Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail aleyhine karar: Soykırım davası görülecek

Mahkemenin yargıcı, Güney Afrika'nın açtığı soykırım davasında haklı olduğunu söyledi

Uluslararası Adalet Divanı, Lahey’de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararını açıkladı. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerinin bazılarını ihlal ettiğine ilişkin ihtiyati tedbir kararı almaya yetkisi olduğuna hükmetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tedbir kararı Divan Başkanı Yargıç Joan Donoghue tarafından okundu.

Karar şöyle:

İhtiyati tedbir talepleri görüşülmektedir, mahkemenin görüşüne göre Güney Afrika'nın iddialarının bir kısmının sözleşmenin maddelerinin kapsamına girebileceği görülmüştür. Mahkeme, İsrail'in 'dosyanın reddi' talebini reddetmektedir. İsrail'e soykırım davası görülmeye devam edecek. Soykırım davası esastan görüşülecek. Burada Güney Afrika'nın ortaya koymuş olduğu iddialar değerlendirilecektir. Sözleşmenin birinci maddesine baktığımızda tüm ilgili tarafların soykırım suçunu engellemesi gerekmektedir. İkinci maddede soykırım bir etnik ve ırksal grubun üyelerine zarar vermek, bu grubun içinde bulunan çocukları başka bir gruba taşımak gibi maddeler yer almaktadır. Soykırım davasında İsrail aleyhine ileri sürülen iddialar makul seviyede ispatlanmıştır. Ancak soykırım olup olmadığına dair nihai karar daha sonra açıklanacaktır. Güney Afrika'nın ihtiyati tedbir talepleri dikkate alınmış ve uygulanmasına karar verilmiştir. Mahkeme İsrail askeri güçlerinin eylemlerde bulunmamasına karar vermiştir. İsrail'in etkin adımlar atarak, insani yardımların ulaştırılması için tedbiren adım atmasına karar vermiştir. Kararların uygulanması zorunludur. Soykırım sözleşmesiyle korunan insanların korunması için tüm ülkeler adım atabilir. Filistinlilere baktığımız zaman soykırım sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca koruma altında olması gereken bir gruptur. İsrail saldırıları, çok sayıda insanın ölmesine, sivil alt yapının zarar görmesine, insanların yerinden edilmesine neden olmuştur. Gazze nüfusunun yüzde 93'ü kriz seviyesinde bir açlıkla karşı karşıyadır. Gazze'deki çocuklar ciddi travmalarla kraşı karşıya, 1,4 milyon insan sığınaklarda yaşamaktadır, hastalıklar yayılmaktadır. Bir neslin buna maruz kaldığı görülmektedir, pek çoğu annesiz ve babasız kalmıştır. Çocukların yaşadığı dram gerçekten yürek parçalayıcıdır.

İsrail'den mahkemeye 'antisemitist' tepkisi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) Tel Aviv aleyhinde açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin, görüntülü açıklama yayımladı. İsrail’e yönelik “soykırım” suçunu reddeden İsrail Başbakanı, şunları söyledi:

Her ülke gibi İsrail’in de kendini savunma hakkı doğaldır. Bu temel hakkı reddetme girişimi, Yahudi devletine karşı açık bir ayrımcılıktır ve bu haklı şekilde reddedilmektedir. İsrail’e karşı soykırım suçu atfetmek sadece yanlış değil, şoke edicidir ve tüm iyi insanlar bunu reddetmelidir.

İsrail aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, ülkesi aleyhinde açılan soykırım davasında ihtiyati tedbir kararı alan Uluslararası Adalet Divanını (UAD) “antisemizm” ile suçladı. Ben Gvir, Lahey’deki UAD’ın, İsrail'in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin yazılı açıklama yayımladı. UAD’yi “Yahudi karşıtlığı” ile suçlayan Ben Gvir, "Lahey'deki antisemit mahkemenin kararı, önceden bilineni kanıtlıyor: Bu mahkeme adalet değil, Yahudi halkına yönelik zulüm arıyor. Holokost sırasında sessiz kaldılar, bugün de ikiyüzlü bir şekilde devam ederek bir adım daha atıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Çelik ve Kurtulmuş'tan karara destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise mahkemenin kararını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Erdoğan'ın mesajı şöyle:

Uluslararası Adalet Divanında Gazze'deki insanlık dışı saldırılarla ilgili alınan ihtiyati tedbir kararını değerli buluyor, memnuniyetle karşılıyorum. Filistinli masum sivillere yönelik işlenen savaş suçlarının cezasız kalmaması için sürecin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Soykırım Sözleşmesi'ne taraf ülkeler için bağlayıcı olan bu kararın; İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden gerçekleştirdiği saldırılarının artık bir son bulmasına vesile olmasını diliyoruz. Türkiye olarak ateşkesin tesisi ve kalıcı barışa giden yolun temini adına tüm gücümüzle çalışmaya ve Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da kararın önemine dikkat çekti ve şunları söyledi:
 

Gazze'de işlediği savaş ve insanlık suçları için Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanan İsrail hakkında verilen ara karar, İsrail'e karşı insanlık cephesinin haklılığını ispatlar nitelikte atılan ilk adım olması açısından önemlidir. Şimdi, acilen tüm dünya Gazze'de yaşanan katliamları durdurmalı, insani yardımları bir an önce Gazze'ye ulaştırmalı ve uluslararası hukuk, bu eli kanlı katilleri yargılayarak hak ettikleri cezaları vermelidir. Bu davaya öncülük eden Güney Afrika Cumhuriyetine, davayı yerinde takip eden Milletvekillerimize ve bu mücadeleyi omuzlayan hukukçulara insanlık adına teşekkür ediyorum.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik de karara ilişikn şunları kaydetti: 

Uluslararası Adalet Divanının kararı, İsrail katliamlarının uluslararası hukuk bağlamında soykırım çerçevesinde ele alınması bakımından son derece önemli bir gelişmedir. Uluslararası Adalet Divanının kararının Filistin halkı için adalet isteyen başta Filistinliler olmak üzere tüm insan hakları savunucularının talep ettiği adaletin sağlanmasına vesile olmasını diliyoruz.

Uluslararası toplumla birlikte bu kararı takip edecek ve İsrail'in Filistin'de işlemekte olduğu katliamları durdurmak üzere mücadele etmeye devam edeceğiz. Netanyahu yönetimi, Filistin'de yürüttüğü işgal ve soykırım politikaları nedeniyle insanlık ve tarih önünde hesap verecektir. Uluslararası Adalet Divanının kararı noktasında yasal başvurucu olan Güney Afrika yetkililerine ve halkına, insan hakları hukukçularına ve davayı yerinde takip eden milletvekillerimize müteşekkiriz

Dışişleri'nden açıklama

Dışişleri Bakanlığı da konuya ilişkin açıklamasında "Uluslararası Adalet Divanı'nın açıkladığı tedbirlerin, Filistin'de akan kanın durdurulması için çok önemli bir fırsat teşkil ettiğini düşünüyoruz" ifadesine yer verdi.

Davanın konusu ne?

Güney Afrika, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonuyla 1948’te imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta Uluslararası Adalet Divanı’na başvurdu. Soykırım kanıtlaması en zor suçlardan biri. Zira “soykırım niyeti” için insanları öldürmenin de ötesinde fiiller gerekiyor. Bir devletin bir ulusal, etnik veya dini grubu kısmen veya bir bütün olarak yok etmek istediğinin kanıtlanması şart. Güney Afrika’nın, İsrail’in planının veya davranış biçiminin başka hiçbir şeyle açıklanamayacağını kabul ettirmesi gerekiyor.

Tedbir kararı ne anlama geliyor

Divan’ın bugün verdiği karar, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'ne aykırı hareket edip etmediğine ilişkin olmayıp sadece muhtemel soykırım tehlikesine karşısında oluşacak zararların önüne geçmek için davada nihai karar verilinceye kadar tarafların uyması gereken geçici önlemler anlamına geliyor. Divan, tedbir taleplerine ilişkin yaptığı incelemede Güney Afrika’nın “makul” gerekçeler sunmasını yeterli bulurken, Gazze’de soykırımın gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin incelemesini davanın esasına ilişkin safhada gerçekleştirecek. Divan’ın ihtiyati tedbirler konusunda, soykırımın işlendiğine ilişkin “kesin” sonuçlar istemeyip “makul” gerekçeleri yeterli bulması sebebiyle Güney Afrika’nın talepleri doğrultusunda karar vermesi daha muhtemel. Divan’ın ihtiyati tedbirler konusunda, soykırımın işlendiğine ilişkin “kesin” sonuçlar istemeyip “makul” gerekçeleri yeterli bulması sebebiyle Güney Afrika’nın talepleri doğrultusunda karar vermesi daha muhtemel.

Tedbir kararı bağlayıcı mı?

Divan Şartı'nın 59. maddesi uyarınca UAD'nin aldığı kararlar, taraflar için bağlayıcı durumda iken üçüncü ülkeler için kararın bağlayıcılığı bulunmuyor. Divan’ın kararlarını icra ettirmek için kendi askeri gücü veya organı bulunmazken bu kararların uygulanması büyük oranda BM Güvenlik Konseyi’nin tasarrufunda bulunuyor. Divan’ın kararı neticesinde oluşacak politik baskı sebebiyle üçüncü devletlerin İsrail’e açıktan askeri ve siyasi destek vermesinin çok daha zorlaşması muhtemel.

Davanın seyri ne olacak?

Tedbir talepleri davanın ilk aşaması olurken, bundan sonraki adımda önce "ilk itirazlar" safhasına geçerek Divan'ın yargı yetkisi ve kabul edilebilirlik şartları sağlanırsa daha sonra "davanın esası"na ilişkin yargılama yapılıyor. Divan’ın kararları kesin ve itiraza tabi değil. Divan her ne kadar son yıllarda dava süreçlerinde daha hızlı hareket etse de soykırım gibi benzer davaların tamamlanmasının 10 yılı geçtiği görülüyor. Bosna Hersek Cumhuriyeti, 20 Mart 1993 tarihinde Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne karşı soykırım davası açtığında Divan, tedbir taleplerini 11 Temmuz 1996’da reddetmişti. Divan, 27 Şubat-9 Mayıs 2006 tarihlerinde yapılan esasa ilişkin duruşmaların ardından, 26 Şubat 2007'de Srebrenitsa’da soykırım yapıldığına ilişkin nihai kararını vermişti ve 10 yılı aşan dava sonuçlanmıştı. Benzer bir davada Divan, Hırvatistan’ın 2 Temmuz 1999'da Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne karşı açtığı soykırım davasında esasa ilişkin duruşmaları 3 Mart-1 Nisan 2014 tarihlerinde tanık ve bilirkişileri de dinleyerek tamamlamış, esasa ilişkin nihai kararını 3 Şubat 2015'te vermişti.

Güney Afrika hangi tedbirleri talep etti?

Güney Afrika, Divan'dan, İsrail'i "soykırım yapmamaya, soykırımı önlemeye ve soykırımın faillerini cezalandırmaya" zorlamak için geçici tedbir uygulanmasını istiyor.

Bu tür geçici tedbirler, dava süreci devam ederken durumun daha da kötüleşmesini önlemeyi amaçlıyor.

Güney Afrika, şu 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep ediyor.

Bu kapsamda Güney Afrika, Divan'dan;

1- Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurmasına,

2- Kontrolü altındaki herhangi bir grup tarafından, Gazze'deki herhangi bir askeri operasyonu ilerletecek adımlar atmamasına,

3- Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri almasına,

4- Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesi kapsamına giren her türlü eylemden kaçınmasına,

5- Yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişiminin sağlamasına,

6- Soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atmasına,

7- Soykırımın delillerini muhafaza etmesine ve bu amaçla gelen uluslararası görevliler ve diğer yetkililerin Gazze'ye erişimini engellememesine,

8- Verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan'a düzenli rapor sunmasına,

9- Davayı zorlaştıracak veya uzatacak eylemlerden kaçınmasına hükmetmesini istiyor.

İsrail ne demişti?

Öte yandan İsrail, bu taleplerin reddedileceği görüşünde. İsrail Hükümet Sözcüsü Eylon Levy “Tabii ki mahkemenin, Güney Afrika’nın yönelttiği bu tamamen absürt suçlamaları kabul edilemez bulacağını bekliyoruz” dedi. Divan, hükmettiği kararları BM’nin ilgili kurumlarına da tebliğ ediyor ve İsrail, Divan'ın muhtemel tedbir kararına uymazsa bu durumda Güney Afrika konuyu BM Güvenlik Konseyi'ne taşıyarak Divan kararının uygulanması için harekete geçilmesini talep edebiliyor.

 

Reuters, Anadolu Ajansı, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU