve en büyük selin Londra ve Thames Nehri kıyılarında yaşanacağı konusunda uyarmaya başlamışlardı.

Bunun üzerine bazı insanlar barajlar ve barikatlar inşa etmeye başlarken, Roma'da halk şehri terk ederek yaylalara ve şehrin yedi güzel tepesine taşınmıştı.

İnsanlar erzaklar hazırlamışlardı. Alman şehirlerinde duvarlar yükseltilmiş, Viyana ve çevresinde insanlar topraklarını düşük fiyatlarla satmışlardı.

Gök bilimciler şu konuda hemfikir ve kesindiler:

Dünyanın her yerinde yüzyıllardır görülmemiş dönüşümler ve değişimler meydana gelecek. Bu da 1499 ile 1531 yılları arasında sel ve felaketlere yol açacak.
 


İtalyan bilim adamı Luca Crico, 1425 yılında Avrupa'nın büyük bir bölümünün sular altında kalacağını, yağışların 40 gün devam edeceğini söylemişti.

Diğer bilim adamları da benzer tahminlerde bulunmuşlardı ve içlerinden biri şunu eklemişti; köylü isyanları da yaşanacak.

Belçikalı bilim adamı Cornelis de Schipper, selin, özellikle kadınlar ve Yahudiler arasında çok sayıda ölüme yol açacağını öngörmüştü.

Bunların hiçbiri olmadı. İnsanlar o ay kurak ve yağmursuz geçtiğinde astrologlarla alay ettiler.

Ama köylüler arasında bazı isyan hareketleri yaşandı ve bu da astrolog ve bilim adamlarının bu başarısızlığını bir miktar telafi etti.

Ancak başarısızlık gökbilimcilere büyük zarar verdi. Yeteneklerini sorgulayan şiddetli kampanyalara maruz kaldılar.

Bilim adamları bunlara karşı kendilerini şiddetle savundular.

Bazıları ise birkaçının yaptığı hataların tümünü ilgilendirmediğini, yani sanatçının sanatında kötü olmasının, o sanatın tamamen kötü olduğu anlamına gelmediğini söylediler.

Astronomi 17'nci yüzyıla kadar bir bilim olarak öğretilmeye devam etti. Ancak özel düzeyde hâlâ varlığını sürdürüyor.

İki Fransız cumhurbaşkanı, Jacques Chirac ve François Mitterrand, Elysee Sarayı'nda kaldıkları süre boyunca astrologlara danışırlardı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU