Hamas'ın saldırısının ardındaki İran mesajları

"Tahran, Hamas'ın saldırısı ile bir bağlantısı olduğunu inkâr etse de işaretler bunun aksini ispatlıyor"

Fotoğraf: Fatima Shbair/AP

Hamas'ın Tel Aviv'e yönelik askerî saldırısına karşılık İsrail'in verdiği tepki halen sürüyor. 

Hamas'ın Aksa Tufanı adını verdiği kapsamlı saldırı, siyasi ve askerî birtakım sonuçlara yol açtı.

Zira bu saldırı, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarının kesildiği bir dönemin ardından geldi.

Bu dönemde Hamas, siyasi iktidarı hedef alan bir gruba dönüşmek ve Tel Aviv'e karşı direniş yaklaşımından vazgeçmekle suçlanmıştı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hamas'ın İsrail ve ABD karşıtı taraflarla bölgesel ilişkilerine ve İran'ın sunduğu askerî ve lojistik desteğe bağımlılığına bakacak olursak, İran'ın mevcut askerî saldırı üzerinden gönderdiği siyasi mesajların var olduğunu görürüz. 

İran, askerî operasyonla herhangi bir ilişkisi olduğunu inkâr etse de bu operasyonun, Tel Aviv'e karşı savaş meydanlarının birleştirilmesi stratejisini benimseyen Tahran'ın çıkarlarına hizmet eden siyasi yansımaları mevcut. 

Her şeyden önce Tahranlı yetkililer tarafından gösterilen tepki ortada. Nitekim İran rejiminin lideri Ayetullah Ali Hamaney, operasyonun yanı sıra, destansı zaferi ve İsrail'i uğrattığı yıkıcı depremden ötürü Hamas'ı da övdü ve İsrail rejiminin ölümünden bahsetti.

Ancak aynı zamanda İran ile Gazze'deki apaçık savaş alanı arasında bir ilişkinin olmadığını da vurgulamaya çalışarak şöyle dedi:

İsrail rejiminin destekçileri ve bizzat rejim, son birkaç gündür, bu adımın arkasında İslam Cumhuriyeti'nin olduğu yönündeki saçmalıkları tekrar edip duruyor, ama değerlendirmelerinde hata yapıyorlar.


İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'nın (ISNA) aktardığına göre Tahran'da Filistinli çocuklara destek için düzenlenen bir toplantıda Devrim Muhafızları'ndan Yahya Rahim Safevi de "Bu askerî operasyonu destekliyoruz" dedi. 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani ise İsrail'e yönelik saldırıyı överek, "Bugünkü saldırı işgalcilere karşı direniş ve silahlı faaliyetler alanında yeni bir sayfa açtı. Direniş bu operasyonla şu ana kadar etkileyici zaferler elde etti. Bu, Filistin halkının mücadele tarihinde parlak bir noktadır" ifadelerini kullandı. 

Meclis oturumu esnasında İranlı milletvekilleri de "Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Merhaba Filistin" sloganları attı. 

İran'ın Arap ülkelerindeki devlet dışı aktörler ve silahlı gruplarla kurduğu ilişkiler malum. Nitekim sunduğu para, asker ve eğitim desteğiyle onları, aşmaya çalıştığı devlet kurumlarına paralel oluşumlar haline getirdi.

Hamas'la olan ilişkisi de İran'ın, İsrail'e ve Washington'a karşı nüfuzunu ve baskı araçlarını artıracak şekilde Filistin meselesinde etkide bulunması için önemli bir anahtardı. 

Hamas'la olan ilişkisi ayrıca, İran'ın sadece Şii meseleleriyle sınırlı kalmayıp, İslam ümmetinin meselelerini de benimseyen bir ülke gibi görünmesini sağlıyor.

Bununla birlikte İran'ın Filistin meselesine yönelik tutumuna baktığımızda onun çatışmayı çözmek için herhangi bir tasavvur veya girişim ortaya koymadığını görüyoruz.

Mesela 2002 yılındaki Arap Girişimi'nde görüldüğü üzere pek çok Arap ülkesi çözüm için bir vizyon ortaya koydu.

Buna karşılık İran'ın Filistin davasını desteklemedeki rolü, Hamas'a askerî destek sunmak ve İsrail'i sonuyla tehdit eden açıklamalar yapmakla sınırlı kaldı. 
 


Farklı ve hızlı gelişmelere sahne olan bir bölge bağlamında en önemlisi, Suudi Arabistan'ın bölgesel çatışmaları çözmeyi ve kalkınmanın gerçekleşmesi için bölge kaynaklarını geliştirmeyi hedefleyen rolü.

Suudi Arabistan'ın bölgesel politikaları arasında son dönemdeki Suudi Arabistan-ABD yakınlaşması ve uzlaşmasının yanı sıra, Filistin Yönetimi ile İsrail arasındaki krizin çözümü için Filistin meselesi de yer alıyor.

Riyad ile Tahran arasındaki uzlaşmaya rağmen Tahran sahnenin, Suudi Arabistan'ın bu bölgesel politikalarını destekleyecek şekilde istikrara kavuşturulmasını istemiyor. 

Hamaney, Arap dünyası ile İsrail arasındaki ilişkilere yönelik çabalardan memnun olmadığını açıkladı.

İran Parlamentosu Başkan Yardımcısı Mücteba Zünnuri ise Hamas'ın saldırılarının ardından bölge ülkelerinin İsrail'i tanıması meselesinin sonsuza kadar ertelenmesine dair temennisini dile getirdi.

Tahran, Arapların İsrail ve ABD'yle yakınlaşmasının, onu bölgesel olarak yalnızlaştıracağını ve Körfez Arap politikalarını derinleştirip güçlendireceğini düşünüyor.

Ayrıca Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne yönelik her türlü çabayı engelleyebileceği yönünde mesajlar da vermek istiyor. 

Öte yandan Washington, yakın zamanda İran'la gerçekleştirdiği ve Suriye ile Irak'taki sözleşmeleri de içeren anlaşma çabalarını korumaya çalışıyor.

Bunun için Blinken, İsrail'in İranlı hedeflere saldırmak için bir gerekçesi olmasın diye, İran'ın mevcut askerî operasyonla bir ilişkisi olduğunu inkâr etmeye çalışıyor. 

Şurası muhakkak ki şu an Gazze'de yaşanan savaş, sadece savaşın bitiminden sonraki siyasi hedeflere ulaşmak için çıkarıldı. Bu savaşın kaybedenleri olduğu gibi, kazananları da olacak. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU