Güney Afrika toplama kamplarından Filistin'e

Dr. Halim Gençoğlu Independent Türkçe için yazdı

Güney Afrika savaş kampında bir Boer kadın açlıktan sefil düşmüş çocuğuyla / Fotoğraf: Savaşın Ağırlığı, Emily Hobhouse, Metheun & Co, 1902.

İkinci Boer Savaşı sırasında Transvaal'a giden Osmanlı askeri gözlemcisi Binbaşı Aziz Bey'in bildirdiğine göre;

Boer çocukları ve kadınları, İngilizlerin zalim kontrolü altındaki toplama kamplarında hızla ölüyor.

Teğmen Aziz Bey, toplama kamplarının İngiliz ordusunun işlediği bir savaş suçu olduğunu belirterek, askeri raporunu 1902 yılında İstanbul'da Osmanlı padişahına sunmuştu.

Aslında Anglo-Boer Savaşı (1899-1902), Britanya İmparatorluğu ile Güney Afrika'nın Boer cumhuriyetleri arasındaki bir çatışmadan daha fazlasıydı. Öyle ki, etkisi 20'nci yüzyılın başında dünya çapında yankılanmıştı.

İngiliz-Boer Savaşı kızıştıkça İngiliz kuvvetleri, Boer komandolarının kullandığı gerilla savaşı taktiklerini bastırmada zorluklarla karşılaştı.

Buna yanıt olarak İngiliz yetkililer Boer sivillerini zorla toplama kamplarına yerleştirmeye karar verdiler.

Bu kampların amacı sivil nüfusu Boer savaşçılarından ayırmaktı fakat bu strateji, sonuçta felaketle sonuçlanacak bir stratejiydi.

Savaşın vahşetinin ortasında, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivillerin kendilerini toplama kamplarına hapsolmuş halde bulmasıyla karanlık bir sayfa açıldı.

Çadırlar yetersiz barınak sağlıyordu ve yiyecek, su ve tıbbi bakım gibi temel ihtiyaçlar çoğunlukla yetersizdi.

Sert Güney Afrika iklimi zorlukları daha da artırdı ve tifo ve dizanteri gibi hastalıklar hızla salgınlarına yol açtı.

En savunmasız grup olan çocuklar bu kamplarda çok acılar çektiler. Uygun tıbbi tesislerin ve beslenme desteğinin olmayışı, genç kamp sakinleri arasında endişe verici ölüm oranlarına neden oldu.

Pek çok çocuk yetim kaldı ya da uzun süreli fiziksel ve psikolojik travma yaşadılar.

Anglo-Boer Savaşı sırasındaki toplama kamplarının mirası kasvetlidir. Özellikle çocuklar arasındaki yüksek ölüm oranları, etkilenen topluluklar üzerinde kalıcı bir etki bıraktı.

Hayatta kalanların katlandığı travma nesiller boyunca yankılandı, savaşın kolektif hafızasını şekillendirdi ve karmaşık bir tarihsel anlatıya katkıda bulundu.

Anglo-Boer Savaşı'nın toplama kampları tarihteki karanlık bir bölüm olarak kabul ediliyor.

Güney Afrika ve küresel toplum bu dönemi değerlendirerek savaşın insani maliyetini ve kamplarda acı çekenlerin anılarının korunmasının gerekliliğini kabul ediyor.

Gelecek nesilleri çatışmaların sonuçları konusunda eğitme çabaları, bu tür trajedilerin tekrarını önlemeyi amaçlıyor.

Daha bilgilendirici belgeler ve fotoğraflar Bloemfontein'deki Anglo-Boer Savaş Müzesi'nde görülebilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu bana Filistin'deki çocukların ve sivillerin, uzun süredir devam eden İsrail-Filistin çatışması ve çeşitli boyutlarıyla şekillenen mevcut durumunu hatırlatıyor.

Bu kamplarda çocukların ve sivillerin çektiği acılar, çatışmanın insani maliyetini ortaya koyuyor ve savaş zamanlarında savaşçı olmayanların haklarını ve refahını korumanın önemini vurguluyor.

Bu noktada şunu sormak gerekir:

Filistin'deki çocuklar uzun süren bir çatışmanın ortasında, şiddete, yerinden edilmeye ve kayıplara maruz kalarak mı büyüyorlar yoksa bu katliam meşru müdafaa denilerek normalleştirilebilir mi?

Şüphesiz çocukların üzerindeki psikolojik etki oldukça büyüktür. Depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu şayet hayatta kalan olursa ruhi hastalık olarak kendini gösterecektir.

Düşünün ki, bugün barış sağlansa ruhi sorunları olacak olan Filistinli bir nesil yetişecektir.

Ve şimdilerde ise İngilizler, İsrail'in Filistin'deki soykırımına tam destek vererek 120 yıl sonra bir insanlık suçu daha işliyorlar. 1
 

2.jpg
Binbaşı Aziz Bey Güney Afrika'da savaş alanını at üzerinde başında fesiyle gezen tek askeri ataşe olsa gerek

 

 

1. Avlonyalı İsmail Kemal Bey, Transvaal Savaşı - Bir Jöntürkün Gözüyle Güney Afrika’da Son Sömürge Mücadelesi. 2022. İstanbul: Grius Yayınevi. (Osmanlıcadan çeviren Halim Gençoğlu)

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU