Washington, Addis Ababa'ya yönelik yaptırımlarını neden yeniledi?

Gözlemciler bunu Biden'ın ABD Kongresi'nin baskısı altında atmaya zorlandığı rutin bir adım olarak tanımlıyor

Tigray bölgesinde görevde olan bir Etiyopya Ulusal Savunma Kuvvetleri askeri / Fotoğraf: AFP

Addis Ababa'nın geçen yıl kasım ayında Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ile Pretoria Barış Anlaşması'nı imzalamasına rağmen ABD Başkanı Joe Biden, Etiyopya'daki insani krizler ve insan hakları kriziyle bağlantılı olarak ABD'nin bazı kişilere yönelik yaptırımlarını bir kez daha yeniledi.

ABD'nin 14046 Sayılı Kararnamesi uyarınca Etiyopya'daki bazı kişilere yönelik yaptırımların yenilenmesi, siyaset ve medya çevrelerinde öfke dalgasına yol açtı.

Biden bu kararnameyi ilk kez 17 Eylül 2021'de Tigray, Afar ve Amhara bölgelerinde devam eden savaşın zemininde yayınlamıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Etiyopya'daki çatışmalar "büyük ölçekli şiddet", vahşet iddiaları ve etnik temelli şiddet ve tecavüz de dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlalleriyle karakterize ediliyor.

2021'de Washington Etiyopya'daki çatışmalara ilişkin iddiaları "ulusal güvenliğe ve ABD'nin dış politikasının savunduğu değerlere yönelik olağanüstü bir tehdit" olarak değerlendirdi.

Kararnameyi yenileme kararına göre Washington, müttefik olarak gördüğü Afrika ülkesinde hala kendi çıkarlarına yönelik alışılmadık bir tehdit oluşturan bir şeyin olduğuna inanıyor.

Çatışmaların Durdurulmasına İlişkin Pretoria Barış Anlaşması'nın uygulanmasında savaşın sona erdirilmesi yönünde kayda değer ilerleme kaydedilmesine rağmen, Washington yaptırım kararlarını yenileme beyanında şu ifadelere yer verdi:

Etiyopya'nın birliğini, toprak bütünlüğünü ve istikrarını tehdit eden göstergelerin varlığına ek olarak, federal hükümet, Eritre güçlerinin savaş sırasında ele geçirdiği bazı bölgelerden çekilmesini şu ana kadar sağlayamadı. 


ABD yönetimi, Uluslararası Af Örgütü'nün geçen salı günü yayımladığı ve "insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarına varan diğer suçlar" işlendiğine dair şüpheler içeren rapora atıfta bulundu.

Bunlar arasında, ateşkes anlaşmasının imzalanmasını takip eden aylarda işlenen "yargısız infaz, tecavüz, cinsel kölelik ve yağma" suçları da yer alıyor.

Örgütün raporuna göre, "zulümler öncelikle Eritre sınırına yakın Kevkeb, Tesiba ve Meryem Şoytu bölgelerinde meydana geldi."

 
Rutin yenileme

Afrika Boynuzu işlerinde uzman İbrahim İdris, ABD'nin Etiyopya'ya yönelik yaptırımlarının yenilenmesini "belirli cezai önlemlerin etkinleştirilmesinden ziyade rutin ve sembolik nitelikte olduğunu" düşünüyor.

İdris, "Tigray bölgesinde yaşanan savaş sırasında yaygın olarak devam eden büyük ihlal iddiaları var. Bu iddialar ABD Kongresi üyelerini Etiyopyalı yetkililere yaptırım uygulama konusunda harekete geçirdi. Özellikle Kongre üyelerinin bu iddiaların doğrulanması yönünde uyguladığı büyük baskı gölgesinde şu anda Biden yönetimi tarafından yaptırımların iptal edilmesi mümkün değil. Öte yandan şu anda ABD yönetimindeki genel eğilim Addis Ababa'daki Abiy Ahmed ve Getachewah hükümetiyle ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde. Bu, bir dizi göstergeyle kanıtlanıyor; bunlardan en yenisi, ABD'nin Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi Michael Hammer'ın Etiyopya'ya yaptığı ziyaret" dedi.

 
Stratejik eksen

Addis Ababa'nın Afrika Boynuzu bölgesinde ABD için önemli bir stratejik ekseni temsil ettiğini düşünen İdris, askeri darbe olgusunun yaygınlaşmasının bir sonucu olarak Batı Afrika bölgesinde dramatik gelişmelerin yaşanmasını beklediğini söyledi.

Afrika Boynuzu işleri uzmanı, Rusya-Çin nüfuzunun genişlemesinin, Washington'u Doğu Afrika'daki merkezi nüfuz alanlarını korumaya yönelttiğini ifade etti.

ABD'nin kendisini her zaman Pretoria Barış Anlaşması'nın bir parçası olarak gördüğünü ve sorumluluklarından birinin de bunun tüm taraflarca uygulanmasını sağlamak için çabalamak olduğunu ifade eden İdris, "Biden ve Abiy Ahmed yönetimleri arasında açık bir ittifak var" dedi.

Afrika Boynuzu işlerinde uzman İbrahim İdris sözlerini şöyle sürdürdü:

Biden'ın yaptırımların yenilenmesine imza atması iki ülke arasındaki ayrıcalıklı ikili ilişkiyi etkilemedi, çünkü bu yaptırımlar belirli kişilere yönelik ve ayrıca Kongre üyelerinin Beyaz Saray üzerindeki baskısının bir parçasıdır. Amhara bölgesindeki savaş da bu yaptırımların yenilenmesinde rol oynadı. Özellikle çoğunluğu Amhara bölgesinden olan ABD'deki Etiyopya topluluğu bu ülkede karar alma mevkilerinde ve etkili lobi merkezlerinde yüksek bir sese sahip. Dolayısıyla ikili ilişkilerin güçlü seyrini etkilemeden Etiyopya'daki savaş suçlarına ilişkin kararnamenin yenilenmemesi çok zordu.
 


Yaptırım silahı

Afrika Boynuzu konularında uzman Abdulrrahman Ebu Haşim ise şunları söyledi:

Etiyopya-ABD ilişkilerinin tanıdığı ittifak ve koordinasyonla karşılaştırıldığında, yaptırımların yenilenmesi kararını haklı çıkarmak çok zor. Bu kararın yenilenmesinin etkili lobiler tarafından kontrol edilen siyasi hedefleri var. Bu lobiler belirli siyasi gündemleri geçirmek için baskı araçlarını sürdürmeyi amaçlıyor. Washington, hem müttefiklerini hem de rakiplerini etkilemek ve onlara hükmetmek için kullandığı araçların bir parçası olarak sık sık yaptırımlara başvuruyor. Bunu yaparken dolar ve küresel ekonomi üzerinde tam kontrol sahibi olma durumunu kullanıyor.


Ebu Haşim sözlerini şöyle sürdürdü:

ABD baskısı şu anda esas olarak Etiyopya hükümetine odaklandı ve bir bakıma Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'nin anlatısına hizmet etti. Yaptırımlar iki yıl önce, ‘düzenli ordu ve müttefiklerinin insanlığa karşı suç niteliğinde savaş suçları işlediğini' iddia eden hakim söylemin arka planında uygulandı. Pretoria'da ateşkes anlaşmasının imzalanmasına ve bunun her iki tarafça uygulanmasında kaydedilen ilerlemeye rağmen, Tigray Cephesi'nin önüne açılan Amerikan kapısı, onu bazı kazanımlar elde etmeye itiyor. Cephe özellikle de geçtiğimiz yaklaşık otuz yıl iktidardayken Washington'la kalıcı bir ittifak içindeydi.


Koşulların tükenmesi

Ebu Haşim, Addis Ababa'nın Pretoria Anlaşması'nın imzalanması yönündeki güçlü baskıya uymak da dahil olmak üzere ABD'nin taleplerine defalarca boyun eğdiğini söyledi. 

Haşim, "Etiyopya bir yanda anlaşmanın şartlarını, diğer yanda ABD yönetiminin dikte ettiği koşulları gerçekleştirmek için Amhara güçleriyle ittifakını koparıp onları silahsızlandırmaya çalışıyor. Eritre-Etiyopya ilişkilerinde yaşanan soğukluk da bu politikanın yansımalarından biri. Addis Ababa'nın Washington'a daha fazla baskı uygulamayı bırakması için önerebileceği başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bahse konu sebepler, Etiyopya'yı BRICS grubuna katılmak da dahil olmak üzere diğer siyasi kanalları aramaya sevk ediyor. ABD'nin, müttefiki ile şartlarının ortadan kalkması ışığında Addis Ababa Çin, Rusya, Türkiye ve diğer yükselen güçlerle ittifaklarını genişletmeye devam edebilir" dedi.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU