Rus basınında Gazze savaşı: "Barguti hapishanedeyken bile, Filistin siyasetinde merkezi bir rol oynuyor"

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

7 Ekim'den bugüne gelinen süreçte Rusya Federasyonu bir yandan Filistin Kurtuluş Örgütü üst düzey yöneticileriyle temaslarını sürdürüyor, öte yandan Hamas yetkililerini Moskova'da ağırlıyor ve basında hem FKÖ hem de Hamas yetkililerinin kendi görüşlerini açıklamasına fırsat oluşturuyor. 

Kommersant gazetesi gelişmelerle ilgili tarafsızlığını korurken diğer basın kurumları (TASS Ajansı, Ria Novosti Ajansı ve İzvestiya gazetesi) ABD ve onun üzerinden İsrail'i tek yanlı eleştiri yağmuruna tutuyorlar.

Ancak devlet olarak Rusya Federasyonu'nun gerek İsrail ile Hamas arasında ateşkesin sağlanması sürecine asla dahil olamaması subjektif yorumların dozunu biraz daha artmasına neden oluyor.

BM Güvenlik Konseyi'ne Rusya Federasyonu'nun sunduğu tüm ateşkes tasarılarının ABD tarafından veto edilmesi Moskova'nın sinir uçlarına dokunan başka bir faktör.

Onun için cereyan eden gelişmelerin dışında kalması Moskova'nın kafasını acayip karıştırıyor.


Ayrıca, ABD'nin arkasında durduğu süreçte Katar ve Mısır'ın Hamas üzerindeki etkisi giderek güçlendikçe, diğer yandan Washington'un Tel Aviv üzerindeki telkinlerinin (tam anlamda baskı diyemiyoruz) arttığını görüyoruz.

Savaştan sonra Gazze'nin yeniden onarımı konusuna başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin "teknokrat yönetim" koşuluyla destek sağlayacakları hususu gündemde yerini koruyor. 

Öte yandan Filistin'in tamamını tek çatı altında birleştire ve yönetebilecek bir lider arayışları da sürüyor.

İşte Independent Türkçe okurlarına sunduğumuz bugünkü Rus basın özetinde Marvan Barguti'yle ilgili okuyacaklarınız bu girişimlerin bir fragmanı olup Bağımsız Filistin Devleti teorisinin oluşturulmasında siyasetin ağırlıkta olmasını öngörüyor. 

Yani Batı Şeria'yı ve Gazze'yi birlikte kucaklayacak ve temsil edecek bir siyasi liderin her zaman "teknokrat yönetim"den daha etkili olacağı ve bunsuz ne barışın ne de yeniden onarımın olacağını Batılı ülkeler halihazırda ciddi biçimde değerlendiriyorlar.


Bir diğer husus, her ne kadar Hamas "Top İsrail'in sahasında", İsrail ise "Top Hamas'ın sahasında" deseler de iki tarafın da öne sürdüğü koşulların aşırı katılığı geri adım atılma ihtimalini azaltıyor gibi görünüyor.

Netanyahu, Refah'a saldırıdan geri durmayacağını açıklarken Hamas savaşın tamamen durması ve elindeki rehinelerin tamamının salıverilmesi karşılığında İsrail cezaevlerindeki bir dizi hayati derecede önemli Filistin şahsın serbest bırakılması koşulunu dayatıyor.

İşte o şahısların başında 22 seneden bu yana tutuklu bulunan Marvan Barguti geliyor ve İngiliz yayın kuruluşu BBC, Barguti'yi bu kadar ciddi biçimde gündeme getirmesinin tesadüf olarak görülmemesi gerekir.
Katar ve Mısır'ın bu düğümü çözmeleri durumunda Nobel Barış Ödülü'nü hak edecekleri kesin…

Gazze savaşının 163. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Independent Türkçe için 17 Mart Pazar günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
 

 

BBC Rusça Yayınlar Servisi:

"Filistinli Mandela"… İsrail'de hapsedilen El Fetih lideri Mervan Barguti, Filistin Yönetimi'ne liderlik edebilir mi?

İsrail'in Filistinli mahkumları Hamas tarafından ele geçirilen rehinelerle takas etme olasılığı, beklenmedik bir şekilde dikkatleri El Fetih hareketinin lideri Mervan el-Barguti'nin üzerine çekti: O, Filistin Yönetimi'nin potansiyel başkanı olarak görülmeye başlandı. Hamas, tutuklu ve rehine değişimini öngören yeni bir anlaşma kapsamında kendisinin serbest bırakılması gerektiğinde ısrar ediyor. İsrail, Barguti'yi serbest bırakmayı reddediyor

7 Ekim saldırısından sonra grubun askeri kanadının bir sözcüsü, rehinelerin geri dönüşü için "ödenmesi gereken bedelin" "İsrail hapishanelerini tüm Filistinli mahkumlardan boşaltmak" olduğunu söyledi.

Hamas liderlerinden Usame Hamdan, BBC Arapça'ya şunları söyledi:

"Hareket olarak, İsrail işgali altındaki hapishanelerde bulunan her mahkumun ve tutuklunun serbest bırakılması yönünde bugün de bağlı kaldığımız net bir pozisyon aldık."

"Filistinli Nelson Mandela" lakaplı Marwan Barghouti, en ünlü Filistinli mahkumlardan biri.

2002 yılında El Fetih'in militan bir grubu olan Tanzim'in eski lideri İsrail askerleri tarafından tutuklandı ve mahkeme Barguti'yi birden fazla cinayet ve terör örgütüne üye olmak suçlarından beş ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

İsrail gazetesi Ma'ariv'e göre, Barguti geçen yılın şubat ayında Ofer hapishanesinden başka bir hapishaneye nakledildi ve hücre hapsine yerleştirildi.

Ma'ariv'e göre, "Uzun yıllar boyunca Barguti kendini birbirne husumet besleyen Filistin güçlerini birleştirecek yetenekteki tek kişi konumuna koydu."

2004 yılında Yaser Arafat'ın ölümünden sonra Mahmud Abbas Filistin Otonomisi'nin tek Başkanı oldu. Görev süresinin 2009'da dolmasına rağmen İsrail'in, Doğu Kudüs'ü seçim bölgelerine dahil etmemesini gerekçe gösteren Abbas seçimleri belirsiz tarihe erteledi. Ancak birçok yorumcu Abbas'ın kararının arkasındaki gerçek sebebin yenilgiden kaçma isteği olduğunu ifade ediyor.

Son yıllarda Filistin'de yapılan kamuoyu araştırmalarında gençler arasında en popüler figür konumuna gelen Barguti, Abbas'ın (görüşü alınanların yüzde 90'ı istifasını istiyor) ve Hamas lideri İsmail Haniye'nin önemli ölçüde önüne geçti.

Sivil direnişi destekleyen Barguti işgale son verilmesi için şiddete başvurmayı da reddetmiyor. Hapiste bulunmasına rağmen o, Filistin siyasetinde merkezi roldedir ve İsrail ile yan yana yaşayacak Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması yönünde çağrılar yapıyor.

BBC Arapça Yayınlar Servisi'nin konuştuğu uzmanların fikrince Filistin Otonomisi'nin liderliği konusunda Barguti "Konsensüs seçeneği" rolünü oynayabilir.

Özellikle Nobel ödülüne aday göstermek için senelerden bu yana Barguti'nin serbest bırakılması kampanyası yürütülüyor. Mandela gibi onun da cezaevinde 20 seneden fazla kalması siyasi müzakereci olarak sembolik değerini güçlendiriyor.

Marvan Barguti'nin salıverilmesi İsrail'in atacağı stratejik bir adım olur, zira o, Hamas ile ilişkisi olmayıp Filistinlilere liderlik yapabilecek bir seçenektir.

Ancak Barguti cezaevindeki odasından Filistin Otonomisi'ni yönetebilir mi?

Önerilerden birinin Barguti, başkanlığı cezaevindeki odasından yürütmesidir. Teoride Cumhurbaşkanı törensel fonksiyonları yerine getirecek ancak ardından Barguti'nin kendi görevlerini efektif şekilde yerine getirmesi için İsrail'e O'nu salıvermesi yönünde baskılar yapılacaktır.

Ancak Filistin Otonomisi'nin, özellikle Gazze'nin başında Barguti'nin  sorumluluk üstlenmesinin herhangi bir garantisi bulunmuyor. 


Детали (Detaylar) İsrail:

Yeni bir kamuoyu araştırması: ABD Yahudileri Trump'ı değil Biden'ı tercih ediyor

Pew Research Center araştırmasına göre ABD Başkanlığına iki adaydan biri Joe Biden yahudi menşeli Amerikan seçmenleri arasında Donald Trump'tan daha fazla rağbet görürken seçmenler iki adaydan da aynı ölçüde hazzetmiyor.

Amerikalıların yaşamında dinin rolüne ilişkin cuma günü yayınlanan rapor Yahudi menşeli Amerikalıların yüzde 62'sinin Biden'a olumlu yaklaştığını gösteriyor.

Kıyaslamak gerekirse, Trump'la ilgili sadece yüzde 21 olumlu görüş belirtti. 

Müslümanlar iki adaya da aynı ölçüde olumsuz yaklaşıyor: Yüzde 63 Biden'a olumsuz bakarken yüzde 64 Trump'ı sevmiyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU