Afrika ülkelerinde askeri darbelerden sonra neler değişti?

Şiddetin yüksek düzeyde olması, özgürlüklerin gasp edilmesi, ekonominin gerilemesi, eğitimin çökmesi, terörün yaygınlaşması

Nijer'deki askeri darbenin en belirgin kurbanları öğrenciler oldu / Fotoğraf: AFP

Sahel ülkeleri, birçok ülkenin temellerini sarsan ve bölgedeki birçok ülkede yönetim rejimlerinin bir gecede değişmesine neden olan askeri darbelerin ardından birçok gelişmenin, iç ve dış değişimin etkisi altında yaşıyor.

Eski sömürge gücü olan Fransa, birçok ülkede nüfuzunu kaybetti ve güçleri Mali ve Burkina Faso'dan atıldı. Paris, Nijer'de de aynı metodu izliyor.

Ayrıca şu anda Batı Afrika'da olup biten her şeyin ana oyuncusu olan Rusya gibi, durumdan yararlanan yeni ittifaklar ve uluslararası güçler de ortaya çıktı. 

İç düzeyde ise Sahel ülkeleri, son iki yılda bölgenin tanık olduğu bir dizi darbeden etkilendi. Anayasanın askıya alınması, partilerin, özellikle de hükümet çalışmalarını izleyen ve eleştiren muhalefetin rolünün azalmasına yol açtı.

Ordu, egemenlik pozisyonlarının çoğunluğunun kontrolünü ele geçirdi ve hükümet portföylerine el koydu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Daha önce geçerli olan anayasa kanunlarının askıya alınmasının bir sonucu olarak medya özgürlüğü de önemli ölçüde azaldı.

Güvenlik açısından, darbelerin gerçekleştiği ülkeler terör saldırılarında benzeri görülmemiş bir artışla karşı karşıya kaldı ve silahlı gruplar, darbe durumundan ve Sahel'in geniş bölgelerindeki istikrar eksikliğinden yararlanarak kuzey ve doğu Burkina Faso, Batı Nijer ve Kuzey Mali’de kanlı saldırılar gerçekleştirdi.

Bu saldırılar yüzlerce kişinin ölümüne, okulların kapatılmasına ve binlerce kişinin yerinden edilmesine yol açtı; ordunun siyasi meselelerle meşgul olması ve terörle mücadele ve güvenliği sağlama şeklindeki temel misyonunu ihmal etmesi nedeniyle devletin kırılgan ve istikrarsız bölgelerdeki varlığı azaldı.

Şiddetin yayılması ve özgürlüklerin azalmasının yanı sıra, askeri darbeler Batı Afrika bölgesindeki birçok ülkenin ekonomisini de etkiledi.

Maden işletmeciliği alanında çalışan uluslararası şirketler faaliyetlerini durdururken, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) darbelere tanık olan ülkelere uyguladığı abluka, gayri safi yurt içi hasılanın düşmesine ve fiyatların rekor seviyelere çıkmasına neden oldu.

 
Fransız etkisi

Sayısı 5 bin olduğu tahmin edilen Barkhane kuvvetlerinin 11 yıllık askeri varlığının ardından Mali'den çekilmesiyle başlayan Batı Afrika bölgesinin tanık olduğu askeri darbe dalgasında en büyük kaybedenin Fransa olduğu düşünülüyor.

İki taraf arasındaki anlaşmazlık Fransa'nın Bamako büyükelçisinin sınır dışı edilmesine kadar vardı.

Daha sonra geçen yılın ekim ayında gerçekleşen askeri darbe sonrasında Fransız kuvvetlerinin topraklarını terk etmesini talep eden Burkina Faso'da da aynı durum tekrarlandı.

Son olarak Nijer'de ordu, geçen 27 Temmuz darbesinden sonra Fransız kuvvetlerinin çekilmesini ve kontrol ettiği askeri üslerin Nijerya ordusuna devredilmesini talep etti.

Paris'in şiddetle karşı çıktığı, hatta Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun yardımıyla Nijer'e askeri saldırı tehdidinde bulunduğu askeri darbelerin ardından Fransız yatırımları Afrika Sahel bölgesinde önemli fırsatları kaybetti.

Uzmanlar, ECOWAS tarafından uygulanan ablukanın, ister abluka ve yaptırımların uygulandığı ülkeler olsun, ister bu ülkelerden bazı ürünleri ithal eden komşu ülkeler olsun, Batı Afrika ülkelerinin ekonomilerinin çoğunluğu üzerinde kötü bir etki yarattığına inanıyor.

Uzmanlar, ECOWAS'ın ihracat ve ithalat için deniz limanı bulunmayan ve komşu ülkelere bağımlı ülkelere yönelik ekonomik yaptırımlarının, fiyatlarda benzeri görülmemiş bir artışa, Afrika kıyılarının birçok bölgesinde yoksulluğun, işsizliğin ve gıda güvensizliğinin yayılmasına neden olduğuna dikkat çekiyor.
 

 
Ekonomi ve terörizm arasında

Nijeryalı araştırmacı Yahya eş-Şeyh Ahmed, Sahel'deki askeri darbelerden en çok etkilenen alanın eğitim sektörü olduğunu ve şiddet eylemleri, terör ve nüfusun yerinden edilmesi nedeniyle bin 500'den fazla okulun kapatıldığını söylüyor.

Ahmed, "Okulların kapatılması başka bir riski de beraberinde getiriyor. O da terör gruplarının öğrencileri saflarına çekmesi. Terör grupları hala özellikle Nijer, Mali ve Burkina Faso sınırındaki 'üç sınır' olarak bilinen bölgede kaderine terk edilen izole köy sakinlerini baştan çıkarabilecek kapasitede. Bu bölge düzenli olarak El Kaide ve DEAŞ bağlantılı terörist grupların saldırılarına maruz kalıyor."

Independent Arabia'ya verdiği röportajda Şeyh Ahmed, darbelerin ardından terör saldırılarının yoğunlaşmasının silahlı grupların demokratik, askeri, hatta otoriter rejimler arasında ayrım yapmadan sivilleri ve askeri personeli öldürerek terörünü sürdürmeye devam edeceğine dair bir mesaj olduğunu söyledi.

Bu grupların, zekat toplamayı dayatarak, hayvan çalarak, kabileler arasındaki eski gerilimi tırmandırarak ve çok sayıda katliam gerçekleştirerek Sahel’deki izole köy sakinlerinin durumuna yeni bir sefalet kattığını belirtiyor.

Mali'deki darbecilerin "üç sınır" bölgesinde yeniden tutunma çabalarının, silahlı grupların buradaki savunmasız sivillere yönelik şiddetini artıracağını ve bu durumun söz konusu gruplara zarar vermek yerine toplumsal uyumsuzluğu körükleyeceğini söyleyen Nijeryalı araştırmacı, "Şu anda Sahel'de yapılabilecek en iyi şey aşırı silahlı grupları hedef alan askeri ve güvenlik operasyonları sonrasında keyfi tutuklamaları ve yasa dışı infazları durdurmak" dedi.

Yahya eş-Şeyh Ahmed sözlerini şöyle sürdürdü: 

Askeri rejimlere zarar veren bu hukuk dışı eylemlerin durdurulması gerekiyor. Güvenlik durumunun kötüleşmesi, terör saldırılarının sıklığının artması ve ordunun teröristlerle mücadele edememesi nedeniyle kamuoyunun orduya duyduğu öfke, yürürlükteki yasaları bize unutturmamalı ve tutuklamalar ve yargılamalar yasal olarak yürütülmeli.


Ordunun daha iyi askeri teçhizatla desteklenmesi, yolsuzluğa bulaşanların tutuklanması ve yerel ekonomilere önem verilmesi gerektiğini belirten Ahmed, Afrika'nın en fakir ve en kanlı bölgelerinden biri olan Sahel bölgesindeki ülkeler arasında güvenlik, savunma ve dış politikaya ilişkin konularda işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU