Etiyopya Yahudileri: Avrupa'da Yahudi olduğumuz için kabul edilmiyorduk, İsrail'de de siyah olduğumuz için

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

İsrail tüm dünyanın gözü önünde Gazze topraklarında katliam ve soykırım yapmaya devam ediyor. 

Geçen günlerde Gazze'de dünyanın en eski kiliselerinden biri bombalandı.

Filistinli Hristiyanlar da tıpkı Filistinli Müslümanlar gibi doğup büyüdükleri topraklardan silinmek isteniyor.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, tamamını ortadan kaldırmak istediği Filistinlilere "insansı hayvan" benzetmesi yaparak İsrail'in Yahudi milleti dışındaki tüm milletleri kendisinden aşağı gördüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.  

Peki, İsrail kendi milletini yani Yahudileri yeterince "insan" kategorisinde değerlendiriyor mu?

Hayır. 

Siyah tenli Etiyopya Yahudileri İsrail'de eşit şartlarda yaşamak ve İsrail'in gözünde "eşit insan" statüsünde olmak için "Yahudi" olmanın tek başına yeterli olmadığının en somut kanıtı. 
 

trt.jpg
Fotoğraf: TRT Haber

 

Etiyopya Yahudileri yani Falaşalar

Etiyopya Yahudileri için "İsrail ahalisi" anlamına gelen "Beyt-i İsrail" ya da "Beta İsrail" isimlerinin yanı sıra, "yurtsuz, yabancı, başıboş" gibi dışlayıcı anlamlar ihtiva eden "Falaşa" sözcüğü de kullanılıyor.

Etiyopya'nın kuzey bölgelerinde yaşayan Beyt-i İsrail'in nereden geldiğiyle ilgili birden fazla anlatı bulunuyor.

Kimi kaynaklarda onların Hz. Süleyman'ın oğlu Menelik'in soyundan olduğu söylenirken bir başka teori Romalılar zamanında "Çıkış"la (Exodus) birlikte Mısır'ın güneyinden geldiklerini öne sürüyor. 

Son yıllarda yapılan DNA analizleri ise Falaşaların Etiyopya'nın Yahudiliği benimsemiş yerli Agau halkından olduğunu ve Ortadoğu halkları ile bir bağlantısı bulunmadığını ortaya koydu.
 

Ulusal Güvenlik Konseyinin hazırladığı gizli raporda ise Etiyopya'daki Yahudilerin gerçekten Yahudi olup olmadıklarına ilişkin şüphelerin bulunduğu kaydedildi aa.jpg
Ulusal Güvenlik Konseyi'nin hazırladığı gizli raporda Etiyopya'daki Yahudilerin gerçekten Yahudi olup olmadıklarına ilişkin şüphelerin bulunduğu kaydedilmişti / Fotoğraf: AA

 

Falaşaların İsrail'e getirilmeleri diğer Yahudi topluluklardan daha sonra gerçekleşti. 

1973 yılında Sefarad Başhaham Ovadio Yosef 400 yıl öncesine ait bir ifadeyi belirterek Beyt-i İsraillerin kayıp kabile olarak bilinen "Dan" kabilesine ait Yahudiler olarak tanınması gerektiğini ilan etti. İkinci ilan ise 1975 yılında Aşkenaz Başhaham Shiomo Goven tarafından verildi ve 1977 yılında Etiyopya Yahudileri, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönüşünü hedefleyen "Geri Dönüş Yasası"na dâhil edildi. 

1984 yılında Musa Operasyonu ve 1991 yılında Süleyman Operasyonu ile topluca İsrail'e getirilen Falaşaların sayısının 80 bin olduğu biliniyor. (Günümüzde nüfusları yaklaşık 150 bin.)
 

Aşkenaz Yahudileri ve Sefarad Yahudilerinden sonra, söz konusu Beyt-i İsrail ya da diğer ismiyle Falaşalar, bugünkü İsrail’in ana etnik kimliklerinden biri AA.jpg
Aşkenaz Yahudileri ve Sefarad Yahudilerinden sonra, söz konusu Beyt-i İsrail ya da diğer ismiyle Falaşalar, bugünkü İsrail’in ana etnik kimliklerinden biri / Fotoğraf: AA

 

Yahudilikleri sorgulanıyor

Her ne kadar İsrail, Falaşaların İsrail topraklarına getirilmesini sağlasa ve onları Yahudi kabul ettiğini söylese de Falaşalar hiçbir zaman diğer dindaşlarıyla aynı statüde değerlendirilmedi.

(Uzun zaman sonra İsrail'e kabul edilen Hristiyanlaştırılmış Falaşalar (Falaşa Mura) ise çok daha fazla ayrımcılıkla karşılaştı.)

İsrail topraklarına gelen Falaşaların isimleri İbranice isimlerle değiştirildi. Falaşalar "mikve" adı verilen arınma banyosu gibi bazı dinî ritüellere tabi tutuldular. 

Diğer Yahudilere kıyasla daha az gelişmiş mahallelerde daha kötü evlere yerleştirildiler. 

Yoksul bir ülkeden gelen Falaşaların büyük çoğunluğunun bir mesleği ya da eğitimi yoktu. Daha çok fiziksel güç isteyen işlerde çalıştılar, tarımla uğraştılar. 

Eğitim çağındaki çocuk ve gençlerin çoğu mesleki eğitime (marangozluk, dikiş, tamircilik, çocuk bakıcılığı vs.) yönlendirildi.
 

 

1992-93 yıllarına ait kayıtlarda İsrail'e getirilen Falaşalardan yalnızca yüzde 27'sinin 12. sınıfı tamamlayıp üniversite sınavına girmeye hak kazandığı bilgisi geçer. 

Tüm Yahudiler arasında Beyt-i İsrail'in işsizlik oranı yüksek olduğu için bu insanların büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşam sürüyor. Suça karışma oranları ise diğerlerine göre üç kat fazla. 

Falaşaların İsrailoğullarına ait olup olmadıkları hemen her fırsatta ve her platformda tartışılıyor.  

Bazı hahamlar açıkça Falaşaları Yahudi kabul etmiyor; bazıları ise Falaşaların yeniden Yahudiliğe dönmesi için birtakım ritüelleri yerine getirmeleri gerektiğini iddia ediyor.

(Etiyopya Yahudilerinin ucuz iş gücü sağlamak ve Filistinlilere karşı İsrail nüfusunu artırmak için Yahudi ilan edilip İsrail'e getirildikleri yönünde iddialar da mevcut.)

En son 2019 yılında iki Etiyopyalı gencin (Solomon Tekah ve Yehuda Biadga) tamamen ırkçı sebeplerle İsrail polisi tarafından haksız yere öldürüldüğü kayıtlara geçti.

Olayları protesto eden Etiyopyalı Yahudilerden 130'u tutuklandı. 

1996 yılında Ulusal Kan Bankası'nın, Etiyopyalı Yahudilere ait kanları çöpe attığının duyulması ve durumun AIDS şüphesi ile açıklanması on binlerce Falaşayı sokaklara döktü.

2000 ve 2010 yılları arasında Etiyopyalı Yahudi kadınlara bilgileri dışında gebelik önleyici iğneler uygulandı.
 

etiyopyalı yahudi bir kadın, 2019'da Kudüs'te dua ediyor Corinna Kern Reuters.jpg
Etiyopyalı Yahudi bir kadın, 2019'da Kudüs'te dua ediyor / Fotoğraf: Corinna Kern-Reuters

 

İsrail topraklarında kendilerini sürekli ikinci sınıf Yahudi olarak hisseden Falaşalar daha stresli ve riskli güvenlik görevlerinde kullanılıyor.

Yıllar önce Addis Ababa'dan Ben Gurion Havalimanı'na giden uçakta dünyaya gelen Etiyopyalı Yahudi Yerus, İsrail topraklarında yaşadığı süre boyunca uğradığı ayrımcılığı şu sözlerle gözler önüne seriyor:

Ne yaparsak yapalım, bize söylenen şu:

'Bu Etiyopyalılar, bu barbarlar, İsrail'e sızıyorlar.'
 

Örneğin polis ırkçılığını ele alalım, burası bizim evimiz olmasına rağmen bize işgalci, suçlu gibi davranıyorlar.

Avrupa'da Yahudi olduğumuz için kabul edilmiyorduk, şimdi de siyah olduğumuz için mi bizi kabul etmiyorsunuz?

Siz ayrımcılığa uğradınız ve şimdi de bizi ayrımcılığa uğratıyorsunuz. Kendinizi kabul etmiyorsunuz! Biz sizin bir parçanızız; göremiyor musunuz?


Soru şu: Hristiyan Afrika ülkelerinin liderleri ve Afrikalı din adamları, kendi ırkdaşlarına uygulanan ayrımcılık ve dindaşlarına yapılan soykırımdan habersizmiş gibi davranmaya ne zamana kadar devam edecek ve gizli ajandasında yalnızca sömürgeci ve emperyalist hedefler barındıran İsrail'in çıkarlarına hizmet etmeye ne zaman bir son verecek?

 

 

Kaynaklar:

Kaplan, Steven, and Chaim Rosen. "Ethiopian Jews in Israel." The American Jewish Year Book, vol. 94, 1994, pp. 59–109. JSTOR, http://www.jstor.org/stable/23605644. Accessed 20 Oct. 2023.
https://www.jpost.com/opinion/israeli-state-rabbi-spreads-racism-in-the-name-of-judaism-opinion-666632 
https://www.associationforjewishstudies.org/publications-research/ajs-perspectives/the-hate-issue/jerusalem-of-black-ethiopian-israeli-girls-rage-against-hate 
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1512196#:~:text=%C4%B0nan%C3%A7%20ve%20rit%C3%BCellerinde%20birtak%C4%B1m%20de%C4%9Fi%C5%9Fikliklere,lerden%20itibaren%20%C4%B0srail'e%20ta%C5%9F%C4%B1nm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

DAHA FAZLA HABER OKU