Ukrayna'yı destekleyen Avrupa ülkelerindeki tehlikeli çatlak!

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

Volodimir Zelenski, Kiev'de toplanan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlarından daha fazla yardım istedi / Fotoğraf: Reuters

Ukrayna'da sürüp giden savaş bilindiği gibi, sadece karadaki çatışmalardan ibaret değil.

Uçak, füze ve SİHA'lar yoluyla belirlenen hedefler vurulmakta ve gündemin önemli maddesi olarak konuşulup tartışılmakta. 

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron ile Amerikalı mevkidaşı Antony Blinken'in Ukrayna'ya daha fazla askeri-lojistik destek vermeleri konusunda mutabakata varmaları üzerine Cameron-Zelenski 16 Kasım 2023'te buluşması gerçekleşti. 
 

Zelensky ile İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron buluşması silah ve lojistik yardımı içindi. Fotoğraf-AFP.jpg
Zelenski ile Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron buluşması silah ve lojistik yardımı içindi / Fotoğraf: AFP

 

Ziyaretten önceki farklı tarihlerde Ukrayna, bir Rus gemisini vurmasına ek olarak bir nükleer santrali hedef aldı.

Putin yönetimi ise, başta Harkov olmak üzere Ukrayna'nın farklı hassas bölgelerini füze yağmuruna tuttu.

Avangard adıyla bilinen kıtalararası balistik füzeyi (saatte 34 bin kilometre hız yapabilen ve ses duvarını aşan) fırlatma rampalarına götürme emri verdi.
 


Ukrayna topraklarının işgal edilmesine karşı ortak tutum alan batılı ülkeler, Amerikan (Joe Biden) yönetiminin de teşviki ve öncülüğü ile Rusya'ya karşı kapsamlı bir ticari-mali yaptırım uygulayarak ekonomik savaş açtılar.

Her savaşın psikolojik ve medyatik yanı vardır. Batı medyası da çoğu zaman bulunduğu ülkenin politikasına uygun tarzda ya doğru haber-yorum yapar ya da tersini yazıp yayınlar. Aynı şey, Rusya ve taraftarı ülkelerin medyası için de geçerlidir.

Ayrıca ülkelerin resmi iletişim kanalları vasıtasıyla yayılan haber-yorumlar ile devlet ve hükümet sözcülerinin sıkça başvurdukları basın açıklamaları da gerektiğinde gündemi değiştirip yönlendirebilmektedir. 

Saydığımız bu türden faaliyetler ise siyasi-askeri söylemde "psikolojik savaş" kapsamına giriyor.

Söz gelimi Rusya ile yakın müttefiki Çin medyasına göre:

Ukrayna harap bitap vaziyettedir; onun baş destekçisi ABD ile Avrupa Birliği ise ciddi bir bocalama içinde.


Amerikan ve Avrupa medyası ise şu minvalde yayın yapıyor:

Ukrayna bataklığına saplanmış Rusya sadece mağlup olmakla kalmayacaktır. Putin ya azledilecek yahut darbeyle devrilecek, ardından Rusya federasyonu toprak kaybederek parçalanacaktır!
 

Ukrayna'daki altyapı tesisleri Rus füzelerinin hedefinde Fotoğraf AFP.jpg
Ukrayna'daki altyapı tesisleri Rus füzelerinin hedefinde / Fotoğraf: AFP

 

Propaganda ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik resmi veya tarafgir söylemleri bir yana bırakırsak, orta yerdeki bazı gerçekleri görmemiz mümkün olabilir:

İlk gerçek; savaşan iki taraf arasında havadan bombalamanın (SİHA veya füzeler yoluyla) ön plana çıkmış olmasıdır.

Bu gerçek aynı zamanda "galip gelme-mağlup olma" denkleminin dışındaki bir olguya işaret eder: Yıpratma savaşı ağırlıklı çok yönlü ve boyutlu bir vuruşma söz konusu. 

Gerek Rusya gerekse Ukrayna, zamana oynayıp uygun ayda veya mevsimde stratejik hamleyi yapma niyeti ve umuduyla hareket ediyor. 

Günde ortalama 50 bin roket-füze fırlatan Rusya -böyle devam etmesi halinde- mühimmat ve cephanesini iki yıl daha kullanabilecek kapasiteye sahiptir.

İngiliz uzmanlara bakılırsa, Rusya'nın savaş sanayisi eskisi kadar hızlı üretim yapamadığı için füze-roket üretimine ağırlık veriyor. 
 

Ukrayna'dan fırlatılan füzelerin vurduğu Karadeniz'deki Rus deniz üssünden duman yükseliyor Fotoğraf Reuters.jpg
Ukrayna'dan fırlatılan füzelerin vurduğu Karadeniz'deki Rus deniz üssünden duman yükseliyor / Fotoğraf: Reuters

 

Günde 5 bin kadar füze fırlatabilen Ukrayna ise cephane, roket, tank, top, uçak ve hava savunma silahlarına şiddetle muhtaç.

Zira NATO üyesi ülkelerinin şimdiye kadar Volodomir Zelenski yönetimine ikram ettiği silah stoku tükenmek üzere.
 

Ukrayna, milli bütçesinin yarısına yakınını savunmaya ayırdı, Fotoğraf-Reuters.jpg
Ukrayna, milli bütçesinin yarısına yakınını savunmaya ayırdı / Fotoğraf: Reuters

 

Devamının gelmemesi halinde ABD ile AB yetkililerinin uzun vadeli planları çarşıdaki hesaba uymayabilir. 

ABD'de faaliyet gösteren Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nin hazırladığı Şubat-Mart 2023 tarihli rapora göre son durum şöyle:

Amerikan silah fabrikaları, Ukrayna'nın ihtiyaç duyup acilen talep ettiği silah ve mühimmatı üretme hususunda yetersiz kalabilir. Buna rağmen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sadece Ukrayna'nın taleplerini karşılamak için değil, gelecekte Rusya ve Çin'e karşı mücadele edecek/edebilecek müttefik ülkelerin savaş ihtiyaçlarını (tank, top, uçak, füze ve benzeri askeri araçları) da giderebilecek bir plan üzerinde çalışmaktadır.


Ukrayna'daki savaşın ilk sekiz ayında, ABD'ye ait toplam 13 bin Stinger uçaksavar ile 5 bin anti-tank FGM-148 Javelin roketi kullanılmıştı.

Füze diye de isimlendirilen Javelin roketi personel tarafından taşınabilen, lazer güdümlü, sahip olduğu savaş başlığı çarpma tetikli, yüksek ısı yayan ve patlayıcı içeren güdümlü bir tanksavar silahıdır.

21. yüzyılda Fransa'da sınıf mücadelesi hakkında da araştırma yapıp yayınlamış olan Fransız Emmanuel Todd, Paris'teki Ulusal Demografik Araştırmalar Enstitüsünde çalışan tarihçi, antropolog, demograf, sosyolog ve siyaset bilimci.
 

Fransız tarihçi Emmanuel Todd, Ukrayna'daki savaşın çatışan taraflara olumsuz yansıyacağını söylüyor. .JPG
Fransız tarihçi Emmanuel Todd, Ukrayna'daki savaşın çatışan taraflara olumsuz yansıyacağını söylüyor

 

ABD'nin kurmaya çalıştığı küresel imparatorluğun 2003'te nasıl çöktüğünü de doğru analiz eden Todd, Ukrayna'daki savaşa aktif destek verip kışkırtan ABD hakkında şunları söylüyor:

ABD, Almanya ve Japonya yeterli silahları üretebilirler mi? Peki ya Rusya? O nereye kadar silah üretmeye devam edebilir? Her iki taraf da karşısındaki hasmın zaferini veya hezimetini bekleyip görerek bunu yanıtlayabilir. 

Putin'i alıp soralım: 'Sadece sembolik stratejik konumundan ötürü Yahmut bölgesini almak gayesiyle onca silah-mal ve can kaybı vermeye değer miydi?'

Ağustos 2020'den bu yana Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Ana Müdürlüğü'nün şefi olan Kyrylo Oleksiyovych Budanov, 'Savaşın sona ermesine az kaldı; Ruslar yeniden hücum etme kudretinde olmadıklarından yakında çekilecekler. Aksi takdirde Rus rejimi kendiliğinden çökecektir!' derken, acaba ne kadar gerçekçiydi?


Rusya bu iddiaya günde 100 füze fırlatarak cevap verdi. Putin, ABD ile AB ülkelerinin Ukrayna'ya silah tedariki hususunda bıkma ve yorulma sürecine girmesini bekliyor.

Malum, AB Mart 2023 ortasına kadar 61 milyar, ABD ise 40 milyar dolar sunmuştu Ukrayna'ya. Japonya'nın parasal ikramı da cabası. 

15 Aralık'ta bir araya gelen Avrupa liderleri, 2027 yılına kadar Ukrayna'ya 50 milyar dolar verme noktasında anlaşamadılar.

Ukrayna Başkanı'nın ekonomiden sorumlu danışmanı Oleg Ustenko, "gerekli yardımların verilmemesi halinde bir B planı hazırlayacaklarını ama bunun çok zahmetli ve çetrefilli olabileceğini" söyledi. 

Batılı ülkeler, Rusya'nın ekonomik gücünün zayıf olmasından hareketle Putin yönetiminin silahlanma yarışında ABD ve AB ile rekabet edemeyeceği varsayımına sarılmış vaziyetteler.

Onlara kalırsa, Rus rejimi sonunda pes edip çökecektir. Zira Sovyetler rejimi de silahlanma yarışına (Yıldızlar Savaşı) dayanamayıp Gorbaçov devrinde çökmüştü. 
 

Dinyeper ırmağı kıyısında nöbet tutan bir Ukrayna askeri. Fotoğraf-AFP.jpg
Dinyeper ırmağı kıyısında nöbet tutan bir Ukrayna askeri / Fotoğraf: AFP

 

Buna karşılık Avrupa kamuoyu ise yorgunluk emareleri göstermesine rağmen Kremlin yönetiminin siyasi ve askeri ihtirasından çekinmeye devam ediyor.

Örneğin Fransız Institut d'etudes opinion et marketing en France et a L'international (IFOP) isimli kamuoyu araştırma kuruluşunun Mart ayında yayınladığı sonuca göre; İngilizlerin yüzde 82'si Ukrayna'yı desteklerken bu oran Polonya'da yüzde 79, Fransa'da yüzde 64 ve Almanya'da yüzde 61'dir.
 

Donestk mıntıkasındaki tank birliğine bağlı bir Ukraynalı asker. Fotoğraf-Reuters.jpg
Donestk mıntıkasındaki tank birliğine bağlı bir Ukraynalı asker / Fotoğraf: Reuters

 

Görülmesi lazım gelen ikinci önemli gerçek ise, batılı ülkelerin ve bilhassa Avrupa Birliği'nin farklı bölgelerindeki savaş karşıtı itirazların hem sivil toplum örgütleri hem de medya tarafından açıkça dile getirilmesidir.

İngiliz Financial Times gazetesine göre:

Temmuz 2023'te Ukrayna'nın Rusya'ya karşı başlattığı taarruz harekâtı sırasında NATO'dan aldığı askeri araç ve gereçlerin beşte birini kaybettiğini hem Kiev yöneticileri hem de AB yetkilileri kabul etmektedir. Maddi ve askeri hasarın çok büyük olduğu da sorumluların itirafları arasındadır. 

Daha önce de ABD Savunma Bakanlığı eski müsteşarı Albay Douglas MacGregor, 'başarısız karşı taarruz sırasında Ukrayna'nın toplam 26 bin asker kaybettiğini' söylemişti. Kiev yönetimi, can sıkıcı bu hakikati boşuna gizleme gayretindedir. 

65'inci tümene bağlı 3'ncü tabur subayı Vladimor Denis, Ruslara esir düştükten sonra, Ukrayna ordusundaki can kaybının açıklananın kat be kat üstünde olduğunu itiraf etmişti. Nitekim NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de bu tür hücumlar sırasında Ukrayna ordusunun kayıplar vermesinin kaçınılmaz olduğunu önceden belirtmişti…

 

ABD'li emekli Albay Douglas Macgregor, Ukrayna yönetimi can sıkıcı gerçeği saklıyor görüşünde.jpg
ABD'li emekli Albay Douglas Macgregor, Ukrayna yönetiminin can sıkıcı gerçeği sakladığı görüşünde

 

Rusya Savunma Bakanlığı, temmuz ayındaki büyük karşı taarruz sırasında Ukrayna'nın kayıplarını kamuoyuna şöyle açıklamıştı: 18 uçak ve helikopter, 920 zırhlı araç, 16 Leopard modeli tank dâhil Portekiz ve Polonya'dan gönderilen benzeri tankların büyük bir kısmı. 

Sadece Financial Times değil savaşa itiraz eden; ABD merkezli Politico dergisi de Eylül 2023 sonunda yayınlanan nüshasında aynı kanıda:

Batılı insan, savaşa taraf olan ülkesinin kaybettiğine dair giderek artan karamsar bir hissiyat içindedir. Batı kamuoyu, çatışmaya akan para ve maddi gereçlerle insan kaybını gördükçe zehirlenmiş hissine kapılıyor.


Dünyaca ünlü Fransız gazetesi Le Monde, 28 Eylül 2023 tarihli nüshasında eski yayın yönetmeni Sylvie Kauffmann'ın bir makalesini yayınladı. Yazıda geçen şu tespit oldukça dikkat çekici: 

Fransa'nın askeri kuvvetlerini Nijer'den geri çekmesinin başlıca sebebi, Ukrayna'dır. ABD de bu nedenle Afganistan'dan çıkmıştı. Bu, aynı zamanda Batı'nın dünya çapındaki eski görkemini, gücünü ve konumunu hem askeri hem siyasi hem de diplomatik açıdan yitirdiği anlamına gelmektedir.


ABD Temsilciler Meclisi üyesinin ünlü muhalif ismi Margaret Taylor Brown, ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Ukrayna'ya giden Amerikan yardımları oradaki Nazileri güçlendirmektedir. Hâlbuki ülkemizde 600 bin kişi evsiz barksız kalıp sokaklara düşmüştür…" diyordu. 

Avrupa genelinde Gelecek İçin Cumalar, Toprağın Sonu Hareketi veya İklim Değişikliği gibi onlarca kuruluş; çevre tahribatı, mülteci sorunları ve iklim değişikliğinin yol açtığı insan imalatı felaketler bağlamında Ukrayna'daki savaşa da hayır diyerek şehirden şehire, ülkeden ülkeye dolaşarak seslerini yükseltmektedir. 

Bunları susturmak için basın, medya ve güvenlik ağırlıklı yeni kanunlar çıkarılmaktadır. Bu kanunlara göre mesela savaşa hayır diyenler veya yazanlar, "Rus ajanı" gibi suçlamalarla gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilebiliyorlar.

Kremlin, Batı'nın itirazcıları dışlama ve baskılama politikasını, şu sözlerle eleştirmişti:

Batı'da kim ki kendi ülkesi ve halkının önceliklerine ağırlık verip çözmeye çalışıyorsa, 'Rusya yanlısı' damgasını yemektedir.
 

Slovakya Cumhurbaşkanı Zuzana Čaputová, Ukrayna'ya yardım etmeye niyetli değil. Fotoğraf-AFP.jpg
Slovakya Cumhurbaşkanı Zuzana Čaputová, Ukrayna'ya yardım etmeye niyetli değil / Fotoğraf: AFP

 

Muhtemelen bu tür olumsuz gelişmelerin bir sonucu olarak Slovakya Cumhurbaşkanı Zuzana Čaputová, 5 Ekim 2023 tarihli demecinde "Ülkedeki daha önemli sorunlar nedeniyle Ukrayna'ya askeri yardım yapamayacağız…" dedi. 
 

Slovakya Başbakanı Robert Fico, Ukrayna'ya askeri destekten vazgeçeceğini açıklamıştı. Fotoğraf-AP.jpg
Slovakya Başbakanı Robert Fico, Ukrayna'ya askeri destekten vazgeçeceğini açıklamıştı / Fotoğraf: AP

 

İngiltere merkezli The independent gazetesinin dış ilişkiler uzmanı ve deneyimli köşe yazarı Mary Dejevsky; ABD, Slovakya ve Polonya'daki seçim tartışmalarını izleyip inceledikten sonra şöyle bir tespit yapıyor: 

Ukrayna'yı destekleyip yardım eden Batılı ülkeler arasında tehlikeli çatlaklar oluşmaya başladı. Slovakya silah veremeyeceğini açıkladı; Ukrayna ile sınırdaş olan Polonya da yeni seçimlerle birlikte eski desteğinden vazgeçeceğe benziyor.


Sir Lawrence David Freedman; KCMG, CBE, PC, FBA, dış politika, uluslararası ilişkiler ve strateji alanlarında uzmanlaşmış bir İngiliz akademisyen, tarihçi ve yazar.

"İngiliz Stratejik araştırmalarının duayeni" olarak biliniyor. Kendisi ayrıca İngiltere'nin de bulaştığı Irak işgali hakkında kurulan soruşturma komisyonunun da üyesiydi. 

Lawrence de Rusya-Ukrayna savaşından alınacak derslerin geçici olacağını düşünüyor. Uluslararası ilişkiler profesörü olarak görev yapan Amerikalı siyaset bilimci Stephen Martin Walt'a göre; "askeri kuvvetin sınırlı olması" hali, şu hakikatlerle sıkı sıkıya bağlantılı: 

Savaşan tarafların yöneticilerinin kötü öngörü ve tahminleri, ister istemez karar merkezlerinde bulunan aşırılıkçı fanatikleri güçlendirmektedir. Bir taraf Rusya'nın kesin kaybedeceği ve Ukrayna'nın kazanacağı, diğer taraf ise tam tersine Ukrayna ile NATO'nun mağlup olacağı ve Rusya'nın galip geleceği beklentisi içine girmektedir.

Dolayısıyla kötücüller ve vurguncular, bu savaşın küresel ölçekteki yansımalarından elde edilecek menfaatlere göz dikilmiştir. 

Savaşın ceremesini halklar çekmektedir. Bağlantılı olarak ekonomiye yansıyan olumsuz sonuçlarına katlanan ülkeler ve insanlar söz konusu olmasına rağmen, savaşan kesimler bu olguyu umursamadan jeopolitik mücadelenin sonuçlarından pay kapmanın hesabını yapmaktadır.

 

"SAVAŞ: Mücadele Bizi Nasıl Şekillendirdi?" isimli kitabın Kanadalı kadın yazarı ve tarihçi akademisyen Margaret Olwen Macmillan, Avustralyalı şair Frederick Norton Manning'den ödünç aldığı birkaç cümleyi okuyucusuyla paylaşıyor:

Savaşı ilahlar veya vahşiler değil, bilinen erkekler çıkarır. Savaşın insanlık suçu olarak tanımlanması, aslında bunun anlamı ve öneminin yarı yarıya görmezlikten gelinmesi demektir. İnsanın nefsi müdafaası (öz savunması) devleti doğurmuştur. Lakin gücü ve kudreti olmayan bir devlet savaş açamaz.


Bu durumda savaşın getirdiği en büyük felaket, çatışmanın kurbanlarının iç hesaplaşma ve jeopolitik kapışmalarda sıradan sayılar olarak kayda geçilmesidir. 

Savaşın tıkandığına; Ukrayna'nın taarruz hamlelerinin başarısız olduğuna ve Rusya'nın karadan-cepheden fazla atak yapmadan füzelerle Ukrayna'daki hassas noktaları vurmak suretiyle yıpratma taktikleriyle planını başarılı tarzda yürüttüğüne dair bir analizi de İslami kesimden yazar Ömer Taşpınar'ın konuk olduğu (15 Kasım 2023) medyascope sitesinde dinlemiştim. 

Rusya konusundaki bilgisiyle tanınan deneyimli gazeteci Hasan Aksay'ın T24 haber sitesinde yayımlanan 16 Kasım 2023 tarihli makalesi hayli dikkat çekici:

Yaklaşık 21 aydır devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nda çok uzun süredir taraflar birbirlerine karşı bariz bir üstünlük kuramıyor. Sonuçta bazen her birkaç metrelik ilerleme için iki ordudan da yüzlerce asker ölüyor.

Kiev yönetimi, uzun bir hazırlığın ardından haziran ayında başlattığı karşı taarruzda ciddi bir başarı kazanamadı. Beş aylık atak denemeleri sonrasında yeniden savunmaya döndü.

Ukrayna'nın önünde zor bir kış dönemi var. Yalnızca kötü hava şartları ve onun etkisini kat kat arttıracak olan Rusya saldırıları değil burada söz konusu olan (Rusya silahlı kuvvetleri geçen kış ülkenin enerji kaynaklarına yönelik yaklaşık bin füze fırlatmış, birçok kentte insanların soğukta mağdur olmasına yol açmıştı). Cephelerde neredeyse bir yıldır hissedilir bir değişiklik yaratılamaması sonucunda oluşan moralsizlik hâli de kışı iyice zorlaştıracak.

Zelenski barış görüşmelerine zorlanıyor 

Üstelik bu ortamda Batı'da, Rusya'nın işgal ettiği toprakları geri alma çabasından vazgeçilerek barış masasına oturulması önerisi giderek daha sık dile getirilmeye başladı. NATO eski Genel Sekreteri Rasmussen Kiev yönetimine 'Siz o toprakları Ruslara bırakın, biz de sizi en kısa zamanda pakta üye yapalım' mesajını iletti.
Lider Zelenski'nin bu tür önerilere sert biçimde karşı çıktığını biliyoruz. Ama Ukraynalı siyasiler ve toplum acaba ne diyor? 

Bu konuda dışarıya yansıyan en önemli tepkilerden biri, Zelenski'nin eski danışmanı ve son aylarda neredeyse 'muhalif başkan adayı' gibi davranmaya başlayan Arestoviç'ten geldi. Bu tür bir çözümün mümkün olduğunu ve terk edilen toprakların alınmasının sonraki aşamalara bırakılabileceğini söyleyen Arestoviç'in kısa süre önce ABD'ye giderek orada yaşamaya başladığı söylentileri çıktığını da ekleyeyim.

 

The Economist dergisi, Ukrayna Savaşı sürecinde Putin'in güçlendiğini yazıyor Fotoğraf-Kremlin arşiv.jpg
The Economist dergisi, Ukrayna Savaşı sürecinde Putin'in güçlendiğini yazıyor / Fotoğraf:Kremlin arşivi

 

İlk fırsatta yeniden eski koltuğuna dönmek isteyen eski Başkan Poroşenko ve diğer önemli siyasilerin Rusya ile barış masasına oturulması yolunda fikir açıkladığını duymadım. Ama başka ve çok önemli bir haberin bir süredir iç ve dış siyasi gündemi epeyce sarstığını söyleyeyim:

Ukrayna Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Valeriy Zalujni, İngiliz The Economist dergisine verdiği demeçte 'savaşın çıkmaza girerek kilitlendiğini ve taarruzdan savunma stratejisine döndüklerini' dile getirdi. Ünlü komutanın sözlerinden, Ukrayna'nın görünür perspektifte Rusya'yı yenmesinin mümkün olmadığı açıkça ortaya çıkıyordu.

Başkan Zelenski bu yaklaşımı reddetti. Ancak başkomutanı görevden alma gibi bir hamleye de başvurmadı. Zalujni hem Ukrayna'da hem de batılı ülkelerde oldukça popüler ve saygın bir komutan.

 

Ünlü gazeteci Con Coughlin, Batılı ülkelerin Rusya ile masaya oturmasını öneriyor.jpg
Ünlü gazeteci Con Coughlin, Batılı ülkelerin Rusya ile masaya oturmasını öneriyor

 

Batılı ülkelerde iyi tanınan Con Coughlin, Ortadoğu hakkında birçok kitabı olan yetenekli bir gazeteci.

Savunma ve dış ilişkiler konusundaki uzmanlığı nedeniyle İngiliz The Telegraph gazetesinde çalışıyor; Amerikan The Wall Street Journal gazetesi ve aylık The Atlantic Monthly dergisinde makaleleri yayımlanıyor. 

Coughlin'in Londra merkezli El Mecelle isimli Arapça dergide kendi imzasıyla yayımlanan 17 Kasım 2023 tarihli makalesinden alıntı yaparak yazımı sonlandıracağım. 

Ne Ruslar ne de Ukraynalılar büyük çaplı ilerleme kaydedebiliyorlar. Mesela Ukrayna ordusu geçen sene büyük çaplı bir karşı taarruz yapmayı planlamışken, belli yerleri geri almakla yetindi. Rus General Sergey Surovikin adına inşa edilmiş hatta büyük gedikler açamadı. 

Kısmi başarısından sonuç alamayan Ukrayna, bu defa Kırım Yarımadası'ndaki Rus gemilerini, deniz üsleri ile tesislerini de hedef almaya başladı. Nitekim Ukrayna Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Valeriy Zalujni Kasım 2023'te The Economist dergisinde çıkan bir söyleşisinde şöyle diyordu:

'Büyük Taarruz adıyla yapılan geniş çaplı karşı hamlenin üzerinden beş ay geçmesine rağmen birliklerimiz, iyi tahkim edilmiş Rus savunma hatlarında sadece 17 km. ilerleyebildiler. Bundan daha iyisini başarıp derinlemesine ilerlemek imkânsızdır.

Eh, zaten Batının verdiği silahlar da karşı taarruz yapmasına ancak yetmişti. Yoksa Kiev yönetiminin Ruslara karşı kesin zafer elde etmesi için değildi. Mevcut durumda savaş tıkandı; yeni bir şekil alarak yıpratma savaşına dönüştü.'

 

Ukrayna Silahı Kuvvetler Başkomutanı Valeriy Zalujni, savaşın çıkmazda olduğu görüşünde.jpg
Ukrayna Silahı Kuvvetler Başkomutanı Valeriy Zalujni, savaşın çıkmazda olduğu görüşünde

 

Valeriy Zalujni'nin söyleşisinde ciddi itiraflara da rastlıyoruz: 

'Bazı gerçekleri dillendirmeliyim. Evet, Rusya ciddi darbeler alıp kayıplar verdi. Fakat Kiev yönetimi, Rusya'yı küçümsedi. Kayıp ve zayiatlarına rağmen Rusya'nın kararlı bir şekilde ve inatla savaşacağını tahmin edemedi.' 


ABD'nin tahminlerine göre Rusya, Şubat 2022'de başlattığı hücumdan Kasım ayına kadar toplamda 300 bin askerini kaybetti. Zalujni'ye kalırsa, 'ABD F-16 türü savaş uçaklarını teslim ederse, Ruslara karşı büyük başarılar elde edilebilir.'

Ukrayna karşı taarruz hamlelerini yoğunlaştırırken, bir yandan da savaşın bitmesi için görüşme çabaları devreye girmektedir. 

Bilhassa Gazze'de Hamas-İsrail arasındaki kapışma, meseleyi iyice karmaşıklaştırdı ve acil hale getirdi. Mesela ABD'de Cumhuriyetçi Parti üyeleri, Joe Biden ile Volodomir Zelensky, savaşı kazanabilecek ikna edici bir planı getirip önlerine koymadıkça Ukrayna'ya ek yardımlar verilmesine karşı çıkıyorlar. 

İyi güzel de Ukrayna'yı desteklemekte olan batılı liderlerinde 'savaş yorgunluğu ve usanma' emareleri görülmektedir. 

ABD'li bir yetkilinin NBC TV kanalına verdiği demece bakılırsa, Amerikalı ve Avrupalı sorumlular Ukrayna hükümetinin Rusya ile muhtemel bir barış sürecini başlatma konulu fikir alışverişinde bulunup tartışmaktalar.'

Zelenskiise 'Uygun bir vakitte Rusya ile barışmaktan yana olduğunu ancak mevcut durumda bu ülkeyle temasa geçip görüşmenin mümkün olmadığını ve barışma yönünde AB ülkelerinden kendisine baskı yapılmadığını' söylemektedir. 

Rusya, Ukrayna topraklarının yüzde 17.5'ini denetim altına almıştır. Dolayısıyla batılı ülkelerdeki siyaset erbabı, politik tutumlarını değiştirip daha fazla kan akıtılmasının önüne geçmelidir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU