Hamas'a gaz verenler nerede?

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Gazze'deki israil vahşeti tüm hızıyla devam ediyor. 

Her gün yüzlerce insan can veriyor.

Peki nereye varacak bu işin sonu?

İşin doğrusu hiç kimse tam anlamıyla bilmiyor. 

Televizyonlarda her gece, onlarca, yüzlerce ne oldukları ne bildikleri, ne çalıştıkları, tam olarak da belli olmayan insanlar akıllarına gelen bir sürü şey anlatıyorlar.

Bütün bunlardan çıkarılan 2 önemli sonuç var:

Ya çok büyük bir savaş olacak, ucu belki de dünya savaşına kadar gidecek bir büyük savaş olacak 

Ya da buradan büyük bir barış çıkacak.


Böyle diyenler de yanıldılar. 

Yani şu ana kadar o büyük savaş da çıkmadı. 

O büyük barışın da henüz en ufak bir belirtisi yok. 
 


Büyük savaştan kastedilen ne?

Hamas bu kadar hesapsız, kitapsız, cahil olamaz…

Yani İsrail’e bu saldırıyı düzenlediği vakit İsrail’in buna 10 misli, 100 misli bir cevap vereceğini biliyor olmalı.

O hâlde bile bile bunu niye yaptı?

İşte İsrail’i cevap verecek, karadan, havadan, denizden, her taraftan Gazze’nin üzerine gidecek, bombalayacak, yakacak, yıkacak…

Kara kuvvetleriyle Gazze’nin içine girecek katliamlar yapacak ve buna karşı da başta Lübnan Hizbullah’ı olmak üzere, sonrasında Suriye ve İran’ın desteğiyle, İran’ın direkt- indirekt güçleri, Yemen'dekiler de dahil bu işe müdahil olacak; bu büyük savaş bir müddet sonra mecburen mısırın Ürdün’ün de bu işin içine girmesini sağlayacak… İşin ucu belki Türkiye’ye kadar da gelecek. 

E ne olacak?

Bu büyük savaş bu şekline dönerse bir ileriki aşamada Çin’den, Rusya’dan ABD’ye, Avrupa Birliği’ne, İngiltere’ye kadar bütün bu güçler de var kuvvetiyle bu kavgada yer alacak.

E bu olmadı.

En azından şu ana kadar olmadı.

İkincisi de İsrail’in karşısında bu güçler, Filistin dostları, vicdanlı dünya kamuoyu (ne kadar varsa yani o vicdan da pek ortada yok) ayaklanacak ciddi bir baskı kurulacak ve İsrail iki devletli bir çözüme mecbur edilecek. 

Değerli arkadaşlar bu da olmadı.

E peki ne oluyor? 

Hatta hatta ilk sorulacak soru şu

Ki bunu hamasın bazı yetkilileri de sormaya başladılar;

Hizbullah neredesin? 

Niye bu kadar suskunsun?

İki, hem Hizbullah’ı hem Suriye’yi direkt manipüle eden her türlü desteği veren İran nerede?

Suriye'nin Halep ve Şam havaalanları bombalandı. Suriye nerede? 

Peki o zaman arkadaşlar ne oluyor?

Bunları soranlara da ilk günden benim gibi soranlara da özellikle şu an AK Parti çevresinde kümelenmiş bazı eski parti milletvekilleri de dahil ver yansır etmeye başladılar.

Bunlar hep komplo teorileri gündeme getiriyorlar, “bunlar mazlum, mağdur Filistin halkıdır”, “bu kıyamını baş kaldırısını, şehadetini görmüyorlar, morallerini bozuyorlar” diyerek.

Ortaya attıkları bu komplo teorileriyle kafaları karıştırıyorlar.

Bunlar ya çok büyük korkaklar veya dolaylı İsrail destekçileriler.

Sevgili arkadaşlar, bu adamlara şimdi dönüp soralım, sorun:

Siz neredesiniz peki?

Yani “Kahrolsun İsrail” demekten başka bugüne kadar ne yaptınız?

Bu kadar feryat figan edenler, Gazze’ye gaz verenler acaba hayatlarında bir sefer Filistin’e gittiler mi?

Filistin tarihini açıp okudular mı?

Ortadoğu'da 1914’lerden sonra gelişen süreçler hakkında bir sayfalık bir kompozisyon yazabilecek kadar doğru bilgilere sahipler mi?

Başkalarının kanı üzerinden mücahitlik…

Derli arkadaşlar, bu insanlara bunları sormak zorundayız.

Hizbullah'a da Suriye’ye de İran’a da Türkiye’deki naylon mücahitlere de.

Bu naylon mücahitlerin hiçbiri Türkiye sosyalistleri kadar cesur ve dürüst olup da Filistin’e gidip savaşmadılar bugüne kadar.

Evet, ya büyük bir savaş veya büyük bir barış çıkmalı bu işin içinden. 

Ama nasıl?

Eğer topyekûn büyük bir savaşa hazır değilseniz;

Veya biraz daha insaflı olalım o güç yoksa;

O zaman çok büyük bir barış için elinizden geleni yapın.

İsrail'le her türlü ilişkilerde baskınızı hissettirin, dünyayı örgütleyin.

İsrail'i bu canavarca eylemlere götüren kanalları kapatmaya kesmeye çalışın.

Mesela, Suudi Arabistan Kralı Faysal, 1973’te bütün Avrupa’ya petrol satışını kesti.

OPEC’i kurdu ama bunun bedelini canıyla ödedi.

Kardeşinin kendi kardeşinin Amerika’dan okuyan oğlu kendi sarayının içinde onu öldürdü.

Eğer Kral Faysal kadar cesur değilseniz, Faysal kadar istikametli değilseniz, en azından susun.

Evet, büyük bir barış çıkmalı buradan.

Peki bu yaşananlar, bu olan bitenler niye oldu?

Bunların perde arkasında ne var? 

Neden herkes bu kadar Hamas’a gaz verip sonra yerine oturdu?

İşte bu soruların cevabını arayıp bulmak da insaf, vicdan, merhamet sahibi herkesin görevi.

Ey çok bilmiş naylon mücahitler;

Eğer bir şey biliyorsanız bunları anlatın, yoksa sokaklarda nara atarak mücahit olunmuyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU