Ekonomi düzelmezse iktidar değişir

Prof. Dr. Mete Gündoğan Independent Türkçe için yazdı

31 Mart 2024 yerel seçimleri sonuçlandı. İktidar bloğu büyük bir darbe aldı.

Muhalefet ilk defa birinci parti olarak seçimden çıktı, belediyelerin sayısal olarak, ekonomi güç olarak, nüfus olarak büyük bir çoğunluğunu kazandı, icraata geçti.

Elbette bu seçim sonuçları çok değerlendirilecektir, birçok analizler yapılacaktır.

Ben burada sizlere farklı bir açıdan, bir analiz tekniği üzerinden kısa değerlendirme yapmak istiyorum.
 


"Pareto Analizi", "ABC Analizi" veya "80/20 Analizi" diye anılan bir analiz yöntemi var.

Bu yöntem, bir kural söyler:

Sonuçların yüzde 80'ini, sebeplerin yüzde 20'si oluşturur.

Kabaca böyle bir analiz yöntemidir.

İşletmelerde veya organizasyonlarda hem problemlerin tanımlanmasında hem de problemlerin analizinde akabinde çözümünde kullanılan bir yöntemdir.

Çünkü siz sebepleri doğru teşhis ederseniz; sonuçları değil, sebepleri ortadan kaldırmak için mücadele edersiniz.

Sebep ortadan kalkarsa, sonuç otomatik olarak ortadan kalkar.

Bu çerçeveden baktığımızda, "bugün seçim sonuçların için böyle çıktı?"; iktidar bloğu açısından düşündüğümüzde, "neden böyle bir sonuç aldı" dediğimizde, bakıyoruz ki aslında sebeplerin 5'te 1'ini, yüzde 20'sini sonucun 80'i oluşturuyor.

O sebep de ekonomidir.

Ekonomiyle ilgili sebepler bu sonucun yüzde 80'inin elde edilmesine, ortaya çıkmasına vesile oldu.

Bu şekilde kabul ettiğimizde öyle görüyoruz ki ne kadar sonuç varsa, sonuçlar üzerinden analiz etmekten ziyade, sebepler üzerinden analiz etmek daha sağlıklı analiz mecrası oluşturuyor bizler için.

Şimdi AK Parti'ye baktığımızda geleneksel olarak iktidar partisi oylarının yüzde 80'ini orta direkt artı eksi belli bir oranda diyelim ki orta direkt artı eksi yüzde 10, yüzde 15'ini oluşturuyor.

Yani orta direk, iktidar bloğunun ana omurgasını oluşturuyor.

Zaten milliyetçi muhafazakar ve liberal kesim bu yüzde 80'ini oluşturan kesim oluyor.

Orta direği kimler oluşturuyor diye baktığımızda, bunla; ücretliler, çiftçiler, üreten köylüler ve küçük ve orta büyüklükteki esnaf ya da kobi diyebileceğimiz küçük ve orta büyüklükteki işletmeler oluşuruyor.

Peki bunların durumuna baktığımızda neyle karşılaşıyoruz?

2023'ün ortalarından bu yana uygulanan ekonomi politikaları, en çok orta direği vuran politikaları olarak tebarüz ediyor.

Bu politikalar en çok bu orta direği zora sokuyor.

Mesela;

Ücretlerin ücretleri enflasyon karşısında eriyor. Siz bir iddialı bir ücret artışı yapıyorsunuz ücretlere ama 2 ya da 3 ay geçmiyor ki yapmış olduğunuz o ücret artışı enflasyon karşısında gerilemesin ya da yok olmasın.

Bir diğer örnek;

Krediye ulaşım faizlerin yüksekliğinden dolayı sürekli faizlerin artışından dolayı bu orta direğin ya da kobinin kredi ulaşımları zorlaşıyor. Geri ödemeleri zorlaşıyor.

Başka bir örnek;

Pazarlar daralıyor. Dolayısıyla malını satamazsan için üretsin ki siz malınızı satamaz hale geliyorsunuz. Faizler sürekli artıyor. Para kısıt haline geliyor ve nakit piyasada dönmüyor. Şimdi üstüne üstlük para küpürlerini de değiştirmiyorsunuz.

Peki, bunun sonucunda ne oluyor?

Siz para küpürlerini değiştirmediğiniz zaman -200 lira şu andaki en büyük banknotumuz- 200 lira ilk tedavüle çıktığı zaman yaklaşık 134 dolar eş değeri alım gücüne sahipti.

Şimdi yuvarlana yuvarlana, düşe düşe gelmiş olduğunuz noktada 6 dolar eş değeri alım gücüne sahip haline geldi. 134 dolardan 6 dolara kadar düştü.

Yani bir küpürün alım gücü 22 kat güç kaybetti.

Bu şekilde olduğu zaman siz, vatandaşı, kartlarla ödemeye, dijitalleşmeye yönlendiriyorsunuz.

Dijitalleşme nedir?

Siz post cihazından çektiğiniz zaman, ödemeyi o üzerinden yaptığınız zaman, post cihazı üzerinde yaptığı zaman bankalar işletmelerden ortalama yüzde iki buçuk bir komisyon kesiyor.

Bu ne demektir?

200 lira yüzde 2,5 komisyon kesile kesile 200 liranın mecrasını düşünün.

40. ödemede 200 lira yok oluyor, bankaların eline geçiyor.

Siz bir 200 lira düşünün, o 200 lira alışveriş yaptı 2,5 kesildi.

Bu şekilde devam edin, 40. ödemede ortada 200 lira kalmıyor.

Bankalara geçmiş oluyor.

Ama rakamsal olarak var.

Rakamsal olarak var da nerede var?

Bankalarda var.

Vatandaşın arasında dolaşan para, vatandaşın arasında dolaşan bir ölçü aracı, mübadele aracı olmaktan çıkıyor.

Siz insanları küçük küçük bankalara yönlendirmiş oluyorsunuz.

Dijitalleşmeye zorlamış oluyorsunuz.

Piyasada nakit dönmezse bir kılcal damarlarda para hareketliliği olmazsa düşünün siz kılcal damarlarınız tıkanırsa ana arter damarlarınızı açsanız bile yani büyük işletmelere büyük krediler transfer etseniz bile, çok büyük işletmelerin önünü açsanız bile o vücut ekonomide can bulması demek o vücudun kanın kılcar damarlarında dönmesiyle olabilir ancak kılcar damarlar tıkalıysa ekonomi dönmüyor demektir, dönmeyecek demektir.

Kılcar damarları da en çok orta direği besleyen damarlardır.

Şimdi paranın buralarda dolaşması gerekiyor.

Hayır para burada dolaşmıyor.

Nerede dolaşıyor?

Para bir avuç büyük para sahipleri arasında dolaşan devlet haline gelmiş.

Yani kılcal damarlara inmiyor.

Orta direğe inmiyor.

Bu da demektir ki orta direğe inmemesi işte size sebep olarak bunların ekonomisinin bozulmasını ortaya çıkarıyor.

Ekonominin bozulması işte yüzde 80'lik bir tabanın yüzde 80'inin geri çekilmesi yani bunun bir seçimde işte bu kadar yüksek oy kaybı olarak ortaya çıkması şeklinde tebarüz ediyor.

İşte bir baktığımızda 20'ye 80 kuralı bize ardışık olarak böyle bir yorumu çok rahat yaptırabiliyor.

Bunun yanında istediğiniz kadar birçok işte şu sebeplerden dolayı olmuştur, bu sonuçlar diyebilirsiniz ama bu sebeplerin yüzde 20'sini oluşturan ana hatlarıyla kabaca ekonomi kaybın yüzde 80'ini oluşturmuştur diyebiliyoruz.

Bu açıdan baktığımızda enteresan bir tablo ortaya çıkıyor.

Şimdi bu tabloyu değiştirmek için ne yapıyorsunuz?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mehmet Şimşek tarzı ekonomiye devam ediyorsunuz.

Diyorsunuz ki; "yazın enflasyonda düşüş göreceğiz."

Ancak o zamana kadar orta direk varlıklarını kaybedecek.

Küskünler olarak orta direğin tekrar size geri dönmesi mümkün olmayacak.

Dolayısıyla şimdiden bu tür bir ekonomik analiz yaparak seçimlere doğru seçimler üzerinden ekonomik bir analiz yaparak sebeplerin ortadan kaldırılması yönünde adımlar atılması gerekiyor.

Sebepler ortadan kalkarsa problemler ortadan kalkar.

Sebepler ortadan kalkmazsa problemler devam eder.

Aslında devam eden problemler olmaz.

Devam edemeyen bir iktidar bloku olur neticede.

Hepinize bu vesileyle bayram tebriğimi de arz ediyorum.

Daha nice bayramlara sıhhat, sağlık ve selamet içerisinde kavuşmanızı diliyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU