Binlerce yıllık, rekor mahkeme kararları

Tayland mahkemesi 141 bin yıla kadar hapis cezası verdi

Bazı hükümler uzun süreli hükümlülerin aftan yararlanmasını engellemeyi amaçlıyor / Fotoğraf: Pexels

Yargı tarihinde, gerek sertliği gerekse uzun süresi bakımından adalet yolunda kilometre taşı teşkil eden dikkat çekici kararlar var.

Bu hükümler çoğu durumda şaşırtıcı görünebilir, ancak bazı zamanlarda toplumun güvenliğini ve istikrarını etkileyen ciddi suçlarda, bu kararların psikolojik boyutunu göz ardı etmeden, hakimin veya mahkemenin gelecekte sanığı hafifletmeye veya affetmeye yönelik herhangi bir girişime karşı ihtiyatlı davrandığı durumlarda karar metninde beyan edilmemiş hedefler içerir.

Katı yargı teorisi

Son olarak, devletin güvenliğini etkileyen davalara bakan istisnai bir mahkeme olan Lübnan Askeri Mahkemesi, IŞİD'in Filistin'deki Ayn El Hilve kampındaki emiri İmad Yasin hakkında karar verdi.

Yasin, Lübnan güvenlik güçlerine yönelik kanlı saldırılar düzenlemek suçundan 160 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hükümet binalarına ve kalabalık sivil bölgelere saldırılar düzenlemeyi planlayan Yasin, kendisine yöneltilen 11 suçlamayı itiraf ettikten sonra hakkında karar verildi.

İsrail Askeri Mahkemesi, 5 Mart 2003'te tutuklanan Filistinli-Ürdünlü tutuklu Abdullah Barguti'ye karşı şimdiye kadarki en uzun cezayı verdiği için, Yasin'e verilen ceza, Arap dünyası tarihinde türünün en yüksek cezası sayılmıyor.

Barguti, 67 İsraillinin ölümüne ve 500'den fazla kişinin yaralanmasına yol açan yedi saldırıyı gerçekleştirmek suçlamasıyla 67 müebbet hapis cezasına çarptırıldı ki bu da 5 bin 200 yıl ediyor.

Türkiye'ye gelince, "dans eden davetçi" Adnan Oktar, 2021'de 8 bin 658 yıl hapis cezasına çarptırıldı; bu, sekiz asırdan fazla bir süre anlamına geliyor ki bu Türkiye'de şimdiye kadar verilen en uzun ceza.

Oktar, suç çetesi kurma, cinsel saldırı, saklama hakkının bulunmadığı kişisel verileri saklama, çetesini eğitim hakkından mahrum bırakma, kişisel özgürlüklerini elinden alma suçlamalarıyla bu cezaya çarptırıldı.

Mahkemenin sanık Oktar'ı 891 yıl hapisle cezalandırmasına karar vermeden önce Yargıtay'ın kararı bozarak yeniden yargılama kararı verdiğini de hatırlatmamız gerekir.


En yüksek hükümler

Bu kararlar uluslararası düzeyde yeni değil. ABD'de bir mahkeme, 1976'da karısını, annesini ve bir üniversite öğrencisin, Cadılar Bayramı gecesinde öldürmekten suçlu bulunan Dudley Kaiser'e 10 bin yıl hapis cezası vermişti.

1989'da bir Tayland mahkemesi "16'dan fazla dolandırıcılık suçu işleyen Shamui Tibiasu"ya 141 bin yılı aşan bir ceza verdi.

1993 yılında yaşlı bir kadını kaçırmak, soymak ve tecavüz etmekten suçlu bulunan Daron Anderson da 11 bin 250 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

1994 yılında bir Amerikan mahkemesi altı çocuğa tecavüz etmekle suçlanan Charles Scott Robinson'u, her bir çocuğa tecavüz suçu için beş bin yıllık bir süre verilerek 30 bin yıl hapis cezasına çarptırdı.

2004 Madrid tren bombalamalarının ardından saldırıları planlamakla suçlanan Osman el Kanevi 42 bin 924 yıl, suç ortağı Cemal Zogham da 42 bin 922 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


Neden abartılı hükümler veriliyor?

Yerel ve uluslararası yargı tarihinde sadece bu kararlar yok. Ancak bu kararlar tekrarlanan soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Kamuoyu, bir sanığın neden ömür boyu hapis cezası yerine onlarca, yüzlerce, hatta binlerce yıl hapis cezasına çarptırıldığını merak ediyor. Verilen cezalar sanığın ve genel olarak insanın ömrünün kat kat fazlasını aşıyor.

Ceza hukuku uzmanı Yargıç Charbel el-Helou bunu doğrulayarak şöyle diyor:

Bu sorunun cevabı, dünyada iki farklı yargı sisteminin bulunduğunu ve her sistemin kendine has özelliklere sahip olduğunu varsayar. Germen- Latin sistemi Anglo-Sakson sistemi karşısında öne çıkıyor. İlk sistemde cezalar genellikle toplanıyor. Lübnan'da benimsenen diğer sistem ise 'yaptırımların birleştirilmesi' denilen sistem.


Yargıç, konuyu şöyle açıkladı:

Birden fazla suçun işlenmesi halinde cezalar Anglo-Sakson sisteminde toplanıyor, süreler birikiyor. Ancak Lübnan sisteminde benimsenen asimilasyon durumunda büyük ve küçük cezaların verilmesi gerekmekte. Cezası beş yıl ve üç yıl olan suçların isnadında 'ağır ceza' verilir.


Helou, yukarıdakilere açıklayıcı bir örnek veriyor:

Karşılıksız çek suçundan yola çıkarsak, Lübnan'da azami ceza üç yıl. Asimilasyon/ kombine sistemine geçilmesiyle suçun üst üste 20 defa işlenmesi halinde ceza 3 yıl olacak. Ama toplama sisteminde 60 yıla kadar hapis cezasına varabilecek başka bir yerde olacağız.


Asimilasyon herkes için bir ödül değil

Yukarıdakiler, kombine ceza sistemini onaylayan bir ülkede askeri mahkemenin IŞİD üyesi olmakla suçlanan İmad Yasin'e 160 yıl hapis cezası vermesiyle ilgili soruları gündeme getiriyor.

Charbel el-Helou şöyle yanıtlıyor:

Kararların birleştirilmesi bir bağış, sanığa otomatik olarak fayda sağlayan bir hak değil ve mahkeme için zorunlu değil.


Helou, "Bu nedenle askeri mahkemenin birleştirmesini değil, toplamasını bekliyorum" diyerek, "ağırlaştırıcı nedenler ve ağırlaştırıcı sebepler bulunduğunu" kaydetti.

Helou, "Mahkeme, sanığı kararları değiştirme ayrıcalığından mahrum bırakmak ve özel durumlarda bu hakkı sanıktan esirgemek için bu yola başvurabilir. Bu, suçun tekrarı, mutat suç olması ve suçun ağırlığının bulunması halinde mahkemenin karar vereceği bir konu" dedi.
 


Af yasalarından kaçınmak için

Başkan Helou şunu belirtti:

Genel olarak Lübnan yargısı, tek bir suç için azami ceza olan 15 yılı aşan cezalar vermiyor. Birkaç vakada müebbet hapis cezası var.


Amerika Birleşik Devletleri'nde ise cezanın 70 yıla kadar çıkabileceği cezalara rastlıyorsunuz.

Helou, Lübnan'da ömür boyu hapis cezasına çarptırılanları da kapsayan genel bir af yasası çıkarma yönünde bir eğilimin varlığını göz ardı etmeyerek, "Böyle bir yasa çıkarsa bu uzun süreli hükümlüler aftan yararlanamayacak. Ancak bir yıllık hapis cezasının belirlenmesiyle gelebilecek indirimlerden yararlanabilirler" ifadelerini kullandı.

Helou, kararların geldiği arka planların farklı olduğunu ve kararı yazanın bunları açıklamayabileceğini düşünüyor.

Ancak bu konu hâlâ zihninde taze ve yargı kararlarından etkilenenlerin yararlanabileceği inceleme ve temyiz yöntemlerine karşı tedbirli olunması gerekiyor.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU