Rusya, Fransa'yı Batı Afrika'dan kovdu!

Rusya için uzun vadeli kazanç, Nijer'de bir vekil askeri gücün tam ve aktif varlığı olacaktır

Görsel: Hadama Diakite/EPA

St. Petersburg'da geçen ay düzenlenen Rusya-Afrika zirvesine 53'ten fazla ülkenin katılımının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Nijer'deki gergin durum gibi, Afrika'daki güncel olaylarla bağlantılı olarak zirvenin Rusya'nın Afrika kıtasındaki hedefleri için çok önemli olduğunu gördü.

Özellikle de ABD'nin, Nijer'deki askeri darbeyi tersine çevirmek için halihazırda "kısıtlı" bir şans olduğuna inandığı göz önüne alındığında.

Tarih boyunca, Batı Afrika, Fransa'nın en önemli kalelerinden biri olarak kabul edildi ve Fransa'nın buradaki sarsılmaz nüfuzu on yıllar boyunca sürdürüldü.

Bununla birlikte, Rusya yanlısı ve Batı karşıtı hükümetlerin kurulmasına yol açan Mali ve Burkina Faso'daki siyasi kargaşa dikkate alındığında Nijer'de devam eden isyan, Afrika'daki Rus nüfuzunu artırma potansiyeline sahip bir başka önemli olayı temsil ediyor.

Batı Afrika devletlerinin darbeler yaşaması alışılmadık bir durum olmasa da Mali ve Burkina Faso'daki son darbeler ve Nijer'de devam eden darbe, yeni rejimlerin ortak bir özelliğini gösteriyor, o da Rusya ile ittifak.

Bu, Rus Wagner Grubu'nun ilgili ülkelerde artan etkisine ek olarak, Rus bayrağının gururla taşındığı bu ülkelerde devam eden protestolardan da anlaşılıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Son yıllarda Rusya, Batı Afrika'da denize kıyısı olmayan Nijer de dahil olmak üzere Afrika ülkeleriyle stratejik ortaklıklar yürüttü.

Rusya'nın her bir Afrika ülkesiyle ortaklığının kapsamı ve saikleri farklılık gösterse de yaklaşımında belirli modeller göze çarpıyor.

Bu modeller, diplomatik girişimleri, ekonomik iş birliğini, askeri iş birliğini ve değerli kaynaklarla ilgili çıkarları içeriyor.

Örneğin Nijer'e baktığımızda, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ikili ilişkileri güçlendirmek için kendisini 2021'de ziyaret etti ve bu ziyarette enerji, madencilik ve savunma gibi çeşitli iş birliği alanlarında anlaşmalara varıldı.

Rusya, Afrika'yı tarihi bağlardan yararlanarak, Afrika ülkeleriyle ittifakları güçlendirerek ve Nijer gibi ülkelerle ortaklıkları pekiştirerek Batı nüfuzunu azaltabileceği bir bölge olarak görüyor.

Rusya'nın, ekonomik yardım ve askeri iş birliği gibi Batı destekli girişim ve projeleri baltalaması muhtemel iken bu yaklaşım, Rusya'nın Batı'nın hegemonyasına meydan okumasına ve dünya sahnesinde nüfuz alanını artırmasına imkân tanıyor.


Rusya'nın Nijer'e olan ilgisi aynı zamanda ülkenin uranyum ve diğer madenler gibi zengin doğal kaynaklarına olan ilgisini de gösteriyor.

Bu kaynaklar, enerji üretimi ve savunma dahil olmak üzere çeşitli sektörler için hayati öneme sahip.

Rusya'nın madenleri çıkarma çabaları ve ticari ortaklık arayışları, bu bölgelerdeki Batı hegemonyasını rahatsız etmesi muhtemel olduğundan, uluslararası toplumda korku uyandırıyor.

Ukrayna'daki operasyonlarının ardından Rusya'ya uygulanan Batı yaptırımları çerçevesinde Moskova, ekonomik büyüme için alternatif yollar arıyor.

Afrika'daki varlığını genişletmek, bu kaynakları kullanmasına ve Batı'nın nüfuz alanı dışında iş ortaklıkları geliştirmesine yardımcı olabilir.

Dahası, Rusya'nın Afrika'da artan nüfuzu, dolaylı olarak Batı'ya baskı yapmasına da olanak sağlıyor.

Örneğin, Nijer'deki darbeden bir hafta sonra darbenin liderleri Fransa'ya uranyum ihracatının askıya alındığını duyurdu ki, elektrik üretimi büyük ölçüde uranyuma dayanan Fransa için bu büyük bir darbe oldu.


Nijer'deki gelişmeler sadece Rusya gibi Batı karşıtı devletleri Batı Afrika'da nüfuz sahibi olmaya davet etmekle kalmıyor, aynı zamanda Fransa hakkında karşıt görüşlere sahip NATO üyelerinin de bundan faydalanmasına olanak tanıyor.

Örneğin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen günlerde Nijer'in Fransa'ya uranyum ihracatını askıya almasının yıllarca süren Fransız zulmüne bir yanıt olduğunu belirtti.

Nijer'deki darbe, bölgesel istikrarsızlığı da beraberinde getirdi. Bölgesel istikrarsızlık ise Nijerya'nın gazını Avrupa Birliği'ne ihraç etmesini sağlayacak 13 milyar dolarlık doğal gaz boru hattı geliştirme planlarını tehlikeye atıyor.

Projenin başarılı olması halinde AB, Rus gazına bağımlılığını azaltma konusunda kendisinden faydalanacaktı. Bu, böyle bir projenin neden Rusya'nın çıkarına olmadığını açıkça gösteriyor.


Ekonomik faktörlerin yanı sıra, Rusya'nın Batı Afrika ülkelerine müdahil olması, bölgede hızlı hareket eden bir güvenlik gücü oluşturmasına olanak tanıyacak.

Çoğu Afrika ülkesi Rusya ile askeri anlaşmalar imzalamış olsa da Rus Wagner Grubu, tümü Nijer'e coğrafi yakınlığı olan Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Libya ve Mali'de halihazırda güçlü ve aktif bir varlığa sahip olmayı sürdürüyor.

Wagner Grubu bu varlığı ile Rusya'nın Nijer'deki savaş alanına etkin bir şekilde girmesine imkân sağladı.

En ilginci, Wagner'in güçlü bir dayanak noktasına sahip olduğu Mali'nin Nijer'deki isyancılara tam desteğini ifade etmesi idi.

Aynı şekilde Burkina Faso, Nijer'e herhangi bir müdahalenin Mali ve Burkina Faso'ya savaş ilanı olacağını iddia ederek Mali'ye katıldı.

Rusya'nın Batı Afrika'da artan nüfuzunun doğrultusunda, Burkina Faso'nun da Ocak 2022'de bir darbe yaşadığını ve o zamandan beri Rusya'yı stratejik bir müttefik olarak kabul ederken Fransa'dan kuvvetlerini tamamen geri çekmesini istediğini belirtmek gerekir.

Bu da Rus varlığı ve nüfuzu hakkındaki spekülasyonları artırdı. Aynı şekilde Rusya'ya olan güçlü bağlılığıyla tanınan Cezayir de Nijer'e herhangi bir müdahaleye karşı olduğunu deklare etti.
 


Rusya için uzun vadeli kazanç, Nijer'de bir vekil askeri gücün tam ve aktif varlığı olacaktır.

Bu, batısından doğusuna Afrika'da neredeyse tam bir varlığa sahip olmasına, bunu korumasına ve böylece Afrika'daki ABD-AB stratejik çıkarlarına meydan okumasına olanak tanıyacaktır.

Söz konusu gelişmelerle birlikte Afrika'daki terörle mücadele çalışmaları sekteye uğrayabilir veya askıya alınabilir.

Bu senaryo, radikal ve terörist gruplara Nijer'deki varlıklarını pekiştirme ve komşu ülkelere sınır ötesi saldırılar düzenleme fırsatı sunacağından, bölgesel güvenlik endişelerini daha da artırıyor.

Nijer'de devam eden gerginliğin gölgesinde terörle mücadele çabalarını desteklemek için neden Çad'a askeri araçların ve güvenlik ekipmanlarının gönderildiğinin açıklaması da bu endişeler olabilir.

Buna ilaveten, İran'ın Nijer ile ilgili jeopolitik tutumu, dikkatli bir çalışmanın konusu olmaya devam ediyor.

Bu bağlamda, İran'ın bölgede faaliyet gösteren Amerikan ve Batı karşıtı hizipler ve milislerle saflaşarak, Batı Afrika'da hüküm süren siyasi kargaşadan yararlanmaya çalışması çok muhtemel.

Son olarak raporlar, Fransa Cumhurbaşkanlığı ile ülkenin istihbarat teşkilatı arasında darbeyi tahmin edememe suçlamaları üzerinden sürmekte olan bir tartışma olduğunu gösteriyor.

Tüm bu söylenenlere rağmen en şaşırtıcı husus, Afrika'daki Rus ve Çin nüfuzuna karşı koyma çabasıyla Fransa'nın bu yılın başlarında, Afrika'daki askeri varlığını azaltma ve Fransız üslerini Afrikalı askerlerle ortak bir şekilde kullanma sözü vermesiydi.

Bu söze rağmen, Fransa'nın stratejisi tam tersi bir sonuç vermiş ve ona karşı koymak yerine, Rus gücünün Afrika'da serbest kalmasına hizmet etmiş görünüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU