Ocasus'a karşı kararlı savunmacı NATO

Dünya, Rusya'nın bugüne kadar savaş alanında var olan ve ortaya çıkan kararlılığı karşısında NATO'nun açık öfkesi ile mi karşı karşıya?

Fotoğraf: Reuters

NATO liderliğinin Şubat - Mart 2024 döneminde Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük askeri tatbikatını gerçekleştireceğini duyurmasıyla birlikte Rusya-Ukrayna savaş sahnesini izleyen gözlemciler şunu merak eder oldular:

Savaşın ateşkes ve barışçıl müzakerelerin başlaması yoluyla nihayete ermesi ya da ittifakın güç ve kabiliyetlerine sığınan başta Polonya ve üç küçük ülke Estonya, Letonya ve Litvanya olmak üzere birçok komşu ülkeyi kapsayan kanlı bir salgına dönüşmesi ne kadar sürecek?

NATO, yaklaşık 41 bin asker, 50 gemi ve 500 ila 700 uçağın katıldığı bu tatbikatları, savaşa hazır olduğunu göstermenin önemli bir parçası olarak görüyor.

Tatbikat, daha gerçekçi savaş senaryoları oluşturmak için gerçek coğrafi verileri kullanacağından endişe verici işaretler içeriyor.

Ayrıca düşmanın 'Ocasus' kod adını taşıdığı açıklansa bile tatbikat olası bir Rus işgalini simüle etmek için tasarlandı.

Almanya, Polonya ve Baltık ülkeleri arasında uzanan coğrafi bölgede gerçekleştirilecek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünya, Rusya'nın bugüne kadar savaş alanında var olan ve ortaya çıkan kararlılığı karşısında NATO'nun açık öfkesi ile mi karşı karşıya?

İttifakın akıbeti çok ilginç; bu yüzyılın ikinci on yılının son yıllarından, özellikle de ABD Başkanı Donald Trump döneminden itibaren, onlarca yıldır Sovyetler Birliği'ne karşı koymadaki başarısından sonra sanki NATO dağılmaya ve parçalanmaya doğru gidiyormuş gibi görünüyordu.

Ancak düşmanın ortadan kaybolması, ittifakın 'köşe taşını' kaybetmesine neden olmuştu ve bu durum, diğer ülkelerle birlikte Almanya gibi bir ülkeyi neredeyse yavaş yavaş ittifakın dışına kaymaya itmişti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise 2019'da ittifakın 'beyin ölümünün' gerçekleştiğini söylemiş, ardından 'özel Avrupa ordusu' kurmanın kaçınılmazlığından söz etmişti.

NATO'nun izlediği yol ve stratejiler, yakında yapılacak olan 'Sessiz Savunmacı' tatbikatında açıkça görüleceği gibi nasıl değişti?

Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'ya yönelik saldırısının üye ülkeler için bir dönüm noktası teşkil ettiği ve ittifakın etkinliğini göstererek, üye ülkeler açısından rolünü ve önemini teyit edecek bir canlanma sürecinin kapısını sonuna kadar açtığını kesinlikle söyleyebiliriz.

NATO'nun güncellenmiş stratejilerine bakan biri, meselenin artık eskisi gibi yılda bir tatbikat ile sınırlı olmadığını, iki büyük tatbikat konusunda fikir birliğine varıldığını fark edecektir.

Ek olarak düzenlenen sayısız tatbikatlardan bahsetmiyoruz bile. Bu ek tatbikatlar hakkında ne söyleyebiliriz?

Geçen cumartesi günü, aralarında ABD'nin de bulunduğu 14 NATO ülkesi, gözlerden kaçmayan bir güç gösterisi ile Almanya öncülüğünde Baltık Denizi'nde 3 bin 200'den fazla askerin katılımıyla büyük çaplı bir deniz tatbikatı başlattı.

Amaç, Putin'in bilhassa ileriye doğru kaçmak, çatışma ve yüzleşmenin kapsamını genişletmek istemesi halinde, hayata geçirme yoluna gidebileceği Rus hamleleri karşısında, ittifakın bütünlüğünü ve üyelerini destekleme gücünü göstermek.

Baltık manevraları, Rus filosunun kuzey denizlerine erişimini kesmeyi ve Baltık Denizi'ni NATO için bir iç deniz haline getirmeyi amaçlayan bir strateji gibi göründü.

Politikacıların yanı sıra NATO generallerinin de aklından neler geçtiğini okumak zor değil.

Rusya'nın fırsatçı davrandığını, Avrupa ve NATO'ya meydan okumaya ve bazı komşu Avrupa ülkelerinin güvenliğini tehdit etmeye hazır olduğunu öne süren bir görüşte birleşiyorlar.

Buna ek olarak, özellikle son Kiev saldırısının başarısızlığının gölgesinde (ki bu başarısızlık, direnen Çar'ı şu ya da bu şekilde önümüzdeki yıllarda Baltık ülkeleri üzerindeki baskıyı artırmaya itebilir) Moskova'yı savaşı Ukrayna'nın ötesine genişletmeyi düşünmekten caydırmak amacıyla, mümkün olduğu kadar sert askeri güç özellikleri ile işaretlerini sergilemeyi amaçlıyorlar.

NATO'nun Baltık'taki aktivizminin çatışma bilimi konusunda bilgili ve Sun Tzu'dan Clausewitz'e kadar geçmişin askeri derslerini iyi bilen Rusların gözünden kaçması mümkün müydü?

Ruslar, NATO'nun Rusya'yı kuşatma amaçlı bu tatbikatları ile Baltık ülkelerini ve Ermenistan gibi diğer bölgeleri ateşleyerek Moskova'yı her şekilde kışkırtmaya, onu yormaya, Ukrayna'daki askeri operasyonlarda dikkatini dağıtmaya, filosunun Finlandiya Körfezi'nden çıkışını engellemeye çalıştığını düşünüyorlar.

Hatta bunun da ötesinde önemli oranda Rus generalinin aklında geçen şey şu; NATO Rusya'yı Suwalki Koridoru'nda Polonya ile yeni bir savaşa sürüklemeyi planlıyor.

Zira bu ülkeye yapılan arz bu suyolu ile Litvanya-Polonya sınırından geçecek.
 


NATO'nun 'Sessiz Savunmacı' planlarına Rusların yanıtı çok gecikmedi. Salı günü Rusya'nın doğusundaki Vladivostok şehrinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu oturumlarının yöneticileriyle yaptığı toplantıda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaptığı açıklamalar yankı uyandırdı.

Putin, askeri caydırıcılığın yeni bir aracından bahsetti ki buna askeri dehşet dersek, eşyanın doğasının ve gerçekliğinin dışına çıkmamış oluruz.

Putin, ülkesinin yenilikçi fiziksel ilkelere dayalı olarak geliştirmeye ve edinmeye başladığı yeni silahlardan bahsetti.

Kendi deyimiyle bunlar, yakın gelecekte herhangi bir ülkenin güvenliğini garanti altına alacaklar.

Peki, nedir bu silahlar?

Bu köşe söz konusu silahlardan detaylıca bahsedecek kadar geniş değil, ancak kısaca bu silahların teknoloji tellerinin taşıdığı ölüm çeşitleri, yeni ve daha önce kullanılmayan askeri operasyon ilkeleri olduğunu söyleyebiliriz.

Özellikle de lazer, ultraviyole, radyo frekansı ve diğer türleri içeriyorlar.

Putin'in açıklamalarının ardından yapılan analizler aslında Rusya'nın bu tür silahlara sahip olma ihtimali olmadığını ortaya koyuyordu.

NATO'nun kendisiyle yüzleşmek için yeni stratejiler devreye sokmaya yaklaşmasıyla birlikte muhtemelen bu silahlara sahip olduğunu duyurdu.

Bu umut verici ivmeye ve Rusya-Ukrayna savaşının NATO'nun damarlarına pompaladığı yeni kana rağmen, 2024'teki ABD başkanlık seçimleri sonuçlarının ve İskoç stratejist Philip O'Brien'a göre özellikle başkan Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün, NATO'nun dağılmasına yol açma korkularını artıracağına dair temel bir kaygı var.

Peki, bu hikaye hakkında ne söylenebilir?

O da bir sonraki yazımızın konusu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan ishakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU