Geçen günlerde İzmir'in Bayraklı ilçesindeki bir evde derin dondurucuda Türkmenistan uyruklu 3'ü kadın 4 kişinin parçalanmış cesedi bulundu.
Cinayetleri işlediği öne sürülen Türkmenistan uyruklu S.H. adlı bir kişi yakalandı.
S.H'nin kıskançlık nedeniyle diğer 4 kişiyi öldürdüğü iddia edildi.
Öldürülen Gülkamar Hanimova, kızları Leyla Geldiyazova ve Laçin Geldiyazova ile Ruslan Kerimov'un haftada bir gün öldürüldükleri evde kaldıkları ve hasta bakımı, çocuk bakıcılığı işiyle uğraştıkları belirtildi.
Yine geçen günlerde İstanbul'da yangın çıkan evde Muhammed Tahir Khan adlı Pakistanlı bir mültecinin bağlanmış haldeki cansız bedeni bulundu. Mültecinin iple boğularak öldürüldüğü tespit edildi.
Kanada'da ise Türk vatandaşı Ağrılı 2 kardeşin kanlı kavgası gündem oldu.
Kardeşlerden biri elinde kılıç benzeri kesici bir aletle çıplak ve kanlar içinde kaçan kardeşini uzun süre sokaklarda kovaladı.
Son dönemlerde ağırlıklı Ağrı'dan başlayıp Meksika üzerinden ABD, oradan da Kanada'da biten kaçak göç sıklıkla gündem oluyor.
Bu yılın başında Ankara'da bir evde kendisi gibi Afganistan uyruklu olan 5 kişiyi öldüren 1 kişi ise kaçtığı ülkesinde yakalandı.
Daha iyi bir hayat uğruna ülkelerini terk ederek farklı devletlerde kaçak şekilde emek yoğunluklu işlerde çalışanlar zor denebilecek hayat koşulları altında yaşamlarını sürdürüyor.
Bir arada güç koşullarda yaşamanın yarattığı gerilimler pek çok olaya neden olsa da açığa çıkma, sınır dışı edilme gibi korkular nedeniyle adli mercilere birçok olay yansıtılmıyor.
Durum böyle olunca düzensiz göçmenler arasındaki iç şiddette çözüm bekleyen bir sorun olarak varlığını sürdürüyor.
Dışa yansımayan can yakan iç şiddet problemine dair sorularımızı uzman isimlere yönelttik.
"Gerginliğin faturası ya kendine ya da yanındakine çıkıyor"
Göç ve kamu yönetimi uzmanı Uluslararası Göç Entegrasyon Sınır Yönetimi Araştırmaları Derneği (GESYAD) Başkanı Dr. Aydoğan Asar, düzensiz göçmenler arasında görülen şiddet olaylarının temel nedeninin sosyal uyum sorunu olduğunu söyledi.
Asar'a göre göç edilen ülkedeki insanlarla sosyal uyumun sağlanabilmesinin yolu öncelikle dil bariyerinin olmamasından geçiyor. Kültürel yakınlığın kurulması, göçmenin kendine yetebilmesi de birtakım koşulların sağlanmış olması gerekiyor.
Düzensiz göçmenlerin kayıt dışılığının beraberinde bazı sorunları getirdiğinin altını çizen Asar, "Kendilerini geri çekerek yaşamalarını zorunlu hale getirdiklerinde sosyal uyumda ilerleme kaydedilmiyor. Yasa dışı durumları hiçbir uyum programına erişmelerine de izin vermez. Halbuki sosyal uyum başta dil eğitimi olmak üzere istihdam, barınma ve sosyal aktivitelere katılım gibi faaliyetleri içeriyor" dedi.
"Travma, antisosyal davranışlar göstermelerine zemin oluşturmakta"
Bulunduğu ülkeyi transit kullanan göçmenin yolculuğa devam etme stresi yaşadığına dikkati çeken Asar, "Bu ülke sığınmacı için nihai hedef ise statüsünün yasal hale gelip gelmeyeceği, tespit edildiğinde sınır dışı edilme gerginliği ve paniği, travmaya yol açan hususlardan bazılarıdır. Tüm bunlar göçmenlerin antisosyal davranışlar göstermelerine zemin oluşturmaktadır" diye konuştu.
Konunun kriminal boyut kazanmadan yapılması gereçek pek çok şey olduğunu aktaran Asar, göç yönetiminin bu alanlarda proaktif ve reaksiyoner planlamalar içinde olması gerektiğini, ilgili kurum ve kuruluşların etkin iş birliğinin şar olduğunu sözlerine ekledi.
"Zorlu şartlar dayanma güçlerini tüketiyor"
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır ise suça karışma oranlarının kayıtlı mülteciler arasında çok düşük olduğunu söyledi.
Çorabatır bununla birlikte yaşam standartlarının düşüklüğü, gelecek belirsizliği, geri gönderilme korkusu ve ekonomik sorunlar nedeniyle bu insanların gündelik yaşamının çok zor olduğu belirtti.
Bütün bunların yarattığı sorunların kimi zaman insanların dayanma güçlerini tükettiğini bunun da beraberinde tartışma, kavga, bireysel şiddet getirdiğini ifade etti Metin Çorabatır.
"Para anlaşmazlığı birinci neden"
Eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği personeli, emekli polis Mustafa Bayram ise göçmenler arasındaki şiddet olaylarının en çok para kaynaklı olduğunu dile getirdi.
"Bu insanlar birbirlerini tanıyor, genelde aynı yerlerde kalıyorlar" diyen Bayram şunları kaydetti:
"İçlerinde çalışanlar olduğu kadar çalışmayanlar da var. Kimde para olduğunu da biliyorlar. İçlerinde çalışmayıp, çalışan ya da parası olanın parasını zorla almaya çalışanlar oluyor. Bir nevi kendi içlerinde mafyalaşıyorlar. Hatta parası olanı rehin alıp memleketteki ailesinden fidye isteme olayları da olmakta. Mağdur fidye alındıktan sonra serbest kalsa dahi kendisi de kaçak olduğu için şikâyet edemiyor."
"Ortak giderler de kavgalara neden oluyor"
Bayram bir diğer sorunun ise ortak giderlerin karşılanmasında meydana geldiğini belirterek, “İçlerinden biri para topluyor. Biri buna direnirse veya vermezse bu da tartışmalara ve kavgalara neden oluyor. Dayak yiyen de atan da yine aynı nedenden kaçak olduğu için polise gidemiyor" ifadelerini kullandı.
Kaçak göçmenlerin geldikleri ülkelerden yerleştikleri devlette tanıdıkları insanlarla birlikte geldiklerini hatırlatan Bayram, "Birlikte yaşayan bu insanlar bazen geldikleri ülkelerindeki köylerinde aralarında süregelen sorunları de gittikleri devlete de taşıyor. Sorun çözülmemişse sadece soğumaya alınmışsa burada yeniden ısıtılıp patlamaya neden olabiliyor" yorumunda bulundu.
"Hastalanıp ölen, arkadaşlarınca battaniyelerle sokağa bırakılan insanların cenazelerini bulduk"
Bayram kimi zaman evlerde hastalanıp ölen insanların olduğunu aktararak sözlerini şu şekilde tamamladı:
Görev yaptığım dönemde sokaklarda battaniyeye sarılı halde ölmüş Pakistanlı ve Bangladeşli insanlara ait cenazeler de bulunmuştu. Üzerlerinde bir darp izi de yoktu. Yapılan incelemelerde hastalıktan öldükleri tespit edilmişti. Kaçak olduklarından hastaneye gidemediklerinden evlerde iyileştirmeye çalışıyorlar ancak ölünce bir süre sonra sokağa bırakıyorlardı. Bu cenazeler Adli Tıp incelemesinin ardından kimsesizler mezarlığına defnediliyordu."
"Hırsızlık vakaları nedeniyle kavgalar çok oluyor"
Emekli polis amiri Mustafa Böğürcü de düzensiz göçle veya geçici sığınma statüsüyle gelen insanların genellikle kentlerin çeperlerinde yaşadıklarını söyleyerek, "Kültürlerini korumak hem de külfeti bir arada yaşamak için toplu halde yaşıyorlar. Kazandıkları paraları hemen ülkelerine transfer edemediklerinden kalabalık yaşadıkları evlerde bir şekilde üstlerinde saklamaya çalışıyorlar. Bu süreçte aralarında hırsızlık vakaları nedeniyle kavgalar çok oluyor" diye konuştu.
"Taciz olayları da cinayetlere varan sorunlara neden oluyor"
Böğürcü, ayrıca erkeklerden oluşan kalabalık evlerde bir arada yaşayan bu insanlar arasında zaman zaman taciz olaylarının da meydana geldiğin ve sonu cinayetlere varan büyük kavgalara çıktığını belirtti.
"Alacak verecek meselelerinde çok gerginlik olur"
Psikiyatr Ayhan Akcan da göçlerin şiddeti de artırabildiğine vurgu yaptı.
"Öfke kontrolünde zorlanma olabiliyor" diyen Akcan, "Göç edilen yerde ciddi uyum sorunları olabiliyor. Barınma, geçinme kaygısı, uyum gösterme gibi zamana yayılan sorunlar ciddi stres birikimine neden oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Akcan şunları kaydetti:
"Özellikle geri dönüşü olmayan göçlere çıkan her şeyi göze aldığında illegal işlere de daha yatkın oluyor. Bu tür göçlerde daha önce gelen sonraki gelenlere yer açıyor. Bu nedenle aralarındaki alacak verecek meseleleri çok sert olur."
© The Independentturkish
