Amasra davası mahkeme, bilirkişi ve avukatlar patlamanın etkilerini bilmeden başlıyor

Yoğun katılım olması beklenen duruşma Bartın Adliyesi'nin koridorunda gerçekleştirilecek

Maske eğitimi sadece bir kez verildi, daha sonra eğitim tekrarlanmadı. Acil durumlarda müdahale edecek bir kurtarma birimi mevcut değildi. Oksijen maskeleri böylesi durumlarda kolay ulaşılabilecek yerde değildi. Her vardiyada bir tesis doktoru yoktu. Olay öncesi patlamanın olduğu bacada gaz sızıntısı vardı, işçiler geri çekilse de talimatla 1,5 saat sonra çalışma devam ettirildi. Daha hızlı ve organize olunabilseydi daha fazla insan bugün hayatta olabilirdi"

Yukarıdaki cümleler Amasra maden patlamasına ilişkin iddianameye yansıyan kimi müşteki ifadelerinin kaba bir özeti.

Daha fazlası da var.

Rahman Özçelik'in annesi Halime Özçelik'e olaydan 10-15 gün kadar önce "Gaz kaçağı var, içeride koku var, yakında patlayacağız" ya da Mustafa Can Yıldırım'ın annesi Nurten Yıldırım'a "Anne beni buradan alın, ben burada ölüyorum" demesi gibi.

43 işçinin hayatını kaybettiği Amasra'daki maden patlamasının üstünden 6 aydan fazla zaman geçti.

195 sayfalık iddianamenin Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabulü sonrası uzun soluklu olacağı düşünülen süreç ilk duruşma ile başlıyor.

Tutuklu sanıklardan 4'ü bin 80 yıla kadar, diğer sanıklardan 4'u tutuklu 19'u ise 18 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

Dosyada 118 mağdur ve müşteki bulunurken sanıklardan sadece 8'i tutuklu.

Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan herhangi bir yetkili ise dosyada yok.

Duruşma yeri: Bartın Adliyesi koridoru

Duruşma ile ilgili dikkat çekici noktalardan bir başkası ise gerçekleştirileceği adres yani Bartın Adliyesi'nin koridoru. 

Davaya yoğun katılım olması beklenirken belirlenen adresin bir koridor olması tartışma konusu.

Mahkeme daha geniş bir alan için Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan spor salonu tahsis etmesini talep etmiş fakat bakanlıktan olumsuz yanıt gelmesi üzerine duruşmanın Bartın Adliyesi koridorunda yapılmasına karar verilmişti.

"Amasra'da yaşananlar facia değil katliam"

Amasra'da 14 Ekim 2022'de meydana gelen olay genellikle bir "facia" olarak anılıyor. 

Ancak bazı sendika ve dernekler, kazanın metan gazı ve diğer yapısal zorunluluklarla ilgili alınmayan önlemler nedeniyle gerçekleştiğini belirtip hükümeti eleştirip kazayı "katliam" olarak niteliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

43 madencinin yaşamını yitirdiği Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında, kadrosu olmasına rağmen baştabip, tabip, iş yeri sağlık görevlisi çalıştırılmadığı; ocakta eksik sayıda mühendis ve personel ile çalışıldığı ortaya çıkmıştı. 

Beraberinde tartışmaları getiren bir başka husus ise müessesede 476 pano ayak üretim işçisinin yapacağı işin 166 işçiye yaptırılmasıydı.

Şüphelilerle ilgili kurumun üretim, havalandırma, kömür tozuyla mücadele ile ilgili gerekli önlemleri almadıklarından tutuklamalar başlamıştı. 

"Patlamın etkilerini bilmeden davaya başlıyoruz"

Davayı takip eden Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD) avukat Melike Polat, "Henüz patlamanın etkilerini mahkeme heyeti, bilirkişiler ve biz avukatlar görmeden bu davaya başlıyoruz" deyip şu tespiti yapıyor:

Tutuklu olan sanıkların ilk kez bu katliamdaki sorumluluklarına ilişkin savunmaları dinleyeceğiz ve akabinde katliamda hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin beyanlarını dinleyeceğiz. Bu aşamadan sonra mahkemenin tutukluluk durumu ile ilgili bir karar vermesini de elbette bekliyoruz"

Avukat Uğur Keşküş ise müfettişlere işaret ediyor:

Soruşturma aşamasında emniyet fezlekesi ve 31 Ekim tarihli bilirkişi raporları var. Bu raporlarda sorunların, özellikle kömür tozula mücadelede gerekli önlemlerin alınmadığı bunun dışında şikayetçisi olduğumuz bakanlık müfettişlerinin kusur ve sorumluluklarına dair tespitlerle karşı karşıya kaldık. İlerleyen aşamalarda henüz dosyada yer almayan bu müfettişler hakkında şikayetimiz devam edecek"

Duruşma öncesi Madenci Anıtı önünde basın açıklaması

Madenci aileleri, STK’lar, hukukçular ve siyasilerin katılımıyla Amasra’da duruşma öncesi yapılan açıklamada "Kaza, kader değil; katliam" sloganları atıldı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden ocağında 43 madencinin hayatını kaybettiği grizu ve kömür tozu patlamasıyla ilgili dava öncesi Amasra'daki Madenci Anıtı önünde hayatı kaybeden madenciler anıldı, duruşmaya çağrı yapıldı. 

Söz konusu basın açıklamasına madenci aileleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, madenci ailelerinin avukatları ile birlikte Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu katıldı. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU