Sudan'ın yeni Sivar ez-Zeheb'i kim?

Sudan'daki durumun her takipçisi gibi ben de bundan şüpheliyim. Bu, doğal bir gazeteci şüphesi ve aslında bölgemizdeki milislerin gidişatını gözlemleyen herkesin şüphesi

Fotoğraf: AA

Bir önceki makalem "Sudan dersi" hakkında konuşurken aklı başında insanlardan biri bana şunu sordu:

Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan, yeni bir 'Abdurrahman Sivar ez-Zeheb' olabilir mi?


Hemen ardından bir soru daha sordu:

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), yeni Sivar ez-Zeheb olabilir mi?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak milisler genellikle bunu yapmaz ve sorun şu ki, böyle bir durumda iki lider sarayda ya da kabirde savaşır.

Bu nedenle, şu anda savaşan iki lider arasında bir diyalog başlatmak için yapılan arabuluculuk konuşmalarının ortasında sorulan soru şu:

Burhan, kendi rolünün milisleri etkisiz hale getirip tasfiye etmek ve ardından geçiş dönemini güvence altına almak olduğunu ilan edebilir mi?

Burhan, ordunun sahadaki koşulları eski haline getirmesi durumunda derhal siyaset sahnesinden çekileceğini, bunun sonucunda güvenliğini garanti altına alacağını ve yönetimi sivil bir otoriteye emanet ederek gerçek Sivar ez-Zeheb olacağını mı ilan ediyor?

Bu önerme ideal görünebilir. Ancak bu, yüksek sesle söz konusu tehlikeli kriz hakkında düşünmek için ufuklar açma girişimidir.

Burhan bunu ilan edip bağlı kalarak, HDK Komutanı Hamideti'ye askeri çatışma sahası dışından gerçek bir darbe indirebilir mi?

Burhan, özellikle zaferin bir kısmı sadece topların ağzından değil, siyasi kurnazlığın bir sonucu olarak elde ettiğine göre, sahadaki askeri zaferden daha ağır basan barışçıl bir siyasi puan alabilir mi?

Burhan bunu yapıp HDK Komutanı'nı uluslararası bir utanca mı sürükleyecek?

Burhan, devletin gerçek kurtarıcısı olmak, cumhuriyet ordusuna prestij kazandırmak ve topu uluslararası toplumun ve ondan önce Arapların mahkemesine koymak için yapacak mı?

Ve en önemlisi (Sudan ordusunu, devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in ve Müslüman Kardeşler'in günahından arındırarak tarih, devletin en önemli kurtarıcılarının da askerler olduğunu mu söylüyor?
 


Bugün ihtiyaç duyulan şey Burhan'ın veya Hamideti'nin şahsının değil, Sudan devletinin zaferidir.

Hamideti, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, ordunun ve özellikle Burhan'ın Beşir rejiminin bir uzantısı olduğunu belirterek, "rejimin kalıntıları" ve "darbe güçleri" ifadelerini tekrarladı.

Daha önce de belirttiğim gibi aynı soru Hamideti için de gündeme geliyor ama HDK konusunda sahada kesin bir sonuç yok.

Şimdiye kadar Hamideti'nin adamları için en etkili yol, propaganda ve zaferi 'havadan' duyurmak için sosyal medyayı ve basını kullanmaktı.

Hamideti röportajında, "Silahlı kuvvetlerin darbeci liderlerinin devrilmesinden veya teslim olmasından sonra Çerçeve Anlaşması'na dönüş olacaktır. Bu bizim halkımızın önünde söz verdiğimiz bir antlaşmadır ve biz antlaşmalara ihanet etmeyiz" ifadelerini kullandı.

Sudan'daki durumun her takipçisi gibi ben de bundan şüpheliyim. Bu, doğal bir gazeteci şüphesi ve aslında bölgemizdeki milislerin gidişatını gözlemleyen herkesin şüphesi.

Bu nedenle soru burada tekrarlanıyor:

Hamideti olay yerinden çekilme, yani çatışmaları ebediyen bitirme sözü verebilir mi?

Bundan şüpheliyim, çünkü onun savaşı bir devletin değil, bir milisin hayatta kalması için verilen savaş.

Dolayısıyla Burhan, Sudan devleti için zafer kazanacak mı ve dürüst asker Sivar ez-Zeheb'den sonra ilk ciddi ordu olacak mı?

Burhan, açık bir taahhütle raundu kazanacak mı? Sudan, devletten geriye kalanların bekası olan bu tehlikeli savaşın en önemli adımını kazanacak mı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU