Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail, Gazze halkının dışarıyla iletişimini keserek de yaşanan zulmün duyulmasına engel olmaya çalışmaktadır

Erdoğan, “Gazze başta olmak üzere son dönemde yaşadığımız kritik gelişmelerin bize hatırlattığı en kritik husus, stratejik iletişimin önemidir” dedi

Fotoğrag: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanlığınca bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'ne (Stratcom Summit'23) gönderdiği video mesajda, katılımcıları İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Zirvenin bu yıl, tarifi imkansız acıların yaşandığı sancılı bir dönemde düzenlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de, 7 Ekim'den beri insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsinin ayaklar altına alındığı büyük bir vahşet ve katliamın yaşandığını vurguladı.

İsrail'in düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilere dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in kasıtlı bir şekilde hedef aldığı siviller, sadece çocuklar ve kadınlarla da sınırlı değil. İsrail, özellikle tüm zorluklara rağmen Gazze'deki insani trajediyi dünyaya duyurmaya çalışan gazetecileri de öldürüyor. İsrail'in saldırıları sonucunda bugüne kadar 60'tan fazla gazeteci katledildi. Elektriğini, suyunu, yakıtını, gıdasını keserek açıkça savaş suçu işleyen İsrail, Gazze halkının dışarıyla iletişimini keserek de yaşanan zulmün duyulmasına engel olmaya çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vahşet karşısında uluslararası örgütler ve küresel sistemin çok kötü bir sınav verdiğini kaydetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Küresel barış ve istikrarı sağlamakla görevli olan BM Güvenlik Konseyinin bu süreçte tamamen işlevsiz kaldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "BM Genel Kurulunda 40 ülkenin çekimser, 121 ülkenin ise 'evet' oyuyla kabul edilen karar ise insanlığın ortak vicdanını yansıtması bakımından anlamlıydı, değerliydi" dedi.

Kendilerini Gazze krizinde çocuk ölümleri kadar üzen bir başka durumun da uluslararası basın kuruluşlarının tarafgir yayınları olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

7 Ekim hadisesini öne süren birçok basın yayın kuruluşu, İsrail'in Gazze'de işlediği insanlık ve savaş suçlarını görmezden geldi. Hatta İsrail güvenlik güçleri tarafından kendi meslektaşlarının katledilmesi karşısında bile bu tavır değişmedi. Bu ilkesiz tutumun sadece hayatını kaybeden gazetecilerin ailelerini değil, basın camiasının tamamını derinden yaraladığına inanıyorum. Türkiye olarak nasıl ilk günden itibaren Gazze halkının yanında, İsrail zulmünün karşısında olduysak, İsrail'in hakikati imha veya tahrif etmeyi amaçlayan propaganda savaşına da geçit vermedik.

"Hakikatin savunuculuğunu yapan tüm gazetecileri yürekten tebrik ediyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz vasıtasıyla 100'ün üzerinde kasıtlı yalan haberi ifşa ettik ve doğrusunu ortaya koyduk. İletişim Başkanlığımız, TRT'miz ve Anadolu Ajansımız üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiler. Sahadaki durumu anbean haberleştiren Türk basın mensupları, bu süreçte gerçekten cesur bir duruş sergilediler" dedi.

Buradan yerli-yabancı ayrımı yapmadan hakikatin savunuculuğunu yapan tüm gazetecileri yürekten tebrik ettiğini kaydeden Erdoğan, "Gazze başta olmak üzere son dönemde yaşadığımız kritik gelişmelerin bize hatırlattığı en kritik husus, stratejik iletişimin önemidir. Savaş, çatışma, saldırı ve savunmaların yalnızca cephede olmadığını hep birlikte gördük, görüyoruz. Dezenformasyonun demokrasiyi yozlaştıran, bireysel hak ve özgürlükleri hedef alan yıkıcı etkilerine karşı topyekun mücadele etmemiz gerekiyor. İletişim Başkanlığımızın ev sahipliğinde 3'üncüsü düzenlenen Stratejik İletişim Zirvesi'ni bu yönüyle çok önemli buluyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hibrit Tehditlerle Küresel Mücadele: İstikrar, Güvenlik, Dayanışma" temasıyla düzenlenen zirvedeki tartışmaların verimli geçmesi temennisinde bulunarak, zirveye katkı sağlayacak tüm konuşmacılara ve misafirlere şükranlarını sunduğunu söyledi.

Erdoğan: 5. kol elemanları tarafından körüklenen lümpen faşizm "Büyük Türkiye" yolundaki en büyük engellerden biri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni'ne katıldı. 

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada iş insanlarına seslenerek, "Gereken desteği her zamanki gibi vereceğiz. Siz yeter ki çalışıp istihdam oluşturun. Sizi asla yalnız bırakmayız" dedi.

Erdoğan şunları söyledi:

Gümrük işlemlerinin en az maliyetle yapılması konusunda kendimizi geliştiriyoruz. Kolaylıkların başında hususi damgalı pasaport imkanı var. Müşterileriniz ile hızlı irtibat için 2017'de bu uygulamayı hayata geçirdik. 35 bin ihracatçımıza pasaport verdik. Eximbank 2022 sonu 45 milyar dolarlık destek sağladı. Devlet yardımlarının toplam tutarı 8 milyarı buldu. 

İhracat hacminde başarı hikayesi yazdık. Göreve geldiğimizde yılda 36 milyar dolar ihracatı olan ülkemiz 254 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye, bu artış oranıyla OECD ülkeleri arasında ihracatını en hızlı artıran üçüncü ülke oldu. Yükseliş trendini devam ettiriyoruz. İhracatımız Ekim'de bir önceki aya göre yüzde 7.4 oranında artarak 22 milyar dolara çıktı. Son iki aylık ihracat 254 milyar doları buldu. Bu başarıda emeği, alın teri olan sizleri yürekten tebrik ediyorum. İhracat hedeflerini mutlaka gerçekleştireceğiz. İhracatın rakam olarak artışı önemli ancak bundan sonra üzerinde durmamız gereken ihracattaki nitelik artışı. Yüksek katma değerli ürün ihracatına odaklanmalıyız. 21 yılda ciddi mesafe aldık.

"İHA ve SİHALAR'daki başarıları füze, gemi, zırhlı araç, kamera, hava savunma sistemleri ve elektronik harp sistemlerine teşmil edeceğiz"

Savunma sanayisi konusuna da değinen Erdoğan, " Sadece yükte değil pahada da yelpazemizi geliştirmeliyiz. Yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmalıyız. İHA ve SİHALAR'daki başarıları füze, gemi, zırhlı araç, kamera, hava savunma sistemleri ve elektronik harp sistemlerine teşmil etmek istiyoruz" dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

İnsansız hava araçlarındaki optik kameraları Kanada'dan tedarik ediyorduk. Terör odaklarına yönelik operasyonlar nedeniyle firma teslimatları yapmamaya başladı. Destek olmasını beklediğimiz müttefiğimizin bu tutumu karşısında Aselsan'ı talimatlandırdık. Arkadaşlarımız seferberlik ruhu ile gece gündüz çalışıp kamera üreterek yerli İHA'larımzıa sundular. Üretimi ile yazılımı ile yerli ve milli kamera sistemini ülkemize kazandırdık. Kameraların üst versiyonunu geliştiriyoruz. Dünyanın en iyi performansına sahip bu kameramız. Şubat'tan itibaren seri üretimine geçeceğiz. 

Kilogram başına ihracat değeri 20 bin doları bulan ürüne sahip olduk. İlk elektrikli aracımız TOGG da benzer bir başarı hikayesi. Bu sefer dışarıdan değil içimizdeki muhalefetin çelmeleri ile karşılaştık. Devrim'i boğmak için hangi bahaneleri uydurdular ise TOGG'u hedefe koydular. Bunun fabrikası yok iftirası attılar. Otomobillerin yurt dışından getirildiğini diyecek kadar ileri gittiler. Bir günlerini ayırıp üretim tesisini ziyaret etmediler. 12 binden fazla araca rağmen yalanlarını ısrarla devam ettiriyorlar. Ülkemizdeki inovasyon kültürünü güçlendirmeye çalışıyoruz. Önümüzde yürümemiz gereken uzun bir yol var. Türkiye yerinde saymakla yetinecek ülke değildir ve olamaz. İhracatta kendimizle yarışmalıyız. 

"Faşizm bilimin, sanatın özgün ve özgür düşüncenin de hasmı"

"Türkiye'yi içine kapatmayı hedefleyen söylemleri iyi niyetli bulmuyoruz" diyen Erdoğan, "5. kol elemanları tarafından körüklenen lümpen faşizm büyük Türkiye yolundaki en büyük engellerden biri. Faşizm bilimin, sanatın özgün ve özgür düşüncenin de hasmı. Bu düşüncenin gençlerimizi zehirlememize fırsat vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
 

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU