Fransa'da protestolar: "İsyanı çocuklar ateşliyor"

Yetkililere göre bu isyanları öncekilerden ayıran, faillerin önemli bir kısmının çok genç çocuklar olması

Salı günü başkent Paris'te başlayan protestolar, ülke geneline yayılıyor / Fotoğraf: AFP

Fransa'da Paris yakınlarında trafik kontrolünden kaçmaya çalıştığı sırada polis tarafından vurulan genç Nael'in ölümü ardından hafta başından bu yana şiddetli protestolar kaydediliyor.

Yetkililere göre bu isyanları öncekilerden ayıran, faillerin önemli bir kısmının çok genç çocuklar olması.

Bu çocuklar öfkelerini kamu mallarına zarar vererek, arabaları yakıp dükkanları yağmalayarak ve polisle çatışarak dışa vuruyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2005'te Seine-Saint-Denis'in Clichy-sous-Bois semtinde polisten kaçmaya çalışan iki gencin elektrik akımına kapılarak vefat etmeleri sonrasında büyük Fransız banliyölerinde halk öfkelenmişti. 

Lille belediye başkanı Martine Aubry, geçen cuma günü yaptığı açıklamada, "O dönemde sokaklarda daha çok genç erkek vardı. Yaşça şuankilerden daha büyüklerdi. Arabaları ve itfaiye araçlarını ateşe veriyorlardı, ancak biz onlarla iletişim kurabiliyorduk. Mevcut protestolarda ise diyalog kuramadığımız çok sayıda çocuğumuz var" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ifade ettiğine göre, Perşembe gecesi polis tarafından tutuklanan 875 kişiden üçte biri genç insanlardan, hatta bazen çocuklardan oluşuyor. 

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise ortalama yaşın 17 olduğunu söylüyor.

Tutuklananlardan bir kısmı Paris bölge mahkemeleri huzuruna çıkarılırken bir kısmının lise öğrencisi, diğerlerinin ise meslek enstitülerinde öğrenci olduğu, bazılarının restoran ve barlarda garson olarak çalıştığı, birçoğunun henüz 18 yaşında olduğu ve çoğunun sabıka kaydının bulunmadığı kaydedildi. 

Bu isyancıların çoğu, son derece hareketli ve hızla dağılabilen küçük gruplar halinde hareket ediyor. Örneğin Nael'in yaşadığı Nanterre banliyösündeki Pablo Picasso semtinde AFP muhabirleri, protestocuların gruplara ayrıldığını ve belirli bir hareket tarzı izlediğini kaydetti. 

Bu mahallede iyi organize olmuş gençlik grupları, mahalle girişlerini gözetleme görevini üstleniyor. Herhangi bir güvenlik takviyesi tespit edildiğinde diğer mahallelere haber verilerek buralara girişlere bir gençlik grubu yerleştiriliyor.

O sırada ise gizli plakalı motosikletler dolaşıyor. Girişlerdeki gruplar gözetleme ve kontrol görevini üstlenirken, diğer gruplar ise mahalle içinde dağılarak polis güçlerine karşı havai fişek fırlatıyor. 

Sürekli hareket halinde olan bu gençler, telefonlar üzerinden birbirleriyle sürekli iletişim kuruyor.

Karanlık çöktüğünde ise genellikle siyah giyimli yüzleri kapalı genç erkekler de bu gruplara katılıyor. 

Macron, bu gençlerden "bazılarının kendilerini zehirleyen video oyunlarında gördüklerini sokakta uyguladığını" söylemiş, bilhassa Snapchat ve Tik Tok platformlarını suçlu bulmuştu. Bu iki platformun şiddeti çağrıştırdığını, gençleri gerçeklerden koparttığını öne sürmüştü. 

Fransız basını bu gençlerin bir kısmıyla görüştü. Büyük bir kısmı, adaletsizlik duygularından kaynaklı öfkelerini dışa vurmak için bu eylemleri yaptıklarını doğruladı. 

Paris'te bu protestoculardan biri olan İbrahim (takma ad), yağmalamanın soruşturmaya ya da artık Nael'e hiçbir faydasının olmayacağını bildiğini söyledi.
 


Rue de Rivoli Caddesi'nde yağmalanmış bir moda mağazasının önünde durduğu sırada, bir şeyleri parçalamanın ve öfkeyi dışa vurmanın polisin korkunç hatalarından bıktıklarını gösterdiğini ifade etti.

Siyah bir spor ceket giyen, boynuna gümüş bir zincir takan bu 16 yaşındaki genç, "İnsanların öldürülmesinden bıktık. Protestomuz, hiç hareketlilik göstermeyen bazı şeyleri biraz değiştirecek" ifadelerini kullandı. 

Paris'in güneyindeki Montrouge'de ikamet eden genç adam, "Konuştuğumuz zaman, eylem veya miting düzenlediğimiz zaman neredeyse fayda etmiyor. Harekete geçtiğimizi gördüklerinde onlara kızgın olduğumuzu gösteriyoruz, eğer bir şey yapmazlarsa kızabileceğimizi ve bir şeyleri bozabileceğimizi onlara gösteriyoruz. Böylece hareket ediyorlar" dedi. 

Rennes Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü Sami Zegnani, Fransa'da bu hafta yaşanan şiddet olaylarının isyan değil bir başkaldırı olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

AFP'ye konuşan Zegnani, "İsyan terimi, bu şiddeti basit kentsel suçluluğa indirgiyor. Ülkenin artan sosyal farklılıkları bağlamında yadsınamaz bir siyasi boyuta işaret ediyor" ifadelerini kullandı. 

Bu gençler okulları, toplum merkezlerini veya halk kütüphanelerini hedef aldıkları taktirde bunun tahrip anlamına geleceğini belirten Zegnani, "Bu mahallelerin daha geniş toplumun gözünde değersiz olduğuna dair derin duyguyu yansıtabilir, kendi kendini yok eden bir başkaldırıyı körükleyebilir" diye konuştu. 

Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nde sosyoloji profesörü ve araştırma direktörü Stephanie Vermeersch ise bu gençler okullara saldırdığında, bu kurumun rolünü oynamadığını söylemek istediklerini düşündüğünü dile getirdi.

Özellikle 2005'ten bu yana ilerleme kaydetmeyen birçok dava olduğunu da ekledi. 

Protestoların büyük şehirler ve banliyölerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda küçük ve orta ölçekli şehirleri de kapsadığını belirten Zegnani, burada yaşananların siyasi boyutları olduğunu doğruladı.

 

 

Independent Arabia, AFP

DAHA FAZLA HABER OKU