Yerinden çıkarılma

İnsan, Gazzelilerin evlerinden sokaklara, kuzeyden güneye, sefaletten ölüme doğru çıkarılmasını izlerken kendinden nefret ediyor

Fotoğraf: Ali Jadallah/AA

İsrailliler, dünyada medyanın efendileriydi.

Arapların ölçülemeyecek kadar önündelerdi.

1967 yenilgisinde bizi Batı'da alay konusu yaptılar.

Zayıf ve mağlup imajından sonra Araplar için vahşi terörist imajını oluşturdular.

Propaganda ve medya alanında Araplar çoktan mağlup olmuş gibi görünüyordu.

Tabii bazen cahil veya tekinsiz kişiler aracılığıyla bu imajın pekiştirilmesinde ve vurgulanmasında katkımız olduğu da söylenebilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsraillilerin medya savaşını peşinen kaybettiği tek yer Gazze'ydi.

İsrailliler her şeyden önce kaybetmiş, kırılmış ve yenilmeye hazır görünüyordu.

Sonra kadınları ve çocukları bombalamaktan, milyonlarca insanı yerinden etmekten, aç bırakmaktan, uluslararası yasa ve standartları çiğnemekten ve kurtarma, tedavi, sanitasyon ve hastalık ve salgınlara müdahale sistemlerini yok etmekten vazgeçmeyen bir vahşi imajıyla ortaya çıktı.

İsrail, kesintisiz bir şekilde, insanlığın daha önce hiç tanık olmadığı bir cehennem oluşturdu. Yaptığı şeyleri savunması imkansız bir noktaya getirdi.

İki ay süren katliamların ardından makine eski işine ve rolüne geri dönmeye çalışıyor, ancak bir feryat ormanında her şey gülerken ağlıyor.

Siyonist hareketin yazarları ve gazetecileri, her gün yerinden edilen ve öldürülen binlerce insana karşılık, vahşetler ve bireysel vakalar hakkında yazıyorlar. İsrail'in vahşetini anlatacak hiçbir kelime yok.

Filistinlilerin yaralarını, acılarını ve İsrail celladının cinnetini anlatmaya kelimeler kifayetsiz…

Bu kez İsrail propagandası saklansa iyi olur. Her şey önemsiz görünüyordu ancak suçları büyük.

İster gerçek ister yalan olsun eski tarzda hazırlanmış hikayeler, bir veya iki binanın, bir sokağın, bir mahallenin veya bir şehrin çöküşünü anlatan 50 saniyelik bir sahneye denk olamaz.

Yıkılan şehirlerin yarattığı dehşete, yıkım uçaklarına eşlik eden ABD 'hava köprüsünün' duyurusu da ekleniyor.

Ya da İsrail'in Birleşmiş Milletler'in (BM) Gazze halkını tuttuğundan şikayet etmesi...

Düşünün şikayetçi olan İsrail! Bir de kimden?!.
 


Şu an kaldığım otel yönetimi başka bir odaya geçmem gerektiğini bildirdi.

Bu, eşyalarımı ve kitaplarımı toplayıp sonra yeniden açmam demekti.

Bu benim için zor bir iş ama en zor kısmının çıkarılma düşüncesi olduğunu fark ettim.

Bunun daha da kötüsü, yabancı bir unsurun sizin isteğiniz dışında hayatınıza ve programınıza müdahale etmesidir.

Düşünün ki bunca can sıkıntısı, öfke ve çıkarılma hissi yalnızca bir odadan diğer odaya geçirilmede oluşuyor.

Üstüne üstlük herkes yardım ediyor, özür diliyor ve tüm saygısını gösteriyor.

İnsan, Gazzelilerin evlerinden sokaklara, kuzeyden güneye, sefaletten ölüme doğru çıkarılmasını izlerken kendinden nefret ediyor.

En az iki milyona yakın insan zorla yerlerinden çıkarıldı ve sokağa atıldı. Biz ise onlara hızla kamplar kurduk.

Hızlı kampların belası biziz. Her afet ve musibetin bir kamp yeri vardır.

Her zaman geçici bir kamp derler. Daha sonra ise kalıcı hale gelir.

Ardından kamp vatan olur ve yeni bir kampı gözler.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU