Hiç şüphe yok ki, başarı fikrinin parlaklığı göz kamaştırmaya ve istisnasız herkesin takıntısı olmaya devam ediyor. Ancak, başarıyı değerli kılan şey başarı ile kurulan sağlıklı ilişki.

Bu bağlamda, toplumların başarı konusunu sembolik olarak nasıl inşa ettikleri çok önemli ve başarının temsillerini ve sürecini anlamanın aynası.

Elbette başarı düşüncesi, birçok fikir ve değer gibi, anlamının bir kısmını karşıt kavramından alır. Burada kastımız en azından yaygın kültüre göre başarısızlık düşüncesi.

Başarısızlığı başarının zıttı olarak kabul etmek, başarısızlıkla barışık olup bunu başarının babası ve akrabalarından biri olarak gören toplumlar ile başarısızlığı başarının düşmanı olarak görüp aralarında hiçbir bağ kurmayan ve insanları sadece başarılı ve başarısız bireyler olarak kodlayan toplumlar arasındaki farkın özü.

Biz, başarısızlığı yeren ve başarısızlıkla başarı arasındaki ilişkiyi henüz düzenlememiş bir milletiz. Bu düzenlemeyi yapmak önemli bir nokta.

Çünkü bu düzenlemeyi sağlıklı ve dengeli bir şekilde yaptığımızda Arap benliğini, kültürel olarak miras alınan bu gizli yergiden korumuş oluruz.

Bu bakımdan, okul hayatındaki başarısızlığa ilişkin bakış açımızı değiştirmemiz ve bireyin başarısızlığı tattığı diğer alanları ölçmemiz gerekiyor.

Arap bir ailenin çocuğunun derslerdeki başarısızlığına verdiği tepki malum. Bir yıl sınıfta kalmak büyük bir felaket ve bir trajedi olarak görülür.

Ancak başarısızlık geçici bir şey. Bu süre, öğrencinin davranışlarını düzeltmesini sağlayacak özel bir tecrübe yaşaması için bir fırsat olabilir ve aynı zamanda ona aynı eğitim içeriklerini bir yıl daha alma fırsatı vererek kapasitesini artırmasını sağlar.

Günümüzün sorunu şu ki, bizler çocuklarımızın önüne başarıya giden tek bir yol koyuyoruz ve onların farklı becerilerine ve kabiliyetlerine kulak vermeyi unutuyoruz.

Çocuk, yaptığı şeyden tatmin olmadığı için başarısız olur. Ona seçme şansı verirsek çok daha başarılı olabilir.

Ancak, ne yazık ki, ortalama bir dereceyle sınıfı geçenleri bile şu ya da bu şekilde başarısız olarak saymaya başladık.

Kaç dahi defalarca kez sınıfta kalarak bize göre normal olandan daha uzun yıllar okula devam etti de en sonunda başarısını kanıtladı!

Aralarında bugün kamuoyunu etkileyen meşhur isimler de var. Bugün başarı için toplumsal sabitelerin dayattığı yoldan başka bir yolu seçen pek çok insanın başarı öykülerini dinliyoruz.

Önemli olan, akademik başarısızlıkla ilgili tutumumuzu değiştirmek ve geçici bir aksaklık ile başarısızlık kompleksi ve hayal kırıklığı içeren tipik bakış açılarının yanı sıra kişiyi başarısız olarak tanımlayan keyfi ve nesnel olmayan sınıflandırmalar arasındaki ayrımı yapmaktır.

Toparlayacak olursak, okul, başarı ve başarısızlığın anlamının büyük bir bölümünü tanımlamaya katkıda bulunur.

Ancak bu abartılı bir katkıdır ve başarı fikrini tamamlayan diğer unsurların ekarte edilmesine sebep olur.

Başarı, yavaş yavaş başarıları beraberinde getiren başarısızlıklarla dolu bir hayatın özüdür.
 

Okulun başarı ve başarısızlık düşüncelerine ilişkin bilinci şekillendirmedeki rolünün önemine ek olarak, başka bir sorun da başarısızlık fikrine ilişkin hatalı bilincin ekonomi ve girişimcilik alanındaki yansımalarıdır.

Bugünkü toplumlarımız -dünyadaki diğer toplumlar gibi- ekonomik güçlendirme, özel sektör ve özel girişimle ilgileniyor ve kamu sektörü ile özel sektör arasındaki iş dağılımı için farklı sözleşmeler hazırlıyor.

Ancak, bir kalkınma ve zenginlik oluşturma savaşı verirken başarısızlığa ilişkin yanlış bilinç oluşumuna karşı da mücadele ediyoruz.

Bu bilince göre bir projeyi hayata geçirirken başarısızlığa yer yoktur. Projeleri hayata geçirenlerin ilk andan ve ilk yıldan itibaren başarı elde etmesi, kâr getirmesi ve başarı öyküsü yazması istenir.

Oysa ki, Batı dünyasında yapılan çalışmalar, başarılı iş adamlarının, başarıya ulaşmadan önce birçok kez başarısızlığa uğradığını kanıtlamıştır.

İçinde bulundukları kültürler başarısızlığı başarı ile sağlıklı bir şekilde ilişkilendirdikleri ve başarısızlığı başarının babası olarak gördükleri için bu kişilerin iradeleri ve hırsları yok edilmemiştir.

Arap toplumlarımızda sıklıkla gözlemlediğimiz bir durum, bir proje başarısız olduğunda bunun, hemen projenin başlatıcısına olan güvenimizi kaybetmemize ve onu desteklemeye veya yardım etmeye değmeyecek başarısız biri olarak görmemize yol açmasıdır.

Artık, kadın veya erkek olsun, projenin sahibinin başarısızlığına aynı şekilde bakmaya devam etmenin mümkün olmadığına inanıyoruz.

Başarı hikayeleri hakkında bir tartışma yaratmak ve kişinin başarıya ulaşmadan önce karşılaştığı zorluklar ve başarısızlıkları vurgulamak önemlidir.

Bu, yalnızca toplumsal değerlendirme açısından değil, aynı zamanda ülkelerimizin birimleri ve özel finans kurumlarının özellikle genç girişimcilerle ilgilenme şekli açısından önemli bir veridir.

Şu anda risk değerlendirmesi ve risk sigortası olarak adlandırılan şey, bu arka planın bir parçasıdır.

Geniş ufka sahip ve farklı yorumlara açık kültürlerde başarısızlık, başarıya giden yoldur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat