Özkan Uğur olabilmek

Taner Alp Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: Twitter - @alpgenart

Onun gibi bir sanatçı, bir müzik dehası, büyüleyici bir aktör ve iyi bir insan olabilmek ve bütün bu yetenekleri özellikleri bir bünyede barındırabilmek zor tabii.

Belki bu yüzden herkesin, sanat dünyasının ve hatta yeni neslin hayranlık duyduğu, içtenlikle sevdiği ve rol model olarak gördüğü bir sanatçıydı Özkan Uğur
 

Özkan Uğur.jpg
MFÖ grubunun kurucularından, müzisyen ve oyuncu Özkan Uğur 8 Temmuz 2023 Cumartesi günü yaşamını yitirdi

 

Kayıplar hep eski mutlu zamanları hatırlatır insana. Çünkü kaçmak ister insan o yoksunluktan yaşadığı masalsı günlere…

Hele kaybettiğiniz kişi hayatınıza eşlik etmiş biri ise… Fotoğraf albümlerinizde yoktur belki o insan ama ruhunuzda kalbinizde izleri vardır. Hatıralarınız arasındadır. 

Özkan Uğur, yağmurlu bir İstanbul günündeki vedasıyla bu duyguları hatırlattı bana…

MFÖ şarkıları çoğumuzun çocukluğu, gençliği ve hatta orta yaşlarının vazgeçilmeziydi.

Çocukken Eurovision'daki heyecanımızı, lise yıllarında sıraların üstünde tepinirken yaşadığımız coşkuyu ve gençlikte ilk vedalarda yaşadığımız hüznü onlara borçluyuz.

Bir müzisyen için şarkı söylemek ve müzik yapmanın çok daha ötesinde bir beceridir bu etkiyi bırakabilmek…

Nesillerin hayatına fon müziği olmuştur çünkü o melodiler ve o sözler…

"Yalnızlık Ömür Boyu", "Buselik Makamı", "Güllerin İçinden", "Ali Desidero", "Mazeretim Var Asabiyim Ben" ve daha niceleri…

Ve bir gün o şarkıları bir yerlerde yine duyarsınız. 
 

mfö.jpg
"Mazhar Fuat Özkan", kısaca "MFÖ" adlı Türk pop ve rock müzik grubu, 1984 yılında çıkardıkları "Ele Güne Karşı Yapayalnız" ile müzik hayatlarına başladı

 

Takvim 2000'leri geçmiştir ve yaşınız 40'lardadır artık.

Mazhar, Fuat ve Özkan sahnededir yine hala genç halleriyle.

Ve aslında sahnede olan hayatınızdır, geçmişinizdir.

Çocuk sevinçlerinizi görürsünüz, mücadelelerinizi, kırgınlıklarınızı, anılarınızı…

"Ele güne karşı" yapayalnız kaldığınız yılları hatırlarsınız…

Aşk için söylenen her söze kandığınız günleri…

Konserde arada bir dönemin ruhuna uyup onları izleme heyecanına, sosyal medyada görsel paylaşma telaşı karışsa da olsundu.

Onları ne kadar çok sevdiğimizi cümle alem duysundu. Hele de bu dar zamanlarda…
 

 

İzlediğim son MFÖ konserinde yaşadığım duygular ve telaşlardı bunlar.

Kuruçeşme'deki o konser gittiğim son MFÖ konseriymiş meğer. Nereden bilebilirdim ki?

Yaşadığımız güzel şeylerin sonuncusunun hangisi olduğunu kim nereden bilebilir ki?

Konserin sonlarına doğru Özkan Uğur yine inanılmaz bir performansla sahnedeydi.

Şarkı söylemekten ötesiydi yaptığı… Ruhunun derinliklerindeki müzik ve yaşama aşkından alıyordu ilhamını…

Ve kaybettik Özkan Uğur'u…
 

Özkan Uğur 2.jpg
69 yaşında ölen Özkan Uğur üç kez lenf kanserini yenmiş ancak hastalığı nüksetmişti. Uğur bir süredir İstanbul'daki özel bir hastanenin yoğun bakımında tedavi görüyordu

 

Endişeliydik. Kötü bir haber gelecek diye korkuyorduk.

Ve asıl kaybettiğimizde anladık gidişiyle bu dünyada yarattığı boşluğun büyüklüğünü…

Bu sevgi, MFÖ'nün hikayesiyle eş zamanlı hepimizin kalbinde ilmek ilmek örüldü.

Müzikteki birlikteliklerinin hikayesini çok kereler dinledik onlardan… Ve bir iki yıl önce hazırlanan belgeselden…
 


Neredeyse her şey vardı o belgeselde. Ve Mazhar Alanson'un TRT Müzik'te hazırladığı programda da anılar çözüldü yine.

Bu kez 4-5 bölümlük bir belgesel değildi ama bir efsanenin özetiydi anlattıkları. Hayatımızı şarkı söyleyerek güzelleştiren üç adam, sakin, mutlu ve büyük bir iç huzurla anlatıyordu eski günlerini…

Onları efsane yapan çabalarını… 

Konserleri, turneleri, stüdyo kayıtlarını, ilk albümleri "Ele Güne Karşı"nın haftalarca bir numara olduğu yılları, Eurovision puanlamasında değil ama aslında gönüllerde elde ettikleri birincilikleri, Anadolu'da soğuk otellerde üşüyerek geçirdikleri geceleri, tek odada kaldıkları Avrupa turnelerini, yaşadıkları tartışmaları, sonra barışmalarını ve birbirlerine olan sonsuz bağlılıklarını…
 

mfö3.jpg
MFÖ, 1985 ve 1988 yıllarında sırasıyla "Diday Diday Day" ve "Sufi" şarkılarıyla Türkiye'yi Eurovision şarkı yarışmasında temsil etti

 

Anılara bazen "Güzel günlerdi" cümlesinin eşlik ettiği bir iç çekiş, bazen de bir şarkıyla mola verdi babalar… 

Fuat Güner'in deyimiyle tek sesin hükmettiği bir devirde MFÖ üç sesle çıkmıştı. Bu yüzden de tüm şarkıları hit olmuştu.

Özkan Uğur, MFÖ'nün bir üyesiyken zamanla yeteneği, enerjisi ve sempatisiyle gruptan ayrı da anılan bir sanatçı olarak kendini kabul ettirdi.
 

Videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz: Mazhar Alanson ile | 2. Bölüm (Konuk: Özkan Uğur)


Tenor sesi, bas gitardaki ustalığı, uydurduğu şarkı sözleriyle yazdığı unutulmaz şarkıları, neşesi ve performansı MFÖ'ye bambaşka bir enerji kattı.

Mazhar Alanson'un tespiti de bu yüzdendi. "Sen olmasaydın MFÖ'nün tadı olmazdı" diyordu.
 

Özkan Uğur 3.jpg
1998-2001 yılları arasında yayımlanan "İkinci Bahar" dizisindeki rolüyle Özkan Uğur, hala hafızalardaki yerini koruyor

 

Ve inanılmaz aktörlüğü…

Yavuz Turgul'un "Eşkıya" ve Cem Yılmaz filmlerinin yanında en unutulmaz rollerinden biri de "İkinci Bahar"daki rüşvetçi zabıta Şecaattin'di.

Ve Şecaattin çoğu zaman kötülük yapsa da, Samatya'da bir bankın üzerinde "Vitaminlerimi alıyorum ablacığım" diyerek intihar ettiği sahneyle tüm Türkiye'yi ağlatmıştı…

Özkan Uğur'un içtenlikli ve unutulmaz performansıyla… 
 


Videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz: Ele Güne Karşı - Bir MFÖ Belgeseli | 2. Bölüm

 

Özkan Uğur son yıllarda sağlığını kaybetse de gençliğini hiç kaybetmedi. Yaşı ilerlese de sahne enerjisi hiç eksilmedi.

MFÖ belgeselinde "Ne bir şifa buldum ne de bir çare'' derken akıttığı gözyaşları hastalığının onu ne kadar yorduğunu ve üzdüğünü gösteriyordu belki ama illeti her atlattığında döndü çok sevdiği sahneye, konserlerine ve setlere…

Ve belki de bu yüzden kimse bu kadar erken bir veda beklemiyordu. Yine atlatacağını düşünüyordu sevenleri…

Ardından yazılanlara ve söylenenlere bakınca da anlaşılıyor ki, herkesin canını yaktı bu gidişiyle…

Özkan Uğur'u yitirdiğimiz akşam yeniden açtım TRT'deki o programı. Eksik duygusuyla izledik bu kez…

Eksilmek hayatımızdaki güzel insanların ellerimizden kayıp gitmesiydi ve anladık ki hayatımız boyunca dinlediğimiz o MFÖ şarkıları artık daha farklı anlamlar kazanmaya başlamıştı.

"Şarkılarda düşünmek…'' mesela geri getirmiyordu kaybettiklerimizi…

"Gözyaşlarımızın bitmediği'' aşikardı.

Ve "bir sürü haller içinde''ydi halimiz…

"Şarkım sürer sabaha kadar, melekler uçar üstünüzde'' diyordu bize uzaklardan artık Özkan Uğur…

Ve üç adam göz göze gönül gönüle şarkı söylerken "Gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz'' diyordu birbirlerine…

Özkan Uğur olabilmek kadar onu anlatabilmek de zor…

Gidişi ise 52 yıllık MFÖ efsanesi için yolun sonu anlamına geliyor.

Belki bundan sonra bir albümde hiç çalınmamış şarkılarını duyacağız grubun.

Ama çalınmış, söylenmiş ya da söylenmemiş tüm şarkıları ve hayatımıza kattıklarıyla MFÖ de Özkan Uğur da kalbimizden hiç silinmeyecek. 

Ayrılsak da… Ölsek de…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU