Devletteki Fetullahçı artıklarını tespit etme rehberi

Gökçe Hubar Independent Türkçe için yazdı

2024 yılında bile, Türkiye'de, hâlâ "İzmir'de düzenlenen FETÖ operasyonunda 27 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği, 4'ünün operasyondan kısa süre önce yurtdışına firar ettiği, 23'ünün yakalandığı" gibi bilgiler ortaya çıkıyor.

Hâlâ birileri onları canla başla kurtarıyor, kaçsın diye uyarıyor, koruyor.

Yıllardır bu örgütün çökertilememesinin arkasındaki sebep zaten devletin içinde FETÖ artıkları olmasında gizli.

İşte bunun içindir ki mücadele daha uzun yıllar da devam edecektir.

Peki, devletteki FETÖ artıkları nasıl tespit edilebilir?

Ne yaparak, kendilerini turnusol boyasında belli ediyorlar?

Nasıl ayırt edilebilirler?

Bu konuda şu fikirleri öne sürebiliriz: 

1. Kuyruk acısı: Kendilerine geçmişte karşı çıkmış, hasımlığı bulunan, örneğin kendilerinden olan birilerini ifşa etmiş yahut bir şekilde arı kovanlarına çomak sokmuş olan kişileri itibarsızlaştırmak için ellerinden gelen en büyük kötülüğü yapmaları ile öne çıkarlar.

Bu, bazen Atatürkçü ve cumhuriyet değerlerine bağlı bir yarbayı "Atatürk ve cumhuriyet düşmanı" olmakla suçlayıp, onu çok üzerek intihara sürükleyip, sonra da tazminat ve hak arayan ailesini rencide edici, mahkemelerden kovucu, aşağılayıcı, ağlatıcı tavırlara kadar gidebilir.

Hâlâ fişleme çizelgelerini, hınçla karakollarda ve hastanelerde kodlar koydurmayı, özel toplantılarla ve kulaktan fısıldamalarla insanları ekmeğinden etmeyi, istifaya zorlamayı, kariyerlerini sabote etmeyi ve bertaraf etmeyi sürdürüyorlar.

Bunu, güçlerinin yettiği kişilere yapıp, diğerlerine yapamıyorlar.

Eski güçleri azaldığı için, öyle bir kuyruk acıları var ki... Acısını, onların maskesini düşüren, o kuyruğu koparan insanlardan çıkarmanın peşindeler.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan veya kurumlardaki en tepedeki kişiler, çoğu kez bu kötü niyetli kişileri bilemiyor.

Bazılarının duyumunu alıp, araştırılması talimatını verseler dahi, araştırmayı zaten onları koruyanlar yapıyor. Bu sayede görevlerine devam ediyorlar.

Bilmedikleri şey ise, her ne kadar hâlâ FETÖ'den hapsi istenen akrabalarını hatırla ricayla hapisten kurtarabilen üst düzey bürokratlar var ise de artık örgütün Leviathan canavarının o kopan kuyruğunun geri gelmeyeceği gerçeğidir. 


2. Pervasızlık ve üstünlük kompleksi: Devletteki FETÖ artıklarının en öne çıkarıcı özelliği.

"Nasıl olsa yıllardır usulsüzlükler yaptım, kimse anlamadı, ben ne yaparsam yapayım anlamazlar, beni görevden alamazlar, ben çok nüfuzluyum" şeklindeki üstünlük kompleksleri yüzünden, yıllardır bu işleri kitabına uydurarak yaptıkları için, bir başka katakulli daha yaparlarsa gene bir şey olmaz düşüncesindedirler.

Ama atalarımızın dediği gibi; "Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde ele geçer."

Bu kişiler kendilerini hukukun o kadar üstünde görmektedirler ki, kendilerini o kadar devletin sahibi sanmaktadırlar ki, nüfuzlarını kullanarak, irtikap suçu ve görevini kötüye kullanma suçları bile işleyip (veya bazı hassas durumlarda kendi isimleri gözükmesin diye başkalarına imza attırıp, başkalarına hükümlere aykırı işler yapmalarını sağlamak için terfi teklif edip) keyfî gözaltı, keyfî tutuklama, keyfî el koydurma kararları verdirebilirler.

Çok alışık oldukları katakullilerle, tuzaklarla, yalanla dolanla, hileyle, esasen akli dengesi yerinde olduğunu çok iyi bildikleri birini polis zoruyla asistan hekimleri ayarlayarak, rapor değiştirerek, zorla akıl hastanesine kapatıp, sonra da sağlıklı birine deli raporu bile verdirebilirler.

Böylelikle, o kişinin anlattıklarında hiçbir kredibilite yokmuş gibi göstermeyi ve makamlarında kalmaya devam etmeyi, daha da yükselmeyi hedefleyebilirler.

Huylu huyundan vazgeçmez. En iyi bildikleri şey, hile yapmaktır. Daha önce, sınav sorularını çalarak da hile yapmışlardı.

Alınlarının akıyla, emek harcayarak sınavlara giren kişilerin ahını almakta beis görmemişlerdi.

Oysa kul hakkı, inandıklarını ve temsil ettiklerini iddia ettikleri İslamiyet inancına göre, Allah'ın asla affetmeyeceği bir mevzudur. 

Yunus Emre, "Bir gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil" demişti. Kul hakkını vurgulayan ayetlerden bazıları şunlardır: bk. el-İsrâ 17/26; er-Rûm 30/38; ez-Zâriyât 51/19), adalet (el-Bakara 2/282; en-Nisâ 4/58; el-En'âm 6/152), kıst (en-Nisâ 4/127, 135; el-Mâide 5/8, 42; Hûd 11/85) ve zulüm (el-Bakara 2/279; en-Nisâ 4/10, 30; el-Hac 22/39).

Âl-i İmran 3/161 sayılı ayette ise, "Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir" ibaresi geçer.

Fetullahçılar, buna da aykırı davranmışlardı. Devletin cephanesini, devlet malını halkın üzerine bombalar yağdırmak için kullanmışlardı. 

Şu hâlde Fetullahçıların (FETÖ, cemaat ne denirse densin) İslam'la, kültlükle ilgisi yok.

Her ne kadar bazı akademisyenler fetullahçılığı bir "kült" olarak nitelendirseler de İzmir'de başlayan yolculuk, ekonomik ve siyasi saiklerle hareket eden bir organize suç örgütüne dönüştü.

15 Temmuz'da silahlı şiddet de kullandıkları için, terör örgütüne de evrildi.

Bunlar dinî motifli bir kült özellikleri değil. Fetullahçıların amacı, devleti dizayn etmek. Hem de sadece Türkiye devletini dizayn etmektir.

Diğer devletlerdeki varlıklarının tek sebebi, oralarda Türkiye karşıtı lobi oluşturup, onları Türkiye'ye karşı kullanmaktır.

O devletleri de durmadan yanlış yönlendirip, oralarda da haksız kazanç elde edip onlara da zarar veriyorlar (bu, yani yurtdışındaki FETÖ başka bir yazının konusu).

Bu yazının konusu olan, yurt içindeki, devletteki FETÖ artıklarının esasen işleriyle alakalı hiçbir vasıfları, liyakatleri de yok.

Şaibeli yükselişleri olan, beyinlerinde ülkede bir iç savaş çıkartabilecek kadar tehlikeli projeleri olan insanlar.

Tek vasıfları hilekarlık. Tek vasıfları, çok iyi yalan söylemeleri ve pervasızca kötülük yapabilmeleri. Tek vasıfları budur.

Hani bazı siyasetçiler"ordu darbe yapmaya kalkıştı" diyor ya; külliyen yalan.

Zaten asker olmayı hak etmemiş, soruları çalmış, hileyle kuruma girmiş, dolayısıyla bu sıfata lâyık olmamış kişilerdi onu yapan.

TSK'dan artık temizlendiler, ama sivil bürokraside hâlâ artıkları var. Şu an mevcut içişleri bakanını bile değiştirme ve Erdoğan'a kendi adaylarını kabul ettirme projeleri var. Yargıda hala ahtapot gibi kolları var.

İnsanları mağdur edecek, çileden çıkartacak, devleti durduk yere zarara ziyana uğratacak uygulamalar ve hukuksuzluklar yapan, demotive eden, bunu bir köle-efendi ilişkisi ve biat ruhu içerisinde, inatla gerçekleştiren profesyonel yalancılardır FETÖ artıkları. 

Bazen köpek balıklarını çekmek için, yaralı bir yunus balığından faydalanılır. Kan kokusunu alır almaz, köpek balıkları o bölgeye yöneleceklerdir. Ama ava giderken av da olabilirler.

Bir probleme yol açan örgütlü kötülüğe dahil olan kişiler ile o problem çözülemez.

"Probleme yol açan kişileri şikayet eden kişilerle uğraşmak" yerine, "probleme yol açan kişileri şikayet eden kişilerle uğraşanlarla uğraşmak" gerekir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU