DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli: Sayın Başak Demirtaş'ın adaylık için başvurması sevindirici bir şey

Temelli, “Biz, bu havuza herkesin başvurmasını istiyoruz, ama tabii ki değerlendirmeyi komisyonlarımız ve MYK'mız yapacaktır" dedi

Fotoğraf:  X 

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

DEM Parti'nin yerel seçim öncesi aday adayları arasında yaptığı ön seçimin, kayyum rejimine karşı önemli bir tepki olduğunu söyleyen Temelli, "Umarım bu tabloyu Ankara, diğer partiler iyi izlemiştir ve gerekli dersleri çıkartılar" diye konuştu.

Sezai Temelli, Türkiye'nin giderek hukuk ve adaletten uzaklaştığını savunarak, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Gezi Parkı davası hükümlüsü TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararını eleştirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Adalet ve hukuk devletinden söz etmek mümkün değil"

Anayasa Mahkemesi’nin, anayasanın gereğini yerine getirdiğini, bu kararın tartışılamayacağını dile getiren Temelli şunları aktardı:

Maalesef Türkiye demokrasisinin önündeki en önemli engellerden biri de Türkiye’nin giderek hukuktan ve adaletten uzaklaşmış olması. Buna dair son örneği Adalete Bakanının talihsiz açıklamalarında bir kez daha gördük. Adalet Bakanı, AYM ile Yargıtay arasında bir ihtilaf ve çatışma olduğundan bahsediyor. İki mahkemeyi birbiriyle eşitliyor. Oysa AYM bildiğiniz gibi Anayasanın gereğini yerine getiriyor ve oradaki hükümlerde çok net bir şekilde diyor ki AYM kararları tartışılmaz, AYM kararlarına herkes uymakla yükümlüdür. Anayasayı beğenmeyebilirsiniz, değiştirmek isteyebilirsiniz ki bu Meclis’in görevidir ve toplumun mutabakatla sağlayacağı bir durumdur. Herhangi bir mahkemenin kalkıp bu konuda bir hüküm kurması mümkün değildir. Sevgili Can Atalay ile ilgili bu tartışmalar sürerken Adalet Bakanı adeta bu konudaki tarafını açıkça beyan ediyor. Sanki iki mahkeme arasında bir ihtilaf var ve bu ihtilafın çözümü gerekiyormuş gibi Meclis'i işaret ediyor. Meclis bu konuda adım atabilir. Ancak atacağı adım Anayasayı ihlal eden akılla değildir, ülkenin asıl beklediği anayasa meselesine dair atacağı adımdır. Oya biz bunu göremiyoruz. Adalet Bakanı burada durmuyor, Demirtaş ve Kavala kararlarını gündeme getiriyor. AİHM kararlarını eleştiriyor ve siyasi kararlar olduğunu söylüyor. İzlemiyor. Dışişleri Bakanının hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de Genel Kurulda yaptığı açıklamalar var. Dışişleri Bakanı, “Demirtaş ve Kavala kararına biz siyasi yaklaşıyoruz” demişti. Meseleye siyasi yaklaşan bu iktidardır. AİHM, AİHS’in gereği olarak aslında orada kararlar almıştır ve bu kararlar bağlayıcıdır. Anayasa 90’a göre bağlayıcıdır. Adalet Bakanı AİHM kararlarına karşı çıkarken bir kez daha Anayasayı ihlal etmektedir. Peki, bunlar neden karşımıza çıkıyor? Bu talihsiz açıklamaların nedeni Türkiye’de artık adaletten ve hukuk devletinden söz etmenin mümkün olmamasıdır. 

Yargı reformu konusuna değinen Temelli “Yargı reformu olarak nitelendiriyorlar. 7 tane paket getirdiler, 8’incisi geliyor. Her paketten sonra Türkiye’de adalet sistemi daha çok çöktü, Türkiye hukuk devletinden daha çok uzaklaştı. Bu gelen pakette de bir reform olasılığı söz konusu değil. Yargıdaki sorunların artma nedeni yargının siyasallaşmasıdır. İktidarın adeta Demokles’in kılıcı gibi muhalefetin üzerinde sallandırmasından kaynaklanan sorunlardır” dedi

"Merkez Bankası Başkanıortada yok"

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan7ın babası hakkında iddialara da değinen Temelli şunları söyledi:  

Merkez Bankası Başkanı ortada yok. 20 gün olmuş. Merkez Bankası Başkanı ile ilgili bir sürü haber var, yorum var. Bunlara bırakın yanıt vermeyi, kendisi ortada yok. Kaldı ki bugün Merkez Bankası’nın neden özerk olması gerektiği daha net anlaşılmıştır. Merkez Bankası bağımsız olduğunda başka sorun yaratıyor, siyasete bağlı olduğunda başka sorunlar yaratıyor. Merkez bankaları özerk olmalı, denetime açık olmalı ve dolayısıyla bu özerklik sayesinde siyaset ve piyasalarla arasına mesafe koyabilir olmalıdır. Oysa Merkez Bankası bir tarafıyla siyasete bağımlı, bir tarafıyla da uluslararası finansa bağlı. Merkez Bankası’nın başına gelen insanlar da liyakatle değil işte böyle bir atama aklıyla geliyor. Bu akılla da bu gayri ciddilik ortaya çıkıyor. Bugün para piyasalarında para politikasına ne olacağı konusu tartışılmaktan daha çok Sadık Efendi’nin tahminleriyle ve Merkez Bankası Başkanı’nın ailesiyle ilgili mevzular konuşuluyor. Ama biz ciddi bir enflasyonla mücadele programı duymuyoruz. Hiçbir tahminleri tutmadığı gibi istikrarsızlığı körükleyen bir Merkez Bankası ve Merkez Bankası Başkanı karşımızda. 

Bir bütçe faciasıyla karşı karşıya bulunulduğunu ileri süren Temelli, 2023'te bütçe açığının 1,4 trilyon lira olduğunu, 2024 yılı bütçe açığı tahmininin ise 2,7 trilyon liraya çıktığını söyledi. Temelli, hazırlanan bütçenin yıl sonunu görmeyeceğini ve yine ek bütçe yapılması gerekeceğini savundu.

Emekli maaşı eleştirisi

Temelli, TBMM Genel Kurulu'nda bu hafta görüşülmesi beklenen çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler içeren kanun teklifiyle de işsiz kalanlara destek amaçlı oluşturulmuş fonun, işverene desteğe dönüştürüleceğini dile getirdi.

Teklifle en düşük emekli maaşının 10 bin liraya çıkarılacağını anımsatan Temelli, "Açlık sınırı 15 bin lira, yoksulluk sınırı neredeyse 50 bin lira. Emekli maaşının en az 10 bin lira olması, 6 milyon emeklinin açlık sınırının çok altında bir maaşla yaşamaya mahkum edilmesinden başka bir şey değil" sözlerini sarf etti.

Bir gazetecinin, DEM Parti ve CHP'nin, İstanbul'da işbirliği yapıp yapmayacağını sorması üzerine şu yanıtı verdi:

Bütün ihtimalleri komisyonumuz değerlendiriyor. Eş Genel Başkanımız Sayın Tuncer Bakırhan bu konuda açıklama yaptı. Güç birliği ile kazanabileceğimiz yerler üzerinden bir yoğunlaşma olacaktır. Komisyon çalışmalarımız sonucunda bunlar belirlenince kamuoyuna açıklanacak. Oradaki esas belirleyici durum Eş Genel Başkanımızın açıkladığı kriterdir. Güç birliği ile kazanabileceğimiz yerler üzerinden bir ortaklaşma neden olmasın? 

HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın "parti uygun görürse İstanbul'dan aday olabileceği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Temelli, "Sayın Başak Demirtaş'ın adaylık için başvurması, bizi sevindirici bir şey. Biz, bu havuza herkesin başvurmasını istiyoruz, ama tabii ki değerlendirmeyi komisyonlarımız ve MYK'mız yapacaktır" diye konuştu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU