31 Mart 2024 yerel seçimleri analizi

Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Öncelikle şu noktanın vurgulanmasında yarar görüyorum:

Türkiye'de henüz seçim sunucu belli değilken ana muhalefetin (CHP) lideri Özgür Özel'in, seçim sabahında, seçimin sonucunu baştan kabul etmesi ve seçim sistemine güven duyduğunu belirtmesi oldukça anlamlı.

Nihayetinde başarılı bir seçim süreci oldu ve YSK'yı tebrik ediyoruz.

Bu başarıyı, o güne kadar ilk kez muhalefetin (Demokrat Parti) ve halkın dikkate alındığı ve bugün de Türkiye'nin sigortası olan 21 Şubat 1950 tarihli 5545 sayılı seçim kanununa borçluyuz.

Bu sistemi bize kazandıran Demokrat Parti'dir (DP). 

CHP'nin eseri ve "demokrasi"nin katili olan, "açık oy-gizli sayım" sistemine rağmen, İstanbul'da 31 milletvekilinin tamamını kazanan ve Anadolu'da henüz 4 yaşında iken demırkratı dört nala koşturmaya başlayan DP'yi ve buna sabırla direnen, Ankara'daki lordlar masasına ilişip bu masada ben de olacağım diyen Anadolu'nun masum çocuğu, CHP tarafından idam ettirilen başta Adnan Menderes'i ve demokrasi kahramanlarını rahmetle anıyoruz.  


Türkiye siyasi hayatında 31 Mart 2024 yerel seçimleri

Binde bir nüfus artış oranı ile son 5 yılda yüzde 20'si yaşlanan ve yaşlı ülkeler grubuna giren Türkiye'de, 85 milyonluk nüfusun 61 milyon 430 bin 934 seçmenden, ben dâhil 15 milyon 822 bin 184 seçmeni oy kullan(a)madı.

Böylece bir önceki seçime göre yüzde 8 civarında seçmen seçime katılmadı ve bu seçmenlerin de yüzde 80'nin AK Parti'li seçmenler olduğu görülüyor. 

Başta Ankara, Kütahya ve Şanlıurfa'da yakından takip ettiğim kadarıyla bu, seçmenin AK Parti'ye bilinçli ve son dost uyarısıdır.

Siyasi tarihimizde bu uyarıya dikkat etmeyen partiler, darbecilere rağmen 1983 yılında tek başına iktidara gelen ANAP örneğinde görüldüğü gibi tarihten silindi.

Çünkü aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi 10 ay önce AK Parti, tekrar genel seçimlerde birinci olmuşsa da yerelden başlayarak hızla eriyor.
 

1.jpg
5 yıl içinde iktidar ve muhalefete göre değişen yerel seçim sonuçları

 

31 Mart seçim sonucuna göre 1977 yılından sonraki 47 yıl ve önceki 31 yıl boyunca cebren, hileyle ve son olarak hakkıyla CHP ilk kez, Türkiye genelinde yüzde 37,77 oy alarak, iktidar partisini 2 puan geçerek birinci parti oldu.

CHP, halka yaklaştığı için de değil, halk AK Parti'ye ekonomik ve sosyal sebeplerle kızdığı için CHP bu zaferi kazandı. 

Bu sonuçta, 1 milyondan fazla gençlerin ekseriyeti, AK Parti'nin kurucu ilkelerinden uzaklaşmasına tepki gösterenler ve özellikle büyükşehirlerde zor şartlarda geçinen 16 milyon emekli belirleyici oldu.

Bu seçim sonucuna göre 81 il belediyesinden CHP 35, AK Parti ise 24 belediye başkanlığı kazandı.

Geriye kalan 23 belediye ise YRP ve DP başta olmak üzere seçime katılan 49 siyasi parti arasında dağıldı.

CHP'nin kazandığı 35 belediyede 61 milyon insan yaşıyor. 

Anadolu irfanına sahip basiretli ve ferasetli milletimiz 1950, 1965, 1983 ve 2002 yılında nasıl davrandıysa, bugün de öyle davrandı.

Bu seçimlerde siyasi hayatımızda batı (laik) ve doğu (muhafazakâr) cepheli iki ana siyasi damarın mevcut olduğu görülüyor.

AK Parti'nden ayrılan oyların, CHP yerine yine aynı siyasi düşünceye sahip olan batıda YRP ve doğuda HÜDA Par'a geçtiği görülürken, Stockholm sendromu belirtileri gösteren seçmenlerinin 90'ı Kürtlerin oluşturduğu DEM Parti'li seçmenlerin de bizzat PKK emriyle (Duran Kalkan) İstanbul'da CHP'yi desteklediği görülüyor.

Dolayısıyla, 74 yıl önce DP ve CHP neredeyse, bugün de AK Parti ve CHP aynı yerde. 

CHP lideri Özgür Özel'e göre 40 yıldır iktidar nimetlerinden uzakta olduğu halde aynı değerlere sahip olan CHP'liler kenetlendi ve zafer kazandılar.

Ancak bunu söyleyen Özel, reklamlarında, iktidara gelmek için darbe ve idam kavramları yerine muhafazakâr öğeleri ön plana çıkardı.

Bu, rey odaklı taktik, iktidar hedefinin, Nisan 1'ine örnek olacak kadar bariz.

Kısa zaman sonra herkes postunu giyip, aslına dönecektir.

Çünkü amaca ulaşmak için darbe ve sokak olaylarını kullanmak dahil her aracı mubah gören Makyavelist ruha sahip olan CHP, daha önce köylü dilini kullanarak, mavi gömlekli, dürüstlük simgesi beyaz güvercinli Karaoğlan (Bülent Ecevit) 1977 yılında Güneş Motel'de tek başına iktidar olmak için 11 vekili AP'den bakanlık vaadiyle çalmıştı. 
 

2.jpg
Ecevit'in dürüstlüğü sadece 3 ay sürmüştü…

 

Özgür Özel'in dili de Ecevit'in 1977 zaferinin benzeri. "İş", "özgürlük", "barış", "adalet" ve "ekmek" diyor.

"Toprak işleyenin, su kullananındır" diyen Ecevit gibi, "Herkesin başkanıyız, Türkiye kazandı" diyor.

Bu dil, İnönü'nün Demirel'e dediği gibi, "Bu çocuğa dikkat edin bu farklı bir dil kullanıyor."

AK Parti'yi uyarı-yorum: Bebek yüzlü Özgür Özel'e ve hatalarınıza dikkat edin. Okçular tepesini boş bırakmayın.

Başta aile, adalet, tasarruf, aşırıya kaçmayan mütevazı hayat, tarih, sahipsiz sokak köpek karşıtlığı ve İslam odaklı kültür ve muhafazakâr tabana sahip olan AK Parti, medenileştikçe sefahate saplandı ve savaşçı özelliklerinin yamulduğu görülüyor.

Bursa, Kastamonu, Kütahya, Adıyaman ve Şanlıurfa gibi muhafazakâr siyasetin merkezleri olan illerin kaybedilmesi, kol orduların savaşmaması anlamına geliyor.

Oysa çöp ve çamur deryası olsa da CHP, İzmir'de 10 puan düşmesine rağmen kazandı.

Bu, sol seçmenin sağ seçmenden daha ideolojik olduğunu gösteriyor.

Yolcu uçağının düşmesi ya da güneşi gören kar gibi eriyen AK Parti'nin, ruhsuzlaşan ve kurumsallaşamayan teşkilatlarında, ana sorun hegemonya ve emanetin ehline verilmediği liyakat sorunudur.

Disiplin eksikliği ve anketler yerine referansla 22 yıldır aralıksız iktidarda olan AK Parti'nin AR-GE bünyesinde insan kaynakları birimi kurulmalı.

Buradaki bir kişiye dört görev vermek ağır bir yük. Metal yorgunluğu, siyasi çürümüşlük ve küçük adamlara çok sayıda devasa görevlerin verildiği bir iktidara bu sonuç, emaneti ehline verin diyen ilahi adalete de uygun.

Gazze'ye sözde değil özde sahip çıkın, her gün bizi tehdit eden köpek sorununu çözün, yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınızla değiştirmeyin, önce insan gelir bürokrasi değil diyen dostları dinleyelim.

Teşkilatların, Cumhurbaşkanı'nın gözlerine mitingleri kalabalık göstermek için taşımalı sistemi değiştirilmeli.
 

3.jpg
https://www.urfabir.com/ak-parti-mitinginde-eski-heyecan-yok-urfali-tatilde/15735712/

 

4.jpg
(Solda) Kasım Gülpınar mitingi, (ortada) Kütahya mitinginde çok sayıda emekli ve yaşlının cebinde gördüğüm miting girişinde bedava dağıtılan kumanya ve (sağda) biz. Özellikle ortadaki fotoğraf her şeyi anlatıyor / Fotoğraf: Hüseyin Şeyhanlıoğlu

 

Halkın bu seçimde verdiği önemli mesajlardan biri de kamu kurumlarını şahsınız ve parti için kullanmayın.

Halkımız, devlet ve parti farkını gayet iyi biliyor. Ve bu mesajı parti-devlet demek olan CHP'ye de 1950'de vermişti.

Milletimiz su gibi aziz ve üstadı azamdır. Mesajını doğru okuyalım. Çünkü o, Hakk'ın ferasetiyle görür.

Bu sonuca Anadolu irfanı demek dahi az kalır ve İslam dünyasının tek umudu olan Anadolu kurtuluşun yeridir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da balkon konuşmasında ve MYK toplantısında, halkın haklı olduğunu, mesajı aldığını, bu mağlubiyete sebep olanlardan hesap soracağını belirtti.

Bu sürecin yukardan aşağıya doğru; kesin, keskin ve en kısa sürede başlaması gerekir.

Önemli olan seçiciler kurulu olup, bunların da 5N+1K'sı çok önemlidir.


Sonuç;

Başta cumhurbaşkanı ve genel başkanlar dâhil olmak üzere, genel seçim havasında geçen bu seçimde, bakanlardan bürokratlara, çaycıdan temizlikçiye kadar ihtiyat kuvvetleri dahi, seçim meydanına sürüldü.

Kılıç yerine iktidarın satranç ve komutanların teke tek savaşmaktan sonra rey ile yapılan kansız el değiştirme süreci bugün dünyada demokrasi olarak biliniyor ve bu, belki de Batı'nın insanlığa sunduğu en önemli siyasi değerdir.

Bu sonuca göre Özgür Özel yavaş yavaş meşruiyet sorunu üzerinden erken seçim için bastıracaktır.

Yeni Anayasa ve Erdoğan'ın tekrar başkanlığına sokak olayları dahil, ciddi olarak tepki görecektir. 

Konuyu tamamlamadan önce şu noktaya da dikkat çekmek istiyorum:

Normal şartlarda ilim ehli başta konuşmalı iken, bizde gazeteci, aydın sınıfı ortaya çıkan sonuca göre konuşuyor.

Ancak bu konuyu zaman ve bizatihi amiral geminin mekânında yazdığım için bu konuda yazmakta haklı olduğumu düşünüyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU