İspanya ve Fransa Batı Sahra'yı neden gündemine aldı?

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Çok uzun zamandır bağımsızlık mücadelesi veren Afrika ülkesi Batı Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti son haftalarda tartışmalı bir biçimde gündem oldu. 

Eski İspanya sömürgesi olan Batı Sahra, çoğunluğu Afrika ülkelerinden oluşan 40'tan fazla ülke tarafından "bağımsız bir ülke" olarak tanınan ancak Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası kuruluşlar tarafından tanınmayan bir ülke. 

Fas Batı Sahra'yı kendi toprağı olarak görmeye devam ediyor.

2007 yılında Fas, Batı Sahra'nın yerli halkı Sahravilerin yasama, yürütme ve yargı organları aracılığıyla kendi işlerini "demokratik" bir şekilde yürütmelerine izin veren ancak savunma ve dış ilişkiler üzerindeki kontrolün Fas'a ait olmasını öneren bir plan sundu. 

BM, Fas'ın önerisini desteklerken, Batı Sahra'daki Sahravi halkını temsil eden Polisario Cephesi ve Cezayir bu planı reddetti.

O tarihten bu yana BM gözetiminde yapılan hiçbir görüşmede ilerleme sağlanamadı.

Şubat ayında Batı Sahra'nın kaderini değiştirmek için İspanya ve Fransa birlikte hareket ederek Fas'ın yanında yer aldı. 

21 Şubat'ta İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Fas'ın başkenti Rabat'ta Kral 6. Muhammed ile bir araya gelerek Fas'ın Batı Sahra için hazırladığı özerklik planına verdiği desteği belirtti. 

Bu ziyaretten bir hafta sonra Rabat'ta bir basın toplantısı düzenleyen Fransa Dış İşleri Bakanı Stéphane Séjourné, "Sahra konusu Fas ziyaretimin en önemli noktasıdır ve özerklik planı aracılığıyla Rabat, Paris'e ve onun bu planı destekleme konusundaki net tutumuna güvenmelidir" şeklinde bir açıklamada bulundu. 


İspanya sömürgesi

Avrupa devletlerinin Afrika'daki nüfuz alanlarını harita üzerinde yapay sınırlarla belirledikleri 1884 Berlin Konferansında, İspanya'nın payına (Ekvator Ginesi ile birlikte) Sahra Çölü'nün batısında kalan kıyı bölgesi düştü. İspanya bu bölgeyi İspanyol Sahrası adıyla 1958'e kadar sömürdü; o tarihten sonra ise kendi vilayeti olarak tanımladı. 

BM Genel Kurulu, İspanyol Sahrası'nı 1960'ta "kendini yönetemeyen toprak" (non-self governing territory) olarak ilan etti.

Kasım 1975'te İspanya, Fas ve Moritanya arasında imzalanan Madrid Anlaşması ile İspanya, Batı Sahra'nın idari kontrolünü bu iki ülkeye devretti. İspanya 1976'da bu topraklardan çekilirken arkasında uzun yıllar çözülemeyecek bir kaos bıraktı.

Yerli halk Sahraviler kendi kendilerini yönetme fırsatı bulamadı.

Ülke, Moritanya ve Cezayir tarafından desteklenen Polisario Cephesi ile Fas arasında bir güç savaşına sahne oldu. 

Fas askerleri Batı Sahra'nın kuzeyinde bulunan El Aaiun'a (Layoune), Moritanya askerleri de güneydeki Tichla ve Lagouria kentlerine girdi.  

On binlerce Sahravi, Cezayir sınırındaki mülteci kamplarına sığınmak zorunda kaldı.  

Fas Kralı II. Hasan, büyük Fas idealini gerçekleştirmek için 350 bin kişiyi harekete geçirip "Yeşil Yürüyüş" adı altında bir hareketle bölgenin 3'te 2'sine hâkim oldu.

Bugün Batı Sahra nüfusunun büyük bir kısmını Faslı göçmenler oluşturuyor. 

Moritanya 3 yıl sonra bu bölge üzerindeki iddialarından vazgeçip geri çekilirken, Fas ve Polisario Cephesi arasındaki mücadele günümüze kadar uzandı. 

Fas'ın genel anlamda avantajlı durumda olduğu mücadelede, 1981-1987 yılları arasında Batı Sahra'da Berm adı da verilen Fas Duvarı'nın inşa edilmesiyle Fas bu toprakların yüzde 80'ini kontrol etmeye ve önemli bölgelerde sivil idare oluşturmaya başladı. 

Çin Seddi'nden sonra dünyanın en büyük ikinci duvarı olarak bilinen Fas Duvarı 2 bin 700 kilometre uzunluğunda olup Batı Sahra'nın Moritanya ile olan güney sınırından Fas ile olan kuzey sınırına kadar uzanıyor. 


Asıl mesele Fas-Nijerya Doğalgaz Boru Hattı mı?

Uzun yıllar boyunca güç mücadelesi arenasına çevrilen Batı Sahra kayda değer oranda fosfat ve petrol kaynağı barındırıyor.

Ancak iki Avrupa ülkesinin niyeti şimdilik Batı Sahra'nın kaynakları yerine Fas'ın da dâhil olduğu doğalgaz boru hattından faydalanmak. 

Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali ile Avrupa gaz piyasalarının ciddi şekilde sekteye uğradığı herkes tarafından biliniyor.

İşgal ile birlikte enerji maliyetleri hızla yükseldi, küresel doğalgaz akışları önemli ölçüde etkilendi.

Bunun doğal bir sonucu olarak Avrupalı politikacılar enerji güvenliğini tesis etmek için en yakın kaynağa yani Afrika'ya yoğunlaştı.

Haziran ayında Cezayir, İspanya ile ticareti durdurdu. İki ülke arası ilişkiler kötüye gitmeye başladı ve Madrid yüzünü Fas'a çevirdi.

Sanchez, İspanya'nın Fas tarafından başlatılan "stratejik girişimler"le, özellikle de "Nijerya-Fas Afrika-Atlantik doğalgaz Boru Hattı" ile ilgilendiğini söyledi.

(Oysa İspanya ve Fas arasında, Batı Sahra sorunundan dolayı 2021 ve 2022 yılları arasında 19 ay süren bir diplomatik kriz yaşanmıştı.) 

Elbette Nijerya-Fas Afrika-Atlantik doğalgaz Boru Hattı, enerji arayışındaki bir diğer Avrupa ülkesi Fransa'nın da ilgisini çekiyor.  

Kıtadaki sömürgecilik geçmişi ve yanlış politikaları nedeniyle eski sömürge devletlerinde nüfuzunu kaybeden Fransa'nın Afrika'yı terk etmek yerine yeni ittifaklar üzerinden hayatta kalmaya çabaladığı söylenebilir.

Tüm küresel güçlerin enerji arayışı için yöneldiği Afrika'da bu denli uzun geçmişi ve bağları olan Fransa'nın farklı taktikler izlemesine şaşırmamalı. 

Uzunluğunun 5 bin 660 kilometre olması planlanan, Nijerya'dan başlayarak tüm Batı Afrika sahillerini dolaşan, Batı Sahra'dan geçerek Fas'a ve oradan da İspanya'ya uzanan Nijerya-Fas Afrika-Atlantik doğalgaz Boru Hattı'nın hem Batı Afrika hem de Avrupa'daki artan doğalgaz ihtiyacını karşılaması planlanıyor. 

25 yıl gibi uzun bir sürede tamamlanması beklenen yüksek maliyetli proje, Cezayir ve Fas arasındaki doğalgaz rekabetini ne derecede artıracak bilinmez ancak iki ülke arasındaki ilişkinin şimdiden Batı Sahra sorununu üzerinden gergin bir vaziyet aldığı söylenebilir. 

 

 

Kaynaklar:

https://afam.org.tr/bati-sahra-sorunu-ve-afrikanin-milli-guvenligi/
https://www.moroccoworldnews.com/2024/02/361056/spain-morocco-reportedly-hold-secret-meetings-on-western-sahara-airspace 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU