Tunuslular siyasi boşluktan ve Kays Said'in yolunun açık olduğundan bahsediyor

"Oyunun kuralları değişti"

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini rakipsiz bulabilir / Fotoğraf: AFP

Tunus siyasi arenasında bir boşluğa tanıklık ediliyor. Gözlemciler, devrimden sonra ve devrimden önce aktif olan siyasi figürlerin çoğunun yokluğuna dikkat çekiyor.

Bazılarının kendi kendini dışladığı, başta seçimler olmak üzere siyasi hayata katılmayı 25 Temmuz gidişatının kabulü olarak gördükleri için reddettiği biliniyor. 

Diğerlerinin ise ülkenin güvenliğini ilgilendiren sorunlar nedeniyle yargısal açıdan dışlanması, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Kays Said'in yolunu açıyor. 

Siyasi işler konusunda uzman gazeteci yazar Eymen ez-Zemali, Independent Arabia'ya verdiği demeçte şöyle söyledi:

25 Temmuz 2021'den önce kamu işlerini yöneten politikacıların çoğu artık Tunus'ta kitlesel tabanı veya kamuoyu tarafından kabul görmüyor. Tunusluların büyük bir kısmı onları sorunun bir parçası ve ülkenin geçtiğimiz 10 yılda tanık olduğu kapsamlı bozulmanın nedenlerinden biri olarak görüyor. Kovuşturma artık savunmasız gruplarla veya kamusal alanda hiçbir etkisi olmayan vatandaşlarla sınırlı değil. Aksine yargı, suç işlediğinden şüphelenilen herkesi, ehliyetine bakılmaksızın takip etme rolünü oynamaya başladı. Tanınmış politikacılar da dahil. Gerçekler onların bilinen mali ve terör dosyalarına dahil olduklarını doğruladı.


Oyunun kuralları değişti

Siyasi sahneden gönüllü olarak çekilenlerle ilgili ise "Etkilerinin azalması ve seçim yarışına katılma şanslarının azalması nedeniyle gönüllü olarak çekilmeyi seçtiler. Bir önceki aşamanın sembolü olan siyasi elit, aynı zamanda iktidarı üç cumhurbaşkanı arasında parçalayan ve ötekileştiren yarı parlamenter siyasi sistemin doğasının da simgesiydi. Bu durum devleti zayıflattı ve yolsuzluğun yayılmasına katkı sağladı. Bunlar oyunun kurallarını değiştirmeye istekli olmayan elit bir grup. Siyasi ve seçim sisteminde yer alan, yerel, parlamento veya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bireylerin oy kullanmasına dayanan yeni sistem, gücü yeniden merkezileştirerek partilerin ve baskı gruplarının etkisini azalttı. Bu gruplar, siyasi puanları ve hizipsel çıkarları biriktirmeye çalıştığı kadar her zaman kamu yararına da çalışmıyordu. Her aşamanın kendi başlığı, gelecek vaat eden siyasi seçkinleri var. Bugüne kadar bazı partiler, özellikle de bir önceki sahneye hakim olanlar, yeni anayasada görülen kamusal meselelere katılımın kuralları konusunda ikna olmuş değiller. Bu onların siyasi sürecin kenarda kalmasına neden oldu. Halk, medya ve siyasi nüfuz düzeyinde kendisini muhalefet olarak bölen parçalanma ve birçok anlaşmazlık nedeniyle durumu daha da kötüleşti" ifadelerini kullandı.
 


Siyasi analist ve gazeteci Basim Hamdi ise, "25 Temmuz sonrası siyaset sahnesinin, bu tarihten sonra yapılan tüm tercihlerin tanınması ilkesine ve siyasi figürlerin bu prosedürlere adaptasyonuna göre yönetilmeye başladığı açık" dedi.

Hamdi, sözlerine şunları ekledi.

Parlamentoyu ve seçimleri tanımayan herkes, mevcut duruma göre, siyasi oyunun ve seçim haklarının dışında kabul ediliyor. Bunun en iyi kanıtı, önceki parlamento seçimlerinde yaşananlar. Kendilerini mevcut gidişata karşı konumlandıran Abir Musa gibi başka isimler de var. Bugün yargının hesap verebilirliği kendisini siyasi sahneden uzaklaştırabilir. Tunus sahnesindeki bu dalgalanmaların cumhurbaşkanlığı seçimlerini büyük ölçüde etkileyeceği açık. Kays Said'in bir veya iki adayla birlikte öne çıkan aday olacağı, seçimlerin sonucunun daha yapılmadan belli olacağı bekleniyor. Kays Said'in yeniden seçilmesi yönünde yaygın bir eğilim var. Tunus halkının büyük bir kesiminin partilere başkanlık eden birçok siyasi şahsiyete yönelik güvenini kaybetmesi nedeniyle başka bir alternatif yok.


"25 Temmuz'dan sonra Tunus'taki siyasi durumda pek çok değişikliğin yaşandığı söylenebilir" diyen Hamdi, "Sahne artık partizanların ya da siyasi açıdan tecrübeli isimlerin rekabetine dayanmıyor. Daha önce hükümette ve partilerde sorumluluk sahibi kişilere karşı ilgi eksikliğine dayalı popüler bir eğilimin oluşmasına neden olan da bu. Pek çok şahsiyet, vatandaşların seçim hesaplarının dışında kaldı. Said ile rekabet eden şahsiyetlerin doğrudan ve hukuki olarak hariç tutulduğu düşünülemez. 25 Temmuz sürecini tanımak koşuluyla tüm siyasiler seçime katılabilir. Öte yandan pek çok siyasetçi, halkın onları destekleme konusundaki isteksizliğinin farkında oldukları için yeniden seçimlere katılma konusunda ön plana çıkmayacak" ifadelerini kullandı.


Açık yol

Halk Hareketi'nin Cumhurbaşkanı'na yakın lideri Muhsin en-Nebati ise "Gerçekten sağlam bir siyaset sahnemiz, gerçek siyasi partilerimiz ve şahsiyetlerimiz var mıydı, yoksa bunlar mali mafyanın ve dış çevrelerin paravanı olan partiler miydi? Devrim öncesinde mücadele geçmişi olan bazı tanınmış isimler dahi ne yazık ki Nahda Hareketi tarafından ezildi. Onlar 25 Temmuz yoluna kurban değiller. Onlar 10 yıllık siyasi başarısızlığın kurbanı. Nahda'nın propaganda makinesi de bu isimlerin yok edilmesine katkı sağladı. Yani artık içinde bulunduğumuz döneme uygun olmayan bir yığın parti ve şahsiyet ile karşı karşıyayız. Bu nedenle Kays Said meydanı boş bulacak. Zirâ yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onun öne çıkan aday olmasını sağladılar. İtici güç olma fırsatını kaçırdılar. Kendi siyasi projelerine hizmet etmeyen, kendilerini siyasi olarak yok edenlerin projelerine hizmet eden bir engelleme aracına dönüştüler. Durum böyle devam ettiği, bu isimler ve partiler siyasi değerlendirmeler yapıp değişime gitmediği taktirde Kays Said rakipsiz kalacak. Bu, siyasi manzara için sağlıksız bir durum" vurgusunda bulundu. 

Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, daha önce Tunus'ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin anayasada öngörülen şartlara uygun olarak 2024 yılının sonbahar aylarında yapılacağını açıklamıştı.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU