Uzay yarışını teknoloji biraderlerinin ve tiranların zorla ele geçirmesine izin veremeyiz

Uzay yolculuğunun bilimkurgu takıntılı özel sektörün alanı haline gelmesine müsamaha göstermek tam da bilimkurgunun kaçınmamızı öğrettiği distopyaların önünü açacak

Uzay araştırmalarının militarize edilmesi gerekmiyor (NASA)

Uzay gemileri ve uzaylılarla ilgili film ve kitaplardan nefret ediyorsanız ve Yıldız Savaşları'yla (Star Wars) Uzay Yolu'nu (Star Trek), hele hiperuzayla sapma hızını ayırt edemiyorsanız, tam da halihazırda Amazon'da yayımlanan The Expanse'i izlemesi gereken türden birisiniz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu bilimkurgu dizisi birkaç yüz yıl gelecekte, uygarlığın insanların iç güneş sistemini kolonileştirdiği bir döneminde geçiyor. Ama her şey yolunda değil. Dünya ve Mars süper güçleri arasında bir savaş patlak veriyor. Asteroit kuşağının uzun süredir sömürülen alt sınıfı, her ikisine karşı şiddetli bir isyan için güç topluyor. Bir oligark, güç ve kâr için tehlikeli ve yeni bir bilimsel keşfi silah haline getirerek güneş sistemindeki tüm yaşamı tehlikeye atıyor. Silahlı kuvvetler, isyancı gruplar ve güçlü şirketler düzenli olarak sivillere ve kaçan mültecilere karşı toplu katliamlar gerçekleştiriyor.

Tüm bunlar iç karartıcı derecede tanıdık geliyor: Günümüz krizlerinin ve çatışmalarının güneş sistemindeki izdüşümü. Leviathan Uyanıyor'la (Leviathan Wakes) başlayan ödüllü kitap serisine dayanan dizi, özellikle uzay söyleminin büyük bölümüne hakim olan militarist temalardan rahatsızlık duyanlar için uyarı niteliğinde bir hikaye olarak okunmalı.

Eğer uzay insanlığın geleceğiyse, uzayın keşfinin neredeyse tamamen milyarderlerin, zorbaların ve yüksek rütbeli askerlerin alanı haline gelmesine karşı erkenden tavır almak çok önemli. Ancak oyuncular ve senaristler yapay zeka suistimallerine karşı devasa bir grev düzenlerken, çok az sayıda önde gelen ses, uzay araştırmalarının küresel hakimiyetinin ordular, otokrat devletler ve şirketler tarafından gasp edilmesine karşı çıkıyor.

Uzay araştırmalarında uzmanlaşmış Hollandalı akademisyen Sabine Winters, "Uzayla ilgili tartışmalara bir dizi çeşitlilik içeren bakış açısı dahil etmeliyiz" diyor. 

Kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete yol açma potansiyeline sahip bilimkurgu anlatılarının ezici etkisinden endişe duyuyorum. Fakat amacımız anlatıyı geri kazanmak ve yeniden tanımlamak olmalı.

Yaygın olarak bildirildiği üzere, benzeri görülmemiş bir küresel uzay yarışı gerçekleşiyor. Soğuk Savaş dönemindeki uzay yarışı, doğrudan iki rakip arasındaki bir yarıştı. Sovyetler Birliği'nin 1957'de dünyanın ilk uydusu Sputnik'i fırlatmasıyla başlamış, Amerika Birleşik Devletleri'nin Ay görevleriyle devam etmiş ve Sovyet sonrası dönemin solmakta olan dostluk ve işbirliğiyle sona ermişti.

Günümüzün uzay rekabeti, milliyetçi böbürlenme haklarını güçlendirmek ve kitlelerin desteğini almak isteyen plütokratlar ve müstakbel otokratlar da dahil geniş bir yelpazedeki kişileri kapsıyor.

Bu rekabet, NASA'nın 2025'e kadar Ay'a tekrar astronot götürmeyi ve yakın gelecekte bir ya da daha fazla Ay üssü kurmayı amaçlayan Artemis programını sürdürdüğü bir dönemde yaşanıyor. NASA'nın çalışmalarına, tartışmalı milyarder Elon Musk'ın kurduğu SpaceX gibi özel sektör firmaları destek veriyor. Eksantrik oligarkın yakın zamanda 150 milyar dolar değer biçilen uzay şirketi, nihayetinde kızıl gezegeni kolonileştirme vizyonunun parçası olarak, 2029 gibi erken bir tarihte Mars'a bir görev başlatmak için gereken yeniden kullanılabilir roketleri mükemmelleştirme arayışını da agresif şekilde sürdürüyor.

Amerika'nın önde gelen jeostratejik rakibi Çin, iki numaralı uzay gücü olarak Rusya'yı geride bıraktı. Çin, 2030'a kadar astronotlarını Ay'a yerleştirmeyi ve 2021'de Dünya yörüngesine fırlattığı Tiangong (Gök Sarayı) uzay istasyonunu genişletmeyi hedefliyor.

Rusya, yakında hurdaya çıkacak Uluslararası Uzay İstasyonu'nda faaliyet gösteren ve Ukrayna savaşını takiben izole edilmesiyle birlikte uydu fırlatma hizmetlerini satmak için Mısır ve Cezayir dahil başka ortaklarla alışveriş yapan, zorlu ancak zayıflayan bir uzay gücü olmayı sürdürüyor.

Cuma günü Hintliler, Hindistan'ın Ay'ın güney kutbunu keşfetmek üzere Ay'a bir keşif aracı indirmeyi amaçlayan üçüncü ay görevinin fırlatılmasını izlerken "Hindistan Ana'ya Zafer!" tezahüratları yaptı. Başbakan Narendra Modi, fırlatma hakkında "Bu olağanüstü görev, ulusumuzun arzularını ve hayallerini taşıyacak" dedi.

Ortadoğu'da bölgenin otokratik rejimleri ve sorunlu yönetimleri arasında bir tür bölgesel alan ortaya çıktı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 2021 Mars uzay aracının başarılı fırlatılmasını ertesi yıl bir Ay gezgininin indirilmesi ve 2028'de asteroit kuşağının keşfi takip edecek. İsrail, Suudi Arabistan ve İran, SpaceX gibi özel sektör girişimlerinin ve Rusya'yla Çin gibi süper güçlerle ortaklıkların yardımıyla uzay programlarını güçlendiriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile ülkesinin ilk astronotunu 2023'ün sonuna kadar uzaya gönderme sözü verdi.

Teknolojinin çoğunun çift kullanımlı doğası, ülkelerin uzay hedeflerine ulaşmalarına katkı sunuyor. Uyduları yörüngeye fırlatmak için kullanılan teknik bilginin aynısı, savaşta düşmanı vurmak için kolayca yeniden kullanılabilir. Kuzey Kore ve Güney Kore balistik füze teknolojilerini geliştirmek ve birbirlerini gizlice dinlemek için iddialı uzay programlarını muhtemelen yeniden canlandırdı.

Bir dizi ülke, kendi üniformalı ordularına uzay gücü ekleyip tercihen astrofizikçilerin denetlediği asil bir bilimsel çabayı generallerin emrine verme sürecini etkin şekilde başlatarak ABD'yi taklit etme fikrini deniyor. Bilim insanları ve politika yapıcılar, süper güçler ve müttefik şirketler Ay yüzeyinin altındaki nadir mineralleri çıkarma hakkını elde etmek için yarışırken, Tayvan Boğazı boyunca ABD ve Çin arasında yaşanan gerginliklerin bir gün Ay'daki Huzur Denizi'ne sıçrama olasılığı konusunda alarm vermeye başladı bile.

İlgili yurttaşların bu senaryoyu engellemesinin bir yolu, devletleri uzay planları ve söylemlerinde militarist ve milliyetçi temaların ötesine geçmeye teşvik etmeleri. Katıksız bilim arayışına, hatta hesaplı ve bilinçli kâr isteğine dayanan uzay hedefleri değerli ancak yetersizdir. Winters, uzay ve uzay yolculuğu hakkında alternatif bakış açıları toplamak için küresel Güney'den, feministlerden ve LGBT+ topluluklarından düşünürlerle görüştüğünü söylüyor.

Sıradışı Topia Magazine gibi birkaç yayın, uzay söylemine alternatif fikirler enjekte etmeye çalışıyor. Gazeteci Virginia Vigliar, "Uzay, hayali projelerin kara tuvalidir ancak bu tuval, askeri ve ticari çıkarların yönlendirdiği vizyonlarla, süper güçlerin ekonomik hakimiyetini amaçlayan emperyalist bir yaklaşımla sınırlandırılmıştır" diye yazdı. Geçen yıl Kopenhag Planetaryumu "uzay için kuir, trans, dekolonize, ikili düşüncenin ve arilik temalarının ötesinde bir gelecek hayal etmek" konulu bir konferans ve sergiye ev sahipliği yaptı.

Ancak teknoloji biraderlerinin, tiranların ve askerlerin hakim olduğu bir sektörde bu zorlu bir mücadele. Farklı bakış açıları genelde akademinin sınırlarına itiliyor.

Winters, "Uzay hakkında birçok alternatif görüş var" diyor.

Ancak bu görüşlere ilişkin eğitim eksikliği var.

Yine de Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) Gelişmiş Kavramlar Ekibi'nin Winters'ı hayal gücü, bilim ve yapay zeka konularını araştırmak üzere kadrolu filozof olarak göreve getirmesi cesaret verici. ESA'nın 17 milyar dolarlık bütçesi NASA'nın 32 milyar dolarlık bütçesiyle kıyaslanabilir; üstelik Çin ve Rusya'nın programlarını da aşıyor.

Uzay alanında daha fazla filozofun, sanatçının ve ötekileştirilmiş topluluklardan bireylerin söz sahibi olması, kozmik keşif için alternatif vizyonlar tasavvur etmesi ve gezegenimizi halihazırda tahrip etmiş olan fetih ve sömürgeleştirme modellerinden daha düşünceli yollar önermesi gerekiyor.

Dünya atmosferinin ötesine seyahat etmek, mühendisler, bilim insanları ve kapsamlı eğitim almış pilotlar tarafından gerçekleştirilen son derece teknik ve tehlikeli bir çabadır. Astronotların yüksek stresli durumlarda soğukkanlılıklarını koruması gerek. Askeri, acil tıp veya kurtarma ve yardım eğitimlerinden faydalanabilirler. Bir kriz durumunda, emir komuta zinciri tüm ulaşım projeleri için bir gerekliliktir. Bununla beraber, uzay araştırmalarının askerileştirilmesi gerekmiyor.

İnsanlığın, kaçınmak için kendimizi defalarca uyardığımız distopyalara uyurgezer gibi istemeden sürüklenmesi ve en yıkıcı özelliklerimizi dünyanın ötesine ihraç etmesi hayal gücünün büyük başarısızlığı olacaktır.


https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU