Buhralar kim? Ehl-i beytin izleriyle neden ilgileniyorlar?

Kahire'deki Seyyide Nefise Camisi'nin açılışı Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından, Sultan Buhra ve bir grup resmi ve dini liderin huzurunda yapıldı

Mısır, ehl-i beyt camilerini ziyaret ederek onları inanç turizmi haritasına yerleştirmek için bir yol oluşturmaya yönelik kapsamlı bir projeyi benimsiyor / Fotoğraf: Mısır Başkanlığı

Mısırlılar arasında Hazreti Muhammed'in ehl-i beytinin önemli bir yeri var ve yüzyıllar boyunca onları farklı biçimlerde andılar.

Bu nedenle, Seyyide Nefise'nin türbesi veya Nefise'nin şehit olduğu yer, ülkede bulunan herkes için önemli bir ziyaret noktasını temsil eden, ülkedeki en önemli tarihi camilerden biri haline geldi.

Mısır'ın başkenti Kahire'ye yapılan her ziyarette, ehl-i beyte ait mekânları salavat ve dua için ziyaret etmeyi, onları çeşitli şekillerde anmaya zaman ayırmayı ve en önemlisi her yıl kendilerini için düzenlenen doğum günlerini/mevlitleri peygamber efendimize karşı bir yakınlık olarak değerlendirmek gerekir.

Söz konusu mevlitlere ülkenin her yerinden insanları çeken toplu kutlamalar eşlik ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hicri 193 yılında Hz. Muhammed'in torunu Seyyide Nefise Mısır'a geldi ve Mısırlılar onu büyük bir mutlulukla karşıladılar.

O, kendisine "ilmin nefisesi" denilecek kadar, yüksek bir makama ve geniş bir ilme sahipti. Bu yüzden kendisinin bir ilim meclisi ve âlimler için büyük bir değeri vardı.

Bu alimlerin en önde geleni, daha sonra kendi adıyla anılan bir ekolun kurucusu olan ve dört büyük fıkıh ekolünden birinin imamı olan İmam Şafii.

Onun, Seyyide Nefise'nin ilminden aldığı ve ölümüne kadar Mısır'da kaldığı süre boyunca onun meclisine sık sık gittiği ve orada, tüm Mısırlılar arasında büyük prestije sahip en önemli türbelerden birine gömüldüğü biliniyor.

Son olarak Seyyide Nefise'nin camisi ve türbesi kapsamlı bir imar ve yenileme sürecinden geçti. Buranın açılışı Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından, Sultan Buhra ve bir grup resmi ve dini liderin huzurunda yapıldı.


Caminin hikayesi

Kahire Üniversitesi'nde İslami eserler konusunda uzmanlaşmış bir akademisyen olan Cemal Abdurrahim, Seyyide Nefise ve camisiyle ilgili olarak Independent Arabia'ya yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:

Allah Mısır'ı sevdi çünkü Mısırlıların kalbinde büyük bir değere sahip olan Hz. Peygamber'in ailesinin birçoğu orada ikamet etti. Seyyide Nefise, el Hasan bin Zeyd bin el-Hasan bin Ali bin Ebi Talib'in kızı. Seyyide Nefise'nin kocası ise İshak el Mu'temin bin Cafer es-Sadık bin Muhammed bin Ali bin el-Hüseyin (Hz. Peygamber'in torunu).


Abdurrahim, açıklamalarına şöyle devam etti:

Seyyide Nefise öldüğünde, kocası onu Baki'ye götürmek ve oraya gömmek niyetindeydi, ancak Mısır halkı, her zaman aralarında yaşadığı gibi onu burada tutması ve kendi ülkelerinde gömmesi için yalvardı. Daha sonra Seyyide Nefise' nin kocasının, davetlerine icabet etmesi için dönemin Mısır valisi olan es Seri bin Hakem' den aracılık etmesini istediler ve Nefise, yaşadığı evinin bulunduğu yere gömüldü ve daha sonra buraya en ünlü tarihi camilerden biri yapıldı.


Abdurrahim, tarihçilerin ve uzmanların Mısır'da mescitleri ve türbeleri bulunan bazı Ehl-i Beyt'in gerçekten bu türbelere mi gömüldüğü, yoksa bu yapıların, adına yaptırıldıkları kişinin manevi konumu sebebiyle Mısırlılardan bir övgü ve takdir olarak mı inşa edildiği konusunda ihtilaf ettiklerine dikkat çekiyor.

Abdurrahim, ancak Seyyide Nefise ile ilgili böyle bir tartışma bulunmadığını, onun Mısır'da yaşadığının, ikamet ettiğinin ve ölümünden sonra buraya gömüldüğünün kesin ve tarihsel olarak kanıtlandığını ifade etti.

Seyyide Nefise Camisinin, burayı Hz. Muhammed'in ehl-i beytinin Mısır'daki ve yurtdışındaki hayranları için bir destinasyon haline getirmek ve caminin bulunduğu bölgenin tamamının bugüne kadar Seyyide Nefise olarak anılmasını sağlamak üzere yapıldığını bildirdi.

Seyyide Nefise'nin 208 yılındaki vefatından günümüze kadar türbesi belki de birkaç aşamadan geçti. Türbede, ilmin Nefise'sini sevmek için bir araya gelen ve onun manevi konumunu korumaya çalışan pek çok hükümdar döneminde farklı gelişme biçimleri yaşandı.
 

Mısır'daki Ehl-i Beyt türbelerinin geliştirilmesi ve restore edilmesine büyük ilgi var.jpg
Mısır'daki Ehl-i Beyt türbelerinin geliştirilmesi ve restore edilmesine büyük ilgi var / Fotoğraf: Mısır Cumhurbaşkanlığı

 

Abdurrahim konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

Mısır'da Fatımiler dönemi gelip Halife Hakim biemrillah gelene kadar Seyyide Nefise'nin mezarı başlangıçta sıradan bir mezarlıktı. Daha sonra Memluk döneminde, özellikle Muhammed bin Kalavun zamanında yenilendi, ancak büyük gelişme 18'inci yüzyılda türbe ve cami inşa etmek ve süslemekle ilgilenen Abdurrahman Kethüda zamanında yaşandı. 20'nci yüzyılın başlarında II. Abbas Hilmi'nin hükümdarlığı ile birlikte cami, yakın zamanda yenilenip açılışına kadar art arda onarımlarla büyük bir genişlemeye tanık oldu.


Son dönemde Mısır'daki Ehl-i Beyt türbelerinin imarına ve restorasyonuna büyük ilgi olduğunu anlatan Abdurrahim, "Bu çalışmalar, Mısır'ın güçlü bir şekilde rekabet edebileceği büyük bir önemi temsil eden inanç turizmi haritasına yerleştirerek Ehl-i Beyt camilerini ziyaret etmek için bir yol oluşturmak üzere devlet tarafından benimsenen kapsamlı bir proje çerçevesinde yapılıyor. Mısır'daki bu ehl-i beyt camileri arasında Seyyide Nefise, Seyyide Sekine, Seyyide Ayşe ve Seyyide Zeynep Camileri bulunduğu gibi meşhur İmam Hüseyin Camii de bulunuyor" diye konuştu.


Buhra sultanını onurlandırma

Buhra cemaatinin restorasyonunun finansmanına katıldığı Seyyide Nefise Camii'nin açılışında Mısır Cumhurbaşkanı'na Buhra Sultanı Mufaddal Seyfüddin eşlik etti.

Buhralar, Mısır'daki tarihi camilerin restorasyonuna ilk kez katılmıyorlar. Daha önce Hüseyin Camii ve Hakim biemrillah Camii'nin restorasyon çalışmalarına katıldılar.

Sisi, Mısır'daki kültürel, hayırsever ve toplumsal düzeydeki çabalarını takdir etmek için Buhra Sultanına Nil Eşarbı verdi.

Buhra Sultanı, caminin açılışında yaptığı konuşmada, bu cömert girişimin, bağlarını güçlendirmek ve ülkesini Mısır ile yıllardır bir araya getiren seçkin ilişkilerin gücü açısından temsil etmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Seyfüddin, Mısır'ın, Allah'ın evlerini inşa etme çabalarına, dini hoşgörüye, barış içinde bir arada yaşama ve bu Arap ülkesinin tüm dinlere, mezheplere ve ırklara açıklığına vurgu yaparak teşekkürlerini ve takdirlerini dile getirdi.


Buhralar kimdir?

Buhra Sultanı'nın birden fazla benzer olayda tekrar tekrar ortaya çıkması, kamuoyunda Buhralar hakkında sorular sorulmasına ve onların neyi temsil ettiğinin merak edilmesine yol açtı.

Onları Mısır tarihi camilerinin gelişimine büyük bütçelerle katılmaya iten sebepler neler? Onları bu işe bağlayan şey ne?

İslami hareketler tarihi araştırmacısı Muhammed Yusri, Buhraların tarihi ve tarihsel olarak ortaya çıkışlarının başlangıcı hakkında şöyle diyor:

Fatımi halifesi el-Mustansir Billah'ın H. 487 yılında ölümünden sonra, el-Musta'li Billah olarak bilinen en küçük oğlu iktidara gelebilsin diye oğulları arasında bir tartışma çıktı. Bunun üzerine İsmaili Şiiler ikiye ayrıldı. Bunlar, Mısır, Yemen ve Hicaz'a yerleşen el-Musta'li billah'ın taraftarları ile yoğun olarak Irak ve İran'da görülen kardeşi Nizar'ın taraftarları.
 

Sisi, ülkesindeki çabalarını takdir etmek için Buhra Sultanı’na Nil eşarbını verdi.jpg
​​​​​​​Sisi, ülkesindeki çabalarını takdir etmek için Buhra Sultanı’na Nil eşarbını verdi / Fotoğraf: Mısır Cumhurbaşkanlığı

 

Yusri açıklamalarına şöyle devam etti:

Amir bi ehkamillahbin Ahmed bin Mustali'nin vefatından sonra bir kez daha ihtilaf baş gösterdi. Bazıları halifenin kuzeni el-Hafıziyye olarak anılacak olan el-Hafız li-dinillah'a biat etti ve bazıları da Tayyib Ebu'l Kasım olarak bilinen İbnü'l-Amir'e biat etti. Tayyib Ebu'l Kasım, o zamanlar bir çocuktu ve bu grup kendilerini Tayyibiler olarak isimlendirdiler. Tayyib Ebu'l Kasım'ı, kendisini saklayan ve İsmaili davetin işlerinden sorumlu olarak onun temsilcisi olarak atanan Süleyhi Melikesi Erva ile birlikte Yemen'e götürdüler. Erva, gizli imamın ilk mutlak vaizi olması için el-Zu'ib bin Musa el-Vadi'i'yi seçti. Ancak Erva'nın ölümüyle Süleyhi Devleti sona erdi ve bundan sonra Tayyibiler siyasetten uzaklaşarak ticarete yöneldi.


Yusri, Buhraların inancına göre, İmam Tayyib'in evlenip çocukları olduğunu ve imamlığın çocuklarına ve soyundan gelenlere gizlice geçtiğini, tam yetkili davetçilerin Tayyibi davetiyle ilgilenme ve bunu yayma sorumluluğunu üstlendiğine işaret etti.

Bu konudaki çalışmaları, doğru bir şekilde ticaret yapmalarına yardımcı oldu. Şu anda dünyadaki Buhraların sayısı için kesin bir rakam yok, ancak tahminlere göre sayıları iki milyon kişiye ulaşabilir.

Bunların çoğu Hindistan Yarımadası'nda, özellikle Mumbai şehrinde yoğunlaşırken, geri kalanı Yemen, Mısır ve Doğu Afrika ülkelerine yayılmış durumda.

Buhraların şu anki Sultanı Mufaddal Seyfüddin'dir ve 2014 yılında babası Muhammed Burhan ed-din'in ölümünden sonra göreve başladı.

Ayrıca, söz konusu Mısırlı araştırmacıya göre, Tahir Fahreddin bin el-Sultan Mufaddal davet döneminin vekaletini elinde tutuyor.
 


Fatımilerin mirasına ilgi

Buhralar, bir mezhep olarak sayıları az olmasına rağmen, küresel düzeyde pek çok alanda, en önemlisi hayır işleri ve mirasa ilgi konularında kayda değer faaliyetlere sahipler.

Yusri, "Buhra, tüccar anlamına gelen Hintçe eski bir kelime ve gerçekten de bu mezhebin birçok mensubu ticaretle uğraştı. Özellikle Yemen'den Hindistan'a uzanan ticaret hattının Hindistan'da yayılmasına ve birçok Hintlinin kendi doktrinlerine girmelerine katkıda bulundu" dedi.

Buhraların, yıllar boyunca, yoksullara yiyecek sağlama ve muhtaçlar için dayanışma projeleri de dahil olmak üzere hayır projelerine olan ilgisiyle bilindiklerini vurgulayan Yusri, "Hindistan bile 2015'te Dünya Barış Ödülü'nü Sultan Mufaddal Seyfüddin'e verdi" şeklinde konuştu.

Yusri, sözlerini şöyle tamamladı:

Mısır'da ikamet edenler de dahil olmak üzere dünya üzerindeki Buhralar, kültür ve miras yönüne dikkat etmeye hevesliler, bu nedenle onları her zaman ayırt eden geleneksel kostümler giyerler ve buna büyük özen gösterirler. Mısır'da Buhralar, Fatımilerin tarihi ve eski eserleriyle ilgilendiler ve Mısır'ı yöneten Fatımi atalarının mirası olarak gördükleri ve sahip çıkmaları gereken bu döneme ait camilerin restorasyonu ve yenilenmesi için büyük meblağlar ayırdılar. Son dönemde, Hüseyin, el Hakim biemrillah ve Seyyide Nefise camileri gibi birçok tarihi cami restorasyonuna katıldılar.

 

 

Independent Arabia 

DAHA FAZLA HABER OKU